Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/281 E. 2021/173 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/281 Esas
KARAR NO : 2021/173

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARŞI DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
KARŞI DAVA TARİHİ : 04/09/2020

KARAR TARİHİ : 13/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 1997 yılında kurulmuş olan, enerji, ulaşım ve inşaat sektöründe otomasyon sistemleri, mühendislik konularında faaliyet göstermekte olan ve kurulduğu tarihten itibaren “….” ibaresini mühendislik ve otomasyon hizmetlerinde bir fiil ve aralıksız olarak markasal olarak kullanmakta olan bir firma olduğunu, davacının 1997 yılında başlayan “….” ibareli tescilsiz marka kullanımını, kendi iştigal sahalarını kapsayan 09, 37, 40, 42 sınıflarda … ve …. numaralı markalarını TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, davalının 2015 yılında kurulmuş, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren bir kuruluş olduğunu, müşterilerin müvekkilini uyarması neticesinde davalıdan, müvekkili ile aynı alanda gerçekleştirdiği ticari faaliyetlerinden, davalının “….” ibaresini içeren ticari unvan tescilinden, …. ibareli tecavüz oluşturan markasal kullanımından haberdar olunduğunu, davalıya marka tecavüzü ve haksız rekabet eylemlerini sona erdirmesi hususunda ihtarname gönderildiğini, ancak ihtarnameye cevap verilmediğini, müvekkilinin ….com internet sitesini kullanırken, davalının www…com.tr internet adresini kullandığını, davalının “….” ibaresini öne çıkararak markasal kullanım gerçekleştirdiğini, davalının internet adresinde gerçeğe aykırı biçimde “30 yıldır hizmet verdiği”nden bahsedildiğini, bu durumun haksız rekabet teşkil ettiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle davalının haksız rekabet ve marka tecavüzü eylemlerinin men’ine, durdurulmasına ve sona erdirilmesine, davalının ticari unvanından …. ibaresinin çıkartılmasına, davalının www…com.tr internet alanının kullanımının durdurulmasına, sonlandırılmasına ve yasaklanmasına, davalıya ait her türlü emtiadan “….” ibaresinin çıkartılmasına, bu ibarenin çıkarılması mümkün olmayan davalı mallarının imhasına, hükmün ilanına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, yokluklarında yapılan delil tespiti ve delil tespiti neticesinde tanzim edilen bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul etmediklerini, müvekkili şirket yetkilisi olan …’un “….” işletme adıyla 2003 yılında şahıs firması olarak faaliyete başladığını, bunun öncesinde de aynı iştigal alanında çalışmış olup işletme açmasından önceki dönemi de dikkate alarak 30 yıla yakındır, işletme olarak da yaklaşık 20 yıldır endüstriyel elektrik sistemleri ve otomasyon sistemleri konularında faaliyet gösterdiğini, …com.tr kurulduğu tarihten itibaren endüstriyel elektrik sistemlerinde ve otomasyon sistemleri hizmetinde “….” ibaresini bir fiil ve aralıksız şekilde markasal olarak kullanmakta olan bir firma olduğunu, davalı şirket yetkilisi …. tarafından şahıs firması işletme adı olarak kullanıla gelen unvanın 2015 yılında müvekkili şirketin kurulmasıyla … Makina İmalatı Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.ticaret unvanlı limited şirketi haline geldiğini, davacı yanın ihtarname keşide tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin önceye dayalı tescilsiz markasal hakkının mevcut olduğunu, müvekkilinin kullanımlarının, davacı yanın markalarının tescil tarihlerinden öncesine dayandığını, müvekkilinin kendisinin kurduğu ….com.tr internet sitesinde “….” şeklinde marka kullanımının mevcut olduğunu, söz konusu kullanıma konu alan adının 02/06/2006 tarihi itibariyle müvekkilince alındığını, müvekkilinin, davaya konu marka yönünden haklı bir menfaati olduğunu, davalı ticaret unvanının hukuka uygun bir şekilde ticaret siciline tescil edildiğini ve ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, tarafların ticaret unvanlarında yer alan tanıtıcı kök ibarelerinin aynı olmasına karşın şirketlerin işletme konularının birbirinden farklı ve bu farklılıkların ticaret unvanından anlaşılabildiğini, bu sebeple tecavüzden bahsedilemeyeceğini, müvekkili firmanın hiçbir aşamada kötüniyetli davranmadığını, fırsatçılık yapmadığını, kötüniyetli olabilecek tek tarafın davacı olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA : Karşı davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket yetkilisi olan ….’