Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/206 E. 2023/18 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/206
KARAR NO : 2023/18

DAVA : Tasarımdan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Durdurulması ve
Önlenmesi ile Maddi ve İtibar Tazminatı
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 20/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarım’dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi ile Maddi ve İtibar Tazminatı davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketlerden ….. olarak anılan firmanın …. markalı fosforlu kalemlerin, Türkiye’deki münhasır lisanslı üreticisi ve disbribütörü olduğunu, kendisinin de kırtasiye ürünleri sektöründe Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden olduğunu, davalının müvekkili şirketlerin hak sahibi olduğu, TPMK nezdinde tescilli endüstiyel tasarımlarına ayırt edilemeyecek kadar benzer tasarımlar ithal edip satışa sunduğunu, davalı tarafından satışa sunulan fosforlu kalemlerde, müvekkili şirketlerin çalışmaları sonucunda maruf hale gelmiş olan ve hak sahibi olduğu tasarımların kullanıldığını, Bakırköy ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne sunulmuş olan 05.08.2019 tarihli bilirkişi raporunda da davalı …ın kullanımlarına yönelik olarak “Tespit mahalli adreste tespit edilen ….. markalı ürünlerin aynı modelde …… markalı fosforlu ürünlerin kutu ve ürünlerine karıştırmaya mahal verecek şekilde benzetilmiş olduğu” tespitinin mevcut olduğunu, dava dışı bir kırtasiye tarafından mezkur ürünlerin satışa arz edilmesine istinaden Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… değişik iş sayılı dosyası ile tedbir kararı verildiğini, davalının müvekkili şirketlerin ürünlerinin taklitlerini piyasaya arz etmesi sebebiyle halihazırda Muradiye Asliye Ceza Mahkemesi’nde bir ceza davası görüldüğünü, davalı tarafın, müvekkili şirketlerin hak sahibi olduğu TPMK nezdinde tescilli tasarımlarına tecavüz teşkil eden kötü niyetli eylemlerde bulunduğunu, sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin maddi zararının tazminini talep edebileceğini, açıklanan nedenlerle, müvekkilleri adına tescilli tasarıma tecavüz teşkil eden davalı eylemlerinin durdurulmasına ve önlenmesine, davalının 10.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini, müvekkilinin uğramış olduğu manevi zarar nedeniyle 10.000,00 TL itibar tazminatına hükmedilmesini, hükmün ilanına, Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyasında ve Bakırköy…. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. değişik iş sayılı dosyasında yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsilini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu tasarımın adına tescilli olduğu firmanın …. olduğu dikkate alındığında söz konusu davanın davacı şirketler tarafından birlikte açılmasının hukuken mümkün olmadığını, davacılar adına TPMK nezdinde … no ile tescilli “kalem uç kutusu” ve … no ile tescilli “kalem” isimli ürünler tescil edilmişse de bu tasarımlar 6769 SMK gereğince tescil edilebilirlik şartlarını haiz olmadığını; tasarımların, kanunun sağladığı korumadan yaralanabilmek için yenilik ve ayırt edicilik şartlarını sağlaması gerektiğini, davacı tarafın 1997 yılında tescil ettirdiği tasarımların yeni olma özelliğini taşımadığını, söz konusu tasarımların kırtasiye sektöründe yoğun şekilde kullanıldığını, davacı tarafa ait tasarımların tescil edildiği dönemde yürürlükteki kanun uyarınca tescil başvurularında esasa ilişkin inceleme yapılmadığını, davacı tarafa ait tescilli tasarımların tescil edilebilirlik şartlarını taşımadığını, müvekkili olan şirketin satışını yaptığı ürünlerin, davacı tarafların tasarımıyla benzerlik göstermediğini, müvekkilinin kendi markasını taşıyan ürünlerin satışını gerçekleştirdiğini, davacıların kötüniyetli davrandığını, davacıların haksız ve hukuki mesnetten yoksun taleplerinin tek amacının, müvekkilinin ticari faaliyetini sonlandırmak, hem maddi hem de manevi açıdan telafisi mümkün olmayan zararlara uğratmak ve mağdur etmek olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı adına tescilli tasarımların sicil kayıtları celp olunmuştur.
