Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/369 E. 2021/263 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/369 Esas
KARAR NO : 2021/263

DAVA : Marka’dan Doğan Haklara ve Ticaret Unvanına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i-Davalının Ticaret Unvanı Terkini
DAVA TARİHİ : 27/12/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan Doğan Haklara ve Ticaret Unvanına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i-Davalının Ticaret Unvanı Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin 1988 yılından bu yana paslanmaz çelik sektöründe kesim, büküm, laser ve plazma kesim ile çelik satışı işi yaptığını, müvekkilinin TürkPatent nezdinde başta adi metaller ile bunların alaşımları ve yan mamulleri ile metalden mamul sair mal için (…) “…” “…”, “…. “, “…” ve “….” markalarının sahibi olduğunu, markaların farklı şekilleri ile 2008 yılından beri TürkPatent nezdinde tescilli olduğunu, müvekkiline dava dışı …. San. Ltd. Şti. tarafından 22/12/2020 tarihinde e-posta gönderildiğini, kendilerinden mutabakat formu doldurulması istendiğinde ise, mutabakat formunun …. Sanayi Ticaret Limited Şirketi namına olduğunun görüldüğünü ve bu şekilde müvekkilinin davalı şirketin varlığından haberdar olduğunu, dava dışı … şirketine mailin yanlış adrese gönderildiğini ve aralarında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığının belirtildiğini, böylelikle davalının müvekkili şirketin tanınırlığından faydalanarak aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, “… Sanayi Ticaret Limited Şirketi” ismini kullandığını ve müvekkil markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzerinin her türlü tanıtım için kullanmak suretiyle markalarının taklit edildiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin 1998 yılından beri faaliyet göstermekte olup, “…. ” markasının da 2008 yılından bu yana TürkPatent nezdinde tescilli olduğunu, davalı şirketin de 18/06/2020 tarih ve …. sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile kurulup tescil ve ilan edildiğini, müvekkili markası ve ticaret unvanı ile davalının kullanmış olduğu marka ve ticaret unvanının birbirinden ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davalının kullandığı marka ve ticaret unvanının herhangi bir ayırt edici unsur taşımadığını, … üzerinden yapılan araştırmada da davalının değil müvekkilinin ismi çıktığını, bu durum dahi davalının müvekkili ile karıştırılmasına ve iki şirketin aynı zannedilmesine neden olduğunu, kaldı ki, yanlışlıkla müvekkiline davalıya ait mutabakat formunun e-mail ile gönderilmesinin de şirketler arasındaki ayırt edilemezliği ortaya koyduğunu, davalının müvekkilinin tanınırlığından faydalanması ve markasının ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanması nedeniyle, davalının kullanımının müvekkilinin ticaret unvanına ve markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile men ve ref ine, müvekkilinin ticaret unvanına tecavüzün tespiti ile davalının ticaret unvanından “…” ibaresinin terkini talep ve dava etmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden, davalının tasfiyesine ilişkin bilgi ve belgeler celp olunmuş, Tasfiye Memuru … adına dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür.
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı vekilince, davacıya ait markaların sicil kayıtları dosyaya sunulmuştur.
