Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/416 E. 2022/14 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/416 Esas
KARAR NO : 2022/14

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkil şirketin, kuruluş tarihi olan 1995 yılından itibaren ayakkabı ve terlik üretimi yapmakta olan ve halihazırda Türkiye’de 1800 perakende noktasına satış ve dünyanın elliden fazla ülkesine ihracat gerçekleştiren olan bir şirket olup, sektörünün en çok bilinen ve tanınan markalarından birisi olarak ticari faaliyetlerini yürüttüğünü, … markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde “…” olarak da kayıt altına alındığını, tüm mal ve hizmet sınıflarında koruma sahibi olduğunu, davalı şirketin “…” ibaresini ticari ünvanında “…” şeklinde kullandığını, bu ünvanın TTK ve Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine aykırı olarak oluşturulduğunu, … ibaresini müvekkil şirketin izni olmaksızın kendi mal ve hizmetlerinde kullanmaya devam ettiğini, Davalı şirketin bu hareketinin müvekkil şirketin markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu, Davalı şirketin, … ibaresini bilerek ve iltibas yaratmak amacıyla kullandığını, Davalı şirketin, Müvekkil şirketin marka ismini kullanarak haksız kazanç elde etmekte olduğunu, davalı şirketin ticari unvanında kullandığı “…” ibaresi müvekkilinin tescilli markasına aynen benzediğinden ve bu durum haksız rekabet nedeniyle müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğundan, arz ve izah edilen nedenlerle, Davalı şirketin müvekkiline ait markaya tecavüzünün önlenmesi ve menine, müvekkiline ait tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, davalının Müvekkili şirketin tescilli markasını internet ve sosyal medya üzerinden kullanmasının durdurulmasına, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek 3 gazeteden biri ile ilanın, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin, … tarafından inşaat sektöründe faaliyet göstermek üzere 29.12.2016 tarihinde kurulduğunu, “…” ibaresinin, müvekkil firmanın ticari unvanı olduğunu, sonraki unvana karşı önceki marka hakkı sahibinin itiraz etmesini ya da unvanın terkinini talep etmesini düzenleyen kanunda açık bir hüküm bulunmadığını, Şirket yetkilisi …’un, 02.05.2007 tarihinde … vergi numarası ile ana faaliyet olarak inşaat işleri yapmak üzere şirket tek yetkilisi olarak “… … İNŞAAT TAAHÜT VE DEKORASYON” şirketini kurduğunu, 11.04.2011 tarihinde Türkiye Sicil Gazetesine tescil edildiğini ve 02.05.2007 tarihinden bu yana şirket bünyesinde inşaat sektöründe faaliyet göstermeye devam ettiğini, “… ” markasının tescili için de Türk Patent Enstitüne 26.09.2017 tarihinde başvuruda bulunduğunu, herhangi bir ihtilaf olmaksızın, itirazsız olarak 31.01.2017 tarihinde başvurusunun kabul edildiğini, Davacının … markasının inşaat sektöründe tescilli olmadığını, bu itibarla müvekkil şirket tarafından unvanında kullanılan … ifadesinin, davacının markasının kullanımı veya ticari unvanın markasal kullanımı olmadığını, müvekkilinin kendi adına tescilli, uzun süredir mülkiyet hakkına sahip olduğu … İnşaat markasının ticari unvanında da kullanılması olduğunu, sektörde faaliyete başlama tarihinden itibaren “…” markasını kullandığını, inşaat sektöründe üstlendiği ve bitirdiği büyük projelerle “…” ismini inşaat sektöründe güvenilir ve kaliteli bir marka olarak tanınır hale getirdiğini, marka başvurusuna ve … ismini 20 yıldır ticari unvan olarak kullanılmasına davacının herhangi bir itirazda bulunmadığını, Davacı tarafından müvekkil … İnşaat markasının sicilden terkinine yönelik İstanbul Anadolu …. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde … E. numarası ile dava açıldığını ve derdest olduğunu, işbu davada hazırlanmış 04.03.2020 ve 09.10.2020 tarihli Bilirkişi Raporlarında “markaların birbirleri ile farklı ve ilgisi olmayan mal ve hizmetlerde kullanmak üzere tescil edilmiş olduğu, markanın ayırt edici gücünden ve itibarından haksız yararlanma amacının ispat edilemediği ve markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığının” tespit edildiğini, İşbu derdest davanın reddi halinde, müvekkilinin “… ” markasını ticari unvanında kullanma hakkının hukuken korunma altına alınacağını, bu itibarla taraflar arasında İstanbul Anadolu …. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde … E. sayısı görülen dava dosyasının celbi ve bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalı müvekkilinin tamamen farklı bir sektörde, davacının tanınmış markası ile iltibas oluşturmayacak bir alanda faaliyet göstermekte olup, “… Sanayi ve Ticaret A.Ş.” markasını kullanarak bugüne kadar hiçbir şekilde kazanç elde etmemiş olduğu gibi, markaya zarar verici hiçbir faaliyette de bulunmadığını, bulunabilme imkânı da olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı adına tescilli marka sicil kayıtları; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davacı ve davalı şirketin ticaret sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalının, davacıya ait “…” esas unsurlu markalarından doğan haklarına tecavüzünün bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 06/01/2022 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “davalının kullanımının, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz ve bu suretle haksız rekabet oluşturmayacağı, SMK m. 7/3-e kapsamında unvan veya işletme adının kullanılması sonucunda önceki tarihli markanın ihlal edilmesinin ön şartı olan SMK m.7/2’de düzenlenen koşulların gerçekleşmesi durumu söz konusu olmadığından davalı unvan kullanımının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği” yönündeki görüşlerini bildirdiği görülmüştür.