Bakırköy … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası celp olunmuş, tetkikinde; talep edenler ….. Kalemcilik Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi ve …. tarafından, karşı taraf ….. Kırtasiye : … aleyhine ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, delil tespiti yapılan Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyasındaki raporda: “tespite konu adreste bulunan …. Kırtasiye …. (…. Kırtasiye) isimli işyerinde tespit isteyenin tespit talepleri doğrultusunda tespit isteyene ait …… markalı fosforlu kalemlere benzer satış halinde ve ….. markalı 32 kutu toplam 320 adet fosforlu kalem ürünün tespit edildiğini, tespit mahalli adreste tespit edilen … markalı ürünlerin aynı modelde …… markalı fosforlu kalem ürünlerin kutu ve ürünlerine karıştırmaya mahal verecek şekilde benzetilmiş olduğu” hususlarında rapor tanzim edilmiş olup bu doğrultuda tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası uyap üzerinden celp olunmuş, tetkikinde; müştekinin …, şüphelilerin … ve … olduğu, suçun başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üretmek veya hizmete sunmak olduğu, soruşturma sonunda 17/03/2020 tarihli iddianame ile şüphelilerin yargılanarak eylemlerine uyan sevk maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmalarına, adli emanette kayıtlı olan taklit ürünlerin müsaderesine karar verildiği görülmüştür.
Dosya, davalının davacı …. şirketinin sahibi; davacı ….. Kalemcilik A.Ş’nin lisans sahibi olduğu tasarımlardan doğan haklarına tecavüzünün olup olmadığı ve sonuçlarının ne şekilde giderileceği hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 15/12/2020 tarihli raporlarında; “Davacı tarafa ait 01.08.1997 başvuru tarihli … numaralı tescilli İşaretleyici Kalem (Markör) tasarımı ile davalı tarafa ait … D.İş sayılı dosyada tespit edilen işaretleyici kalem arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerlikler bulunduğu, bu sebep ile iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları, Davacının maddi tazminat hususunda seçimlik hakkı tercihine göre hesaplama yapılabilmesi için, davacı ve davalı tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması gerektiği, Tespite yarar delil olmadığından itibar kaybı olup olmadığı anlaşılmayan ve tespit edilemeyen, itibar kaybına ilişkin itibar tazminatı talebinin Mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacılar vekili 23/12/2020 tarihli dilekçesi ile, bilirkişiler tarafından müvekkili şirketlerin seçimlik tazminat talebine ilişkin hesaplama yapabilmesi adına, raporda yazılan belgelerin davalı tarafından eksiksiz olarak huzurdaki dava dosyasına sunulması gerektiğini, davalının sehven eksik evrak ibraz etmesi riskine istinaden, bilirkişilere davalı işyerinde yerinde inceleme yetkisi verilmesine ya da davalı şirket merkezinde istinabe yolu ile keşif yapılmasına karar verilmesini, bilirkişi raporunda, tespite yarar delil olmadığından itibar kaybı olup olmadığının anlaşılamadığı ifade edilmiş ise de dava dilekçelerinde de belirtildiği üzere uyuşmazlık konusu TPMK nezdinde tescilli tasarım ve bu tasarım kullanılarak üretilen işaretleyici kalem ürününün müvekkili şirketlerin uzun yıllar sari emekleri ve teknik becerileri neticesinde meydana getirilerek piyasaya arz edildiğini ve maruf hale geldiğini, davalıya ait ….. ürünleri ise müvekkili şirketler tarafından üretilen fosforlu kalem ürünlerinin adi bir taklidi olmaktan ibaret olduğunu, davalıya ait ürünlerin kurumsal olmayan bir sunum ile özensiz bir şekilde ambalajlanarak piyasaya arz