Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/218 E. 2021/125 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/218 Esas
KARAR NO : 2021/125

DAVACI BİRLEŞEN 2011/349 ESAS

DAVALI BİRLEŞEN 2011/349 ESAS

DAVALI BİRLEŞEN 2011/352 ESAS

DAVALI BİRLEŞEN 2011/351 ESAS

DAVA :FSEK ( Maddi ve manevi tazminat)
DAVA TARİHİ :26/08/2011
KARAR TARİHİ : 30/06/2021
K. YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; müvekkilinin İstanbul ili, …. İlçesi, ….. Mahallesi …. pafta, …. ada, …. parsel üzerinde kurulu …… Sitesi’nin mimari projesinin müellifi olduğunu, B1-2 Blok 8, B1-7 Blok 1, D1-2 Blok 12 ve A 13 Blok 1 numaralı bağımsız bölümlerin sahipleri olan davalıların, mimari projede olmamasına ve yönetim planı ile yasaklanmasına rağmen taşınmazlarındaki salona açılan balkonu cam ile kapatmak suretiyle mimari konseptte esaslı değişikliğe sebebiyet verdiklerini, müvekkilinin maddi ve manevi haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, projeye aykırı değişikliğin kaldırılmasına, yapının eski hale getirilmesine, 2.000,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ayrı ayrı tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 23.05.2013 tarihli duruşmada, birleşen 2011/351 E.sayılı davanın davalısı … hakkındaki davayı takip etmediklerini bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu projenin estetik yapısı olmaması nedeniyle FSEK kapsamında koruma altında olmadığını, eser bütünlüğünün bozulmadığını, değişikliğin ihtiyaç ve zaruret nedeniyle yapıldığını, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, eski hale getirme istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2011/349 E. sayılı davanın davalısı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu proje eser niteliğinde olmadığından hak ihlalinin ileri sürülemeyeceğini, değişikliğin mülkiyet hakkına dayanılarak yapıldığını ve davacının izninin gerekmediğini, eski hale getirme, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2011/351 E.sayılı davanın davalısı, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Birleşen 2011/352 E. sayılı davanın davalısı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın FSEK kapsamında korunmadığını, değişikliğin mülkiyet hakkına dayanılarak yapıldığını, eski hale getirme, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce toplanan deliller ve yapılan yargılama neticesi …… Esas, …Karar sayılı kararı ile “Asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2011/349 E. sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen 2011/351 E. sayılı davanın HMK’nun 150.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, birleşen 2011/352 E. sayılı davanın kısmen kabulüne” karar verilmiş, verilen kararın davalılar ….., … ve … vekillerince temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmişytir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 09/06/2014 Tarih, …… Esas – ….. Karar sayılı ilamı ile, Bilirkişi raporunda projenin bütünü ile birlikte site halinde ortaya çıkartılan yapılar topluluğunun 5846 sayılı FSEK 4/3. maddesi anlamında bir güzel sanat eseri olup olmadığı ya da bizatihi dava konusu binanın diğerlerinden bağımsız şekilde tek başına güzel sanat eseri vasfına sahip bir yapı olduğu hususları ayrı ayrı değerlendirilmediği, şayet, davacı tarafından meydana getirilen site projesi tüm yapıları da içerecek şekilde bir bütün olarak 5846 sayılı FSEK’in 4/3. maddesi anlamında güzel sanat eseri niteliğinde ise, bu durumda davalıların konutlarındaki projeye aykırı değişikliklerin sadece bu binadaki bütünlüğü bozucu değişiklikler olup olmadığına değil site projesinin tümü bakımından bütünlüğü bozucu mahiyette değişiklikler olup olmadığının belirlenmesinin gerektiği, söz konusu binaların güzel sanat eseri olmadıklarının belirlenmesi halinde ise, davalılara ait konutlarda meydana getirilen değişikliklerin proje dışı değişiklik niteliğinde olduğu, davacının onaylı mimari projesinin 5846 sayılı FSEK 2/3. maddesi kapsamında bir ilim ve edebiyat eseri olarak ayrıca korunmasına karşın bu proje üzerinde herhangi bir tadilat projesi olmaksızın bizzat binanın kendisinde yapılan değişikliğin İmar Kanunu hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte olup, bu hususta davacının 5846 sayılı FSEK hükümlerine dayalı olarak dava açamayacağının gözönüne alınması suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalılar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya bilirkişi heyetine gönderilmiş, bilirkişi heyeti mahkememize sunmuş olduğu ek raporda dava konusu binaların bir bütünün parçaları olarak vücuda getirildikleri, yapılan müdahaleler ile içinde birbirinin aynı olan farklı tiplerden ve farklı plan-cephe tasarımlarından oluşan, vaziyet-peyzaj planlaması ile bir bütün olarak projelendirilen sitede yaratılan kompozisyonun bozulduğu” hususlarını rapor etmiştir.
