Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/407 E. 2022/26 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/407 Esas
KARAR NO : 2022/26

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ : 25/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkil şirketin, başta ağda ürünleri ve türevleri olmak üzere, kozmetik ve parfümeri sektöründe 25 yıldır faaliyet gösteren, yıllık satış tutarları ve miktarları bazında Türkiye’nin ilk sıralarında yer alan ve başta “…” olmak üzere tescilli markaları ile yüksek tanınmışlık düzeyinde olan, sektörün öncü kuruluşlarından olduğunu, “…” markasının (…. Tescil No., …. Tescil No. ve … Tescil No.) hak sahibi olduğunu, “…” markasının 03 – 05 – 16 Sınıflarda Müvekkil Şirket adına kayıtlı ve tescilli olduğunu, müvekkil şirketin markasının; kozmetik ve parfümeri sektöründe üretilen ürünlerde, süreklilik arz edecek şekilde, ciddi ve gerçek anlamda kullanılmakta olup marka kullanımının halihazırda devam ettiğini, … markalı ağda ürünlerinin, Türkiye’ye yayılmış ulusal market zincirlerinde ve kozmetik satış noktalarında aktif bir şekilde satıldığını, davalılardan …’ın, Müvekkil Şirket’in müşterisi konumunda olan …. San. Ltd. Şti.’nin kurucusu ve ortağı ile Şirket’i temsil ve ilzama yetkili müdürü/yetkilisi olduğunu, kendisi ile ticaret yapıldığını, bu sebeple davacı markasından haberdar olduğunu, müvekkili şirket adına kayıtlı ve tescilli olduğu, davalılar tarafından açıkça bilinen “…” markasının benzeri niteliğindeki, tüketiciler ve halk nezdinde karışıklığa yol açabilecek nitelikte olan, 03 Nice Sınıfı’nda kullanılan, aynı yazı fontu, büyüklüğü ve rengi ile “…” markasının tescili için Kurum’a müracaat gerçekleştirildiğini, tüm bunlara ek olarak; “…” markasının kullanımında faydalanılan … sembolünün, davalılar tarafından tescil ettirilen “…” markasının kullanımı aşamasında “….” harfinin tasarımında da birebir taklit edildiğini, işbu husus da hedef kitle olan tüketiciler nezdinde her iki markanın karıştırılma ihtimalini arttırmak amacı ile davalılar tarafından kötü niyet ile tercih edilmiş olduğunu, hedef kitle olan ortalama tüketici nezdinde, tüketiciyi; “…” markasının, “…” markasının yan ürünü olduğu veya benzer grup imalatından olduğu vb. düşüncelere sevk etme saiki güden davalıların dava konusu markayı kötü niyetle tescil ettirdiklerini, davalılar tarafından Kurum nezdinde gerçekleştirilen 06.06.2020 tarih ve … numaralı müracaatın sonucunda; “…” markasının 03 sınıfta tescil edildiğini, markaların ayırtedilemeyecek derecede benzer olduğunu ve karıştırılacaklarını aynı zamanda tescilin kötüniyetli olduğunu belirterek markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkillerinin dava konusu markasının, … sayılı “…” ibareli olduğunu, 03 sınıfta: tescil edildiğini, taraf markaları arasında ayırt edicilik bakımından değerlendirildiğinde markaların tamamen birbirlerinden farklı markalar olduklarını, davacı markaları ile müvekkillerinin markası arasında anlamsal, görsel ve sesçil olarak iltibasa yol açabilecek derecede bütünsel bir benzerlik bulunmadığını, bu çerçevede taraf markalarının bir bütün olarak değerlendirildiğinden farklı anlama gelmeleri ve faklı çağrışımları ifade etmeleri nedeni ile benzer olmadıklarının açık olduğunu, taraf markaları arasında iltibas oluşacak kadar bir benzerlik bulunmadığını, taraf markalarının hitap ettiği alıcı gurubu ve bu alıcı kitlesinin sosyal ve ekonomik düzeyleri de dikkate alındığında taraf markaları arasında iltibasın oluşma ihtimali bulunmadığını, markaların kapsamındaki mallar aynı/aynı tür/benzer emtialar olsa da markaların bezer olmaması nedeni ile karıştırılma ihtimalleri bulunmadığını, Dava konusu “…” ibareli marka ile davacı taraf markalarının kelime markaları olduğunu, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi, davacıya ait markaların esas unsurunun ise “…” kelimesi olduğunu, dava konusu marka ile davacı markalarının son üç harflerinin aynı olduğunu, dava konusu markanın tescil belgeleri incelendiğinde farklı yazılış ve tarzlarda tescil edildiklerini, buna göre, her ne kadar müvekkillerin dava konusu markaları ile davacı taraf markalarının