ın “… Kumanda ve Kontrol Sistemleri” işletme adıyla 2003 yılında şahıs firması olarak faaliyete başladığını, bunun öncesinde de aynı iştigal alanında çalışmış olup işletme açmasından önceki dönemi de dikkate alarak 30 yıla yakındır, işletme olarak da yaklaşık 20 yıldır endüstriyel elektrik sistemleri ve otomasyon sistemleri konularında faaliyet gösterdiğini, …com.tr kurulduğu tarihten itibaren endüstriyel elektrik sistemlerinde ve …. sistemleri hizmetinde “….” ibaresini bilfiil ve aralıksız şekilde markasal olarak kullanmakta olan bir firma olduğunu, davalı şirket yetkilisi …. tarafından şahıs firması işletme adı olarak kullanıla gelen unvanın 2015 yılında müvekkili şirketin kurulmasıyla … Makina İmalatı Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.ticaret unvanlı limited şirketi haline geldiğini, davacının marka tescil tarihlerinin müvekkilinin kullanımından çok uzun yıllar sonra olduğunu, müvekkilinin kullandığı internet sitesinin 02/06/2006 tarihi itibariyle alındığını, karşı davalı firmanın tescilli markasındaki “…” ibaresinin müvekkili firma dışında da birçok firmanın ticaret unvanında ya da ürününde kullanıldığını, harflerin ve kelimelerin kullanımının hiçbir kimsenin tekelinde olmadığını, bu nedenle davalı adına kayıtlı … sayılı markaların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP : Karşı davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalı-karşı davacının, ….’un halefi olduğunu ispat edecek herhangi bir delil ibraz etmediğini, kötüniyetli markasal kullanım gerçekleştiren davalının, sessiz kalma yolu ile hak iktisabının olanaksız olduğunu, karşı davacının eskiye dayalı kullanım ile hak sahibi olmasının olanaksız olduğunu, müvekkilinin sessiz kalması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, ihtarname keşide edilmesinin ardından dava açılmak için öngörülmüş bir sürenin de mevcut olduğunu, davalı kötüniyetli olduğundan ve tecavüz mütemadiyen devam ettiğinden, ileri sürülen süre savunmasının her halükarda mesnetsiz olduğunu, dosyaya giren TPMK kayıtları ile müvekkiline ait … numaralı markasının 10 yıllık yenileme süresinde harcın yatmaması sebebi ile 2016 yılı itibariyle marka tescilinin düştüğünün belirtildiğini, bu sebeple söz konusu marka hakkında açılan davanın hukuki menfaat yokluğundan reddinin gerektiğini, karşı davacı taraf gerçek hak sahibi olduğu iddiası ile hükümsüzlük talebinde bulunmuş ise de, müvekkilinin eskiye dayalı kullanımının bulunduğu, gerçek hak sahibinin müvekkilinin olduğunu, somut olayda müvekkilinin markalarının hükümsüzlüğünü gerektiren herhangi bir hukuki sebebin mevcut olmadığını, bu nedenle açılan karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı vekilinin tespit talebinin tensiben kabul edildiği, tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda; “www….com.tr alan adının 02/06/2006 tarihinde alındığı, www….com alan adının 02/05/1999 tarihinde alındığı, kayıtlı iletişim bilgilerinde …. Sistemleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.yazdığı, www. …com.tr alan adı ve web sitesi içerisinde …. ibaresinin olduğu, 4 Mayıs 2017 ve 4 Haziran 2018 tarihli www…com.tr web site yedeğinde iletişim menüsünde …. Siparişleriniz için lütfen arayınız belirtilerek iletişim bilgilerinin yazdığı, 18 Aralık 2007 tarihli www…com.tr web site yedeğinde iletişim menüsünde Adres ve iletişim bilgilerinin yazdığı, 22 Şubat 2001 tarihli www….com web sitesi yedeği içerisinde …. ibaresinin olduğu, 14 Nisan 2001 tarihli yedekte ise “…. Sistemleri San.ve Tic. Ltd. Şti ve adres