Mahkememizce dosya Bilirkişi …’na tevdi edilerek dava konusu olan mimari projenin FSEK 2/3 veya 4/3 maddelerinden hangisinin kapsamında bulunduğu projenin güzel sanat eseri olup olmadığı yapılan değişikliğin site kapsamında bütünlüğü bozucu nitelikte bulunup bulunmadığı konusunda ayrıntılı ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi 14/04/2021 tarihli ek raporunda; davalıların taşınmazlarının balkonlarını camla kapatmak suretiyle mimari konseptte esaslı surette değişikliğe sebebiyet verdikleri, bilirkişi kök raporunun tekrar edildiği, dava konusu …… sitesi yapılar topluluğu bir bütün olarak ele alındığında mimari kompozisyon olarak değerlendirildiği, kentsel mekanda gerek vaziyet planı gerek peyzaj planlaması anlamında bir bütünsellik içerdiği, malzeme kullanımı açısından aynı zamanda mimarlık tarihimizin belirli dönemlerinde referanslar vererek oradan esinlenerek hazırlanmış olduğu, projesinde oluşturduğu cephe kompozisyonunu her bir binayı ayrı ayrı yansıtabilen yaklaşımı ile benzerlerinden farklılık ortaya koyarak hususiyetini ortaya koyulmuş olduğu, bu anlamda yapılar topluluğu 5846 sayılı kanunun 4/3 maddesi anlamında güzel sanat eseri niteliğinde olduğu, dava konusu yapılan topluluğu bütün halinde binaların tek tek konumlandığı yerler coğrafi konumu ve günümüz sosyal ve ekonomik yaşam şartları dikkate alındığında binaların girişi, otoparkı, bahçesi, güneşe yönlenmesi, binalar arasındaki mesafe, kat yükseklikleri, emsali az rastlanan özgün yapı niteliğinde olduğu, bunlara bağlı olarak davalıların bütün halinde 5846 sayılı FSEK 4/3 maddesi anlamında güzel sanat eseri olan binadaki projeye aykırı olarak yaptıkları eylemlerin bütünü bozucu nitelikte olduğu hususlarını rapor ettiği görülmüştür.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda; 02/11/2017 tarih, … esas, ….. karar sayılı kararıyla “Asıl dava yönünden 2.000 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminatın dava tarihi 26.08.2011 tarihinden itibaren davalı taraftan tahsili davacı tarafa ödenmesine, Birleşen 2011/349 Esas sayılı dava yönünden 2.000 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminatın 26.08.2011 tarihinden itibaren daval ıtaraftan tahsili davacı tarafa ödenmesine, Eski hale getirme yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Birleşen 2011/352 esas sayılı dosya yönünden 2.000 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 26.08.2011 tarihinden itibaren davalı taraftan tahsili davacı tarafa ödenmesine, Eski hale getirme yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Birleşen 2011/351 esas sayılı dosyası yönünden davanın açılmamış sayılmasına ilişkin hüküm kesinleşmiş olduğundan bu konuda kararverilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmiş, kararın davalılar …, …, … vekillerinin temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiştir.
Yargıtay….. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2019 tarih, … esas, …. karar sayılı ilamıyla mahkemenin bozma sonrası aldığı ve hükme esas bilirkişi raporunda davaya konu yapının estetik değer taşıyıp taşımadığı hususu yeterince değerlendirilmediği gibi, gerekçeli kararda da bu hususun tartışılmadığını, bu bağlamda, mahkemece davaya konu yapının 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında estetik değere sahip olup olmadığı hususunda gerekirse ek bir bilirkişi raporu alınarak değerlendirme yapılması, mimari eser olduğu iddia edilen binaların güzel sanat eseri olup olmadığının gerekçeli kararda denetlemeye elverişli şekilde değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma ilamına uyulmasına rağmen yerine getirilmeyerek eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçeyle karar verilmesinin bozmayı gerektirdiğini, kabule göre de davacı vekili dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsilini talep etmiş olmasına rağmen karşılık, mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesine rağmen davacı yararına yasal faize hükmedilmemesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle de davacı yararına bozulmasına karar verdiği görülmüştür.
