Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/259 E. 2022/112 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/259
KARAR NO : 2022/112

DAVA : Tasarım’dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Kullanımın Men’i,
Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/03/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/07/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarım’dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Kullanımın Men’i ile Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin temelde stant tasarım işi ile ilgilendiğini, … Mimarlık’ın uzun yıllardır özellikle fuar stantı ve diğer tasarımlar konusunda tüm ülke çapında faaliyette bulunan, kamu, kumu ve kuruluşları ile özel şahıs ve şirketlere hizmet veren, ortaya çıkardığı ürünler ile fark yaratmış, bu sebeple sektörde oldukça iyi tanına bir firma haline geldiğini, müvekkilinin aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli pek çok tasarımı da olduğunu, müvekkilinin TPMK nezdinde, 04/02/2019 tarih ve …. nolu tasarımın sahibi olduğunu, davalı … Turizm yetkilisi (… -Satış Müdürü) ….’un 24/05/2018 tarihli “….” başlıklı e-postası ile müvekkili … Mimarlık’a 2018 senesinde katılmış oldukları fuar ve m2 bilgilerini ileterek istemiş oldukları stant uygulamalarını talep ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından hazırlanan tasarım çalışmasının ve fiyat teklifinin …’a iletildiğini, davalının, stant tasarım çizimlerini ve fiyat teklifini aldıktan sonra müvekkili ile bu konudaki irtibatını kopardığını, müvekkilinin, 10-13 Ocak 2019 tarihleri arasında Hollanda’da gerçekleştirilen “…”, 31 Ocak-3 Şubat 2019 tarihleri arasında Türkiye’de gerçekleştirilen “….”, 06-10 Mart 2019 tarihleri araksında Almanya’da gerçekleştirilen “….” ve 12-14 Mart 2019 tarihleri arasında Rusya’da gerçekleştirilen “…” fuarlarında davalının, müvekkiline tasarlattığı ve de TPE nezdinde onaylanan stant tasarımını kullandığını tespit ettiğini, davalının adı geçen fuarlarda kullandığı stant uygulaması ile müvekkiline tasarlattığı tasarımın aynı olduğunu, tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olabilmesi için bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile diğer tasarımın böyle bir kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim arasında belirgin farklılık olması gerektiğini, dolayısıyla davaya konu olan davalının kullanmış olduğu tasarımların müvekkiline ait tasarımla aynı çizgide olduğu, aralarında farklılığın belirgin olmadığı, ayırt edici olmadığı ve bu nedenle tasarımların bir bütün olarak yarattıkları etki esas alındığında aynı görsel izlenimine sahip olduğunu, tasarımcısının yaratıcılığının bulunmadığını, bu nedenle tasarımlar arasında belirgin benzerlik bulunduğunu, davalının kötüniyetli olarak davaya konu tecavüzü gerçekleştirdiğini, açıklanan nedenlerle, davalının, fuarlarda müvekkilinden izin almaksızın ve kötüniyetli olarak kullandığı ve bu suretle de müvekkilinin tasarım hakkını ihlal(tecavüz) ettiğinin SMK md.149 (1) (a) bendine istinaden tespitine, SMK md. 149 (1) (b) ye istinaden, davalının bundan böyle müvekkiline ait stant tasarımını hiçbir suretle kullanmamasına, tecavüzün önlenmesine, bu ihlal nedeniyle daha sonra arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek olan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans kredileri için öngördüğü faiz oranı üzerinden hesaplanacak ticari faizi ile davalıdan tahsiline, bu ihlal nedeniyle SMK md. 149 (1) (ç)’ye istinaden 3.000,00 TL “manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, hükmün ilanına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili firma aleyhine açılmış bulunan davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, reddi gerektiğini, davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği kendi adına tescilli tasarımın tescil talebi üzerine yayın tarihi ve müvekkili şirket tarafından sözde bahsi geçen tasarıma gerçeğe aykırı şekilde tecavüz edildiği tarih olarak belirtilen tar9ihler dikkate alındığında davacının yasanın korunmasından faydalanmasının