kapsamlarında aynı/aynı tür/benzer mallar bulunsa da ve her ne kadar müvekkiller markası ile davacı markalarının son üç harfi aynı olsa da, müvekkillerin markasının başında “…” harfinin varlığı nedeniyle tüketicinin dava konusu ibareyi görsel ve işitsel olarak bütüncül algılayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde müvekkillerin dava konusu “…” ibareli marka ile davacı tarafın “…” esas unsurlu markaları arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığını, zira davacı taraf markalarının başında “…” ibaresi bulunmakta olup markaları kavramsal anlamsal ve şekilsel olarak farklılaştırdığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalı adına tescilli marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalılara ait …. tescil numaralı markanın davacıya ait markalara benzerlik, karıştırma ihtimali ve kötüniyet sebepleriyle hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 20/01/2022 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “SMK m.6/1 uyarınca benzerlik ve karıştırılma ihtimali nedeniyle hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu, SMK. m.6/9 uyarınca “kötüniyetli tescil” hususundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davalılar vekili 08/02/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişice yapılan tespitlerin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, bu tespitleri kabul etmediklerini, taraf markaları arasında herhangi bir benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, ilgili markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacıya ait markalar ile müvekkilinin markasının grafiksel ve tasarımsal açıdan çok farklı olduğunu, ortalama tüketici nezdinde kolaylıkla hissedilebilecek nitelikte olduğunu, davacı tarafça itiraza dayanak gösterilen markalar ile müvekkilinin markası arasında biçim ve düzenlenme tarzı itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek bir benzerlik bulunmadığını, bilirkişi tarafından bu hususların dikkate alınmadığını ve itiraza mesnet markaların ayrı ayrı detaylı olarak incelenmeksizin hatalı tespitlerde bulunulduğunu, bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, karıştırma ihtimalinde, müvekkilleri ile davacı taraf markalarının müşteri portföyünün birbirinden farklı olduğunu, müvekkilleri tarafından üretilmiş “…” markalı ürünlerin genel olarak beyazlatma ve temizlik amaçlı maddelerden oluşurken, davacı … markalarının genel itibarla ağda ürünleri ve türevlerinden oluştuğunu, bilirkişinin hiçbir şekilde gerekçelendirilmeyen varsayımsal iddiaları, dosya kapsamında tespit yapılmasını gerektiren uzmanlık ve deneyime sahip olmamasından da kaynaklandığını, somut olayda bir hukukçu öğretim görevlisi ve farklı tüketici kitleleri ile mal ve hizmetlerin sınıfladırılmasına ilişkin uzmanlık ve deneyim gerektiğini, bu kapsamda dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine atanarak yeni bir rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava, davalılar adına kayıtlı … tescil numaralı markanın, benzerlik, karıştırma ihtimali ve kötüniyet sebepleriyle hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda davacı markalarından …. tescil numaralı marka … zemin üzerine …. harf karakterleri ile “…” ibaresinden oluşmaktadır. … ve … tescil numaralı markaları ise … zeminde … renkli harf karakterleri ile “…” ibaresi üzerinde figür, kelimenin altında “…” şeklinin karakterize edilmiş formu ve … figüründen oluşmaktadır. Davalı markası ise … zemin üzerinde … harf karakterleri ile “…” ibaresinden müteşekkkildir. Taraf kelime markaları arasında son hecenin aynı olmasından dolayı işitsel bir benzerlik bulunmaktadır. Görsel açıdan ise davalı markası ile davacının … tescil numaralı markası arasında belirgin benzerlik mevcuttur. Zira ayniyet taşıyan … markaları arasında aynı ayırma işareti ile ayrılmış, davalı markasında, markayı farklılaştıracak bir kelime, harf ya da şekil unsuru kullanılmamıştır. Buna mukabil taraf markaları arasında anlamsal bir benzerlik bulunmamaktadır. Sınıfsal olarak davacı markalarından … ve … tescil numaralı markalar ile davalı markasının sınıfları 3.sınıfta ortak bulunmaktadır.
Taraf markalarının 3.sınıfta bir kısım emtialarda ayniyet içerdikleri, sair emtialar bakımından da dağıtım kanallarının ortaklığı, kullanım alan amaçları, birbirleri ile rekabet etme olanakları, birbirlerini tamamlama imkanları, benzer ihtiyaçları gidermeleri, son kullanıcı ve tüketici benzerliği ve benzer alıcı çevresine hitap etmeleri hep birlikte değerlendiğinde sınıfsal benzerliğin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler yönünden hitap ettikleri tüketici kitlesi “ortalama tüketici” olarak kabul edilmelidir. Ortalama tüketici satın aldığı söz konusu mal ve hizmetler yönünden özel bir eğitim, bilgi ve dikkat düzeyi bulunmayan, ürünü satın alma sürecine ortalama düzeyde zaman ayıran tüketicidir.
Yine taraf markalarının tescilli olduğu hizmet ve emtialar yüksek fiyatlı olmayan, nadir tüketilmeyen ürünlerdir. Buna göre bu ürünlerin “kolayda mallar” olarak nitelendirilmesi mümkündür. Y.11. H.D’nin 14/03/2017 tarih ve 2015/13577 E., 2017/1513 K.sayılı ilamına göre; “kolayda mallar, diğer mallara nazaran daha sık alınan, görece düşük fiyatlı mallardır. Bu malların satın alınmasında refleksler, malları satın almadan önce herhangi bir plan yapmamak ve bu malları düzenli olarak satın almak şeklindedir. Söz konusu kriterler ışığında taraf markalarının tescilli oldukları 3.sınıf bakımından ortalama tüketiciye hitap eden kolayda mallar üzerinde kullanıldığı, karıştırma ihtimalinin de buna göre değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Taraf markalarının sınıfsal, görsel ve işitsel benzerlikleri yüksek düzeydedir. Bununla birlikte anlamsal olarak farklılaşmaktadırlar. Markaların benzer olarak nitelendirilebilmeleri için görsel, işitsel ve anlamsal benzerliğin bir arada mutlaka bulunması gerekli değildir. Bunlardan bir tanesinin varlığı bile markaların benzer olarak algılanmasına sebep olabilir. Davaya konu markalarda sınıflar arasındaki yüksek benzerlik, hedef kitlenin ortalama tüketici, sunulan ürünlerin kolayda mallar olması hususları birlikte nazara alındığında, tespiti yapılan işitsel ve görsel benzerlikler karıştırma ihtimalinin varlığı için yeterli kabul edilmelidir.
Kötüniyetli tescil bakımından yapılan değerlendirmede ise, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdikleri, davacının faaliyet gösterdiği söz konusu sektörde varlığının uzun yıllara dayandığı, hükümsüzlüğe dayanak en eski markasının 20 yıldan uzun süredir tescilli olduğu ve davacının aynı asli unsura sahip seri markalar kullanarak tescil ettirdiği, tacir olan davalıların basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü çerçevesinde, davacıya ait markalardan ve emtialardan habersiz olmasının olağan hayatın akışına aykırı olduğu ve bu bilme/bilmeyi gerekme durumuna rağmen tüketici nezdinde karışıklığa ve karıştırmaya neden olacak mahiyette benzer olan markayı aynı ve benzer hizmet ve emtialarda tescil ettirdiği, fiili kullanımlarının ise davacıya ait … ve … tescil numaralı markalarda bulunan “…” işaretini içerecek şekilde-tescilli markasından uzaklaşıp davacı markalarına yakınlaştırarak-kullanmayı tercih ettikleri, bu hali ile davalıların davacı markalarından haberdar oldukları ve tescillerinde iyiniyetli olmadıkları hukuki ve vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davalılara ait markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalılara ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, alınan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan, 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 201,50 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.310,30 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/02/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