Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/362 E. 2022/110 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/362 Esas
KARAR NO : 2022/110

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 14/12/2020

– BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2021/379 ESAS SAYILI DOSYASI –

BİRLEŞEN DAVA : Kullanmama Nedeniyle İptal
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 11/01/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/07/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin, TPMK nezdinde tescilli “…” esas ibaresini ihtiva eden birçok markasının bulunduğunu, müvekkiline ait … esas unsurlu markaların tanınmış olduğunu, davalı ana ait … tescil numaralı “…” markasının müvekkiline ait markalarla ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, “…” ibaresinin markaya ayırt edicilik katmadığını, davalı yana ait markanın müvekkiline ait markalarla aynı sınıfta yer aldığını, davalı yana ait dava konusu markanın, müvekkiline ait … markasının ayırt ediciliğini ve tanınmışlığını sulandıracağını, davalı yanın kötüniyetli olduğunu, davalı yana ait markaların SMK m.6/1, m.6/4 ve m.6/5 uyarınca hükümsüzlüğünün gerektiğini, davalının … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkiline ait markanın, davacı tarafın marka ya da markaları ile karıştırılacak nitelikte benzerlik taşımadığını, müvekkilinin tescil ettiği ve kullandığı marka içerisinde geçen 6 harften sadece 3 harfin benzerlik taşıdığını, bir bütün olarak değerlendirildiğinde gerek görsel, gerekse işitsel olarak markaların birbirleri ile karıştırılmalarına imkan bulunmadığını, müvekkiline ait … markasında, esas belirleyici unsurun … özcüğü olduğunu, davacı tarafça hiçbir şekilde kullanılmamış markaların dava konusu edilmiş olmasının haksız ve kötüniyetin açık göstergesi olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 31/05/2021 tarih, …. esas, …. karar sayılı kararıyla, dosyanın mahkememiz işbu dosyasıyla hukuki, şahsi ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
BİRLEŞEN DOSYADA DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin TPE nezdinde … tescil numaralı … ibareli markanın ticari sahibi olduğunu, halen fiilen belirtilen adreste ticari faaliyetine devam ettiğini ve aynı marka ürünlerin üretim ve satışı ile tanıtımını yaptığını, müvekkilinin aydınlatma ve ısıtma sektöründe uzun yıllardır faaliyette bulunduğunu, sektörün öncü kuruluşlarından olduğunu, dava konusu markaların uzun yıllardır kullanılmadığını, hiçbir şekilde üretim, pazarlama, tanıtım ve satışının yapılmadığını, davalının … tescil numaralı …, …. tescil numaralı …, … tescil numaralı …, … tescil numaralı …,… tescil numaralı …, … tescil numaralı … Isıtıcı, … tescil numaralı … , … tescil numaralı … , …. tescil numaralı …., … tescil numaralı … , … tescil numaralı … , …. tescil numaralı … , …. tescil numaralı …, … tescil numaralı ufomarketim, … tescil numaralı … isimli markalarını 5 yılı aşkın süredir hiç bir şekilde kullanılmadığından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, … markasının hem Türkiye’de hem de yurt dışında bilinen ve çok satılan ısıtıcı ve vantilatörlerin markası olduğunu, müvekkilinin markasını, kendisinin yetkilisi olduğu …. Sanayi Ticaret Anonim Şirketi firmasına lisans kullanım sözleşmesi ile kiraladığını, bu firmanın … markasını kullanarak ısıtıcı, vantilatör vb.