mümkün olmadığını, zira gerçeğe aykırı ifade edilen tecavüz iddiasının vuku bulduğu ileri sürülen tarihlerin, tasarımın yayım tarihinden önce olduğunu, davacının kötüniyet iddiasının gerçek olmadığını, davacının tamamı ile kendisine stant kurulumu işi verilmediği için kötüniyetle ve husumetli işbu davayı açtığını, müvekkilinin davacıya kendisi için stant tasarlama talebi ilettiği, davacının müvekkili için özel stant tasarladığı beyan ve iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının gönderdiğini iddia ettiği görsellerin tamamı ile müvekkili şirket çalışanlarının yönlendirilmesi ile oluşturulmuş, geçmişte birçok fuarda kullanılan ayırt edici özelliği bulunmayan, harcıalem, fiyat teklifinin oluşturulması için mecburen çizimi yapılan görseller olduğunu, turizm fuarlarında kullanılan stantların bir çoğunun birbirine benzerlik adlettiğini, fuarlarda mütemadiyen birbirine benzer şekillerde olan ve birbirine karşı ayırt edici özellik taşımayan stantlar açısıdnan tasarımın bir önem taşımadığını, davacının kötüniyetli olduğunun; ilk fuarın olmasını bekleyip müvekkili şirketin kulladığı stanta benzer bir stantın tescili için müracaat ettiği, tescil için müracaat ettiği çizim ile müvekkili şirkete çok önceden gönderdiği çizimin aynı olmadığı, davacının bu yolla gerçeğe aykırı beyanlarla hak elde etme çabasına girdiğinin açık olduğunu, dava konusu ve dava konusuna benzer stantların kullanıldıkları alanlar dikkate alındığında davacı iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, belirli bir metrekare içerisinde aynı nitelikte sabit eşyaların kullanılması ile oluşturulan tasarımların birbirini andırması ve birbirine benzemesinin doğal olduğunu, davacının tescilli olduğunu iddia ettiği çizimin yeni ve ayırt edici özelliğe sahip olmadığını, açıklanan nedenlerle, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dosya, davalının, davacıya ait … numaralı tasarım tescil başvurusuna konu tasarımdan doğan haklarına tecavüzünün bulunup bulunmadığı, söz konusu tasarımda hak sahipliği, bu tasarımın tescilsiz tasarım korumasından yararlanıp yararlanılmayacağı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 08/09/2021 havale tarihli raporlarında; “davacı tarafa ait 04/02/2019 başvuru tarihli …. numaralı tasarım ile dava dosyasında sunulan, davalı tarafa ait stant tasarımı arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerlikler bulunduğu, bu sebep ile iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları, SMK 81/1 a uyarınca davalı kullanımının davacıya ait … numaralı tescilli tasarıma tecavüz oluşturacağı, davacı tarafa ait … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 04/02/2019 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 28/09/2021 havale tarihli dilekçesi ile, bilirkişiler tarafından dikkate alınmayan davacının kötüniyetinin mahkemece dikkate alınmasını talep ettiklerini, bilirkişilerin davacının yaptırdığı tescile konu stant tasarımının yenilik ve ayırt edici niteliklere sahip olduğuna dair yorumlarının, fuar sektörüne dair hususlara yabancı olmaları hasebiyle yanlış ve hatalı olduğunu, bilirkişilerin müvekkilinin kullandığı stantın davacının sözde tasarlayıp tescil ettirdiği stant ile iltibas yaratabilecek ölçüde benzer olduğuna yönelik yorumlarının da hatalı olduğunu, kaldı ki arz edildiği veçhile davacının tescil ettirdiği stantın kendi tasarladığı bir stant olmadığını, bilirkişilerin karşılaştırmayı müvekkili şirketçe betimlenip davacı tarafından çizilip müvekkili şirkete gönderilen stant üzerinde yapması gerekirken bunu yapmadıklarını, yine de tescilli stantta müvekkili şirketin kullandığı standa benzemediğini, bilirkişilerin davacının sözde tasarlayıp tescil ettirdiği tasarımın korumadan faydalanacağına dair yorumu da gerçekle bağdaşmadığını, davacının tescil talep tarihi ışığında tescilsiz korumadan da yararlanması mümkün olmadığını, davacının tescilsiz korunmadan da faydalanması koşullarının olmaması nedeniyle mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle yeni bilirkişi heyetinden yeni rapor alınmasını talep etmiştir.
