Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/252 E. 2021/142 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/252 Esas
KARAR NO : 2021/142

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/02/2020
KARAR TARİHİ : 10/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin, 1975 yılından bu yana otomotiv yedek parça ticareti yaptığı ve halen ticaret merkezi Ankara’da olmak üzere İstanbul ilinde de şubelerinin bulunduğunu, “……. Otomotiv Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.” isimli markanın, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde …… kod numarası ile 26.05.2015 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile 11.07.2016 tarihinde 12. Sınıfta yer alan emtialar bakımından Müvekkili adına tescil edildiğini, davalının “……. Otomotiv Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.” markası ile ayırt edilemeyecek kadar birebir aynı ve aynı türdeki hizmetler çerçevesinde kullanımlarının tespit edildiğini, davalının aynı marka ve ticaret unvanını kullanmaya son vermesi için Ankara….. Noterliğinin 14.02.2020 tarih ve ….. yevmiye sayılı ihtarnamesi ile yazılı olarak ihtar edildiğini, davalı tarafın 6769 sayılı yasaya aykırı marka hakkına tecavüz oluşturan ve haksız rekabete neden olan eylemlerine son vermediğini, …… tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde davalının eski ticaret unvanı olan “…… Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti”yi değiştirerek unvanını müvekkili ile birebir aynı hale getirdiğini, bu unvanla otomotiv yedek parça satışı yaptığını ve müvekkilinin markasını haksız biçimde kullanarak kazanç sağladığını, davalının aynı unvan ve markanın kullanılmasından kaynaklı olarak müvekkili olan şirkete ait olan bir araca haciz konulduğunu, 6769 sayılı yasanın 151. maddesinin 2. fıkrasının b. bendinde belirtilen usul uyarınca, müvekkilinin sınai mülkiyet hakkına tecavüz eden davalının, 11.07.2016 tarihinden bu yana elde ettiği net kazanç üzerinden hesaplanacak, müvekkilin yoksun kaldığı kazançtan fazlaya ilişkin yasal dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik; 10.000.TL’sinin 11.07.2016 marka tescil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline, ayrıca 40.000,00 TL manevi tazminatın 11/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili olan şirketin uzun yıllardır ticaret unvanı olarak kullandığı “……. Otomotiv Sanayi Ve Ticaret Limited Şti.” ibaresinin kullanımının markasal kullanım kapsamında değerlendirilemeyeceğini, müvekkili şirketin 1982 yılında şirket ortaklarından …… tarafından kurulmuş olduğunu, 2003 yılında ortaklarının değiştiğini, bu tarihten itibaren ticari faaliyetlerini kendi soyisimleri olan “…….” unvanı altında devam ettirdiklerini, şirket unvanı olarak kullanılan; “……. Otomotiv Sanayi Ve Ticaret Limited Şti.” ifadesinin markasal kullanım olarak kabulü halinde dahi, müvekkili olan şirketin ortağı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 13.11.2008 tarihinde ….. numarası tescil numarasıyla kaydedilen “…….” markasının varlığı karşısında davacı yanın tüm taleplerinin mesnetsiz olduğunu, söz konusu markanın 13.11.2018 yılında yenilenerek koruma süresinin 2028 yılına kadar uzatıldığını, davacı adına kayıtlı marka tescilinin, müvekkili olan şirketin ortağının “…….” markası tescilinden yaklaşık 7 yıl sonra yapıldığını, müvekkilinin “…….” markasına ilişkin haklarının davacıya göre öncelikli olduğunun tartışmasız olduğunu, davacı şirket araçlarına haciz konulduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu, bu hususun ticaret siciline “…….” unvanıyla kayıtlı başka bir şirketle davalı unvanının karıştırılmasından ileri geldiğini, haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davalıya ait …… sayılı marka tescil belgesi ve İstanbul Ticaret Müdürlüğü’nden davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalının davacı yana ait …. tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüzün ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, davalının söz konusu kullanımlarının markasal nitelik taşıyıp taşımadığı, davalının önceye dayalı gerçek hak sahibi olup olmadığı, hukuka uygun kullanımının bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 14/04/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “Davalı yanın adına 30.01.2003 tarihinden bu yana tescilli ticaret unvanını kullanmasının, unvanın tescilinden itibaren geçmiş olan yaklaşık 18 yıllık süre göz önünde bulundurulduğunda, davacı yana ait herhangi bir hakkı ihlal etmediği, davalı yanın “herhangi bir markasal kullanımının” dosya münderecatından tespit edilemediği, bu minvalde davalı yanın davacı yana ait tescilli markaya tecavüz teşkil eder herhangi bir kullanımının var olup olmadığının değerlendirilemediği, maddi tazminat talepleri bakımından ise dosyada hesaplamaya elverişli belge bulunmadığı gibi söz konusu hesaplamanın uzmanlıkları dışında kalması nedeni ile yapılamadığı” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Dava: davalının, davacı markasından doğan haklarına tecavüzünün tespiti ile tazminat talebine yöneliktir.
Somut olayın değerlendirilmesinde;
17/01/1984 tarihinde, davacı şirketin ticaret unvanının tescil edildiği, davalı şirketin terkin ve tecavüz talebine konu “……. Otomotiv San ve Tic. Ltd. Şti” unvanını 30/01/2003 yılında tescil edildiği, davacının 14/02/2020 tarihine kadar bu kullanıma sessiz kaldığı ve sessiz kalınan bu sürenin MK md.2 çerçevesinde davacı yönünden hak kaybına sebep olacak derecede uzun olduğu; aynı sektörlerde faaliyet gösteren taraflardan, tacir olan davacının basiretli bir tacir olarak hareket etme yükümlülüğü çerçevesinde bu kadar uzun süre sessiz kalmanın hak kaybı olarak ortaya çıkan sorumluluğuna katlanmak zorunda olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı marka hakkına tecavüz iddiaları çerçevesinde davasını ikame etmiş ise de davalının ticaret unvanında bulunan “…….” ibaresi dışında, davalının söz konusu markayı ticaretinde kullandığına dair herhangi bir delil sunamadığı, ticaret unvanının işlevine uygun kullanımını aşar bir şekilde markasal kullanımının dosyada tespit edilemediği, bu hali ile davacının davasının reddinin gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 853,88 TL harçtan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile arta kalan 794,58 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre tecavüzün tespiti talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