Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/325 E. 2021/193 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/325 Esas
KARAR NO : 2021/193

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 05/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin 1952 yılından beri “……” marka ve ticaret unvanı ile Türkiye’de ve birçok ülkede baklava, lokum, pasta, kurabiye, sütlü tatlı gibi gıda ürünleri üretimi ve pazarlamasını yapan büyük bir firma olduğunu, müvekkilinin tesisleri için baklavasını tanıtmak için birçok yatırım yapmış ve yıllarca hizmet verdiğini, işbu …… markasının müvekkili sayesinde Türkiye’de ve dünyada tanındığını, TPMK nezdinde ve yurtdışında birçok ülkede tescil edilmiş tanınmış bir marka olduğunu, müvekkili şirketin tescilli …… markasının görsel ve işitsel olarak aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzerini, herhangi bir izne dayalı olmaksızın, tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacak şekilde davalı tarafından kullanıldığını, bu bağlamda davalıya ait işyerinde tabela ve görsellerde kullanıldığının tespit edildiğini, davalı yanın müvekkili şirketin markasını yıllardır kullanması ve kullanımın yarattığı haklı ününden (tanınmışlığından) ve kullanıcıya verdiği güvenden hiçbir yatırım yapmadan yararlandığını ve müvekkilinin markasının imajına zarar verdiğini, bu nedenle davalının müvekkilinin marka haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile markanın her türlü yayınlar, hizmetler ve mallar, ürünler; ambalajlar; tabela, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi; basılı kağıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde, Türkiye’de ya da yurt dışında kullanmasının önlenmesine, toplatılmasına, imha edilmesine, hükmün tirajı en yüksek 5 gazeteden birinde ilanına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Yetkili mahkemenin müvekkilinin bulunduğu yer olan Trabzon Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dosya kapsamındaki tüm alacakların zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesindeki anlatımların hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz iddialar olduğunu, iddialarının hepsinin müvekkiline iftira mahiyetinde olup gerçeklikten uzak olduğunu, davacı tasarımlarının yenilik ve ayırt edici özelliklerine sahip olmadığını, müvekkilinin daha önce tanınmış oldukları adla işyerini açtıklarını, davacının kullanmış olduğu isimden haberdar olmadığını, Trabzon ilinde davacının markasına yönelik bir işletme bulunmadığını, açılan davanın yetkili mahkemede açılmaması sebebiyle usulden reddine, usul ve yasaya aykırı, hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait marka tescil belgeleri celp olunmuş, talimat mahkemesi aracılığıyla davalıya ait işyerinde keşif yapılarak rapor tanzim edilmiş, bilirkişinin 21/12/2020 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “davalının kullanmakta olduğu …… logo ve markasının tescilli bir marka olup olmadığını bileceği/bilmesi gerektiği, davalının …… logo ve marka ile göstermiş/göstermekte olduğu ticari faaliyetlerinden/fiillerinden dolayı davacının marka hakkına 6769 sayılı SMK 29 uncu maddesinin birinci fıkrası kapsamında tecavüz fiilinin gerçekleştiği” hususlarını tespit ve rapor ettiği görülmüştür.
Davalı vekili 24/03/2021 tarihli cevap dilekçesinde; bilirkişi raporunun sonuç kısmında davacının markasına 6769 sayılı SMK 29.maddesinin birinci fıkra kapsamında tecavüz fiilinin gerçekleştiği sonucuna vardığını, bu rapor ile bilirkişi görev ve yetkilerini aştığını, kendisini mahkemenin yerine koyarak hareket ettiğini, bilirkişinin dava konusu işlemin tecavüz fiilini gerçekleştirip gerçekleştirmediğini değerlendirebilecek kişi olmadığını, bilirkişiden alınan raporun taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişinin raporuna yapmış olduğu itirazlar doğrultusunda farklı bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor aldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: davalının davacı marka haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talebine yöneliktir.
Her ne kadar davalı yetki itirazında bulunmuşsa da sınai mülkiyet hakkına tecavüz iddiasından kaynaklanan bu davada, davasının sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayanın ikametgahı veya tecavüzün etkilerinin görüldüğü yer mahkemesinde de açılabileceği ve davacı ikametgahının mahkememiz yetki çevresinde bulunduğu anlaşıldığından bu itirazın kabulü cihetine gidilmemiştir.
Zamanaşımı nedeniyle davanın reddi talebi ise ceza zamanaşımı nedeniyle uzamış zamanaşımı hususu nazara alınarak reddedilmiştir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tkescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda talimat mahkemesince yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalının markasal kullanımlarının davacı markası ile ayniyet derecesinde benzerlik içerdiği, bu hali ile marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin hukuki koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
-Davalının davacıya ait “……” esas unsurlu markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti ile önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına; “……” markasının kullanıldığı davalı adresinde bulunan tabela, ilan, broşür, afiş ve tanıtım malzemelerine el konularak hüküm kesinleştiğinde imhasına,
-İnternet üzerinde talep edilen önleme kararının herhangi bir alan adı sunulmadığı ve bu yönde bir tespit dosyada yer almadığı anlaşıldığından REDDİNE,
-Hüküm özetinin masrafı davalı yandan karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde İLANINA,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davanın kısmen kabulü nedeniyle; Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın kısmen reddi nedeniyle; Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 100,00 TL ATGV ücreti, 120,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.220,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 915,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 384,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 493,70 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