Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/221 E. 2021/50 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/221 Esas
KARAR NO : 2021/50

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 03/01/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin ……. kod numaralı “…….” ismindeki yazı ve şekil olarak Arapça da “…….” şeklinde okunan markasının 35.ve 43. Sınıflarda tescilli olduğunu, davalı yanın “…….” şeklinde okunan ve Arapça’da ……. şeklinde okunan markasını …… kod numarası ile 43.sınıfta adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin markasının davalıya ait markadan önce tescil ettirildiğini ve kullanım hakkının müvekkiline ait olduğunu, karşılaştırmaya tabi markaların tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet verdiğini, bu nedenle müvekkilinin prestij kaybı yaşadığını ve davalı yan adına tescil edilmiş olan markanın hükümsüzlüğü ve terkinine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA : Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile, müvekkiline ait markanın 19/01/2018 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle tescil edilmiş olduğunu, müvekkilinin ilgili markayı tescil tarihinden önce de kullanmakta olduğunu, müvekkilinin markası ile davacı yanın davaya mesnet markasının görsel ve ses yönünden birbirlerinden ayrılmış olup ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet vermeyeceklerini, davacı tarafından yaptırılan delil tespitine itiraz ettiklerini, davacının markasının aktif kullanılan ve herkesçe tanınan bir marka olmadığını, müvekkilinin davacı yana ait asıl davaya mesnet ……. kod numaralı “Arapça yazı karakteri+…….” markası bakımından gerçek hak sahibi olduğunu belirterek markanın hükümsüzlüğü ile sicilinden terkinine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVADA CEVAP : Davacı vekili karşı davaya cevap dilekçesi ile, davalı tarafın tescil sürecinin başlangıcının, marka ile ilgili olarak taraflarına koruma sağlandığı zamana denk geldiğini, bu itibarla hali hazırda tescil ile taraflarına sağlanmış olan hukuki korumanın davalı tarafın sonraki tarihli tescil başvurusu ile ihlal edildiğini, davalı tarafın, dava konusu markanın “gerçek hak sahipliği” için gerekli niteliklere haiz olmayıp bu yöndeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafın iddiası, uyuşmazlık konusu …… tescil numaralı markaya ilişkin müvekkiline ait ……. tescil numaralı markanın tescil tarihinden önceye dayanan kullanımlarının bulunduğu ve bu bu gerekçe ile ilgili markanın gerçek hak sahibi oldukları yönünde olduğunu, iddialarının bu yönde olmakla beraber gerçek hak sahipliği için aranan tanınmışlık ve ayırt edicilik kriterlerinin incelenmesi asılsızlığını açıkça ortaya koyduğunu, davalı tarafın, dava konusu markanın müvekkili adına tescil sürecinde hiçbir harekette bulunmamakla kalmayıp daha sonraki süreçte de hiçbir şekilde iddia ettikleri gerçek hak sahipliğinin tesisi için bir adım atmadığını, mevcut durumdaki iddialarının yalnızca müvekkilinin yasal olarak sahip olduğu marka korumasını engelleme amacına yönelik olup reddinin gerektiğini, taraflara ait markaların Arapça harflerden oluşan asıl vurgulanan kısımların birebir aynı olduğunu, ilk bakışta göze çarpan kısımların yanında yer alan ibarelerin aynı anlamı taşımakla birlikte işitsel açıdan farklılık arz ettiğini, markaların sağladıkları hizmetler bakımından da aynı sınıflara tescil edildiğini, her iki markanın da restoran işletmesinde kullanıldığını, sundukları hizmetlerin aynı kökene ait, müşteri kitlelerinin de yine benzer hizmet talebinde bulunan ortalama vatandaşlar olduğunu, tüm bunlar dikkate alındığında halkın iki marka arasında işletmesel veya ekonomik bağlantı bulunduğu izlenimine kapılmasının kaçınılmaz olduğunu belirterek müvekkiline ait markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi ve sicilden terkini taleplerinin reddine, davalı taraf adına tescil edilmiş …… tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve sicilden terkinine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı/ karşı davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu markaların tescil belgeleri ve ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya; asıl dava yönünden Davalı yana ait ……. tescil numaralı markanın davacı yana ait ……. tescil numaralı marka ile benzerlik, karıştırma ihtimali, iltibas nedenleriyle hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında, karşı dava yönünden Karşı davacının önceye dayalı hak sahibi olduğu iddiası ile karşı davalı adına tescilli ……. tescil numaralı markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bir marka vekili bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 08/02/2021 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarından özetle; “Asıl dava bakımından davacı/karşı davalı yana ait davaya mesnet marka ile davalı/karşı davacı yana ait markanın bütünsel karşılaştırmalarında markaların nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet vermeyecekleri, bu nedenle davalı/karşı davacı yana ait markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğundan bahsedilemeyeceğini, karşı dava bakımından davalı/karşı davacı yanın davacı/karşı davalı yana karşı gerçek hak sahibi olduğu iddialarının ispatlanamadığı, bu meyanda davacı/karşı davalı yana ait markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı yönündeki tespitlerinin olduğu” hususlarını bildirmişlerdir.