ürünler üretip sattığını, davacının … markasından davalının kötüniyetle faydalanmak istediğini iddia ettiğini, davacının bu savunmasının kötüniyetini bir kez daha ortaya koyduğunu, davacı markasının hükümsüzlüğü talebine yönelik Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden dava açtıklarını, açılan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan, davacı ve davalı adına tescilli marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, ana dosya yönünden davalı yana ait … tescil numaralı markanın benzerlik, karıştırma ihtimali, iltibas, kötüniyet sebepleriyle hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı markasının tanınmış ve seri marka niteliğinde olup olmadığı, davalının kullanmama def’inin koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında, birleşen doysa yönünden davalıya ait …, …,.., …, …, …, …, …, …., …, …,.., …,.. ve … tescil numaralı markaların kullanılmama nedeniyle iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 22/09/2021 havale tarihli raporlarında; “ANA DAVA AÇISINDAN; Davacı yana ait markalar incelendiğinde; söz konusu markaların hepsinde esas unsurun “…” ibaresi olduğu, sonraki markaların önceki markaların tali unsuru değiştirilerek oluşturulmuş yeni markalar olduğu, sonraki markaların önceki markalar ile aynı/benzer sınıflarda tescil konusu edildiği tespit edilmiş olup, belirtilen bu sebepler dolayısıyla davacı yana ait “…” esas unsurlu markaların seri marka niteliğinde olduğu, davalı yana ait “…” ibareli markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, “…” ibaresinin yanına eklenen “…” ibaresinin tali nitelikte olduğu, taraflara ait markaların fonetik ve işitsel anlamda benzediği, taraflara ait markaların tescilli olduğu mal ve hizmetler bakımından da aynı emtialarda tescilli olduğu, belirtilen sebepler ve davacı yana ait …. kod numaralı tanınmış markanın varlığı da dikkate alındığında; davalı yana ait … kod numaralı markanın davacı yana ait markalar ile arasında iltibas teşkil edecek kadar benzerlik bulunduğu, SMK m.6/1 uyarınca davalı yana ait … kod numaralı markanın hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, Davalı yanın davacı yana ait “…” esas unsurlu markalardan haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı ancak davacı markalarından haberdar olmasının kötü niyetin varlığı için tek başına yeterli olmayacağı ve dosya içerisinde davacı yan tarafından sunulan kötü niyetin varlığını ispata yeterli delillere rastlanmadığı da birlikte değerlendirildiğinde; davalı yan tarafından gerçekleştirilen dava konusu markalara ilişkin başvuruların SMK M.6/9 uyarınca kötü niyetli olarak değerlendirilme hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğu, Davacı yana ait “…” esas unsurlu markanın SMK m.6/5 kapsamında ilgili sektörde belirli bir tanınmışlığa erişmiş olduğu, dolayısıyla davalı yana ait … kod numaralı markanın SMK m. 6/5 uyarınca hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu, Lisans sözleşmesi imzalanan firmanın defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, Davacının kullanımının 11. Sınıf emtialara ilişkin olduğu, faturaların sembolik kabul edilemeyecek tutarlarda olduğu ve ciddi kullanım kabul edilebileceği, pazar payı oluşturacak şekilde satış gerçekleştirildiği, Taraf markalarının ortak olduğu 11. sınıf açısından kullanımın görülmesi nedeniyle kullanmama def’ine ilişkin şartların mevcut olmayacağı, BİRLEŞEN DAVA AÇISINDAN; Davacıya ait markalar açısından, 11. Sınıf açısından kullanımın görülmesi nedeniyle kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin şartların mevcut olmadığı, 11. Sınıf dışında yer alan, 7-8-9-21-35-38-42. Sınıflarda kullanım görülmediğinden, kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin şartların mevcut olduğu” yönünde görüşlerini bildirdikleri görülmüştür.