Dosyanın, heyete bir SMM bilirkişi eklenmek suretiyle maddi tazminat seçimlik hakkına göre maddi tazminatın hesaplanması için bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişiler 23/02/2022 tarihli raporlarında; “davacı tarafın incelenen ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı tarafından dava dosyasına sunulan, dava tarihinden önceki döneme ait emsal lisans sözleşmelerine yönelik, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, davacı tarafından emsal sözleşmeler kapsamında faturaların düzenlendiği ve faturaların ticari defterlere usulüne uygun olarak kayıt edildiği, emsal sözleşmelerin hayata geçtiği, davacı tarafından, dava konusu tasarımlara yönelik, davalı tarafa 08/08/2018 tarihinde gönderilen fiyat teklifinde görülen ücretler ve tasarım-çizim bedeli için belirlenen %20 lik tasaım-çizim oranı dikkate alınarak yapılan hesaba göre, davacı tarafın, dava tarihi itibari ile davalı taraftan 7.000 Euro, 3.900 Usd ve 5.800,00 TL maddi tazminat talep edebileceği, 18/03/2020 dava tarihi itibari ile Merkez Bankası Döviz Alış Kurları dikkate alınarak, hesaplanan döviz tutarları Türk Lirasına çevrildiğinde, davacı tarafın dava tarihi itibari ile davalı taraftan toplam 80.569,38 TL maddi tazminat talep edebileceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 16/03/2022 tarihli dilekçesi ile, cevap dilekçelerindeki beyanları ve önceki bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazları tekrar ettiklerini, davacının müvekkili şirketten alması gereken hiçbir maddi tazminat bulunmadığını, kaldı ki davacı tarafından yapılan özgün ve ayırt edici nitelikte bir tasarım olmadığı gibi müvekkilinin kullandığı standın davacı ile bir ilgisi olmamasından mütevellit bir tecavüz hali de söz konusu olmadığını, bu nedenle davacının maddi tazminat talebinin haksız olduğunu, eksik ve yanılgılı incelemeyle takdiri mahkemeye bırakılarak maddi tazminat hesaplaması yapan SMM bilirkişi heyet raporuna itiraz ettiklerini, bilirkişi heyetince davacı yan tarafından dosyaya sunulan emsal lisans sözleşmelerine itibar edilerek sektörde böyle bir uygulama olduğu kanaatine varılıp birtakım hesaplamalar yapılmış ise de bu sözleşmelerin hangi şartlarda kimlerle ne şekilde hazırlanan sözleşmeler olduğunun belirlenmediğini, bu sözleşmelerin içeriğinin tasarım niteliğine haiz olup olmadığının araştırılmadığını, hesaplamanın objektiflikten yoksun, rayice uymaz ve fahiş olduğunu, bilirkişilerin tasarım bedeli ile lisans bedelini birbirine karıştırdığını, açıklanan nedenlerle, fuar tüketicisi firmalar aracılığı ile eğer alınıyorsa bir lisans rayicin belirlenmesi gerekeceğinden Aktob(Akdeniz Turistik Otelciler Birliği), Antalya Ticaret Odasına müzekkere yazılarak üye olan otelci firmalardan soruşturularak yapılan turizm fuarlarında stand kurulum hizmeti alan firmaların tasarım bedeli adı altında bir bedel talep edip etmediklerinin, ediyorlar ise talep edilen bedelin ne olduğunun, toplam işin ne kadarına tekabül ettiğinin sorulması ile cevap geldikten sonra itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor aldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 04/04/2022 tarihli dilekçesi ile, 23/02/2022 tarihli bilirkişi raporu ile maddi tazminat taleplerinin 69.273,47 TL olarak belirli hale geldiğini, 1.000,00 TL olarak talep ettikleri maddi tazminat taleplerini 69.273,47 TL’ye artırdıklarını beyan ettiği ve eksik harcını tamamladığı görülmüştür.
