Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/354 E. 2021/249 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/354
KARAR NO : 2021/249

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2020
KARAR TARİHİ : 10/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı şirket bünyesinde çalıştığı dönemle özlük hakları konusunda protokol imzalandığını, sonrasında müvekkilinin 2008 ve 2009 yıllarında davalı şirket bünyesinde basılmış olan çocuk kitaplarının tekrar basıldığını tesadüfen gördüğünü, …. projesi kapsamında “…..” ve “….” kitapları Kırgızca diline üç bin biri üç bin biri olmak üzere, 2017 yılında bu metinlerin “…” ve “…” isimleri ile tekrardan basılmış olduğunu, müvekkilinin mail yoluyla ve firma yetkililerine bizzat basılmasını ve yayınlanmasını istemediğini belirtmesine rağmen bu kitapların basıldığını, tarafların üç farklı tarihte imzaladığı sözleşmeler mevcut olduğunu, bahse konu olan ve belirtilen eserler için bu sözleşmede ne basım adeti ne de sözleşmenin süresini kararlaştırdıklarını, müvekkilinin bu sözleşmeleri işini kaybetme korkusu ile imzaladığını, müvekkilinin haberi olmadan basılan bu eserlerin müvekkilinin eserden doğan haklarına zarar verdiğini iddia ederek, davalı şirketin müvekkili lehine müvekkilinin bizzat kendisinin hazırlamış olduğu bu eserlerden elde edilen gelirlerin %5’i ile, 40.000,00 TL manevi tazminat ve şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın FSEK 68.maddesi gereğince 3 katı olarak davalıdan tahsilini,, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili ile davacı arasında dava konusu eserlere ilişkin olarak telif sözleşmeleri imzalandığını, imzalanan sözleşmeler gereği davacı söz konusu eserler üzerindeki mali haklarını FSEK m.48/1 uyarınca süresiz ve baskı adedi sınırsız olarak müvekkili şirkete devrettiğini, söz konusu telif sözleşmeleri gereği davacının baskı adedinin ve süresinin sözleşmelerde yer almadığını iddia etmesinin haksız ve gerçeğe aykırı olduğunu, davacının sözleşmeleri işini kaybetme korkusuyla imzaladığı iddiasının asılsız olduğunu, sadece telif sözleşmesini sekteye uğratmak amacıyla ortaya attığı asılsız bir iddia olduğunu, belirtilen tüm bu sebeplerle davacı tarafından müvekkili aleyhine yöneltilen tüm iddiaların gerçeğe haiz olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dosya; davaya konu kitapların eser vasfını haiz olup olmadığı, davacının eser sahibi olup olmadığı, taraflar arasında akdedilen telif sözleşmelerinin hukuki geçerliliklerinin bulunup bulunmadığı, davalının davacıya ait eserden kaynaklı mali ve manevi hakları ihlal edip etmediği, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa miktarı hususlarında bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, heyet tarafından hazırlanan 24/09/2021 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında, “Dava konusu uyuşmazlıktaki “…”, “….”, “…” ve “…..” isimli kitapların çocuklara yönelik hazırlanmış masallar olduğu, bunların FSEK 2/1 anlamında belirli bir sistematiği, üslubu olduğu, terkip ve düzen anlamında hususiyet taşıdığı ve eser vasfını haiz olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta davaya konu kitaplarda ve kitaplarla ilgili sözleşmelerde yazar olarak davacının adının belirtilmesi dikkate alındığında
davacının davaya konu eserlerin FSEK 11’deki karine çerçevesinde eser sahibi olduğu, davaya konu sözleşmeler FSEK 52’deki şekil koşuluna
bağlı olarak yer süre ve muhteva açısından da açıklık taşımakta olup davacının davaya konu kitaplar üzerindeki basım ve yayım hakkını davalıya devretmesi ve ayrıca FSEK 18/2 hükmü dikkate alındığında mali hak ve telif bedelleri talebinin yerinde olmadığı” hususlarını rapor ettikleri görülmüştür.

Davacı vekili 28/09/2021 tarihli bilirkişi raporuna dilekçesi ile, davaya konu sözleşmelerin yer, süre ve muhteva açısından açıklık taşımadığını, müvekkilinin davaya konu kitaplar üzerinde basım ve yayın hakkını davalıya devretmesi ve mali hak ve telif bedelleri talebinin yerinde olmadığı kanaatine katılmadıklarını beyan ederek, itirazları doğrultusunda dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdini talep etmiştir.
Dava; davacı tarafa ait olduğu iddia edilen eserlerin davalı tarafından izinsiz kullanımı olup olmadığı ve maddi-manevi tazminat talebine ilişkindir
Davaya konu kitapların FSEK 1/B maddesi kapsamında eser vasfını haiz oldukları; davacının ise eser sahibi olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.
Değerlendirilmesi gereken husus taraflar arasındaki hukuki ilişkidir.
Dosyaya sunulu 4 adet yayım sözleşmesi bulunmaktadır.
Kural olarak eserden kaynaklı mali haklar hukuki işlemlere konu edilebilir. Manevi haklar eser sahibine sıkı sıkıya bağlı bulunduğundan hukuki işlemlere konu olamaz, ancak 3.kişilere bu hakların kullanma yetkisi verilebilir.
Somut olayda davacı ile davalı arasında iş ilişkisi bulunduğu, bu iş ilişkisinin devamı sırasında dosyaya sunulu sözleşmelerin imzalandığı, söz konusu sözleşmelerde açıkça “bu eser, hazırlayan tarafından mesai saatleri içerisinde meydana getirildiğinden tüm hakları … Yayın Gıda Tic. Ve San. A.Ş.’ye(davalıya) aittir. Bunun neticesi olarak hazırlayan her ne nam altında olursa olsun herhangi bir talepte bulunmayacaktır” maddesi ile tarafların, davaya konu eserlerin FSEK 18/2 maddesi kapsamında kaldığı hususunda açık iradelerini ortaya koymuş oldukları, davalının, değişik tarihlerde imzalanan söz konusu sözleşmelerde irade sakatlığı bulunduğu yönündeki soyut iddiasını delillendiremediği, buna göre taraflar arasındaki mevcut çalışan-işveren ilişkisinin tek başına -iş kaybetmek korkusu ile- yapılmış olacağının kabulüne yeterli olamayacağı, aksi halin kabulünün benzer ilişkide sözleşme imzalayanlar arasında hukuki güvenliği tehlikeye düşürecek hakkaniyete aykırı sonuçlar doğuracağı, bu itibarla taraflar arasındaki sözleşmelerin sunulan delillere göre geçerli olduğu ve davacının davaya konu eserlerden kaynaklanan tüm mali hakların sahibi olduğu, bu nedenle FSEK 22 ve 23.maddelerinde bahsi geçen çoğaltma ve yayma haklarının davalıya ait olduğu, mali hakların davalıda olması nedeniyle baskı sayısının ve şeklinin bir önemi olmayacağı, davacının FSEK 14, 15 ve 16.maddelerinde düzenlenen manevi haklarının ihlali ile ilgili de bir delil bulunmadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği peşin alınan 853,88 TL harçtan, 59,30 TL ilam harcının mahsubu ile, 794,58 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen maddi tazminat yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/12/2021

Katip ….
¸

Hakim …
¸