Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/344 E. 2021/262 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/344 Esas
KARAR NO : 2021/262

DAVA : Marka’dan Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Önlenmesi, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Önlenmesi, Maddi-Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili şirket “…” markası ile unvanını duyurmuş, … ibaresini ülke genelinde tanınır hale getirmiş ve davacı şirketle özdeşlemiş olduğunu, davacı şirket … markası için tanınmış marka başvurusunda bulunmuş olduğunu, davacı şirketin 14.04.2014 başvuru tarihli, … başvuru numaralı, 19.01.2016 tescil tarihli “…” markasını ve bunun dışında … ve türevleri şeklinde birçok marka için başvuruda bulunmuş ve marka haklarını almış olduğunu, davacı şirketin TPMK nezdinde “….” markasının tescil edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin … markası ile gıda sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, … markası adı altında seri marka oluşturmaya çalışmakta ve tanınmış marka olma yolunda ilerlemekte olduğunu, davalı tarafın … başvuru numarası ile 06.08.2015 tarihinde “…” markası için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuru yapmış olduğunu, davacı şirket tarafından kendi marka hakları kapsamında başvuruya itiraz edilmiş ve TPMK Yeniden İnceleme ve Denetleme Kurulu tarafından başvurularının reddine karar verilmiş olduğunu, davalı taraf red kararına istinaden YİDK kararının kaldırılması amacıyla Türk Patent ve Marka Kurumu ve davacı şirket aleyhine dava açmış olduğunu, Ankara …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada … Esas, … Karar sayılı kararı davanın reddine karar verilmiş olduğunu, istinaf ve temyiz kanun yolları aşamaları tamamlanmış ve neticesinde Yargıtay …. Hukuk Dairesi 26.02.2020 tarihli, .. Esas … Karar sayılı ilamıyla ilk derece mahkemesinin kararı onanmış ve davalının davasının-itirazının reddine karar verilmiş olduğunu, davalının, davacının itirazları ve devamında kesinleşen mahkeme kararı neticesinde halen … markasını kullanmış ve kullanmaya devam etmekte olduğunu, davalının işletmelerinde kullandığı unvan-marka davacının …. markası ile doğrudan benzerlik-ayniyet taşımakta olduğunu, bu doğrultuda davalı davacıya ait markaları kullanarak haksız kazanç elde etmekte ve davacıya ait marka haklarına zarar vermekte, marka haklarını ihlal etmekte olduğunu, kamuoyunda ürün kalitesi ile ilgili olumsuz yargıların oluşması davacının ticari itibarını ve saygınlığını etkilemekte, zarar görmekte olduğunu, haksız ve hukuka aykırı bu kullanım nedeniyle oluşan itibar kaybının bir karşılığı olamayacaksa da bir nebze olsun bu durumla yaşanan mağduriyetin giderilmesi adına 30.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini, davalı tarafın yukarıda adresleri belirtilen şube adreslerinde gıda sektöründe faaliyet göstermekte olduğu … ibaresini tescilli markaymış gibi tüm sosyal mecralarında, tabelalarında, ürün ve ambalajlarında kullanmakta olduğunu, aleyhine tespit istenen şirketin … ibaresini tabelasın, web sitesinde ve tanıtım ürünlerinde kullanması müvekkil şirketin markasına açık bir tecavüz oluşturmakta olduğunu, bu suretle de haksız rekabete yol açmakta olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının markasına yönelik oluşan bu ihlal ve haksız rekabet kapsamında bu aşamada taraflarınca belirlenmesi mümkün olmayan alacakları için fazlaya ilişkin diğer tüm talep dava ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalının uzun yıllardır tatlı sektörünün içinde olup, adeta kendini bu işe adamış olduğunu, yılların emeğini ve tecrübesini 2014 yılında açmış olduğu ilk dükkanı ile “…” markası altında tüketiciyle buluşturmuş olduğunu,. 