İkinci bozma ilamı doğrultusunda dosya davaya konu yapının eser vasfını taşıyıp taşımadığı hususunda rapor tanzim etmek üzere yeni heyete tevdi edilmiş, bilirkişiler 02/04/2021 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “davacı tarafından meydana getirilen site projesinin tüm yapıları da içerecek şekilde bir bütün olarak 5846 sayılı FSEK 4/3.maddesi anlamında güzel sanat eseri niteliğinde olup olmadığı değerlendirildiğinde; bu projenin de diğer benzer toplu projelerde olduğu gibi birbirinden bağımsız binalar, peyzaj alanları, tenis kortu, dinlenme alanları, otopark alanları, açık ve kapalı yüzme havuzu gibi unsurların yer aldığı bir proje olduğu ve tüm bu alanların bütünsel olarak emsali az rastlanacak estetik özelliklere sahip olmadığı, bu nedenle takdiri mahkemeye ait olmak üzere davaya konu projede yer alan bağımsız bölümler ile projenin bütününün FSEK 4/3 maddesi anlamında güzel sanat eseri sayılamayacağı” hususlarını rapor ettikleri görülmüştür.
Asıl ve birleşen davalar, FSEK kapsamında mimari projeye aykırılık nedeniyle eski hale getirme, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin değişik içtihatlarında ve dosyada bulunan bozma ilamlarında belirttiği gibi, 5846 sayılı FSEK’in 4/1 maddesine göre eserin güzel sanat eseri olarak nitelendirilebilmesi için estetik değere sahip olması gerekir. Davaya konu proje içeresinde yer alan binaların, benzer ve emsal olabilecek başka konut projelerinden bağımsız, özgün ve eşsiz güzelliğe sahip olması durumunda, “eser” korumasından faydalanabilirler. Somut olayda site projesinin tüm yapıları da içerecek şekilde bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bu projenin de diğer benzer toplu projelerde olduğu gibi birbirinden bağımsız binalar, peysaj alanları, tenis kortu, dinlenme alanları, otopark alanları, açık ve kapalı yüzme havuzu gibi unsurların yer aldığı bir proje olduğu ve tüm bu alanların bütünsel olarak emsali az rastlanacak estetik özelliklere sahip olmadığı yönündeki bilimsel görüşe mahkememizce de iştirak edilmiştir. Bu durumda projenin bütünü ile birlikte site halinde ortaya çıkartılan yapılar topluluğun 5846 Sayılı yasanın 4/3 maddesi anlamında bir güzel sanat eseri olmadığının kabulü karşısında ana dosya ve birleşen 2011/349 ve 2011/352 Esas sayılı dosyalar yönünden davacının davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen 2011/351 Esas sayılı dosya yönünden ise mahkememizce….. esas, …… karar sayılı kararı ile verilen açılmamış sayılmasına ilişkin kararın taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Ana dosya ve birleşen 2011/349 esas ve 2011/352 esas sayılı dosyalar yönünden davacının davasının REDDİNE,
2-Birleşen 2011/351 esas sayılı dosya yönünden mahkememizce …. esas, ….. karar sayılı karar ile verilen açılmamış sayılmasına ilişkin kararın taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Ana dosya ve birleşen 2011/349 esas ve 2011/352 esas sayılı dosyalar yönünden harçlar peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Ana dosya yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.000,00 TL maddi tazminat için, 2.000,00 TL manevi tazminat için toplam 4.000,00 TLvekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ya ödenmesine,
5-Birleşen 2011/349 esas sayılı dosya yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.000,00 TL maddi tazminat için, 2.000,00 TL manevi tazminat için toplam 4.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a ödenmesine,
6-Birleşen 2011/352 esas sayılı dosya yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.000,00 TL maddi tazminat için, 2.000,00 TL manevi tazminat için toplam 4.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a ödenmesine,
7-Ana dosya ve birleşen dosyalar yönünden davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Bozma öncesi davalılar adına yazılan Harç Tahsil Müzekkereleri ile bakiye karar harcı tahsil edilmiş ise iadelerine,
9-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere Davalılar … ve … vekillerinin yüzlerine karşı, diğer taraf vekillerinin yokluklarında verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