ve iletişim bilgilerinin yazdığı, …. arama motorunda “….” ibaresi aratıldığında www….com alan adının 1.sayfa 1.ve2.sırada çıktığı, www….com.tr alan adının 3.sırada çıktığı, SMK md.29hükmü uyarınca davalının … ve …. ibareli marka kullanımlarının davacıya ait ….sayılı tescilli markalara karşı tecavüz eylemi oluşturduğu ve davalı tarafça haksız rekabet hükümlerinin ihlal edildiği, ancak www….com.tr alan adının davalıya ait olduğunun kabul edilmesi halinde, alan adı kayıt tarihinin davacı marka başvuru tarihinden önce olduğu, bu durumda davacı ve davalının uzun yıllardır sektörde birlikte var olduğu sonucuna ulaşılabileceği ve bu durumun tespit edilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete etkisi ile ilgili değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu” hususlarının bildirildiği görülmüştür.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait marka tescil belgeleri celp olunmuş, tetkikinde; … adına tescilli …. tescil numaralı markaların halen sahibi adına geçerli olduğunu, davacıya ait …. sayılı markanın yenilemesinin süresi içerisinde yapılmaması sebebiyle geçersiz olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Kadıköy … Noterliği’nin 13/08/2015 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ve tebliğ mazbatası celp olunmuştur.
Dosya, asıl davada davalının, davacı yana ait … tescil numaralı markalardan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, ticaret unvanının ve alan adının terkini koşullarının oluşup oluşmadığı, söz konusu markalardan önceye dayalı kullanım yoluyla hangi tarafın gerçek hakka sahip olduğu, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybının bulunup bulunmadığı hususlarında ve karşı davada karşı davalıya ait … tescil numaralı markaların karşı davacının önceye dayalı gerçek hak sahipliği ve kötüniyetli tescil nedenleri ile hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, karşı davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybının bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 16/04/2021 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “asıl davada; davacı/karşı davada davalı olan …’nin …. ibareli markasal kullanımlarının 2001 yılına dayandığı, bu …. ibaresinin markasal kullanımı bakımından gerçek hak sahibinin davacı-karşı davalı yan olduğu, davalı şirket yetkilisinin ve kurucusunun …. olduğu, ilgili şahsın 2003 yılından bu yana … Kumanda ve Konrtol Sistemleri/…. şahıs şirketi ile yaptığı kullanımları davalı/karşı davacı şirketi kurmak suretiyle devam ettirdiği, 2003 yılından bu yana yapılan kullanımlara karşı ancak 2020 yılında huzurda bulunan davacı-karşı davalı yanın uzun süre sessiz kalmak sureti ile hak kaybına uğradığı, bu nedenle asıl davada davalı yanın kullanımlarının davacı yana ait markalara tecavüz teşkil etmediği, ilgili kullanımların davacı yan ile haksız rekabete sebebiyet vermediği, davalı yana ait ticaret unvan terkini koşullarının oluşmadığı, davalı yana ait www….com.tr uzantılı alan adına erişim engellenmesi koşullarının oluşmadığı,
Karşı davada; …. kod numaralı markanın tescilli olmaması sebebi ile hükümsüzlüğü karar verilmesinin teknik olarak mümkün olmadığı, davalı/karşı davacının …. ibaresinin markasal kullanımı bakımından gerçek hak sahibi olduğu, davacı/karşı davalı yanın, karşı dava konusu marka tescillerine karşı, davalı/karşı davacı yana karşı üstün hakkı olduğu bu nedenle … ve …. tescil numaralı markaların hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Kapatılan İstanbul … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası celp olunmuş, tetkikinde; davacının … Mekanik Alet Elek. Elektro. San. Tic. Ltd. Şti., davalının …. Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti olduğu, davanın davalıya ait …. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü ile hükmün ilanı talebine yönelik olduğu, yargılama sonunda 03/03/2015 tarihinde davanın kısmen kabulü ile …. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği anlaşılmıştır.