2014 yılından bu yana ürettiği tatlılar, ürün çeşitliliği ve lezzetiyle tüketiciye hitap ederek büyümüş ve bugün ise 3 şubeye sahip olduğunu, davacının ise gıda sektöründe “…” yemeği ile tanınan, TPE nezdinde “…” kelimesi içeren 20’ye yakın markası bulunmakta olduğunu, davacı tarafın, davalının marka başvurusuna yapmış olduğu itiraz “…” markasının “…” markası ile benzer anlamsal, sescil ve görsel etki bıraktığı, kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerin birbiriyle ilişkili ve aynı türden bulunduğu gerekçeleriyle kabul edilmiş olduğunu, davacı firmanın marka başvuru tarihi, davalı marka başvurusundan daha geç bir tarih olmasına rağmen, haksız bir şekilde davalının marka başvurusunun reddine karar verilmiş olduğunu, müvekkilinin “….” marka hakkına sahip olamadığı için, 22.06.2020 tarihinde 29/30/35/43 sınıflarında ” …” markasına başvurmuş olduğunu, akabinde, internet sitesi dahil olmak üzere, “… ” markasının kullanımına son vermiş olduğunu, davalının, davacının markasına tecavüzü iddiası kabul edilemeyeceği gibi aksine, davalının oluşturduğu marka üzerinden davacı haksız kazanç sağlamaya çalışmakta olduğunu, davalının kullanmış olduğu “…” markasının taklit olduğunu bilmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, “…” kelimesi, ülkemizde pek çok alanda, önüne veya arkasına almış olduğu kelimelerle birçok farklı kombinasyonlarda karşımıza çıkmakta olduğunu, davacının, “…” kelimesini içeren birçok kombinasyonla marka hakkı almış olduğunu, ancak bunlardan “…” ile davacının uzaktan yakından bir alakası olmayıp, davacının şerbetli tatlı sektörüyle ilgili çalışması bulunmamakta olduğunu, burada zarara uğrayanın davalı olduğunu, davalının yaratmış olduğu marka, haksız olarak elinden alınıp, bundan haksız bir gelir elde eden davacı, davalının oluşturduğu saygınlığı kullanarak bundan gelir sağlamayı hedeflemekte olduğunu, ortada davacının uğradığı bir zararın mevcut olmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı tarafça, davacı adına tescilli marka tescil belgeleri ve Ankara …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/03/2018 tarih, … esas, … karar sayılı kararı dosyaya sunulmuş, tetkikinde; davacının …, davalıların …. Kurumu, …. Sanayi Ticaret A.Ş.olduğu, davanın, YİDK’nın … sayılı kararının iptali talebine yönelik olduğu, yargılama sonunda davacının davasının reddine karar verildiği ve hükmün İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen esastan red kararının Yargıtayca onanması üzerine 26/02/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Dosya, davalının, davacıya ait markalara tecavüz ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa miktarı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 25/06/2021 tarihli raporlarında; “Davalıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen www. …com.tr” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, ancak sitenin güncel olarak tek sayfadan oluştuğu ve içeriğinde “Web sitemiz hazırlanıyor. Dilerseniz kısa bir süre sonra tekrar ziyaret edebilirsiniz.” şeklinde bir açıklama bulunduğu ve başkaca bir sayfa bulunmadığı, alan adının … (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 05.09.2017 tarihinin kayıt olunduğu, Davalıya ait olan ilgili internet web sitesinin *www…com.tr” adresinde davalı tarafından en son ne zamana kadar aktif olarak kullanıp kullanılmadığını tespit edebilmek adına web arşiv sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda İlgili internet sitesinin 2017 yılından bu yana arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve 2020 yılına ait en son tespit edilen “28 Kasım 2020” tarihli arşivde dahi davalı tarafından internet sitesini aktif olarak kullanıldığı, 2021 yılına ait tespit edilen 25 Ocak 2021 tarihli ilk arşivde İlgili internet sitesinin içeriğinin kaldırılarak tek sayfaya düşürüldüğü ve