Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/333 E. 2021/236 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/333 Esas
KARAR NO : 2021/236

DAVA : Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması Önlenmesi ile Tazminat ve Marka’nın Hükümsüzlüğü

DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili olan şirketin, tarım ve bahçe sektöründe, tarımsal makine ve aletleri … adıyla yüksek kaliteli ürünler üreten, ulusal ve uluslararası alanda önemli bir şirket olduğunu, davalı …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin, TPMK nezdinde “… …” markası için tescil başvurusunda bulunduğunu, davalının başvuruya ve marka kullanımı için hazırladığı modelin, müvekkili adına tescilli “…” markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer hatta aynı olduğunu, davalı ve müvekkilinin aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, müvekkili olan şirketin 7. ve 8. sınıflarında marka sahibi olduğunu, davalının markasının da 7. Sınıfta tescil ettirildiğini ve müvekkili ile ayniyete varacak derecede benzer mallar ürettiğinden, “… …” markasının kullanılmasının tüketicinin yanılmasına yol açabileceği ve müvekkilin markası olan “…” üzerinden haksız yarar elde edebileceğinden markanın itibarının zarar görebileceğini, davalı şirketin … markasını kullanmasının markalar ayırt edilemeyecek derecede benzer hatta aynı olduğundan marka hakkına tecavüz ve Haksız Rekabet teşkil eder nitelikte olduğunu, davalının, Müvekkili olan şirket ile aynı sektör içerisinde bulunduğunu, aynı tür ürünleri ürettiğini, müvekkilinin ürün ağı içerisinde “…”nın da olduğunu, dvalının markasının ürün görsellerinde “… ” kısmının öne çıkarılarak ürünlere yerleştirildiğini işbu kullanımların müvekkilinin “…” markası ile açıkça benzerlik ve iltibas teşkil ettiğini, davalının “…” markası altında sunulan mal ve hizmetlerin müvekkiline ait olduğu düşünülerek davaya konu markanın tercih edileceği ve tüketicilerin bu şekilde aldatılacağını, tüketicilerin “…” markasından memnun kalmaması halinde … markasının itibarının zarar görmüş olacağını, davalının mezkur fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı şirketin “…” markası ile haksız kazanç sağlamayı hedeflediğini, izah edilen nedenlerden ötürü davalının eylemlerinin hukuka aykırılığının tespitine, durdurulmasına, davalı şirketin müvekkile ait … markası ile marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden …markasının hükümsüzlüğüne, davalının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte; müvekkil şirkete 5.000 TL maddi tazminat, 250.000,00 TL manevi tazminat ödemesine karar verilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, zorunlu Arabuluculuk Başvurusunun bir dava şartı olduğunu, , arabuluculuk dava ön şartının yerine getirilmediğini ve davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı ile müvekkili olan şirketin markalarının farklı sınıflarda olduğunu ve müvekkili olan şirketin markasının iptal ettirilmesinin mümkün olmadığını, davacının … markasının 7 ve 8. sınıflarda tescilli olduğunu, müvekkili olan şirketin markasının 35. Sınıfta tescilinin bulunduğunu, davacının tanınmış marka belgesi olmadan böyle bir talepte bulunma hakkının bulunmadığını, müvekkilinin üretim alanı olan süt sağma makinası bakımından … ismi ile üretilmiş ve piyasaya sunulmuş bir tek ürünün dahi bulunmadığını, davacının başkaca bir sınıftaki ürünün üretimini engellediğini , müvekkili olan şirketin ürününün, üretimini engellediği, ürünün piyasada tutması ve tercih görmesinden faydalanmak istediğini, … isminin genel bir kullanım olduğunu kısaca … şeklinin kısaltılması olduğunu, … ismi ile birden fazla şirketin tescili olduğunu, … isminin kullanılmasında bir engel bulunmadığını, müvekkili olan şirketin … ismi ile devir tarihinden önce üretim ve satış yapmaya başladığını, davacının basiretli tacir gibi araştırma yapma yükümlülüğünün bulunduğunu, davacının üretiminin sadece çapa ve tarım aleti olduğunu, hayvancılık alanında bir üretimi bulunmadığından ürünlerin karışıklığa neden olamayacağını, izah edilen nedenlerden ötürü haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalı adına tescilli marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalıya ait … tescil numaralı markanın davacı tarafa ait markalar ile benzerlik, karıştırılma ihtimali, kötüniyet nedeniyle hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı markasının ve fiili kullanımlarının davacıya ait markalardan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, tazminat koşullarının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarı hususlarında rapor tanzim edilmesine karar verilmiş, dosya konusunda uzman bilirkişilere tevdii edilmiş, bilirkişiler 06/10/2021tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “davalı yana ait … kod numaralı markanın SMK 6/1. Hükmü çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu,davalı yana ait … kod numaralı markanın SMK 6/9. hükmü çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı,davalı yanın dosya münderecatında tespit edilen markasal kullanımlarının davacı yana ait markaya tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu, davalının davacı yan ile haksız rekabet teşkil eder kullanımlarının dosya içerisinden tespit edilemediği, davacı yanın dava tarihinden önce süt sağma makinası kullanımları tespit olunamadığından davacının talepleri çerçevesinde 151/2-a hükmü kapsamında mali inceleme yapılamadığı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 25/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle ; dosyaya sunulan bilirkişi raporunda bir markanın başka bir marka ile karıştırılması ihtimalini içeren tespitlerin olmadığını, o marka ile üretilen ve tüketiciye sunulan ürünlerin neler olduğunun tespitinin yapılmadığını, ibraz edilen raporda tescillerin dikkate alınmadığını, ve diğer marka ile ayırt edilmeyi sağlayan eklerin hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, bilirkişi davacının … markasını esas aldığını buna karşılık ise müvekkil markası olan … şeklinde tescilden sadece … kısmını esas alarak değerlendirme yaptığını, müvekkil tescilinde tek başına … kelimesi bulunmadığını, … kelimesi ile bitişik şekilde … kelimesi bulunduğunu, müvekkil tarafından bu marka ile sadece süt sağma makinesi üretilip satıldığını, bilirkişinin müvekkil markasında sadece … kelimesini esas aldığını, davacının dava dışı kişi ile yapmış olduğu sözleşmenin … ibaresinin 7 sınıf için sadece kendisine ait olduğu şeklinde olmadığını, aksine sadece 7 sınıfta bulunan belirli ürünler için olduğunu, aynı sınıfta bulunan diğer ürünlerin kullanım hakkının başka kişiye ait olduğunu, devir eden şirketin aynı isim ile üretime devam ettiğini, izah edilen nedenlerden ötürü dosya kapsamına uyan bir inceleme yapılması için yeni bir bilirkişi atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 20/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle ; Alınan bilirkişi raporunda “davalı yanın davacı yana ait markadan haberdar olduğu değerlendirilse dahi, bu haberdar olma durumunun, davalı tarafın dava konusu marka tescil başvurusunu gerçekleştirirken kötüniyetli olduğu anlamına gelmeyeceğini, davalı yanın markasında yer alan tali nitelikteki sair unsurların varlığının da davacı yanın başvuru sırasında kötüniyetle hareket etmediğine emare teşkil ettiğini, davalı yana ait dava konusu markanın SMK 6/9 madde hükmü çerçevesinde hükümsüzlüğü şartlarının oluşmadığı” şeklinde ileri sürülen tespitin anlaşılmasının oldukça güç olduğunu, objektif olmaktan uzak işbu tespitin kabulünün mümkün olmadığını, raporda sunulan Yargıtay kararları dahi davalının kötüniyetli olduğunu ortaya koymaktayken “dosya münderecatında var olan bilgiler incelendiğinde davalı yanın dava konusu marka tescil başvurusu gerçekleştirdiği tarihte kötüniyetli olduğunu gösterir herhangi bir veriye ulaşamadığı” şeklinde görüş ileri sürülmesinin son derece afaki olduğunu, davalı şirketin, kötü niyetli olarak müvekkilin markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmasının TTK 54, 55 ve devamı madde hükümleri gereğince haksız rekabet teşkil ettiğini, Davalının üretip piyasaya sürdüğü makinaları, müvekkil şirketin üretimi sanarak satın alan tüketicilerin üründen memnun kalmaması veya bozulması gibi sebeplerle müvekkil firmaya ulaşarak şikayetlerini dile getirdiklerini, bu durumun müşteri kitlesini olumsuz yönde etkileyeceğini, müvekkil firmaya olan güvenin ve itibarın zedeleneceğini, İzah edilen nedenlerle “davalının kötüniyetli olmadığı, haksız rekabet teşkil eder kullanımının olmadığı ve mali inceleme yapılamadığı” yönündeki hukuka aykırı tespitlere itirazla dosyanın yeniden bilirkişiye tevdii ile itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava; davalının, davacıya ait markadan doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ile tazminat ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Benzerlik incelemesi yapılırken kıyaslanan markaların asli ve tali unsurları tespit edilerek markaların bütününün tüketici nezdinde bıraktığı genel izlenimde yarattığı sonuç bulunmalıdır. Bu inceleme yapılırken taraf markaları görsel, işitsel, anlamsal ve sınıfsal olarak karşılaştırılmalıdır.
