Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/278 E. 2021/183 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/278 Esas
KARAR NO : 2021/183

DAVA : Kullanılmama Nedeniyle İptal/Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 24/06/2020
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Kullanılmama Nedeniyle İptal/Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin, 1973’ten beri dünyanın önde gelen atıştırmalık yiyecekleri, ev eşyaları ve kişisel bakım ürünlerini içeren bir portföyü ile Ürdün’ün en çeşitli hızlı tüketim ürünleri üretimi ve dağıtımını gerçekleştiren şirketlerden biri olduğunu, müvekkilinin kendisine ait “…..” markası ile patates cipsi üretimi yaptığını, uzun yıllardır yoğun bir şekilde kullandığını, taraflarınca yapılan araştırma neticesinde davalı tarafın davaya konu …. sayı ile tescilli markasını, tescilli olduğu sınıflarda yer alan hiçbir ürün üzerinde kullanmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin markasını ilgili sınıflarda yer alan ürünler üzerinde dünya çapında tescilli olarak kullanmakta olup, ülkemiz piyasasında yer almak amacıyla TPMK nezdinde tescil ettirmek istediğini ancak kurum nezdinde davalı firmaya ait ve ilgili sınıflarda hiçbir markasal kullanıma konu edilmeyen, davaya konu markasının mevcudiyeti sebebiyle marka başvurusunun red tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, markanın tescilli olduğu tüm mallar veya hizmetlerde kullanılmasının esas olduğunu, markanın kullanılma olgusunu, markanın tescil edildiği mal ve/veya hizmetlerde tescil amacına yönelik, süreklilik arz eden ciddi ve markaya özgü fiili kullanım eylemlerini belirlediğini, bu nedenle davalı markasının kullanılmama nedeniyle iptaline karar verilmesini, müvekkili şirketin ……. markasının yaratıcısı ve gerçek hak sahibi olduğunu, bu markanın tanınmış marka olduğunu, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, basiretli bir tacirin, aynı sektörde, dünya çapında faaliyet gösteren bir şirketin markasını bilmesinin; en azından marka tescil başvurusunda bulunmadan önce gerekli inceleme ve araştırmayı yapmasının gerektiğini, davalının ise aksi yönde hareket ettiğini, markanın gerçek sahibinin müvekkili olduğunu bildiğini veya “basiretli bir tacir gibi” hareket etmiş olsaydı bilebileceği halde, müvekkili markasını Türk Patent nezdinde kendi adına tescil ettirdiğini, somut olayda davalının marka olarak sınırsız tercih seçeneği varken, müvekkili markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan davaya konu markayı tescile konu etmesinin tesadüfi olmadığı ve basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, TTK 18/2 ve M.K.2.maddesine aykırı davrandığını, sadece bu nedenle dahi davalı markasının emtia listesinde yer alan tüm mallar için reddinin gerektiğini, davalı markasının hükümsüzlüğünü, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile, davacı yan tarafından her ne kadar iptal ve hükümsüzlük talep edilmiş ise de, ekte sunulan TPE evrakından da görüleceği üzere müvekkili şirketin “…..” markasını 2008 tarihinden bu yana aktif olarak kullandığını, 10 yılı aşkın süredir …… markasını uhdesinde bulunduran ve kullanan müvekkili şirket hakkında açılan işbu davanın kötüniyet barındırdığını, davacı yanın, yaptığı araştırmalar neticesinde davaya konu markanın kullanılmadığı tespitine ulaştığını belirttiği halde, bu durum ile ilgili dosyaya hiçbir somut delil sunmadığını, davacı yanın hükümsüzlük iddialarının mesnetsiz ve gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin davaya konu markanın yaratıcısı, kullanıcısı ve hak sahibi olduğunu, müvekkili şirket tarafından faturalarda adı geçen firmaya izin vermek suretiyle davaya konu markanın kullandırıldığını, haksız rekabete mahal vermemek adına mahkemece istenilmesi durumunda daha fazla sayıda fatura ve bu hususa ilişkin izin belgelerinin dava dosyasına sunulacağını, davanın tüm talepler yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu davalı markasının tescil belgeleri celp olunmuş, dosya, davalı yana ait ……. tescil numaralı markanın kullanılmama nedeniyle iptal koşullarının oluşup oluşmadığı, terditli olarak önceye dayalı hak sahipliği, tanınmışlık ve kötüniyet sebepleri ile hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişiler 15/09/2021 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “kullanılmama nedeniyle iptal açısından; davalı tarafından markanın kullanımına ilişkin sunulan delillerin “hakkı devam ettirecek nitelikte bir kullanım için SMK madde 9’da belirlenen esasları sağlamadığı, marka sahibinin ilgili piyasada ticari bir konum elde edebilmek veya bu konumu sürdürebilmek için ciddi çabada bulunduğunu göstermediği” kanaatinin heyetlerince oluşmuş olduğu, iptali talep edilen 28-29-30-32.sınıftaki davalıya ait …… tescil nolu markanın kullanmama nedeniyle tüm sınıflar açısından iptali hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğu, hükümsüzlük açısından; SMK 