içeriğinde “Web sitemiz hazırlanıyor. Dilerseniz kısa bir süre sonra tekrar ziyaret edebilirsiniz.” şeklinde olarak belirtildiği tespit edildiği, davalı yanın tespit edilen kullanımlarının davacı yana ait tescilli markalar ile iltbasa sebebiyet verdiği, ilgili markalara tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu ve ilgili kullanımların davacı yan ile haksız rekabete sebebiyet verir mahiyette olduğu, davalı tarafın, incelenen ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, Kazanç hesabında, davalı tarafın, dava konusu marka kullanımının tespit edildiği 05.09.2017 tarihinden, dava tarihine (18.11.2020) kadar olan sürenin dikkate alındığı, davalı tarafın, dava konusu marka kullanımının tespit edildiği 05.09.2017 tarihinden, dava tarihine (18.11.2020) kadar olan süre dikkate alınarak, mali tablolarında görülen Faaliyet Kazancı ve Faaliyet Karlılık oranı üzerinden yapılan hesaba göre, dava konusu marka kullanımı nedeni ile elde ettiği muhtemel kazancın 45.104,28 TL.’ sı olarak hesap edildiği, davacı tarafın, maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 19/07/2021 tarihli dilekçesi ile, davalı tarafın cevap dilekçelerinde de açıkça ikrar ettikleri üzere 2014 yılından itibaren … künefe markasını tüketici ile buluşturduklarını, bilirkişi raporunda da bu durum özetle belirtildiği halde hesaplama 2017 yılından itibaren yapıldığını, işbu nedenlerle bu hesaplamanın başlangıç tarihi olarak eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını, yani bu durumda 2014 yılından itibaren hesaplama yapılarak tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğini, vergi dairesi ve esnaf odasından sorulabilecek müzekkereler doğrultusunda da davalının ne zamandan beri … markasını kullandığı tespit edilebileceğini, ayrıca davalı tarafın ticari defterleri de incelendiğinde işyeri ruhsatı ve çalışma belgelerinde de … adı ile ne zamandan beri faaliyet gösterdiklerinin tespit edilebileceğini, davalı taraf … şirketinde de halen ” …” olarak faaliyet göstermeye devam ettiğini, davalı tarafın … marka başvurusunun da 06.08.2015 tarihinde olduğunu, işbu nedenlerle mahkemece var olan eksik delillerin toplanmasını ve neticesinde yeniden hesaplama yapılmak üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdini talep etmiştir.
Davalı vekili 28/07/2021 tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin marka başvurusundan doğan hakları, iptal davasının kesinleşmesine kadar devam etmekte olup, müvekkilin korunan hakları 05.06.2020 tarihinde kesin olarak son bulduğunu, buna rağmen bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalarda 2017 yılından itibaren hesaplama yapıldığını, ancak davacının markası 13.11.2019 tarihinde tescil edildiğini, müvekkilin başvuru ile korunan hakları ve açmış olduğu marka tescili davası bir an için göz ardı edilse dahi, davacının tescilden önceki kullanımlara ilişkin hak talep edemeyeceğini, davacı da markanın 2014 yılından itibaren kullanıldığını, bu sebeple hesaplamanın hatalı yapıldığından bahisle geçmiş yılların da hesaplanmasını talep ettiğini, bu durum dahi davacının sürecin başından beri iyi niyet kuralları çerçevesinde hareket etmediğinin açık bir ispatı olduğunu, bilirkişi itiraz dilekçelerindeki taleplerinin reddini talep ettiklerini, müvekkilinin marka tecavüz fiilini gerçekleştirmediği dosyada sabit olduğundan davacın mesnetsiz davasının reddine, mahkemece aksi görüşte kanaatin oluşması takdirde, hesaplamanın; müvekkilin marka hakkının son bulduğu 05.06.2020 tarihinden, internet sayfasının aktif olduğu 17.11.2020 tarihi arasındaki dönemler arasındaki kazancın, hakkaniyete uygun bir oranla takdir edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının cevap dilekçesindeki kullanım tarihine ilişkin beyanı çerçevesinde davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler 26/10/2021 tarihli raporlarında; “Kök raporda maddi tazminat hesabı yapılırken, davalı tarafın internet