Buna göre; davacının davaya dayanak markası “…” kelime unsurundan oluşmaktadır. Bu kelime … ve büyük harf karakterleri ile … şekli içerisinde yer almaktadır. Zemin … şeritler olarak renklendirilmiştir. Markanın bütüncül değerlendirilmesinde asli ve ayırdedici unsurunun “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı markası ise “… ” şeklindedir. Markada ayrıca görsel ve şekilsel bir unsur yer almamaktadır. Söz konusu markada “…” ibaresi dışında yer alan kelime unsurlarının şirket türü ve sektörü ifade eden kelimeler olduğu, bu nedenle ayırdediciliklerinin düşük olduğu ve davalı markasındaki asli unsurun da “…” ibaresi olduğu anlaşılmıştır.
Her iki taraf markasının asli unsurunun ayniyet derecesinde benzerlik içermesi, u benzerlik dolayısıyla taraf markaları karşısında bulunan ortalama tüketicinin bu markalar arasında işletmesel ya da ekonomik bir bağlantı bulunduğu izlenimine kapılabileceği, bu itibarla karıştırma ihtimalinin bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Taraf markalarının her ikisinin de 07.sınıfta büyük oranda aynı emtialarda tescilli olduğu, ayniyet içermeyen emtialar bakımından da sınıfsal benzerliğin bulunduğu, bu nedenle davalı markasının tümüyle hükümsüzlüğüne hükmedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davalının tespit olunan fiili kullanımlarının özellikle “…” ibaresini ön plana çıkarılması suretiyle gerçekleştirilmiş olması nedeni ile markadan doğan haklara tecavüz teşkil ettiği, davalının söz konusu kullanımlarının ticari etki yaratacak şekilde tanıtımda kullandığı ancak davacının dava tarihinden önce davaya konu markayı havi ürün satın almadığı, ticari faaliyette bulunmadığı, ticari faaliyetinin 26/10/2020 tarihinden sonra başladığı, bu itibarla davacının dava tarihine kadar fiili bir zararının bulunmadığı, bu itibarla haksız rekabet ve maddi tazminat koşullarının oluşmadığı,buna mukabil gerçekleşen tecavüz eyleminden dolayı davacının manevi zararının oluştuğu,sözkonusu manevi zararın ve kusurun derecesi ile tarafların mali durumlarının birlikte değerlendirilerek 10 bin TL’nın yeterli ve dengeli olduğu anlaşılmış, bu nedenlerle davacının davasının kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Davalının, davacıya ait … tescil numaralı markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti ile durdurulmasına, önlenmesine,
-Davalıya ait .. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne,
-Davalı yana ait “…” ibaresine havi reklamların durdurulmasına, bu ibareyi havi tabela, iş evrakına el konulmasına, “…” ibaresine havi ürünlerden söz konusu ibarenin silinerek ya da boyanarak çıkarılmasına,
-Unsurları oluşmayan maddi tazminat talebinin reddine,
-10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Peşin alınan 4.354,76 TL harçtan, alınması gereken 683,10 TL harcın mahsubu ile arta kalan 3.671,66 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen marka hükümsüzlüğü talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4.maddesine göre red edilen maddi tazminat talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 137,60 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.137,60 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 1.630,32 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı ve 683,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 737,50 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