Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/257 E. 2021/43 K. 12.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/257 Esas
KARAR NO : 2021/43

DAVA : Marka’nın Kullanılmama Nedeniyle İptali
DAVA TARİHİ : 13/03/2020
KARAR TARİHİ : 12/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’nın Kullanılmama Nedeniyle İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin … eyaleti yasaları uyarınca kurulu ve faaliyette bulunan bir şirket olduğunu, müvekkilinin insanların daha uzun, daha sağlıklı ve daha aktif yaşamaları için sınıfının en iyisi ve öncü ürünleri geliştirmeyi kendine ilke edinen yenilikçi ve hasta odaklı uluslararası bir ilaç şirketi olduğunu, …. markasını ….’de tescil ettirmek ve ürünlerini piyasaya sürmek istediğini, bu nedenle TPMK nezdinde 10.sınıfta yer alan “Verilerin iletilmesi için insülin kalemlerine takılabilen, kablosuz teknoloji kullanan doz belirleme modülleri” ni kapsayan …. sayılı … marka başvurusunda bulunduğunu, söz konusu başvurunun SMK 5/1-ç hükmü çerçevesinde davalı şirketin 83070 sayılı … ibareli tescili sebebiyle reddedildiğini, davalı şirketin … markasını hiçbir zaman ve de özellikle SMK’da öngörülen beş yıl içinde tescilli olduğu malların hiçbirini kullanmadığını, sicili gereksiz yere işgal eden söz konusu tescilin iptalinde kamu yararının da bulunduğundan bahisle davalıya ait … sayı ile tescilli markanın kullanılmama nedeniyle tüm mallar bakımından iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı adına usulüne uygun tebliğ edilmiş, davaya cevap verilmediği görülmekle davanın reddini istediği kabul edilmiştir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davalı adına tescilli … numaralı marka tescil belgeleri celp olunmuştur.
Dava davalı adına tescilli markanın kullanılmama nedeniyle iptali talebine yöneliktir.
SMK’nun markanın kullanım külfetine ilişkin 9. Maddesi hem geçmişte tescil edilen markalar için hemde gelecekte tescil edilecek markalar için kullanma külfeti getirmiştir. Dolayısıyla davalıya ait markada kullanma külfeti altındadır. Markanın kullanımının SMK’nun 7. Maddesinin ikinci fırkasının a,b.c bentlerinde ön görülen modelde olmak üzere anılan maddenin 3. Fırkası ile 9. Maddenin 2. Ve 3. Fıkrasında açıklandığı şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.
İptali istenen markaların kullanımının söz konusu markaların tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla temel işlemine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi icap etmektedir. Bu kullanımın markaların tüketiciye yahut son kullanıcıya ürün veya hizmetin menşeini bu ürün yada hizmetin diğer kaynaklardan gelenlerden ayırt etmesine izin verecek ve karıştırmaya mahal vermeyecek biçimde yalnızca ilgili teşebbüs nezdinde değil piyasaya ulaşacak ve belirli müşteri çevresi yaratacak şekilde ciddi olarak gerçekleşmelidir. Doğal afetler, savaş, ağır bir ekonomik buhran, ambargo, ithalat kısıtlamaları gibi durumlar markanın kullanılmaması için haklı bir neden olabilir.
Olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca yargılama konusu markayı tescilli olduğu 05. ve 10. sınıflarda kullandığını ispat yükü davalıdadır. Bir markayı kullanan ve ileride kullanmama sebebine dayalı iptal tehdidi ile karşılaşmak istemeyen basiretli tacir gibi hareket etmesi gerekli olan davalının kullanıma ilişkin kanıtları özenle saklaması gerekmektedir. Davalı kullanıma ilişkin kanıtları açık ve anlaşılabilir şekilde mahkemeye sunacaktır. Yoksa mahkeme veya davacı markanın kullanılmadığını ispatlamayacaktır. Markanın iptal müeyyidesinden kurtulabilmesi için tescil edildiği her bir emtia için bağımsız olarak ayrı ayrı kullanılması gerekir. Buna göre bir markanın bir ürün için kullanımının diğer bir ürün için kullanım sayılmaz.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ispat yükünün davalı tarafta olması ve dava dilekçesinin davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir cevap, beyan veya itirazda bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalı yana ait … tescil numaralı markanın kullanılmama nedeniyle iptaline, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı ve 93,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 201,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