Denizli Gökpınar Vergi Dairesi’nden davalı şirket yetkilisi …. şahıs işletmesinin ilk açılış evrakları ve Denizli Elektrikçiler Esnaf Odası’ndan davalı şirket yetkilisi …. şahıs işletmesine ilişkin tüm evraklar celp olunmuş, Denizli Elektrikçiler Esnaf Odası’ndan gelen cevabi yazıda 04/01/2016 tarihi itibari ile faal olmayan … Üye Kayıt Numaralı ….’a ait şahsi dosyasında bulunan evrakların fotokopisinin gönderildiği görülmüştür.
Davacı-karşı davalı vekili 03/05/2021 tarihli dilekçesi ile, davacının eskiye dayalı kullanım neticesinde gerçek hak sahibi olduğu, markanın esaslı unsurunun “….” ibaresi olduğu, davalının markasal kullanımının davacı markaları ile iltibas oluşturduğu ve karşı hükümsüzlük davasının reddi gerektiği yönündeki bilirkişi tespitlerine iştirak ettiklerini, ancak “….” ibaresi üzerinde davacının gerçek hak sahibi olduğu ve davalı kullanımının iltibasa sebebiyet verdiği kabul edilmesine karşılık, davalının da aynı ibareyi kullanmak sureti hak sahipliği kazandığının kabulünün çelişkili ve hukuka aykırı olduğunu, davalı-karşı davacı şirketinin 2015 yılında kurulmuş olan ve dolayısı ile hak ehliyetine kavuşan davalının 2003 yılında herhangi bir kullanım ile herhangi bir biçimde hak sahipliği elde edemeyeceğini, dava dışı ….’ un herhangi bir hak sahipliği mevcut olmadığı gibi, tüzel kişiliklerin, ortaklarından bağımsız biçimde şahsiyeti mevcut olduğunu, ….’ un “….” ibareli markasal kullanımı ile oluştuğu iddia edilen haklarını şirkete bir sermaye olarak koyduğuna dair bir hüküm mevcut olmadığı gibi, …. ile davalı arasında yapılmış herhangi bir marka hakkı devri sözleşmesinin olmadığını, tescilsiz kullanım ile gerçek hak sahibi olabilmek için, kullanımın markasal olması, etkin ve yaygın biçimde gerçekleşmesi gerektiğini, davacının, davalıya Kadıköy … Noterliği’ nin 13.08.2015 tarih ve … Yevmiye Numaralı İhtarnamesini Keşide ettiğini, “marka tecavüzü ve haksız rekabet eylemlerini sona erdirmesini, aksi takdirde hukuki yollara müracaat edeceğini ihtar ettiğini”, bu belgenin incelenmediğini, eksik inceleme ve buna göre yanlış değerlendirme yapıldığını, davacının 1997 yılında kurulduğu, 1999 tarihinde web sitesi kurduğu, 2006 yılında, …. numaralı, ilk marka tescilini yaptığı ve bu tescilin 2016 yılına kadar yani davacının kurulduğu tarihte halen devam etmekte olduğu, davacının otomasyon sektörünün önde gelen bilinen firmalarından bir tanesi olduğu ve aynı sektörde yer alan davalının davacıdan haberdar olmadığını iddia edemeyeceğini gözettiğinde, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığı, davacının ticari unvanı, markası ve internet alanı ile iltibasa sebebiyet vermeyecek sayısız ibareyi seçmek imkanı varken “….” ibaresini seçmesinin iltibas, haksız kazanç ve kötü niyetten ileriye geldiğinin açık olduğunu, bu nedenlerle bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, ek rapor yahut yeni rapor alınmasını talep etmiş ve dilekçe ekinde Prof. Dr. …. tarafından hazırlanan uzman görüşü dosyaya sunulmuştur.