edilmesi neticesinde müvekkili şirketlere ait ürünlerin ayırt edici niteliğinin zarar gördüğünü ve müvekkili şirketlerin bu nedenle itibar kaybına uğradığını, davalı tarafça üretilen taklit ürünleri hakkında müvekkili şirketlerin yapmış olduğu şikayet üzerine Adana …. Asliye Ceza mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamında ceza yargılaması devam ettiğini, dosya kapsamında tanzim olunan bilirkişi raporunda sanığın eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu sonuç ve kanaatine yer verildiğini, açıklanan nedenlerle lehe hususların hükme esas alınmasına, bununla birlikte itibar tazminatına ilişkin değerlendirmenin mahkemece yapılmasına, tazminat hesaplaması yapılabilmesi amacı ile davalının adresinde yerinde inceleme yapılmasına ya da istinabe yolu ile keşif gerçekleştirilerek bilirkişi raporunda belirtilen bilgi ve belgelerin yerinde incelenmesine, ceza dosyasından alınan raporun celbine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 28/12/2020 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda müvekkilinin kullanmış olduğu ürünler ile davacılara ait ürünlerin benzer olduğu belirtilmiş ise de, söz konusu ürünler kıyaslandığında farklı olduğunun açıkça görüldüğünü, müvekkilinin kendi markasını taşıyan ürünlerin satışını gerçekleştirdiğini, bilirkişilerce bu hususun hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, bilirkişilerce davacıların tasarımlarının tescil edilebilirlik şartını haiz olmadığı yönündeki itirazlarını değerlendirmediklerini, bilirkişi raporundaki, tasarımlar arasında benzerlik olduğu ve maddi tazminat hesaplaması yapılması gerektiği yönündeki tespit ve değerlendirmelere ilişkin itirazlarının kabulü ile dosyanın yeni bir heyete tevdi ile itirazları doğrultusunda yeniden rapor aldırılmasına, aksi takdirde dosya kapsamındaki tüm yazılı ve sözlü beyanları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 09/03/2021 tarihli dilekçesi üzerine Şanlıurfa Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak, davalı firmanın defterleri üzerinde inceleme yetkisi ile davacının seçimlik hakkına göre tazminat hesaplamasının yapılmasına karar verilmiş, Şanlıurfa … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. talimat sayılı dosyasında marka vekili bilirkişinin hazırlamış olduğu 03/01/2022 tarihli raporda; “aleyhinde tespit istenen davalının endüstriyel ürün malzemeleri üretimi ve ticareti yaptığı, talepte bulunanın da kendi iddiası ve dosya kapsamına sunduğu marka tescilleri ve belgeler uyarınca aynı sektörde olduğu, dolayısıyla tarafların faaliyet alanlarının ortak olduğu. davacı tarafa ait 01.08.1997 başvuru tarihli Tescil Numarası: …. numaralı tasarım tescili ile dava dosyasına delil olarak sunulan “…..” marka ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin bir farklılık bulunmadığı, iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları” hususları tespit edilmekle, mali müşavir bilirkişinin hazırlamış olduğu 06/01/2022 tarihli raporda; “dosya içeriğine hali hazırda sunulan tüm bilgi ve belgelerle birlikte ayrıca davalı tarafından inceleme kapsamına sunulan 2016, 2017, 2018 ve 2019 Yılı Ticari Defterleri, Satış Fatura koçanları, Emtia Alış Faturaları, Detay Hesap Mizanları, Yıllık Gelir Vergisi beyannameleri ve Muhasebe Hesap kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; davalının 2016, 2017, 2018 ve 2019 Yılı Ticari Defter AÇ1L1Ş/KAPANIŞ onaylarının TTK ve ilgili diğer yasal mevzuatlar uyarınca yetkili makamlarca süresi dahilinde yapıldığı, ticari defterlerin usulüne uygun muhasebe