Davalı/karşı davacı vekilinin rapora beyan dilekçesinde özetle; müvekkilinin markayı kullanmaya başlamasının davacının kendi markasına ilişkin tescil tarihinden de önceye dayandığını ancak bu konuda raporda bir delil olmadığının yer aldığını, karşı davaları yönünden yapılan tespitlere itiraz ettiklerini, eskiye dayalı hak sahipliğine ilişkin ilgili belediyelere, hem adres bilgisi ile bu yerde kullanılan tabela ve resimlerin hem müvekkili şirket hem de müvekkili şirketin ortaklarından olan ……. ismi ile sorulmasını sonrasında gelen yazı cevapları ile ek rapor alınmasını talep etmişlerdir.
Davacı/Karşı davalı vekilinin rapora beyan ve itiraz dilekçesinden özetle; raporun eksik ve yanlış değerlendirmeler içerdiğini, taraflara ait markalar incelendiğinde; Arapça harflerden oluşan asıl vurgulanan kısımların birebir aynı olduğunu, ilk bakışta göze çarpan kısımların yanında yer alan ibarelerin aynı anlamı taşımakla birlikte işitsel açıdan farklılık arz ettiğini, markaların sağladıkları hizmetler bakımından da aynı sınıflara tescil edildiğini, her iki markanın da restoran işletmesinde kullanıldığını, sundukları hizmetlerin aynı kökene ait, müşteri kitleleri de yine benzer hizmet talebinde bulunan ortalama vatandaş olduğunu, tüm bunlar dikkate alındığında halkın iki marka arasında işletmesel veya ekonomik bağlantı bulunduğu izlenimine kapılmasının kaçınılmaz olduğunu, Arap alfabesi ile aynı şekilde yazılmış, aynı sektörde ve benzer hizmetlerde yer alan iki markanın yalnızca yanlarında yer alan “…….” ve “…….” ibareleri dikkate alınarak ayırt edilmesinin olası olmadığını belirterek yeni bir bilirkişi raporu aldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise aynı bilirkişiden ek rapor aldırılmasını talep etmiştir.
Asıl dava; davalı tarafa ait ….. tescil numaralı markanın davacı yana ait ……. tescil numaralı marka ile benzerlik, karıştırma ihtimali, iltibas nedenleriyle hükümsüzlüğü, karşı dava; karşı davacının önceye dayalı hak sahibi olduğu iddiası ile karşı davalı adına tescilli ……. tescil numaralı markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı karşı davalıya ait ……. markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede; davacıya ait ….. tescil numaralı marka Arapça yazı karakteri ve beyaz zemin üzerinde siyah düz yazı karakterleri ile “…….” kelimelerinden oluşmaktadır. Davalı yana ait ……. tescil numaralı marka ise siyah zemin üzerine kırmızı renk ile davacıdan farklı yazı karakteri kullanılarak “…….” +Sarı renkli elips şekilli daire içerisinde sarı renkte karakterler ile minare görseli ve Arapça unsurlar” sonrasında kırmızı renkli Arapça yazı unsurlarını ihtiva etmektedir. Bu durumda taraf markalarının görsel olarak birbirlerinden ayrıştıkları kuşkusuzdur. İşitsel yönden ise, yine “…….” ve “…….” kelimelerinin fonetiklerinin farklı olduğu görülmektedir. Anlamsal olarak ise davacı taraf “…….” kelimeleri ile Arapça yazıların hepsinin “…….” anlamına geldiği iddiasında bulunmaktadır. Ne var ki bu iddia tamamen doğru kabul edilse dahi “…….” nin Türkçe karşılığı ile markalarda yer alan Arapça yazıların anlamının Türkiye’de tüketicilerin geneli nezdinde bilinebilecek durumda olmadığı dolayısıyla anlamsal karıştırma ihtimalinin bulunmadığı ve tek başına anlamsal benzerliğinde diğer unsurları ile ayırdediciliğe sahip markalar arasında karıştırma ihtimali doğuramayacağı kanaatine varılmıştır. Yine davacının iddiaları doğrultusunda “…….” olarak kabul edilen davacı markasının zayıf marka olarak nitelendirilmesi gerektiği karşısında davalının markasında oluşturmuş olduğu farklılıkların ayırdedicilik kazandırdığının kabulü gerekmiştir.
Karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede ise; karşı davacı önceye dayalı gerçek hak sahipliği iddiasında bulunmuştur. Buna göre bu iddiasını ispat külfeti karşı davacıdadır. Ne var ki; karşı davacı önceye dayalı markasal kullanımı tevsik eder mahiyette delil dosyaya sunamamış, sunduğu delillerin karşı davalı marka tescil tarihinden sonraya ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle asıl davanın ve karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Asıl davanın ve karşı davanın ayrı ayrı REDDİNE
A-Asıl Davada;
-Alınması gerekli 59.30 TL harçtan peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
-Davalı kendisini verille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
B-Karşı davada;
-Alınması gerekli 59.30 TL harçtan peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin karşı davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
-Karşı davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL ücret takdirine, bu ücretin karşı davacıdan alınarak karşı davalıya verilmesine,
-Karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır