Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/4 E. 2023/41 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/4
KARAR NO : 2023/41

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 08/10/2012
KARAR TARİHİ : 10/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dilekçesi ile, müvekkilİ … Lastik Fabrikası A.Ş’nin 1954 yılında kurulmuş köklü bir firma olarak, özgün logo ve markalar geliştirerek piyasada aranan ürünler yarattığını, müvekkili şirketin yaklaşık 30 yıldır tescil koruması altında olan … sayılı şekil markasını 23/01/2007 tarihinden itibaren, …. sayılı şekil markasını 09/10/2005 tarihinden itibaren, …., … ve … sayılı şekil markalarının ise 21/07/2006 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile yenilediğini ve ayakkabıları üzerinde kullandığını, söz konusu logo ile tanınmış bir marka haline geldiğini; davalı …. San ve Ltd. Şti’nin söz konusu tescilli logonun tüketiciyi yanıltacak derecede benzerini kullanarak üretmiş olduğu ayakkahıların müvekkili şirketin üretim ve satışına engel olmanın yanısıra prestijini olumsuz yönde etkilediğini ve haksız rekabete yol açtığını, davalı şirketin benzer şekil marka için Türk Patent Enstitüsü’ne başvurduğunu, ancak müvekkili şirketin itirazı üzerine yapılan inceleme sonucunda başvurunun reddine karar verildiğini, davalı şirketin red kararına rağmen benzer şekil markalarını “….” ve “….” markası altında üretimini yapmakta olduğu spor ayakkabılarda kullandığını ve www…com.tr resmi internet sitesinde ilgili ayakkabıları sergilediğini, müvekkili şirketin şikayeti üzerine, Küçükçekmece … Sulh Ceza Mahkemesi’nce … d.iş sayılı dosyası ile arama ve el koyma kararı verildiğini ve söz konusu logolu ayakkabıların tespitinin yapıldığını, davalının söz konusu fiilinin TTK’nun 55/4 maddesi gereğince haksız rekabet teşkil ettiğini, bu durumun süregelen Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, açıklanan nedenlerle, davalı tarafından taklit niteliğinde, müvekkilinin tescilli şekil markasının ayniyet derecede benzeri olan söz konusu şeklin kullanılmasının önlenmesine, imal edilmiş, depolanmış veya dağıtılmış bulunan ürünlerin ve sair tanıtım malzemelerinin bulundukları yerlerden toplanmasına, davalı tarafından meydana getirilen marka hakkına tecavüz ile haksız rekabetin önlenmesine, yargılama masrafları ve ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği markalar üzerinde gerçekten hak sahibi olmadığım, bu markalardan … numaralı tescilin İstanbul … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile hükümsüzlüğüne; …, …, …., …, … ve … numaralı tescillerin İstanbul …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile hükümsüzlüğüne karar verildiğini, ayrıca İstanbul …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. değişik iş sayılı dosyası ile belirtilen markaların kötüniyetle tescil edildiğini ve bu sebeple başkalarının aleyhine kullanılmasının önlenmesi yönünde verilmiş bir tedbir kararı bulunduğunu, İstanbul …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile tedbir kararının devamına karar verildiğini, davacının iddia ettiği iltibasa yol açacak ürünler ile ibraz ettiği markalar arasında bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin ürünlerini kendi markası olan … markası ile sattığını, spor ayakkabılar üzerinde kullanılan şeritlerin ürün özelliğinden kaynaklanan süsleme niteliğinde olduğunu, markasal kullanım sayılamayacağını, spor ayakkabıda kullanılan şeritlerin dünyada farklı firmalar tarafından kullanıldığını ve bunun markasal kullanım olarak nitelendirilemeyeceğini, davacı tarafından müvekkili aleyhinde Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan … soruşturma numaralı şikayet ile şikayet hakkını kötüye kullandığını, asıl amacının bu vesileyle müvekkilini kötülemek olduğunu, arama el koyma işleminin hemen akabinde müvekkili firmanın müşterisine gönderdiği “Müvekkile ait …. markalı ayakkabıları satmaması” konusunda uyaran ihtarnameden de ayrıca anlaşıldığını, açıklanan nedenlerle, haksız davanın reddine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HSK kararı ile Bakırköy … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin faaliyete geçirilmesi nedeniyle, Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının, mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait markaların sicil kayıtları celp olunmuştur.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası üzerinden verilen arama ve el koyma kararı üzerine, Küçükçekmece …. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası ile kararın uygulandığı görülmüştür.
Dosya, davacı taraf markasının davalı taraf ürünleri üzerinde kullanımı nedeniyle herhangi bir iltibas ve tecavüz hususu ile benzer ve ayırt edilecek yönleri ve davacının markasının tanınmışlık durumunun, ayrıca davalı tarafın ayakkabi üzerinde kullandığı işaretin davacı markası kapsamında kalıp kalmadığının ve süs niteliğinde olup olmadığının değerlendirmesi hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 12/11/2013 tarihli raporlarında; “davacı … ye ait tescilli markalar ile Davalı …. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından malları üzerinde kullandığı işaretlerin büyük benzerlik arz ettiği, davacının ve davalının emtiası bakımından ayniyet olduğu, bu durumun 556 sayılı KHIK anlamında iltibasa sebebiyet vereceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 05/12/2013 havale tarihli dilekçesi ile, bilirkiş,ilerin benzerlik hususunda yaptıkları incelemelerin eksik ve hatalı olduğunu, mukayeseye esas olarak davacının markasının değil, davacıya ait ürünün esas alındığını ve ürünün sanki markanın tamamını ifade ediyormuş gibi bir bütün olarak değerlendirmeye esas alındığını, ancak davanın konusunun davacının ürününün tamamının değil markasının taklit edilip edilmediği olduğunu, bilirkişinin mukayese konusu yaptığı hususun, davacının tescilli markaları ile hiçbir ilgisi olmayan burun ve ayakkabının arkasında kullanılan bu süslemelerin dünyada tanınmış birçok firma tarafından yıllardır kullanıldığını, müvekkiline ait ürünler üzerinde kullanılan şeritlerin süsleme niteliğinde olduğunu, uzman görüşünde belirtildiği gibi kullanımı itibari ile davacıya ait marka ile farklılıkların arz ettiğini ve müvekkilinin ürünlerinde kendi markasını kullanmasının bu farklılığı artırdığını, davacının dilekçesinde, taklit edildiği iddia edilen 5 adet marka bulunduğunu, bu markaların birbirinin aynı olarak tek marka olarak değerlendirilemeyeceğini ve tescil edilemeyeceğini, tüm markalar yönünden ayrı ayrı inceleme yapılması gerekirken bütün markalar aynı marka imiş gibi bir değerlendirme yapıldığını, davacıya ait markalar ile müvekkiline ait ürünler arasında ürün üzerinde şerit kullanmak haricinde bir benzerlik bulunmadığını, bu benzerliğini ise marka hakkına tecavüz oluşturacak kadar iltibasa yol açamayacağını, hatta davacıya ait bazı markalar ile hiçbir benzerliğin bulunmadığını, tamamen farklı olduğunu, davacının markasının tanınmış olup olmadığı hususunun tanınmış marka kriterlerine esas alınarak irdelenmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle eksik ve hatalı tanzim edilen bilirkişi raporuna karşı itirazlarının kabulü ile dosyanın konusunda ehil uzmanlardan oluşan yeni bir bilirkişi heyetine tevdini talep etmiştir.
Davalı vekilince 30/04/2013 tarihli dilekçesi ekinde, Yard. Doç. Dr. …. tarafından 23/04/2013 tarihinde düzenlenen uzman görüşünü dosyaya sunduğu görülmüştür.