hesap ve kayıtlarını içerdiği, bü yönü ile Ticari Davalarda sahibi Lehine delil olarak kullanılmaya elverişli olduğu, inceleme kapsamına sunulan davalıya ait Emtia Alış Faturaları, Satış Fatura Koçanları ve Ticari Defter kayıtlarına göre; Dava konusu “…..” marka Fosforlu Kalem ürününe ilişkin olarak 2016 ve 2019 Yıllarında herhangi bir Emtia Alışı ve satışı işleminin gerçekleşmediği, davalının ihtilaf konusu “…..” ibareli Fosforlu Kalem ürününü ilk defa 10/05/2017 Tarihinde 60.000 Adet olarak 7.788,00 TL bedelle, … TC Kimlik No’lu … isimli şahıstan satın aldığı, davalının ihtilaf konusu “…..” ibareli Fosforlu Kalem; ürününden 7.500 Adedini 1.062,00-TL bedelle ilk defa 11/09/2018 Tarihinde satışını yaptığı, davalının 31/12/2019 tarihli STOK ENVANTER kayıtlarında İhtilaf konusu “…..” ibareli Fosforlu Kalem ürününün 52.500 Adedinin 5.775,00 TL kayıtlı değeri ile yer aldığı, davalının Ticari Defter kayıtlarına göre; İhtilaf konusu “…..” ibareli Fosforlu Kalem ürününün 7.500 Adedinin Satışından Elde etmiş olduğu NET KAZANCIN; 75,00 TL olduğu, Esas Değerlendirmesi ve Takdiri Mahkemeye ait olmak üzere: davacının seçimlilik hakkı kapsamında talepte bulunduğu Tazminat Hesaplama usulünün Daha çok varsayımsal, Analitik ve Sektörel bilgi içermesi nedenleri ile Mali Müşavir Hesap Bilirkişileri tarafından sağlıklı ve mutlak bir sonuç ortaya çıkarılmasının mümkün olmadığı, Mali Müşavir Hesap Bilirkişileri tarafından yapılacak olan Hesaplamaların; Ancak SMK’nun 151/2-b fıkrasında belirtilen “SINAİ MÜLKİYET HAKKINA TECAVÜZ EDENİN ELDE ETTİĞİ NET KAZANCIN” tespiti yönünde yapılan hesaplamalar olabileceği, bu nedenle raporun HESAPLAMALAR Bölümünde SMK’nun l5l/2-b fıkrasında belirtilen “SINAİ MÜLKİYET HAKKINA TECAVÜZ EDENİN ELDE ETTİĞİ NET KAZANCIN” tespiti yönünde Tazminat hesaplaması yapıldığı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacılar vekili 25/01/2022 tarihli dilekçesi ile, müvekkili şirketlerin 20 Ekim 2020 tarihli beyan dilekçesinde, huzurdaki dava kapsamında talep ettikleri tazminatın, SMK’nın 151/2-a fıkrası ile kendilerine tanınmış kanuni bir seçimlik hak olarak düzenlenen “sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir” hesabına dayanarak yapılması yönünde Mahkeme önünde seçimlik haklarını kullandıklarını, ancak bilirkişinin, dosyadaki hesaplamayı müvekkili şirketlerin talebinin dayanağı olan SMK 151/2-a hükmü yerine bir diğer hüküm olan SMK 151/2-b hükmüne göre yaptığını, bilirkişinin, bu uygulamasına gerekçe olarak müvekkili şirketler tarafından talep edilen tazminat hesaplama usulünün daha çok farazi bir duruma dayalı oluşunu gösterdiğini, elbette ki söz konusu hesaplamanın, dava konusu tecavüzün gerçekleştirilmediği bir olasılığı, yani hiç gerçekleşmemiş bir olasılığı ele alarak yapılacak bir değerlendirmeyi içereceğini, SMK’de düzenlenen seçimlik hakkın bunu öngördüğünü, hal böyle iken de, SMK’de öngörülen hesaplama biçiminin farazi oluşu gerekçe gösterilerek mahkemece verilen hesaplama görevinin yerine getirilmemesinin uygun olmadığını, bu çerçevede, SMK madde 151/2-a uyarınca “sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir”in hesaplanması amacı ile dosyanın İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetki alanı içerisinde SMK ihtisası da bulunan bir hesap bilirkişisine tevdiine karar verilmesi gerektiğini, usul ekonomisi bakımından yeniden Şanlıurfa’da defter incelemesi talep edilmediğini, mahkemece görevlendirilecek olan yeni bilirkişinin hesap bilirkişi raporuna derç edilen davalı ticari kayıtlarını incelemesi