Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/320 E. 2021/163 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/320
KARAR NO : 2021/163

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 22/09/2020
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
K YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının 1986 yılından itibaren …. nolu marka sahibi olup, adına kayıtlı tüm markaları bulunan, alanında başarılı, üretim ve satışını yaptığı, ilk tescilini 1986 yılında yaptırdığını, son olarak 08/02/2005 tescil tarihli … tescil numaralı “….” ibareli markayı 29/30/31/35/43 numaralı sınıflarda 17/11/2023 tarihine kadar tescil ettirdiğini, markasını kesintisiz kullandığını, markanın sektörde tanındığını, davalının ise “….” ibaresini aynı emtia ve sınıfta 25/10/2016 tarihinde tescil ettirdiğini, söz konusu markalar arasında görsel ve fonetik benzerliğin olduğunu, söz konusu markanın aynı mal ve hizmet gruplarında kullanılmasının tüketici nezdinde iltibasa neden olacağını, … markasının Türkiye ve yurtdışında bilinen, meşhur ve güvenilir bir marka olup; yılların getirdiği deneyim ve üretimdeki başarısı ile talep gören bir marka olması sonucunda rakip firmalar tarafından … markasına yakın, bu markayı çağrıştıran kelimeleri türetilerek müvekkili şirkete ait marka ve markanın zinciriymiş gibi algı oluşturmak amacıyla bu markaları sicile tescil ettirdiklerini, davalının tescilinin de aynı şekilde kötüniyetli bir tescil olduğunu, davacının markasının tanınmışlığından faydalanarak haksız gelir elde etmek istediklerini, davalının markasının, müvekkili şirketin markasının seri markası veya devamı gibi bir motifi olması sebepleriyle “….” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalının kötüniyet iddialarını kanıtlaması gerektiğini, ancak buna dair bir delil sunamadıklarını, davalının markasının 07/07/2015 başvuru tarihli olduğunu, hükümsüzlük davası açmak için gereken 5 yıllık sürenin geçtiğini, davacının davalı şirket markası TR … nolu “….” markasının iptalini tescilli olduğu 30.sınıfta tüm emtialar için isterken kendisinin ilgili sınıftaki tüm emtialar için marka kullanımını ispatlamasının gerektiğini, SMK 25/7 maddesine göre davacının da markasını tescil kapsamındaki emtialarda kullanma yükümlülüğünün olduğunu, davacının markası da 5 yılı aşkın süredir tescilli olduğundan, davacının 30.sınıfta yer alan tüm emtialar açısından markasını kullanımı ispat etmesinin gerektiğini, davalının gıda sektöründe 1989 yılında başlayan birikimin ardından 2008 yılından bu yana İstanbul’da faaliyetlerini sürdürmekte olup TPMK nezdinde 40’tan fazla başvuru ve tescilin sahibi olduğunu, müvekkilinin davacının bir zinciriymiş gibi görünmek gibi bir niyeti, herhangi bir maddi mesnete dayanmadığını, davalının TR …. nolu “….” markasının davacı şirketin “…” markasıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını, markaların yazılış, okunuş, görsel ve sessel olarak birbirlerinden tamamiyle farklı olduğunu, markaların ürünler üzerindeki kullanımlarının da farklı olduğunu, tüketici nezdinde iltibasa neden olmayacağını, davacının markasının yüksek derecede bilinen marka olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dosya, davalıya ait … tescil numaralı markanın davacıya ait … tescil numaralı markaya benzerlik, karıştırma ihtimali, kötüniyet sebepleriyle hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğrayıp uğramadığı, davalının ileri sürdüğü kullanmama definin koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 08/07/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “davacının … no ile 29/30/31/32.sınıflarındaki emtialar için tescilli markanın kelime markası olduğu, davalının …. no ile 30.sınıftaki emtialar için tescilli …. markasının davacının … markasından görsel ve fonetik açıdan farklı olduğu, benzer olmadığı, tarafların markalarının tescil kapsamındaki emtiaların aynı ve birbirleri işle ilgili/benzer olduğu ve bu emtiaların orta düzeyde tüketicilere hitap eden mallar olduğu, tarafların markalarını tescil kapsamlarındaki emtialar üzerinde kullanmaları halinde orta düzeyde nezdinde iltibasa neden olmayacağı, hükümsüz kılınması için koşulların mevcut olmadığı, davacı tarafından, dava konusu … tescil numaralı … markasının, tescilli olduğu bir kısım emtialar yönünden dava tarihinden önceki 5 yıllık süre içerisinde kullanılmadığı, davaya konu hükümsüzlüğü talep edilen …. nolu marka başvurusunu kötüniyetle yapmadığı” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Dava; davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda taraf markalarının yukarıda anılı ilkeler çerçevesinde yapılan kıyaslamasında; her iki markanın da Türkçe’de belli bir anlam ya da karşılığı olmayan kelime markaları olduğu, bu nedenle anlamsal bir benzerlik bulunmadığı, davacının kelime markasına ilave olarak kelimeyi elips şekilli kırmızı renkli bir şekil ve …. (tescilli) işaretinin bulunduğu, bu itibarla görsel olarak farklılaştığı, kelime unsurları arasında “…” ibaresinin ortak olmakla beraber markaların bütünsel değerlendirilmesinde “…” ve “….” ibareleri arasında karıştırma ihtimali oluşturacak sesçil bir benzerliğin bulunmadığı, bu itibarla SMK 6/1 maddesine göre hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı tanınmışlık iddiasında bulunmuşsa da bu iddiasını ispata yarayacak delillerini sunamadığı ve tanınmışlık kriterlerine haiz olmdığı anlaşılmıştır.
Kötüniyet iddiası yönünden yapılan değerlendirmede ise; hukukumuzda iyiniyet karinesinin varlığı, aksini iddia eden için ispat külfeti oluşturur, kötüniyetli marka tescilinin sübut bulup bulmadığı ise her somut olayın özelliklerine göre değerlendirilir. Davaya konu olayda davalı tarafın tanınmış olmayan davacı markasına karıştırma ihtimali oluşturmayacak ölçüde farklı markasının tescilinde kötüniyetin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları arasında karıştırma ihtimalini doğuracak benzerliğin ve kötüniyetli tescilin bulunmadığı hususlarında yapılan tespitler karşısında davalının ayrıca kullanmama def’i yönünden sınıfsal bir ayrıma gidilerek değerlendirme yapılmamış, açılan davanın tümden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