Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/321 E. 2021/267 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/321 Esas
KARAR NO : 2021/267

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/09/2020
KARAR TARİHİ : 24/12/2021

KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili olan şirketin, 38. Sınıfta tescilli … nolu “….”, … nolu “…”, … nolu “…”, … nolu “…”, … nolu “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının, müvekkilinin tescilli marka ile sahibi olduğu … frekansı ile yayın yapan …’İ kullandığını, radyonun, uzun süredir davalı kontrolünde olduğunu, davalının hiçbir hukuki ilişki, marka devri olmaksızın radyoyu yayın hayatında istediği gibi kullandığını, yayıncılıktan kaynaklı tüm hukuki ve ceza-i sorumluluğun müvekkili olan şirketin üzerinde olduğunu, davalının, tüm girişimlere rağmen radyoyu müvekkiline teslim etmediğini, davalının, hak ihlalleri ile birlikte suç unsuru taşıyan eylemlerde bulunma ihtimali olduğunu, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nda … soruşturma sayılı dosya ile suç duyurusunda bulunulduğunu, haksız tecavüzün durdurulması, giderilmesini, … adlı radyonun tüm yayıncılık hakları ve kullanım cihazları ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline teslimini, radyonun davalı tarafından müvekkilinin elinden alındığı 2011 yılından itibaren uğranılan kazanç ve gelir kaybının hesaplanması hesaplanması ve şimdilik 10.000,00 TL haksız kullanım bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 15/06/2021 tarihli dilekçesi ile, yoksun kalınan kazancın SMK m.151/2-b’ye göre hesaplanmasını talep etmiştir.
Davalı adına, dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davaya cevap vermediği anlaşılmakla davanın reddini istediği kabul edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı adına tescilli markaların sicil kayıtları; Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyası uyap üzerinden celp olunmuştur.
Dosya, davalının, davacıya ait “…” esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüzünün bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa davacı tarafından yapılan maddi tazminat seçimine göre bu tazminatın miktarı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 20/10/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “dosya münderecatında davalı yanın davacı yana ait markalara tecavüz teşkil eder kullanımını gösterir hiçbir bilgi ve belgenin yer almadığı, hal böyle iken heyetimizce davalı yanın herhangi bir kullanımı tespit olunamadığından, davalı yanın davacı yanın herhangi bir markasal hakkını ihlal ettiğine ilişkin herhangi bir inceleme / değerlendirme yapılamadığı, ancak davacı yanın 24.09.2020 tarihli Muhterem mahkemenize arz ettikleri dilekçenin talep ve sonuç bölümünün 4. Maddesinde “…”in davalı tarafından müvekkilin elinden alındığı 2011 yılı başından bu yana uğramış olduğu kazanç ve gelir kaybının talep edildiğinin tespit edildiği, davacı yanın bu beyanları göz önünde bulundurulur ise davacı yanın iddialarına göre … davalı yan tarafından davacı yanın elinden 2011 yılında alınmış, davacı yan ise huzurda bulunan davayı 24.09.2020 tarihinde ikame edilmiş olduğu, bu meyanda, davacı yanın ilgili iddialarının doğru olduğu kabul edilse dahi ( arz edildiği üzere davalı yanın markasal olsun ya da olmasın herhangi bir kullanımı dosya münderecatından tespit olunamamaktadır. ) davacı yanın davalı yanın …’i kendi elinden 2011 yılında almış olduğu iddiası çerçevesinde davacı yanın uzun süre sessiz kalmak sureti ile hak kaybına uğradığının değerlendirilebileceği, bu doğrultuda bir tazminat hesabının yapılamadığı, konu hakkında nihai takdirin mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 09/11/2021 havale tarihli dilekçesi ile, bilirkişilerce her ne kadar davalı yanın herhangi bir kullanımı tespit olunamadığı, davalı yanın davacı yanın herhangi bir markasal hakkını ihlal ettiğine inceleme/değerlendirme yapılamadığı şeklinde bir değerlendirme yapılmış olsa da söz konusu değerlendirmeye katılmadıklarını, davalı tarafından müvekkili aleyhine kiracılık ilişkisinin tespit italepli olarak dava açıldığını, davalının, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına vermiş olduğu dava dilekçesinde yer alan beyanları ile radyonun 18/10/2020 tarihine kadar davalı tarafından kullanıldığının ikrarı niteliğinde olduğunu, davalının müvekkiline ait radyoyu 01/01/2012 tarihinden 01/01/2013 tarihine kadar kira sözleşmesi kapsamında kullanmış olsa da 01/01/2013 tarihinden 18/10/2020 tarihine kadar bu defa hiçbir hukuki ilişkiye dayanmaksızın haksız bir biçimde ve müvekkiline hiçbir bedel ödenmeksizin yine davalı tarafından kullanılmaya devam edildiğini, bilirkişi raporundaki, müvekkilinin uzun süre sessiz kalmak sureti ile hak kaybına uğradığı yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, davalının haksız kullanımının sonlandırması veya kullanımına dair bedel ödemesi gerektiğine dair müvekkilince davalıya bildirim ve taleplerde bulunduğunu, bunun üzerine Bakırköy ….noterliği’nin 29/01/2019 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu taleplerini yazılı olarak da davalıya bildirdiğini, açıklanan nedenlerle itirazları doğrultusunda yeniden değerlendirme yapılmasını ve markanın davalı tarafından haksız olarak kullanılması nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava, davalının, davacıya ait “…” esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüzünün tespiti ile tazminat talebine yöneliktir.
Davalının sessiz kalma yolu ile hak kaybı iddiaları yönünden yapılan değerlendirmede; sessiz kalma yolu ile hak kaybı her ne kadar SMK’da hükümsüzlük davaları bakımından düzenlenmiş ise de tecavüz davalarında da iyiniyet kuralları çerçevesinde uygulama yolu ile kabul edilmektedir. Buna göre markasına tecavüz olgusunu bilen ya da bilebilecek durumda olan kişi uzun süre sessiz kalarak davalının güven duyarak markasına yatırım yapmasına, ticari faaliyetlerini söz konusu marka ile devam etmesine sebep olmuşsa, daha sonra tecavüz iddiasında bulunmak iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz.
Somut olayda davacı, mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, davalının 2011 yılından beri tecavüze konu fiillerinin devam ettiğini iddia etmiştir. Bu durumda, dava tarihine kadar geçen yaklaşık 10 yıllık süreçte davacıdan tecavüze konu fiillerden haberdar olması beklenmelidir. Uzun bir süre sessiz kalınarak markasal kullanıma göz yumulduktan sonra dava açılmasını MK md2 kapsamında kanun himaye etmez. Bu durumda davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığının kabulü ile davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL peşin harç, 116,38 TL tamamlama harcından, alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile arta kalan 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen tecavüzün tespiti talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen tazminat talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