Davacı vekili 15/02/2022 tarihli dilekçesi ile, davalının unvanının çekirdek kısmı ile müvekkili firmanın tanınmış markasının yüksek düzeyde benzerlik gösterdiğini, müvekkili firmanın 30 yıldan uzun süredir ticari faaliyetinin bulunduğunu, … işaretinin, anlamı olan bir sözcükten oluşmadığı için marka hukuku kapsamında ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, bilirkişi raporunda, müvekkili markanın farklı sektörlerde tanınmış olduğuna dair belge sunulmadığı belirtilmişse de bu hususun taraflarınca anlaşılamadığını, müvekkilinin satış rakamları, ihracat oranları, tescil olduğu süre vs.göz önünde bulundurulduğunda müvekkilinin … olduğunun aşikar olduğunu, farklı sektörlerde tanınmış olduğuna dair belge sunmanın marka hukukunda mümkün olmadığını, davalının, ticaret unvanını markasal şekilde kullandığını, yetkilisi aracılığı ile tescil ettirdiğini, 37.sınıfta ayakkabı, çanta ve kemer tamiratının da benzer hizmetler olduğunu, müvekkili markasının … olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalının, davacıya ait markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinini tespiti talebine yöneliktir.
Somut olayda davalının ticaret unvanının ve bu unvanın fiili kullanımının davacı markalarından doğan haklarına tecavüz oluşturup oluşturmadığının tespiti için davalının markasal kullanımları ile ticaret unvanının tescilli olduğu faaliyet alanları ile davacı markalarının sınıfsal olarak karşılaştırılması gereklidir. Buna göre davacının önceki tarihli markaları 25.ve 35.sınıflarda tescillidir. Davalının fiili kullanım ve faaliyet alanı ise 37.sınıfa tekabül etmektedir. Davaya konu talep tecavüzün tespiti ve önlenmesi olduğu için burada davalının İstanbul Anadolu …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında yargılamaya konu tescilli markasını tescil ettirdiği sınıflar değil, davalının fiili kullanımları dikkate alınmak zorundadır. Buna göre davalının “… ” şeklindeki tescilsiz markasal kullanımlarının inşaat ve izolasyon hizmetlerinde olduğu, davacının markasının ise “ayakkabı-terlik” emtiasında tanınmış kabul edildiği, söz konusu ürün ve hizmetlerin hitap ettikleri tüketici kitlesinin birbirlerinden oldukça farklı olduğu ve bu tüketicilerin yanılgıya düşerek mal ve hizmetler arasında bağlantı kurmasının mümkün görünmediği, bu itibarla fiili durumda davalının, davacının markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlayarak şöhretini sömürmesi, itibarına zarar vermesi ya da ayırd edici karakterini zedeleyecek sonuçlar doğurması ihtimalinin bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Aynı şekilde davalı ticaret unvanının davalı marka haklarına tecavüz oluşturması için gerekli olan ve aranan “sınıfsal benzerlik” kriterinin somut olayda gerçekleşmediği; zira davalının ticaret unvanını inşaat ve izolasyon hizmetlerinde kullandığı, davacının tescilinin ve tanınmışlığının 25.sınıfta olduğu, bu itibarla davalının ticaret unvan kullanımının davacı markanın işlevlerine zarar verici mahiyette kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle unsurları oluşmayan marka hakkına tecavüz iddiasından kaynaklanan davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