Dava, davalının, davacının TPMK nezdinde … numaralı başvurusuna konu tasarımdan doğan haklarına tecavüzün tespiti, davalının tasarımı kullanmaktan men’i ile maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.

Davacı vekili her ne kadar tanık olarak ….’ın dinlenilmesini talep etmiş ise de ….’ın huzurda alınan beyanında, davacı … Mimarlık Ltd. Şti’nin %50 ortağı olduğunu, aynı zamanda temsile yetkili yöneticisi olduğunu beyan etmesi üzerine, tanık olarak sunulan ….’ın tüzel kişiliğin temsilcisi ve ortağı sıfatına haiz olması sebebiyle taraf sıfatında olduğu, tanık olarak dinlenemeyeceği anlaşılmıştır.
SMK’nun 55.md’sine göre tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Burada kanun koyucu patent ve faydalı modelden farklı olarak fonksiyona değil, görünüme koruma bahsetmiştir. Bu nedenle tecavüz iddiaları da ürünün “görünümü” nazara alınarak değerlendirilmelidir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözünde oluşturduğu genel izlenim ile bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımların birlikte dikkate alınması gerekir. Kıyaslanan tasarımlar arasında sadece küçük ayrıntılarda farklılık varsa tasarımların aynı olduğu kabul edilir. Yine bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim ile herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenim arasında genel bir farklılık varsa tasarım ayırd edici niteliğe sahip demektir. Burada, tasarım alanında, özellikle dikkat edilmesi gereker husus korumanın, görünüm, şekil, doku ve ergonomi gibi özelliklere hasredilmesidir. Tasarım hakkı ürün ve eşyaların teknik işlevini değil, dış görünümünü konu etmektedir.
Tescilsiz tasarım hakkına tecavüz iddiası yönünden ilk değerlendirilmesi gereken husus söz konusu tasarımın korunmadan yararlanıp yararlanmayacağıdır. SMK’nun 55/4.md’sine göre tescilsiz tasarım ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması halinde korunur. İlk kez Türkiye’de kamuya sunulan bu tasarım ayırdedici olmalı ve kamuya arzından itibaren 3 yıllık süre geçmemiş olmalıdır.
Somut olayda, taraflar arasında stant tasarımı için görüşmelerin bulunduğu her iki tarafın da kabulündedir. Davacının dava tarihi itibariyle tescilsiz tasarım korumasından faydalanan tasarımının bilgilenmiş kullanıcı nezdinde benzerinin davalı yanca kullanıldığı, bu itibarla tasarım hakkına tecavüzün yasal koşullarının oluştuğu kanaatine ulaşılmıştır.
Maddi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; sunulan sözleşmede belirlenen koşullar ile mevcut delillere göre bilirkişi raporu ile hesaplanan maddi tazminatın dosya içeriği ile uyumlu olduğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği davacının 04/04/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile talep ettiği 69.273,47 TL üzerinden davanın kabulü gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
İhlal edilen hakkın boyutu, kusurun derecesi ve tarafların mali durumları nazara alınarak 3.000,00 TL olarak talep edilen manevi tazminatın tamamının kabulü gerektiği kanaatine ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalının, davacıya ait … numaralı tescil başvurusuna konu tasarımından doğan haklarına tecavüzünün tespiti ile davalının söz konusu tasarımı kullanmaktan men’ine,
-69.273,47 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Hüküm özetinin, masrafı davalı yanca karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 5 gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 4.937,00 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 68,31 TL peşin ve 1.166,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.702,69 TL harcın, davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tecavüzün tespiti talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebine yönelik 9.805,55 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebine yönelik 3.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 68,31 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 1.166,00 TL tamamlama harcı, 173,50 TL posta/tebligat masrafı ve 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.462,21 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/06/2022

Katip …
¸

Hakim ….
¸