Davalı-karşı davacı vekili 02/05/2021 tarihli dilekçesi ile, davalı şirket yetkilisi olan ….’un, “…. Endüstriyel Elektrik Elektronik Kumanda ve Kontrol Sistemleri” işletme adıyla 2003 yılında şahıs firması olarak faaliyete başlamış, öncesinde de aynı iştigal alanında çalıştığını, (….com.tr), kurulduğu tarihten itibaren endüstriyel elektrik sistemlerinde ve otomasyon sistemleri hizmetinde “….” ibaresini bilfiil ve aralıksız şekilde markasal olarak kullandığını, 2003 yılından beri müvekkil şirket yetkilisi …. tarafından şahıs firması işletme adı olarak kullanılagelen “…. Endüstriyel Elektrik Elektronik Kumanda ve Kontrol Sistemleri” ismi 2015 yılında müvekkil şirketin kurulmasıyla “…. Elektrik Elektronik Bilgisayar Yazılım Hizmetleri Makina İmalatı Sanayi ve Tic. Ltd. Şti” ticaret unvanlı Limited Şirket haline geldiğini, dosya münderecatında mevcut çok eski tarihli davalı adına veya muhatabına kesilmiş fatura suretlerinde açıkça görüldüğünü, davacı yan tüm iddialarını 2007 tescil tarihli ” …” ve akabinde 2019 tescil tarihli “….” ve “…” markalarına dayandırdığını, davacı yanın mezkur davasını 2007 tescil tarihli “…. ” ve akabinde 2019 tescil tarihli “….” ve “…. ” markalarına dayandırdığı düşünüldüğünde davalı firmanın 2007 yılı öncesinde de kullanımı ve iştigali sunulu evraklar ile sabit olduğundan davalının önceye dayalı markasal kullanım hakkı hasebiyle gerçek hak sahibi olduğunu, beyanla rapora itirazlarını sunmuştur.
Dosya, celp edilen müzekkere cevapları ve rapordan sonra tarafların sunmuş oldukları itirazın değerlendirilmesi, ayrıca heyette yer alan bilişim uzmanınca davaya konu internet adresindeki kullanımlara yönelik bir inceleme ve dolayısıyla diğer bilirkişilerce bu kullanımların markasal niteliği hakkında bir değerlendirme yapılmadığı, sessiz kalma yoluyla hak kaybı iddiası değerlendirilirken davacının davalıya gönderdiği ihtarnamenin değerlendirilmediği, davalının markayı kendi ticari faaliyetleri bakımından ayırt edici hale getirdiği yönündeki tespiti denetime elverişli bir şekilde gerekçelendirilmediği anlaşıldığından bu hususlarda da yeniden değerlendirme yapılarak ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler 20/09/2021 tarihli raporlarında; “davacı-karşı davalıya ait olarak belirtilen www….com alan adının 02/05/1999 tarihinde davacı-karşı davalı “…. Sistemleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.tarafından tescil ettirildiği, davacı-karşı davalıya ait www…com alan adlı internet sitesi geçmiş kullanımları üzerinde yapılan incelemede, söz konusu alan adının 22/02/2001-03/03/2021 tarihleri arasında arşivlenmiş 254 adet arşiv kayıtlarının bulunduğu görülmüş, söz konusu arşiv kayıtlarının ilki olan 22/02/2001 tarihi başlangıç olmak üzere davacı-karşı davalıya ait arşiv sürümlerinin tamamında “……” şeklindeki markasal kullanımı tespit edildiği, davalı-karşı davacıya ait olarak belirtilen www…. .com.tr alan adının 02/06/2006 tarihinde “….” tarafından tescil ettirildiği, davalı-karşı davacıya ait www….com.tr alan adlı internet sitesi geçmiş kullanımları üzerinde yapılan incelemede, söz konusu alan adının 17/12/2007-05/07/2020 tarihleri arasında arşivlenmiş 153 adet arşiv kayıtlarının bulunduğu, www…..com.tr alan adında 17/12/2007-09/07/2011 tarihleri arasında “….” şeklinde metin ibaresinin kullanıldığı, web sitesi içerisindeki kullanımın markasal olmadığı, 09/07/2011-18/10/2018 tarih aralığında “…” ibaresini içeren markasal kullanımının bulunduğu, 18/10/2018 tarihinden itibaren ise “…” ibareli markasal kullanımının bulunduğu, …. ibaresinin