Davacı vekili 11/10/2021 tarihli dilekçesi ile, 11. Sınıf dışında yer alan, 7-8-9-21-35-38-42. Sınıflarda kullanım görülmediğinden, kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin şartların mevcut olduğu tespitinin” hatalı olduğunu zira markanın tanınmış marka olduğunu, Burada dikkat edilmesi gereken hususun … markasının 7-8-9-21-35-38-42. Sınıfta üretim yapıyor olmaması değil, markanın 3. kötüniyetli kişilerce sulandırılması ve tanınmışlığından haksız yararlanılarak marka hakkına tecavüz edilmesi olduğunu, Müvekkilin markasının 7-8-9-21-35-38-42. Sınıflarda iptaline karar verilmesinin, müvekkilin markasının 3. kötü niyetli kişiler tarafından iptal edilen sınıf açısından tesciline alan sağlayacak olup, müvekkilin markasının korunamaz hale geleceğini, iş bu sebeple müvekkili markasının 7-8-9-21-35-38-42. Sınıflar açısından iptaline karar verilmemesi gerektiğini, davalı ile müvekkilin aynı sektörde faaliyet göstermekte, ikisinin de ısıtıcı üretmekte olduğunu, müvekkilin markasının tanınmış marka olduğu göz önüne alındığında, davalının açıkça kötü niyetli olduğunu, ayrıca müvekkil ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının, müvekkilin tanınmış markasını bilmediğini iddia etmesinin hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, bilirkişi raporundaki kötü niyet karinesi oluşmadığına dair verilen beyanın hukuka ve yasaya uygun olmadığını, dosyanın yeni bir bilirkişiye gönderilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise ek rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdini talep etmiştir.
Davalı vekili 25/10/2021 tarihli dilekçesi ile, dava dışı firmanın ticari defterleri üzerinde inceleme gerçekleştirilmesinin hatalı olduğunu, Davacı-karşı davalı yana ait iki grup markanın mevcut olduğunu, İlk grupta yer alan markalarda, “…” esas unsurunun yanına eklenen unsurlar tali nitelikte olup markalarda esaslı değişikliğe sebep olmadığını, İlgili markaların tek kullanılması halinde diğerlerinin de kullanıldığının kabulünün mümkün olduğunu, İkinci grupta yer alan markaların ise esaslı değişiklik içermeleri sebebiyle bu gruptaki markaların her birinin ayrı ayrı kullanılması halinde ciddi kullanıma yönelik değerlendirmelerin gerçekleştirilebileceğini, 11. sınıfta yer alan emtialar bakımından tek tek incelenip gerekli tespitlerin gerçekleştirilmediğini, faturaların 11. Sınıfta ciddi kullanım olarak değerlendirilemeyeceğini, faturaların muvazaalı olduğunu, benzerlik kıyasında genel intibanın göz önüne alınarak değerlendirme gerçekleştirilmesi hakkaniyete uygun olacağını, Sessiz kalma yoluyla hak kaybının söz konusu olduğunu, dosyanın içinde sektör bilirkişisinin de yer aldığı yeni bir bilirkişi heyetine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya, mahkememizin hukuki takdir alanında kalan kötüniyete ilişkin itirazlar hariç olmak üzere taraf itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla, özellikle ciddi kullanımın olduğu beyan olunan 11.sınıfa ilişkin emtialar bazında bir ayırım yapılması, ayrıca ciddi kullanım olduğu belirlenen 11.sınıftaki emtialar bakımından 35.sınıftaki hizmet ve emtiaların eşleştirilerek bu hususta inceleme yapılarak ek rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 04/03/2022 havale tarihli raporlarında; “DAVACI İTİRAZLARININ DEĞERLENDİRİLMESİNDE; “Markanın kullanılması her marka için bir yükümlülük olup bu konuda “tanınmış markalar” bakımından bir istisna, ayrıcalık söz konusu olmadığı, bir başka anlatımla, tanınmış markanın