Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/337 E. 2021/231 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/337 Esas
KARAR NO : 2021/231

DAVA : Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti
DAVA TARİHİ : 06/11/2020

BAKIRKÖY 2. FSHHM 2021/348 ESAS SAYILI DOSYADA

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 25/11/2020
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, …’ın kendi adına tescil ettirdiği “…” marka grafik tablet ve kalem ürününün satışını yaptığını, davalı tarafın çeşitli e-ticaret sitelerinde “…. … ” adında müvekkilinin markasını kullanarak satış yaptığını, Türkiye Noterler Birliğinin uygulaması aracılığı e-tespit yapıldığını, https://www….com/… ve https://www… com/… uzantılı sitelerde davalının satış yaptığını, davalı şirket ile müvekkili arasında söz konusu eserlerin çoğaltılmasına veya çoğaltılmış nüshaların satışa çıkarılmasına dair herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davalı tarafın “…” ibaresini ürünlerinde kullanmasının müvekkilinin markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu, bu suretle de haksız rekabete yol açtığı beyan edilerek, markaya tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının arabuluculuk başvurusu koşulunu yerine getirmediğini, davanın kötü niyetli mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, dava dışı ana firma …. Ltd., alt şirket … Ltd. ve üreticisi …. Ltd. ait olan (…) markasının tescilli sahibi olduğunu, davalı olan firmanın da, dava dışı firmanın …(…) markalı ürünlerinin Türkiye de tek dağıtıcısı ve distribütörü olduğunu, (…) marka grafik tablet ve kalem ürünlerini ithal ederek ülkemizde farklı firmalara ve e-ticaret pazarlarında satışını yaptığını, dava dışı …. Ltd. ait olan … (…) markası yaklaşık 10 yıldır Çin de ve tüm dünyada grafik tablet, kalem ürünlerinin tasarımını, geliştirilmesini kendi markası adı altında yaptığını, dava dışı şirketler … Ltd. , … Ltd. ve üreticisi …. Ltd. … (…) markasını, Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Fikri Mülkiyet Ofisinde, … kabul tarihi, Başvuru Numarası …, 19/03/2018 tescil tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri USPTO Başvuru Numarası …., Nice sınıflandırması 009, 15/11/2017 başvuru tarihinde, Avustralya – IPA Başvuru Numarası … Tescil numarası …, 04/02/2020 tescil tarihinde, Filipinler Fikri Mülkiyet Ofisi, … Tescil No, 16.06.2019 tescil tarihinde, Hindistan Ticari Marka No:…, 05.03.2019 tarihinde, …. marka numarası, 06.03.2019 tarihinde tescil edildiğini, Türk Patent başvuru numarası …. başvuru tarihi 05/08/2020 olmak üzere … markasının adına tescili amacıyla 9 nice sınıfı kapsamında başvuruya konu ettiğini, davalı firmanın distribütör olarak www…com.tr internet adresinin isim hakkını aldığını, markanın bu kadar tanınmış olmasına rağmen Türkiye’de tescilsiz marka statüsünde olmasını fırsat gören davacının kötü niyetli olarak Türk Patent ve Marka Kurumuna …başvurusu numaralı, 26.03.2020 başvuru tarihi … tescil numaralı, 02.10.2020 tescil tarihli, 35 nice sınıfı, 349 bülteni ile “…” markasını adına tescil ettirdiğini, davacının, “…” marka ürünleri dava dışı şirketten aldığını, davacının ithal ettiği ürünleri doğrudan satış pazarlarında sattığını, dava dışı firma tarafından yaklaşık 10 yıldır (…) markalı ürünlerin tanıtılması amacıyla ciddi yatırımlar yapıldığını, davalı firmanın, dava dışı … Ltd. Şirketinin Türkiye de tek distribütörü olup, (…) markasının tüm haklarına Türkiye’de sahip olduğunu, davacının, dava dışı firmadan para istediğine dair birçok yazışması bulunduğunu, söz konusu markanın hükümsüzlüğü talepli Bakırköy … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile başvuru yapıldığını, dava dışı firmanın 10 yıldır markanın gelişimini, tanıtılmasını sağlamaya yönelik ciddi yatırımlar yaptığını, davacının hiç bir emek harcamadığı eserin marka hakkını adına bir harf değişikliği ile tescil ettirmekle yetinmediğini, dava dışı … Ltd. Firması yetkilisi ile … mesajlaşma sistemi üzerinden iletişime geçerek 30 bin dolar verilmemesi halinde hiç bir ürün sattırmayacağını, ürünlerin Türkiye’de sadece kendisi üzerinden satılması halinde müsaade edebileceğini, aksi halde hiç bir şekilde ürün satışına müsaade etmeyeceğini belirtip açıkça kötü niyetli tescili kullanarak tehdit ile para almaya çalıştığını, davacının amacının ürünün, Türkiye’de kendisi dışında satış yapılmasını engellemek ve haksız rekabet ortamı oluşturarak kazanç sağlamak olduğu hususlarını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA DAVA : Birleşen dosya davacı vekili birleşen dosyaya tevzi olunan dava dilekçesi ile, müvekkilinin dava dışı …. Ltd.ile … Ltd’nin Türkiye Distribütörü olarak üreticisi dava dışı … firması olan … markasının tek resmi dağıtıcısı olduğunu, ayrıca müvekkilinin distribütör olarak www…com.tr internet adresinin isim hakkını da aldığını, markanın bu kadar tanınmış olmasına rağmen Türkiye’de tescilsiz marka statüsünde olmasını fırsat gören davalının kötüniyetli olarak TPMK nezdinde … tescil numarası ile … markasını adına tescil ettiğini, davalının markası ile tescilsiz olarak Türkiye’de satışı yapılan … markası ile benzerlik gösterdiğini, davalı bu benzerliği kullanarak üretmediği, arge çalışması yapmadığı, hehrangi bir yatırımı bulunmadığı markayı ve markanın ürünlerini www…com sitesinde dükkan açarak satışını yaptığını, davalının markası ile müvekkilinin tek satıcısı olduğu marka arasındaki benzerlik kullanılarak hem marka hakkına tecavüz edildiğini, hem de müvekkili firmanın ürün ithal etmesi engellenerek satış yapmasının imkansız hale geldiğini, davalının müvekkiline karşı Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile müvekkili şirketin markaya yaptığını iddia ettiği tecavüzün durdurulması ve maddi-manevi tazminat talebinde bulunduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle davalı adına kayıtlı … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın müvekkili adına tescili yapılmış … markasını müvekkilinden hiçbir surette izin almaksızın hukuka aykırı şekilde kullandığından müvekkiline ait tescilli markasına vaki tecavüzünün tespiti ve meni ile tazminat talepli Bakırköy … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde … esas sayılı dosya ile ikame edildiğini, davalı tarafın kötüniyetle hareket ettiğini ve işbu davayı açtıklarını, marka tescillerinin ülkemizde kullanımı olmaması sebebiyle işbu davaya dayanak teşkil edilemeyeceğini, dolayısıyla dava dışı şirketlerin ve davalının Türkiye’de tescili haiz bir faaliyetinin ve tescil belgesinin olmaması taleplerinin haklı olduğunu ispatladığını, açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan … adına tescilli markanın sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalının, davacıya ait … tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı hususlarında; birleşen dosyada yönünden davalı yana ait … tescil numaralı markanın önceye dayalı gerçek hak sahipliği ve kötüniyetli tescil nedenleri ile hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 15/04/2021 tarihli raporunda; “BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN; Davalı / Birleşen Davada Davacı yanın SMK 6/3 kapsamında … ibaresi bakımından “gerçek hak sahibi olduğunun” dosya münderecatından anlaşılamadığı, bu minvalde birleşen dava konusu … kod numaralı … ibareli markanın SMK’nın 6/3. Maddesi kapsamında hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, Davalı / Birleşen Davada Davacı yanın hak sahibi olduğunu iddia ettiği markaların davacı / birleşen davada davacı yana ait markanın tescil müracaatına konu edildiği tarihte tanınmış olduğunun ispatlanamaması nedeni ile birleşen dava konusu … kod numaralı … ibareli markanın SMK’nın 6/3. Maddesi kapsamında hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, …. ibaresinin yurtdışında birden fazla ülkede birden fazla kez müracaata konu edilmiş olması, ilgili ibarenin dilimizde herhangi bir anlam ifade etmeyen / yaratılmış bir ibare olması, ilgili ibarenin yurtdışında tescil müracaatına konu edildiği mal ve hizmet sınıfları ile aynı / benzer sınıflarda davacı / birleşen davada davalı adına tescil müracaatına konu edilmiş olması, dosya münderecatında ver almak ile birlikte davacı / birleşen davada davalı yan ile yurtdışında bulunan firma yetkilileri ile yapılan görüşmelerin varlığı ve görüşmelerin içeriği değerlendirildiğinde ( ilgili görüşmeler davacı / birleşen davalı tarafından inkar edilmemiştir. ) tüm bu hususların “tesadüfen gerçekleştirildiğinin değerlendirilemeyeceği” hususları göz önünde bulundurulduğundan Birleşen davada davalı ….’