6/3 uyarınca davalı markası açısından hükümsüzlük şartlarının mevcut olmadığı, davacının SMK m.6/4 anlamında tanınmış marka statüsünün ispatı ve davacı markasının tanınmışlığının değerlendirilebilmesi açısından dosya içinde yeterli bilgi ve delil yer almadığından bu konuda bir değerlendirme yapma imkanı olamadığı, mevcut duruma göre takdirin mahkemeye ait olduğu, davalının dava konusu markayı tescil ettirmesinin “…… ” olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 04/10/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda markanın kullanmama nedeniyle iptali açısından inceleme başlığı altında yapılan değerlendirmenin denetlemeye elverişli olmaktan uzak, eksik ve yetersiz olduğunu, raporda 3 adet faturanın kabul edildiği ancak ciddi kullanım anlamına gelemeyeceği şeklinde görüş ve kanaat oluşturulduğunu, düplik dilekçelerinde belirttikleri gibi kullanmama itirazına konu döneme ilişkin yalnızca 3 adet faturanın mevcut olmadığını, dava dışı şirketin defterleri taraflarınca da incelenemediği ve faturaların dosyaya sunulamamış olmasının böyle bir sonuca mahal verdiğini, markayı müvekkili şirketten aldığı yetki ve izin çerçevesinde kullanan şirkete müzekkere yazılmak suretiyle dava konusu markaya ilişkin tüm fatura, belge, broşür, ambalajın dosya içerisine alınmaksızın oluşturulan bilirkişi raporunun eksik ve hakkaniyete aykırı olduğunu, itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava; davalı adına tescilli markanın kullanılmama nedeniyle iptali terditli olarak hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı temel olarak davalıya ait markanın kullanılmama nedenine dayalı olarak iptalini talep etmiştir. SMK 9. Madde “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan yada kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir” hükmünü haizdir. Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarda kullanılması ve markanın marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.
SMK’nun markanın kullanım külfetine ilişkin 9. Maddesi hem geçmişte tescil edilen markalar için hemde gelecekte tescil edilecek markalar için kullanma külfeti getirmiştir. Dolayısıyla davalıya ait markada kullanma külfeti altındadır. Markanın kullanımının SMK’nun 7. Maddesinin ikinci fırkasının a,b.c bentlerinde ön görülen modelde olmak üzere anılan maddenin 3. Fırkası ile 9. Maddenin 2. Ve 3. Fıkrasında açıklandığı şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.
İptali istenen markanın kullanımının söz konusu markanın tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla temel işlemine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi icap etmektedir. Bu kullanımın markanın tüketiciye yahut son kullanıcıya ürün veya hizmetin menşeini bu ürün yada hizmetin diğer kaynaklardan gelenlerden ayırt etmesine izin verecek ve karıştırmaya mahal vermeyecek biçimde yalnızca ilgili teşebbüs nezdinde değil piyasaya ulaşacak ve belirli müşteri çevresi yaratacak şekilde ciddi olarak gerçekleşmelidir. Doğal afetler, savaş, ağır bir ekonomik buhran, ambargo, ithalat kısıtlamaları gibi durumlar markanın kullanılmaması için haklı bir neden olabilir ancak somut olayda davalının böyle bir iddia ve beyanı bulunmamaktadır.
Olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca yargılama konusu markayı tescilli olduğu sınıflarda kullandığını ispat yükü davalıdadır. Bir markayı kullanan ve ileride kullanmama sebebine dayalı iptal tehdidi ile karşılaşmak istemeyen basiretli tacir gibi hareket etmesi gerekli olan davalının kullanıma ilişkin kanıtları özenle saklaması gerekmektedir. Davalı kullanıma ilişkin kanıtları açık ve anlaşılabilir şekilde mahkemeye sunacaktır. Yoksa mahkeme veya davacı markanın kullanılmadığını ispatlamayacaktır. Markanın iptal müeyyidesinden kurtulabilmesi için tescil edildiği her bir emtia için bağımsız olarak ayrı ayrı kullanılması gerekir. Buna göre bir markanın bir ürün için kullanımının diğer bir ürün için kullanım sayılmaz.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında dosyada toplanan tüm deliller ve bilimsel gerekçeye sahip ayrıntılı bilirkişi raporu karşısında davalı marka sahibinin söz konusu markasını ciddi bir şekilde herhangi bir kullanımının bulunmadığı bu hali ile markanın sicilden iptal sebebinin yasal koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İptaline karar verilen marka hakkında hükümsüzlüğü talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının kullanılmama nedeniyle iptal davasının KABULÜ ile;
-Davalıya ait ….. tescil numaralı markanın kullanılmama nedeniyle tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden iptaline, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Kullanılmama nedeniyle iptal davası kabul edilmiş olduğundan terditli olarak sunulan hükümsüzlük talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 150,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.258,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