sicilde kayıtlı bir kısım mal ve hizmetler yönünden kullanılmaması SMK 9/1, 26/1-a ( Eski 559 Sayılı KHK 14 ve 42/1-c) maddeleri hükümlerine göre kullanılmayan sınıflar bakımından hükümsüz kılınmasına/iptal edilmesine engel olmadığı, dolayısıyla, bir marka tanınmış marka olsa da, bazı sınıf mal ve/veya hizmetler bakımından eğer son 5 yıl içerisinde ciddi ve pazar payı yaratacak biçimde kullanılmamış ise, kullanılmayan mal ve/veya hizmetler bakımından hükümsüzlük/iptal kararı verilmesi mümkün olacağı, (Yargıtay 11. H.D. 01.04.2010T.,2008/8156 E,2010/3600K. Sayılı kararı ve Yargıtay 11. H.D. 11.09.2013T.,2012/16337 E,2013/15406. Sayılı kararı ve Yargıtay HGK 09.02.2011T.,2010/11-695E,2011/47K.), kök rapordaki ulaşılan tespit ve sonuçların dönülmesini gerektirir bir durum olmadığını beyan etmişlerdir.” DAVALI İTİRAZLARININ DEĞERLENDİRİLMESİNDE; “Dava dışı firmanın ticari defterleri üzerinde inceleme gerçekleştirilmesinin hatalı olduğu” itirazında bulunulmakta ise de markanın lisans sözleşmesi kapsamında 3. Kişiler tarafından kullanılabileceği SMK kapsamında açıktır. Bu noktada Lisans Sözleşmesi ile markayı kullanan dava dışı 3. Kişinin ticari defterlerinin incelenmesi ilgili Lisans Sözleşmesinin hayata geçip geçmediğini tespit açısından önemlidir. Dolayısıyla Sayın Davalı Vekilinin bu itirazının SMK kapsamında geçerli bir itiraz olarak kabulünün mümkün olmayacağı, davalının “Faturaların muvazaalı olduğu” itirazı yönünden yapılan değerlendirmede, ilk olarak dosya kapsamı ve görevlendirme uyarınca, heyetimizce muvazaa hususunun değerlendirilmesi mümkün olmamakla birlikte, söz konusu faturaların ticari defterlere işlenmiş ve kayıtlı oldukları dikkate alındığından mali ve vergisel açıdan Davalı Vekilinin bu itirazının geçerli bir itiraz olarak kabulünün mümkün olmayacağı, sair itirazların kök raporda değerlendirildiği, 11.SINIFA İLİŞKİN EMTİALAR BAZINDA AYIRIM YAPILMASI VE 11.SINIFTAKİ EMTİALAR BAKIMINDAN 35.SINIFTAKİ HİZMET VE EMTİALARIN EŞLEŞTİRİLEREK BU HUSUSTA İNCELEME YAPILMASI HAKKINDA İNCELEME VE DEĞERLENDİRMELER: DAVACI/KARŞI DAVALININ 11. SINIF İÇİNDE YER ALAN KULLANIMININ EMTİALAR BAZINDA AYIRIM YAPILDIĞINDA, “Isıtma ve buhar üretme tesisatı için cihazlar(Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli sobalar, kuzineler dahil). İklimlendirme ve havalandırma cihazları, vantilatörler. elektrikli veya elektriksiz ayak ısıtıcıları” emtialarında olduğu, 11.SINIFTAKİ EMTİALAR BAKIMINDAN 35.SINIFTAKİ HİZMET VE EMTİALAR EŞLEŞTİRİLEREK İNCELEME YAPILDIĞINDA, Söz konusu 11. Sınıfta yer alan emtiaların 35. Sınıf kapsamı içinde yer almadığı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 21/03/2022 tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin markasının, 7-8-9-21-35-38-42. sınıflarda iptaline karar verilmesinin, müvekkilinin markasının 3.kötüniyetli kişiler tarafından iptal edilen sınıf açısından tesciline alan sağlayacak olduğunu, müvekkilinin markasının korunamaz hale geleceğini, söz konusu itiraz gerekçeleri olan, “sulandırma” ve “3.kötüniyetli kişiler tarafından haksız kullanıma yol açma” gerekçelerinin ek raporda incelenmediğini, taraflarınca sunulan hiçbir kararın ve gerekçenin bilirkişiler tarafından incelenmediğini, aynı kanaatlerini tekrardan ek rapora geçtiklerini, dosyanın yeni bir bilirkişiye gönderilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise ek rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişilere tevdine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 06/04/2022 