Davacı vekilinin tespit talebinin kabulü ile davalıya ait … Mahallesi … Cad. No:18/A Tuzla/İstanbul adresinde tespit yapılmasına karar verildiği, tespit sonucu bilirkişinin 23/02/2021 tarihli raporunda; “davalının “… Mah. … Cad No: 18 A Tuzla İstanbul” adresine 11/02/2021 tarihinde tespit amacıyla gidildiği, davalı …Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin belirtilen adresinde bulunmadığı, tespit adresinde dava dışı … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti’nin bulunduğu, 18/06/2020 tarih … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi kayıtlarına göre, … Sanayi Ticaret Limited Şirketi olarak işbu ticaret unvanı altında 15/06/2020 tarihinde davalı şirket ticaret unvanının tescil edildiği ve şirketin amaç ve konusunu düzenleyen 3. maddesi kapsamında amaç ve konusunun “her türlü paslanmaz, çelik ile ilgili ham maddenin, yan mamullerin veya mamullerin almam, satımım, ithalat ve ihracını yapmak, her türlü denür-çelik ürünleri; Saç, çinko, pirinç, bakır, san, zamak, galvaniz saç, külçe, platina, V demiri, L demiri, Jlanş, boru eklenti parçalarıma alımı, satımı, ithalat ve ihracatım yapmak, her türlü boru, dikişli ve çelik çekme boru ve bunların bağlantı parçalanma alımı, satımı, ihracatım ve ithalatım yapmak, yurt içi ve yurt dışında her türlü demir, çelik, döküm veya sarıdan mamul cıvata, somun, gijon, bağlantı elemanlanmn alımı, satımı, ithalatı, ihracatı ve ticaretini yapmak” gibi işlerin davalı şirketin iştigal konulan olduğu ve İstanbul Ticaret Odası firma kayıtlanna göre de meslek grubunun … olduğu, davacının … tescil numaralı markasının … Sınıfı, … tescil numaralı markasının … Sınıfı, … tescil numaralı … markasının … Sınıflan, … tescil numaralı markasının … Sınıflarında yer alan mal/hizmet listesi ile davalının Ticaret Sicil kayıtlan kapsamında faaliyet alanlan karşılaştırıldığında tarafların faaliyet konulannın benzer ( metal ürünlere yönelik mal ve hizmetler) olduğu, içerir işarete yönelik hizmetin/mahn kimin tarafından sunulduğu hususunda ortalama tüketicilerin karıştırma ihtimalinin bulunduğu, dava dışı şirket tarafından davacıya gönderilen mail içeriği (davalı şirket zatım ile mailin gönderilmesi) ve davalı şirket isminin …. arama motoruna yazıldığında davacı şirketin isminin listelendiği dosyada mündemiç delillerle tespit edilmiştir. İşbu sunulan deliller de göstermektedir ki; ortalama tüketiciler nezdinde mal/hizmetin kim tarafından sunulduğu hususlarında karışıklık ihtimalinin doğduğu ve tüketicilerin her iki işaret arasında bağ kurmasına yol açılarak davacı markasının kaynak gösterme fonksiyonuna davalı şirketin ticaret unvanı ile zarar verme ihtimalinin bulunduğu, davalının ticaret unvanında yer alan … ibaresi kullanımı ile hedef tüketici nezdinde karışıklık meydana getirerek mal/hizmetin kimin tarafından sunulduğu hususunda karışıklığa yol açtığı, davacının …, …, … ve … numaralı marka tescil tarihlerinden sonra ticaret siciline kaydedilmiş ve davacının markalarının asli unsuru olan …. ibaresini içeren davalı …. Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin ticaret unvanı kullanımının SMK m. 7/3-e bendi kapsamında davacının marka haklarını ihlal ettiği, davacının önceki tarihte tescilli ..,… ve … markalarının varlığı ve davalı şirketin, davacı markalarıma asli unsurunu (…) içeren … Sanayi Ticaret Limited Şirketi biçiminde ticaret unvanı tescilinin işletmeler arasında karışıklık ihtimali doğurduğundan TTK m. 55/1,a-4 hükmü uyarınca haksız rekabete neden olduğu” hususlarını bildirdiği görülmüştür.
Dava, davalının davacıya ait “…” esas unsurlu markalarından doğan haklarına ve ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti ile men’i; davalının ticaret unvanından “…” ibaresinin terkini talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tkescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda bilirkişi vasıtası ile tespit olunan davalı markasal kullanımlarının davacıya ait tescilli markalar ile karıştırma ihtimali doğuracak ölçüde görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik içerdiği bu itibarla marka hakkına tecavüz koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davalının ticaret unvanındaki “….” ibareli kullanımının, davacıya ait “…” esas unsurlu markalarından doğan haklarına ve ticaret unvanına tecavüzünün kabulü karşısında söz konusu haksız fiilin aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
SMK’nun 7/3-e md’sine göre “işaretin(markanın) ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması” marka hakkına tecavüz hallerinden biridir ve marka hakkı sahibine bu fiillerin önlenmesini (terkinini) isteme hakkı doğurur. Somut olayda, davacı markasının davalıya ait ticaret unvanında esas unsur olarak yer aldığı, bu hali ile tecavüz oluşturduğu ve terkin koşullarının bulunduğu anlaşılmış; davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalının, davacıya ait “…” esas unsurlu markalarından doğan haklarına ve ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti ile bu tecavüz ve haksız rekabetin men’ine,
-Davalının ticaret unvanından “…” ibaresinin terkinine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 108,80 TL harç gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 118,10 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.226,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