Dosya, itirazlar dikkate alınarak, davacı tarafın tescilli markası ile davalının ürünlerde kullandığı görsellerin karşılaştırılarak davacı tarafın hangi kayıtlı markasına yönelik bir ihlal ve benzerlik olduğunu açıkça değerlendirilerek somutlaştırılmak, davalının kullandığı ürünlerde kullandığı şeritlerin süsleme niteliği mi yoksa, davacı markasına tecavüz teşkil eder bir kullanım olduğunun somut bir şekilde değerlendirmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor tanzimine karar verilmiş, bilirkişiler 10/02/2014 tarihli ek raporlarında; “Davalıya ait …. ve … markası ile üretilen ayakkabılar ve üzerinde yerleştirilen şekillerin Davacıya ait ait …, …, .. ve … numaralı markadaki şekiller ile benzerlik oluşturduğu, Spor ayakkabıların yanlarında kullanıları şekillerin davalı tarafın iddia ettiği gibi süs niteliğinde olmayıp, kullanıcının satın alma sürecinde markayı tanımasını sağlayan tanımlayıcı işaretler oldukları ve iş bu raporda tespit edildiği gibi, tüm dünyadaki spor ayakkabılarında bu şekillerin tescilli olarak korunduğu, Davacıya ait tasarımın … firmasına ait …. markası ile benzer olduğu; ilgili konuda halihazırda iki firma arasında bir hükümsüzlük davasının süregeldiği, bu sürecin davacının haklı dava açıp açmadığının tespitinde önem kazandığı; Davalının davaya konu ayakkabılarda kullandığı şekillerin, tescilli bir şekil markası (… ) ile iltibas teşkil ettiği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Bekletici mesele yapılan İstanbul …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının, İstanbul …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin faaliyete geçmesi nedeniyle mahkemenin …. esas sırasına kaydının yapıldığı, davacı-karşı davalının …., davalı-karşı davacının … Lastik Fabrikası A.Ş., asıl davanın marka hükümsüzlüğü, karşı davanın, karşı davalıya ait markanın hükümsüzlüğü, karşı davacıya ait markalara tecavüzün tespiti talebine yönelik olduğu, mahkemece 19/03/2010 tarih, … karar sayılı kararıyla “1-Asıl davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli …, …, …, …, …, … numaralı markaların hükümsüzlüğüne; TPE sicilinden terkinine, sair tüm taleplerin reddine, İstanbul … nolu FSHHM’nin …. D.iş sayılı dosyası üzerinden verilen 13/04/2006 tarihli ihtiyati tedbir kararının devamına, 2-Karşı davanın reddine” karar verildiği, kararın Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … e., … karar sayılı ilamı ile karar bozularak mahkemenin … esas sırasına kaydının yapıldığı, … esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde mahkemece 13/06/2013 tarih, … karar sayılı kararı ile, “1-Karşı davanın reddine dair mahkememizce verilen 19/03/2010 tarih ve … esas, … karar sayılı karar, Yargıtay Bozma, kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olmakla, karşı dava yönünden yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına, 2-a) Asıl davada Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 14/06/2012 tarih ve … Esas, … karar sayılı bozma ilamına kısmen uyulmasına, böylece … no’lu … ibareli markanın dava tarihinden önce geçersiz hale geldiği dikkate alınarak bu markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden esasa dair hüküm kurulmasına yer olmadığına, 2-b) Sair yönlerden mahkememizce verilen önceki kararda direnilmesine, böylece asıl davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli ..,..,… ve …. no’lu markaların ayrı ayrı hükümsüzlüğüne, TPE sicilinden terkinlerine, İstanbul 2 FSHHM tarafından verilen …. D.iş sayılı ve 13/04/2006 tarihli ihtiyati tedbirin devamına, 2-c)Hükümsüz kılınıncaya kadarki tescilli kullanım marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmadığından, davalının … markası ile şekil markalarının tescil kapsamındaki mal ve hizmetler üzerinde kullanmasının, reklam ve tanıtım faaliyetine konu edilmesinin, bu markaların ürün ambalaj imalat malzemesi basılı kagıt ilan ve reklam panolarında, tanıtım malzemelerinde fatura ve kartvizitlerde, iş yeri tabelaları ve benzeri malzeme üzerinde kullanılmasının önlenmesi ve bu şekildeki tüm ürün kutu, ambalaj ve tanıtım malzemelerinin toplatılarak imhası taleplerinin reddine” dair verilen karar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.04.2015 tarih, … E. – …. K. Sayılı ilamı ile mahkememiz direnme kararının bozulmasına karar verildiği ve dosya mahkemenin…. esas sırasına kaydının yapıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda “Davacının davasının reddine” karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 14/12/2020 tarihinde kesinleştiği gelen yazı cevaplarından anlaşılmıştır.