havale tarihli dilekçesi ile, faturalarda yer alan miktarların, bir ısıtıcı firması bakımından ciddi kullanım olarak addedilebilecek miktarda olmadığını, HMK uyarınca taraflarca getirilme ilkesi göz önüne alındığında delil olarak gösterilmeyen ticari defterlerin incelenmesinin kabul edilemeyeceğini, sunulan faturaların %50 gibi yüksek bir oranda sahibi aynı kişiler olan firmalarca kesilmesinin, markanın kullanıldığı imajını oluşturmak amacıyla gerçekleştirilmiş bir hamle olduğunu, bu hususun muvazaa iddialarını kanıtlar nitelikte olduğunu, bilirkişiler tarafından davaya konu markaların “…” ibaresine eklenmiş tali unsurlarla oluşturulan seri markalar olduğu tespitinde bulunulduğunu, ancak önceki dilekçelerinde de ayrıntıları ile açıkladıkları üzere bu markaların esaslı değişiklik içeren unsurlarla oluşturulan gruptakilerin ayrıca bir incelemeye tabi tutulması gerektiğini, SMK ölçütlerinde yeniden değerlendirme yapılması amacıyla dosyanın içerisinde sektör bilirkişisinin de yer aldığı yeni bir bilirkişi heyetine gönderilmesini talep etmiştir.
Ana davada dava, davalıya ait … tescil numaralı markanın benzerlik, karıştırma ihtimali, iltibas, tanınmışlık ve kötüniyet nedenleriyle hükümsüzlüğü; birleşen davada dava, birleşen dosya davalısı adına tescilli markaların kullanılmama nedeniyle iptali talebine yöneliktir.
Mahkememizce markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
Her ne kadar davacı yan, kötüniyet iddiasında bulunmuş ise de, hukukumuzda aslolanın iyiniyet olması, kötü niyeti iddia edenin bu hususu ispat külfeti altında bulunması ve dosyada davalının kötü niyetini ispata yarayacak derecede bir delil sunulmamış olması nedeni ile davacının bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayın değerlendirilmesinde; davacı markalarının asli ve ayırdedici unsuru olan “…” ibaresinin, davalı markalarında da asli unsur olarak bulunduğu, tali nitelikte kalan diğer unsurların davalı markalarını farklılaştırarak davacı markalarına karşı ayırdedicilik kazandırmadığı, taraf markaları arasındaki sınıfsal benzerlik de nazara alındığında ortalama tüketici nezdinde karıştırma ve işletmeler arasında bağlantı kurma ihtimalinin ve bu nedenle hükümsüzlük koşullarının gerçekleştiği kanaatine ulaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf “tanınmışlık” iddiasında bulunmuşsa da, bu yöndeki Türk Patent ve Marka Kurumu tescillerinin tek başına tanınmışlık iddiasına yeterli görülmeyeceği, her somut olayda bu iddiaya dayanan tarafın tanınmışlığı ispat külfetinde bulunduğu ve davacı yanın tanınmışlığa delalet edecek yeterli delili dosyaya sunmadığı anlaşılmıştır.
Birleşen dosyadaki, kullanmama nedeniyle markaların iptali talebine yönelik yapılan değerlendirmede ise;
İptali istenen markanın kullanımının söz konusu markanın tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla temel işlemine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi icap etmektedir. Bu kullanımın markanın tüketiciye yahut son kullanıcıya ürün veya hizmetin menşeini bu ürün yada hizmetin diğer kaynaklardan gelenlerden ayırt etmesine izin verecek ve karıştırmaya mahal vermeyecek biçimde yalnızca ilgili teşebbüs nezdinde değil piyasaya ulaşacak ve belirli müşteri çevresi yaratacak şekilde ciddi olarak gerçekleşmelidir. Doğal afetler, savaş, ağır bir ekonomik buhran, ambargo, ithalat kısıtlamaları gibi durumlar markanın kullanılmaması için haklı bir neden olabilir ancak somut olayda davalının böyle bir iddia ve beyanı bulunmamaktadır.
Olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca yargılama konusu markayı tescilli olduğu sınıflarda kullandığını ispat yükü davalıdadır. Bir markayı kullanan ve ileride kullanmama sebebine dayalı iptal tehdidi ile karşılaşmak istemeyen basiretli tacir gibi hareket etmesi gerekli olan davalının kullanıma ilişkin kanıtları özenle saklaması gerekmektedir. Davalı kullanıma ilişkin kanıtları açık ve anlaşılabilir şekilde mahkemeye sunacaktır. Yoksa mahkeme veya davacı markanın kullanılmadığını ispatlamayacaktır. Markanın iptal müeyyidesinden kurtulabilmesi için tescil edildiği her bir emtia için bağımsız olarak ayrı ayrı kullanılması gerekir. Buna göre bir markanın bir ürün için kullanımının diğer bir ürün için kullanım sayılmaz.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında dosyada toplanan tüm deliller ve bilimsel gerekçeye sahip ayrıntılı bilirkişi raporu karşısında birleşen dosya davalısının, markalarının tescilli olduğu 11.sınıftaki “ısıtma ve buhar üretme tesisatı için cihazlar(katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli sobalar, kuzineler dahil). İklimlendirme ve havalandırma cihazları, vantilatörler. Elektrikli veya elektriksiz ayak ısıtıcıları” emtialarında ciddi olarak kullanımına ilişkin yeterli delil sunduğu, sunulan fatura ve lisans sözleşmelerinin ticari defterler ile örtüştüğü, bu emtialar bakımından markaların kullanılmama nedeniyle iptaline karar verilemeyeceği, ancak söz konusu markaların tescilli olduğu sair emtia ve hizmetler bakımından kullanıldığına ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, bu itibarla ciddi kullanımın ispat edilemediği, sair tüm sınıf ve emtialar yönünden birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
ANA DAVADA;
Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalıya ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın, davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan, 108,80 TL dava ilk masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 265,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.873,80 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
BİRLEŞEN DAVADA;
Birleşen davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Birleşen davalıya ait …, …,.., …, …, …, …, …., …, …,.., …,.., … ve … tescil numaralı markaların tescilli olduğu 11. sınıftaki “ısıtma ve buhar üretme tesisatı için cihazlar(katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli sobalar, kuzineler dahil). İklimlendirme ve havalandırma cihazları, vantilatörler. Elektrikli veya elektriksiz ayak ısıtıcıları” emtiaları hariç olmak üzere 11.sınıftaki sair emtialar ve tescilli oldukları diğer tüm sınıflar bakımdan kullanılmama nedeniyle iptaline,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın birleşen dosya davalısı …’den alınarak hazineye irad kaydına,
-Birleşen dosya davacısı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen talepler yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin, birleşen dosya davalısı …’den alınarak, birleşen dosya davacısı … San ve Dış Tic A.Ş.’ye verilmesine,
-Birleşen dosya davalısı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen talepler yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin, birleşen dosya davacısı … San ve Dış Tic A.Ş’den alınarak, birleşen dosya davalısı …’e verilmesine,
-Birleşen dosya nedeniyle davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin ve 59,30 TL başvuru olmak üzere toplam 118,60 TL harç giderinin, birleşen dosya davalısından alınarak, birleşen dosya davacısına verilmesine,
-Birleşen dosya nedeniyle davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve reddi oranında hesaplanan 750,00 TL’sinin, birleşen dosya davalısı …’den alınarak, birleşen dosya davacısı … San ve Dış Tic A.Ş’ye verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