markasal kullanımı bakımından “Mühendislik Hizmetlerinde” ilk ve gerçek hak sahibinin davacı-karşı davalı yan olduğu, davacı/karşı davalının tescilli markaları ile davalı/karşı davacının kullanımlarının görsel, fonetik ve benzer olduğu, davacının markalarının 37 / 40 / 42. sınıflarda yer alan hizmetlerde tescil edildiği, davalının kullanımlarının da davacı markalarının tescil kapsamındaki “mühendislik hizmetlerinde” kullanıldığı, aynı müşteri kitlesine hitap edildiği, tüketicilerin her hizmetin aynı kökenden geldiğini varsaymalarının yanında, her iki işletmenin farklı olduğunun bilincinde olmaları, ancak iki işletmeyi idari/ekonomik açıdan bağlantılı görmeleri ihtimalinin olduğu, bu nedenle davalı/Karşı davacının kullanımlarının marka hakkına tecavüz koşullarının mevcut olduğu, davalı-karşı davacı şirketin 2015 yılında kurmak sureti ile devam ettirdiği, ancak yeni şirketin ….’a ait işletmenin devamı sayılamayacağı, davalı/karşı davacı şirketin 11.06.2015 tarihinde kurulduğu ve tescilinin ilan edildiği, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiği, davacı/karşı davalının basiretli tacir olma yükümlülüğü olduğu, davalı/karşı davacının bu ünvanla ticari faaliyet gösterdiğini bilmesi gerektiği ve bilebilecek durumda olduğu, ticaret unvanı terkini için 29.06.2020 tarihinde dava açıldığı, bu anlamda davacı ve davalının uzun süredir aynı unvan ile birlikte ticari faaliyet sürdürdüğünün anlaşıldığı, haksız rekabet nedeniyle ticaret ünvanı terkini için davacı-karşı davalının uzunca süre sessiz kalmış olduğu, davalı-karşı davacı adına alınmış olan www. ….com.tr alan adının ilk olarak 02.06.2006 tarihinde ….-…. tarafından alındığı, sözkonusu sitede 17.12.2007 tarihinden itibaren …. ibaresinin markasal olarak kullanıldığı ve bu kullanımların davalı-karşı davacı şirket tarafından kurulduğu tarih olan 11.06.2015 tarihinden itibaren aynı web sitesi üzerinden devam ettirildiği ve kullanıldığı tespit edilmiş, Yargıtayın yerleşik içtihatları da gözönüne alınarak; davalı-karşı davalının ticaret ünvanının klavuz unsurunun …. olması nedeniyle davalı-karşı davacının klavuz unsuru içeren web sitesini kullanmakta hukuken korunmaya değer menfaatinin, haklı sebebinin olduğu da gözönüne alınarak, sözkonusu alan adının (alan adı altında yayınlanan web sitesi içeriğinde …. ibaresinin markasal olarak kullanımı hakkı verdiği anlamına gelmemek kaydı ile) davalı-karşı davacı tarafça kullanılmasının hukuka uygun olduğu, davacı-karşı davalı adına …. no ile tescilli 31.08.2016 tarihinde sona ermiş / fiili olarak MÜDDET durumda olması nedeniyle bu marka için hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı, davacı-karşı davalı yan adına Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 37 / 40 / 42 Sınıflarında tescilli görselini ihtiva eden “… ” ibareli, … tescil numaralı marka ile Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 9 / 37 / 40 / 42 Sınıflarında tescilli görselini ihtiva eden “….” ibareli, …. tescil numaralı markanın ortak unsurlarının …. ibaresi olduğu, davalı-karşı davacı yanın ise ilgili markaların tescilli olduğu sınıflarda kullanımların davacı-karşı davalı yan adına tescilli ilgili markalar ile nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu ve fakat davacı-karşı davalının gerçek hak sahibi olduğu, davacının davalı şirketten daha önce tescil ve ilan edildiği, ticaret ünvanının klavuz unsurunun …. olduğu, tespitleri nedeniyle davalı/karşı davacının işbu hükümsüzlük davası açma koşullarının mevcut olmadığı” hususlarını rapor ettikleri görülmüştür.