Bekletici mesele yapılan İstanbul… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davacının, …, davalının … Lastik Fabrikası A.Ş., davanın, davalıya ait markanın hükümsüzlüğü talebine yönelik olduğu, mahkemece 28/10/2010 tarih, … karar sayılı kararıyla, “Davalı adına tescilli 21/07/1996 tarih ve …. sayılı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine” karar verildiği, kararın Yargıtayca bozularak mahkemenin … esas sırasına kaydının yapıldığı, …. esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde mahkemece 15/12/2021 tarih, … karar sayılı kararıyla “Davanın Reddine” karar verildiği, kararın 06/07/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava, davalının, davacıya ait markalardan doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi talebine yöneliktir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK hükümleri dikkate alındığında markalar hakkındaki KHK’nın 61 md ve KHK’nin 9.maddesine yapılan yollama nedeniyle marka sahibinin aşağıdaki hallerde markaya tecavüzünün engelleme hakkı bulunmaktadır.
A- Markanın tescil kapsamı ile aynı mal veya hizmetler ile ilgili olan tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasın
B- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasın
C- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal veya hizmetler ile benzer olmayan ancak Türkiye de tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edebilecek ve tescilli markanın itibarına zarar verebilecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeliyebilcek nitelikte her hangi bir işaretin kullanılması işaretin mal veya ambalaj üzerine konulması işareti taşıyan ambalajn piyasaya sürülmesi bu amaçla stoklanması, teslim edilceğinin teklif edilmesi, veya o işaret hakkında hizmetlerin sunulması veya sağlanması işareti taşıyan malın gümrük belgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabii tutulması, işaretin teşebbüse iş veren evrakı ve reklamlarında kullanılması, işareti kullanan kişinin işaretin kullanımına ilişkin hakkı ve meşru bir bağlantısının olmaması koşuluyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı yönlendirici kot, anahtar sözcük vb şekilde kullanması, marka hakkına tecavüz sayılan haller olarak sıralanmıştır.
KHK nin 9/1-b anlamında tecavüzden bahsedebilmek için üç sartın bulunması gerekmektedir. Tescilli markanın aynısının ve benzerinin, tescilli markanını kapsadığını mal ve hizmetlerle aynı benzer mal ve hizmetlerde kullanılması, bu benzerliğin halk tarafından irtibat kurmakta dahil olmak üzere karıştırılma ihtilamalinin bulunması gerekmektedir.
Somut olayda toplanan deliller, mahkememizce alınan raporlar hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının davasının, kesinleşen yargı kararlarına göre tescilli markalara dayandığı, davalının kullanımlarının ise yukarıda zikredilen ilkeler ışığında benzerlik ve karıştırılma riski doğurarak marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, davalının kullanımlarının tescilli bir markaya dayanmadığı, bu itibarla tecavüz ve haksız rekabet yönünden davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalının, davacıya ait …., …, … ve … tescil numaralı markalarından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin önlenmesine, bu kapsamda tecavüz oluşturan ve dosyada mevcut 13/11/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda görsellerine yer verilen davalı ….a ait ürünler ile bu ürünlerin yer aldığı tanıtım malzemelerine el konulmasına, davalının söz konusu markasal kullanımının men’ine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 158,75 TL harcın, davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 15,000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 21,15 TL başvurma harcı, 21,15 TL peşin harç, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti ve 250,80 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.893,10 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/02/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