sayfası üzerinde tespit edilen en eski kullanım tarihi olan 05.09.2017 tarihi dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, Sayın Mahkeme tarafından bu defa verilen görev doğrultusunda, davalı tarafın cevap dilekçesindeki, 2014 yılından bu yana dava konusu markanın kullanıldığı beyanı dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, davalı tarafın mükellefiyetinin 22.04.2015 tarihinde başladığı ve 2014 yılında satışının olmadığının tespit edildiği, Davalı tarafın, ticari faaliyete başladığı 22.04.2015 tarihinden, dava tarihine (18.11.2020) kadar olan süre dikkate alınarak, mali tablolarında görülen Faaliyet Kazancı ve Faaliyet Karlılık oranı üzerinden yapılan hesaba göre, dava konusu marka kullanımı nedeni ile elde ettiği muhtemel kazancın 45.521,52 TL.’ sı olarak hesap edildiği”ni bildirmişlerdir.
Davacı vekili 05/11/2021 tarihli dilekçesi ile, 20.000,00 TL olan maddi tazminat taleplerini 45.521,52 TL olarak artırarak eksik harcı ikmal ettikleri görülmüştür.
Davalı vekili 10/11/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda, salt davacı taraf beyanları doğrultusunda hesaplama yapıldığını, davacı tarafın “…” markasının kullanımına ilişkin olarak davasını açtığını, müvekkilinin davacının markasını kullanmakta bir yarar sağlamasının mümkün olmadığını, davacı tarafın ıslah dilekçesinin reddini talep ettiklerini, dosyanın yeni bilirkişi heyetine tevdi edilerek yeni rapor alınmasını, aksi takdirde ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava, davalının, davacı markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabeti nedeniyle bu tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda davacı adına tescilli markalar ile davalı kullanımlarında aynıyet taşıyan “…” kelimesi ayırd edici unsur mahiyetindedir ve aynı ve benzer emtia ve hizmetlerde tescilli taraf markaları arasında tüketici nezdinde karıştırma ihtimali doğurmaktadır. Dosyaya celbedilen deliller, alınan raporlar ve sabit olduğu üzere davalı markasının bu karıştırma ihtimali ile davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Davaya konu olayda davalının ticari faaliyete başladığı 22/04/2015 tarihinden, dava tarihine kadar olan sürede dava konusu marka kullanımı nedeniyle elde ettiği muhtemel kazanç 45.521,52 TL olarak tespit olunmuş ve bilirkişi raporu hükme esas alınarak maddi tazminat talebinin ıslah edilmiş hali ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İhlal edilen hakkın boyutu, kusurun derecesi ve tarafların mali durumları nazara alınarak davalı 30.000,00 TL manevi tazminatın yeterli ve dengeleyici olacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm gerekçelerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalının, davacıya ait “…” esas unsurlu markalarından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunduğu anlaşıldığından bu tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine, davalının tecavüz oluşturan ve “…” ibaresine havi tabelalarının indirilmesine,
-45.521,52 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Hüküm özetinin masrafı davalı tarafça karşılanmak suretiyle tirajı en yüksek ulusal çapta yayın yapan 3 gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 5.158,87 TL harçtan, 853,88 TL peşin harç, 436,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.868,99 TL harcı davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 853,88 TL peşin harç, 436,00 TL ıslah harcı, 54,40 TL başvurma harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 148,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.492,28 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2021

Katip ….
¸

Hakim …
¸