Asıl dava, davalının, davacı markasından doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetinin tespiti, men’i ve ref’i, davalı ticaret unvanının terkini ve www….com.tr adresinin erişime engellenmesi talebine; karşı dava, karşı davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine yöneliktir.
Asıl davada marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddia ve talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Alınan raporlar ve sunulan deliller ışığında; davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacıdan daha önceki bir tarihte, 02/05/1999 tarihinde, “www… com” alan adını aldığı ve yine davalı-karşı davacıdan önce, 22/02/2001 tarihinde, “….” ibaresini mühendislik hizmetlerinde markasal olarak kullandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı-karşı davacı şirket, dava dışı ….’un şahıs şirketi vasıtası ile davalı-karşı davacı şirket kurulmadan önce yapmış olduğu markasal kullanımlarını, davalı-karşı davacının hak sahipliği yönünden değerlendirmeye alınması gerektiği iddiasında bulunmuş ise de; hem söz konusu dava dışı gerçek kişi ile davalı şirketin farklı kişiler olması, aralarında halefiyet ve devir ilişkisini doğrulayacak herhangi bir sözleşme ya da belge sunulmaması dolayısıyla, münhasıran dava dışı gerçek kişinin davalı-karşı davacının kurucu ortağı olması hususunun markaya ilişkin aynı kişi tarafından devam ettirilen bir kullanım olarak nitelendirilemeyeceği, her ikisi de tacir olan davalı-karşı davacı şirket ile dava dışı 3.kişinin eğer varsa böyle tescilsiz bir malvarlığı değeri hususunda da sözleşmesel iradelerini koymalarının kendilerinden beklenmesi gerektiği, bu hali ile dava dışı 3.kişi kullanımının davalı-karşı davacının önceye dayalı hak sahipliği iddiasında değerlendirmeye alınmasını gerektirir somut delilin bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Kaldı ki, davacı-karşı davalının markasal kullanımları da yine dava dışı 3.kişi kullanımının ilk tespit edildiği 2003 yılından önce, 22/01/2001 tarihine dayanmaktadır. Aynı şekilde davacı-karşı davalının alan adı tescili de 02/05/1999 tarihidir. Ne davalı-karşı davacının ne de dava dışı 3.kişi ….’un önceki tarihli bir markasal kullanımı dosyada tespit edilememiştir. Bu nedenlerle asıl davadaki ve karşı davadaki davalı-karşı davacının önceye dayalı hak sahipliği iddialarının reddi gerekmiştir.
Davacı-karşı davalı adına tescilli markalar ile davalı-karşı davacının markasal kullanımları arasında her iki markada da “….” ibaresinin asli ve ayırd edici unsurunun bulunması sebebiyle görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik olduğu anlaşılmaktadır.
Sınıfsal benzerlik yönünden yapılan değerlendirmede ise;
Dosyaya celbedilen TPMK kayıtlarına göre davacı markaları 37/40/42.sınıflarda tescillidir. Dosyaya sunulan deliller ve davalının internet adresi üzerinde bilirkişi vasıtasıyla yapılan incelemelere göre ise davalının markasal kullanımları “mühendislik hizmetleri” içerisinde kalmaktadır. Sınıfsal benzerlik incelemesi yapılırken doktrin ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre mahkemeler TPMK’nın idari sınıflandırması ile bağlı değildir. Buna göre sınıfsal benzerlik araştırmasında “piyasanın anlayışı, benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, mal veya hizmetlerin birbiri yerine ikame edilebilme veya rekabet etme olanaklarının bulunup bulunmadığı, birinin diğerini tamamlama imkanı olup olmadığı, mal veya hizmetlerin dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, kullanım yöntemleri, amaçları, hedeflenen halk kesiminin aynı olup olmadığı” kriterleri esas alınmalıdır. (Y. 11. HD. 05/05/2011 T, 2011/1562E, 2011/5464 K)
Bu durumda davalı faaliyet alanı olan elektrik, elektronik, bilgisayar yazılım hizmetleri, makine imalatı ile davacı markalarının tescilli olduğu “mühendislik hizmetleri, … mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması bakımı ve güncelleştirmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirmesi, internet arama motoru sağlama, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri, ..Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri” bakımından, yukarıda anılı ilkeler ışığında sınıfsal benzerlik olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı-karşı davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybı yönünden yapılan değerlendirmede ise;
Sessiz kalma yoluyla hak kaybı SMK’nun 25/6 maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre “Marka Sahibi sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma birbirini izleyen 5 yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez” yasal düzenleme sessiz kalma yolu ile hak kaybının hükümsüzlük davalarına ilişkin olarak kaleme alınmış ise de Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre marka tecavüzü davalarında da sessiz kalma yolu ile hak kaybının mümkün olduğu kabul edilmektedir.