ın dava konusu …kod numaralı … ibareli marka tescil başvurusunu gerçekleştirmesinin kötü niyetli olduğunun değerlendirilebileceği, bu halde ilgili markanın SMK 6/9 hükmü çerçevesinde tümden hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, ASIL DAVA BAKIMINDAN; her ne kadar Birleşen dava ile davacı / birleşen davada davalı yan adına tescilli … kod numaralı, … ibareli görselini ihtiva eden markanın tümden hükümsüzlüğü şartlarının oluştuğu, bu halde asıl dava ile talep edilmekte olan markaya tecavüz ve haksız rekabetin varlığından bahsedilemeyeceği kanaati hakim ise de ilgili markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmeyeceği ile ilgili hususta nihai takdirin yalnızca mahkemeye ait olması ve taraflarında oluşmuş olan kanaatin aksi yönünde kanaatin mahkemede oluşması ihtimaline binaen incelemeler devam etmiş olmak ile birlikte, Davalı / Birleşen Davada Davacı yanın yaptığı kullanımların Davacı / Birleşen Davada Davalı … adına tescilli … kod numaralı, … ibareli marka ile nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu, ilgili kullanımların davacı / birleşen davada davalı yana ait markaya tecavüz teşkil ettiği, ilgili kullanımların davacı / birleşen davada davalı ile haksız rekabete sebebiyet verdiği, ancak birleşen davada bildirdiğimiz “davacı / karşı davalı yana ait markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu” yönündeki kanaatlerimize itibar edilmesi halinde herhangi bir tecavüz ya da haksız rekabetten bahsedilemeyeceği” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davacı … vekili 21/04/2021 tarihli dilekçesi ile, 6769 sayılı kanunun 6/3 maddesi bakımından yapılan değerlendirme neticesinde markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığını, bilirkişi raporunda davalı/birleşen davada davacının ülkemiz nezdinde herhangi bir faaliyetinin tespit edilemediğinin açıkça beyan edilmişken “kötüniyetli tescil” nedeniyle neticede markanın hükümsüz olduğu kanaatine varıldığından işbu bilirkişi raporuna itibar edilemeyecğini, kötüniyet değerlendirilirken dava dışı şirketlerin markayı kullanmak için müvekkiline para teklif ettiğine dair yazışmaların dikkate alınmadığını, asıl dava bakımından davalı tarafın kullanımlarının müvekkiline ait markaya tecavüz teşkil ettiğini, bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 18/06/2021 tarihli dilekçesi ile, maddi tazminat talebinin 151/2-b maddesi uyarınca hesaplanmasını talep ettiği görülmüştür.
Dosya, taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda; ana dosyada davalının, davacıya ait … tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı hususlarında, birleşen dosyada davalı yana ait … tescil numaralı markanın önceye dayalı gerçek hak sahipliği ve kötüniyetli tescil nedenleri ile hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 14/09/2021 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “ASIL DAVADA: Davalı/karşı davacı “…” ibaresi üzerinde gerçek (eskiye dayalı) ve öncelikli hak sahibi olduğu için, “…” ibaresini kullanmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği, verilecek hükümsüzlük kararının geriye etkisi nedeniyle de “tecavüzün” ve bağlantılı olarak tazminat ve Haksız Rekabetin söz konusu olmayacağı, BİRLESEN DAVADA: SMK m.6/3 uyarınca “gerçek hak sahipliğine” dayalı hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu, SMK m.6/4 uyarınca “tanınmış markaya” dayalı hükümsüzlük şartlarının mevcut delillere göre oluşmadığı, SMK m.6/9 uyarınca “kötüniyete” dayalı hükümsüzlük şartlarının takdirinin Mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 24/09/2021 tarihli dilekçesi ile, davalı/birleşen davacının ülkemiz nezdinde herhangi bir faaliyeti bulunmadığı hususunun 15/04/2021 tarihli bilirkişi raporu ile dosyada sabit olduğunu, ancak heyet raporunda gerçek (eskiye dayalı) ve öncelikli hak sahibinin birleşen hükümsüzlük davasının davacısı olduğu kanaatine varıldığını, SMK 6/4 maddesi bakımından yapılan değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, işbu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, davalı tarafın distribütörü olduğunu beyan ettiği dava dışı şirketlerin uluslararası başvuru konusu edilmiş olan markaların müvekkilinin tescil tarihi olan 26/03/2020 tarihinde tanınmış marka statüsünde olmadığının açıkça tespit edildiğini, işbu beyana konu bilirkişi raporunda da davaya konu markanın ürün satışının Nisan 2020 sonrasında artmaya başladığı hususunun detaylı şekilde açıklandığını, bilirkişi heyet raporunda davalı “… San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından tespit edilen ilk satış tarihinin 22 Kasım 2020 olarak tespit edildiğini, müvekkili ve kardeşinin taraflarınca tespit edilebilen en erken tarihli satışının ise 24 Ağustos 2020 olduğunu, sadece bu husus gözetildiğinde dahi bilirkişiler tarafından eksik inceleme yapıldığının ortada olduğunu, kanunun 6/9 maddesi bakımından değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin her ne kadar ürünleri ithal ederek satışını gerçekleştirmişse de müvekkilinin yurtdışında tescilli bir marka olduğu konusunda bilgisinin bulunmadığını, markanın Türkiye’de tanınırlığını müvekkilinin sağladığını, itirazları doğrultusunda yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili 03/10/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunun 6769 sayılı kanunun 6/4 maddesini hatalı yorumlayarak düzenlendiğini, bilirkişinin dünyada onlarca ülkede tescil edilmiş bir markanın Türkiye’de bilinirliğinin olmadığı hususunun izaha muhtaç olduğunu, müvekkilinin, dosya kapsamında … markasının internet sayfasını delil olarak sunduğunu, bir çok ülkede tescil başvurusunu sunduğunu, Türkiyede satış yapılan sitelerin adreslerini bildirdiğini, yine kullanım alanında en çok satılan ve bilinen ürün olduğunu izah ettiğini, bilirkişinin tüm bunlara rağmen dosya kapsamında kalarak herhangi bir araştırma yapmadan raporunu hazırladığını, … markasının Türkiyede ve Dünyada bilinirliği yüksek ve çok değerli bir marka olduğunu, tablet alanında dünyaca tanındığını, elektronik bir ürünün tüm dünyada tescil edilecek kadar tanınmasına rağmen ülkemizde tanınırlığının bilinmediği şeklinde rapor düzenlenmesinin teknik olarak izahı zor bir durum olduğunu, bu sebepler raporun bu kısmının hatalı değerlendirme ile hazırlandığını beyan etmiştir.
Asıl davada dava, davalının, davacı markasından doğan haklarına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve men’i; birleşen davada dava, birleşen dosya davalısı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Birleşen davada, Mahkememizce markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
Somut olayda, birleşen dosya davası önceye dayalı gerçek hak sahipliği, tanınmışlık ve kötüniyetli tescil iddiaları ile davaya konu markanın hükümsüzlüğünü talep etmektedir.
6769 sayılı SMK’nun 6/3 maddesine göre “başvuru tarihinden veya rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaretin sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
Somut olayda birleşen dosya davalısına ait … tescil numaralı markanın başvuru tarihinin 26/03/2020 olduğu; “…” markasının Türkiye’de 2019 yılı içinde ticarete konu edildiği, dava dışı uluslararası tescil sahibi firmanın yurtdışı internet satış siteleri aracılığıyla tescilsiz ticaretinin yapıldığı, bu itibarla davacının distribütörü olduğu firmanın, davalı tescilinden önceki tarihte “…” markasını Türkiye’de ticari olarak kullandığı anlaşılmıştır. Ne var ki davacının sunduğu deliller, davalı tescilinden önce söz konusu markanın Türkiye’de tanınmış düzeye geldiğini ispata yeterli değildir. Bununla birlikte uluslararası alanda pek çok tescili dosyaya sunulmuş olan ve uluslararası alanda tanınmışlığı daha yüksek olduğu anlaşılan davacının distribütörü olduğu firma markasının, aynı sektörde ticaret yapan davalı tarafından bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, davalının bizzat “…” markalı ve davacı firmaya … Distribütörlük veren Çin Menşeili … Ltd’den ürün satın aldığı ve bu firma ile ticaretinin bulunduğu yine dosyaya davalı tarafından sunulan gümrük beyannameleri ile sabit olduğu anlaşılmıştır. Tesadüfen bulunup tescil edilemeyecek kadar orjinal olan “…” markasının davacının distribütörü olduğu firma markasından tamamen bağımsız ve habersiz tescilinin inandırıcı ve mümkün görünmediği, tescil tarihinden önce Türkiye’de ticarette kullanılan markadan davalının da ticaret yaparak haberdar olduğu, buna rağmen tescilini sağladığı, söz konusu tescilin iyiniyetli kabul edilemeyeceği ve 6769 sayılı SMK’nun 6/9 maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının tüm sınıflar yönünden gerçekleştiği kanaatine ulaşılmıştır.
Birleşen dosya bakımından verilen hükümsüzlük kararının geçmişe etkili olması nedeniyle marka hakkına tecavüz iddiasından kaynaklı asıl davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
ASIL DAVADA;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
BİRLEŞEN DAVADA;
1-Birleşen dosya davacısının davasının KABULÜ ile;
-Birleşen dosya davalısı adına kayıtlı … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Birleşen dosyada davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 7.375,00 TL vekalet ücretinin birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine,
4-Birleşen dosya davacısı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 169,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.777,80 TL yargılama giderinin birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