Sessiz kalma yolu ile hak kaybından bahsedebilmek için marka hakkı sahibinin, davalı kullanımına 5 yıl süre ile sessiz kalması, yani markasının kullanımına karşı harekete geçmemesi gerekir. Burada “harekete geçmek” yalnızca dava açmayı değil, daha geniş bir anlamda, hukuki yollara başvurmak; tespit ya da tedbir talebinde bulunmak, ihtarname göndermek gibi durumları da kapsar anlamında yorumlanmalıdır. Somut olayda davalı-karşı davacının en eski markasal kullanımları 09/07/2011 tarihi olarak tespit edilmiştir. Davacı-karşı davalı ise 13/08/2015 tarihinde marka tecavüzü ve haksız rekabet eylemlerinin sona erdirilmesi talebiyle ihtarname gönderdiği ve bu ihtarname tarihinden itibaren 5 yıllık süre dolmadan, 30/06/2020 tarihinde huzurdaki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğramadığı, hak düşürücü sürenin koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Davalı-karşı davacı her ne kadar …. tescil numaralı markanın da önceye dayalı hak sahipliği iddiasıyla hükümsüzlüğünü talep etmişse de ; Kapatılan İstanbul …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ….sayılı kararı ile hükümsüzlüğüne karar verildiği, söz konusu markanın karşı davanın açıldığı tarihte geçerli bir sicil kaydının bulunmaması nedeniyle davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Yukarıda anılı açıklamalar ışığında, asıl davada davalının, davacı tescilli markalarına tecavüz oluşturan eylemlerinin tespiti ile men’i, yine bu kapsamda davacının markaları ile ayniyet derecesinde benzerlik taşıyan “….” ibaresinin davalı ticaret unvanından terkinine, davacı marka adını içeren ve içeriğinde markasal kullanımlar tespit olunan “www….com.tr” alan adının erişime engellenmesine ve tecavüz oluşturan markasal kullanımların davalı ürünlerinden çıkarılmasına, bu yolla davacının davasının kabulüne; karşı dava yönünden ise önceye dayalı hak sahipliği bulunmadığı anlaşıldığından …. sayılı markaların hükümsüzlüğü davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-ASIL DAVADA;
*Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalının davacıya ait …. ve …. tescil numaralı markalardan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile bu tecavüz ve haksız rekabetin men ve ref’ine; …com.tr internet adresine erişimin engellenmesine, davalı uhdesinde bulunan tecavüze konu “….” markasını ihtiva eden ürünlerden bu ibarenin çıkarılmasına, davalının ticari unvanından “….” ibaresinin terkinine,
-Hüküm özetinin masrafı davalıdan karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına,
*Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
*Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
*Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 5.000,00 TL bilirkişi ücreti, 227,50 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 5.336,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
*Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
2-KARŞI DAVADA;
*Karşı davacının hükümsüzlük davasının;
-…. tescil numaralı marka yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
-… tescil numaralı markalar yönünden davacının davasının esastan REDDİNE,
*Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
*Davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacı …’den alınarak davacı-karşı davalı …’ye verilmesine,
*Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
*Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