yeterli olacağını belirterek; Mahkemenin 11 Mart 2021 tarihli ara kararına muhalefet eden hesap bilirkişi raporunda yer alan aleyhlerine olan hususlar ile eksik ve hatalı olarak yapılan tazminat hesaplamalarının hükme esas alınmamasına; dosyanın müvekkili şirketlerin tercih ettiği seçimlik hak (SMK 151/2-a) doğrultusunda hesaplamaya tabi tutulmak üzere İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetki alanı içerisinde SMK ihtisası da bulunan yeni bir hesap bilirkişisine (mali müşavir) tevdiine; işbu talebin kabulü halinde usul ekonomisi bakımından yeni atanacak hesap bilirkişisi tarafından dosyada mübrez davalının ticari kayıtları esas alınarak dosya üzerinden inceleme yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 31/01/2022 tarihli dilekçesi ile, müvekkiline ait ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde rapor tanzim edilmiş olmakla birlikte eksik inceleme neticesinde hatalı değerlendirmeler yapıldığını, yerel mahkemece 11.03.2021 tarihli ara kararında; “davacının seçimlik hakkına göre tazminat hesaplamasının yapılmasının istenilmesine” karar verildiğini, karar içeriğinde seçimlik hak bakımında SMK 152/2-a doğrultusunda rapor tanzimi talep edilmişse; bilirkişi tarafından bu yönde bir hesaplama yapılamayacağından bahisle SMK 1521/2-b hükmü uyarınca tazminat hesabı yoluna gidildiğini, bilirkişi tarafından ara karara aykırı bir biçimde talep konusu olmayan bir seçimlik hak üzerinden hesap yapılması hukuken kabul edilemeyeceğini, üzerinde durulması gereken bir diğer hususun ise; müvekkilinin ….. ibareli fosforlu kalem ürününün 7.500 adedinin satışından elde etmiş olduğu net kazancın 75,00-TL olduğunun raporda tespit edildiğini, davacı …a ait kalemler bakımından aynı adette satışın varlığı halinde çok daha yüksek miktarlarda kazancın mevcut olacağının izahtan vareste olduğunu, bu kapsamda yalnızca fiyat aralığı bakımından dahi düşünülecek olursa; davacı yana ait …… marka kalemler ile ….. markalı kalemler arasındaki farkı, bilgilenmiş kullanıcı net bir biçimde ayırt edebilecek olup herhangi bir biçimde maddi tazminatı gerektiren bir durumun var olmadığının bir kez daha ortaya konulduğunu belirterek; Şanlıurfa … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporlarına karşı itirazlarının kabulü ile öncelikle iş bu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, şayet bu talebin bu aşamada kabul edilmeyecek ise iş bu dilekçedeki ve 28.12.2020 tarihli dilekçelerindeki itirazları doğrultusunda dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Sunulan SMM raporunun hükme esas olabilecek yeterlikte ve mahkememizin görev çerçevesinde düzenlenmediği anlaşıldığından, davacı tarafın sunmuş olduğu seçimlik hakkı doğrultusunda maddi tazminat miktarının hesaplanması için dosya yeni bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 31/10/2022 tarihli raporunda; “davalı 2016 yılında satış yapmadığı için tazminat hesaplanamayacağı, davalı 2017 yılında satış yapmadığı için tazminat hesaplanamayacağı, davacının talebine bağlı olarak “tasarım hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, tasarım sahibinin tasarımını kullanması ile elde edilebileceği muhtemel gelire” göre hesaplanan tazminat tutarının 2018 yılı için 15.075,00 TL + Yasal Faizi tutarında olduğu, davalı 2019 yılında satış yapmadığı için tazminat hesaplanamayacağı” hususlarını rapor ettiği görülmüştür.
Davacılar vekili 28/12/2022 tarihli dilekçesi ile, ek hesap bilirkişi raporu ile hesaplanan maddi tazminat tutarı kapsamında 10.000,00 TL tutarındaki maddi tazminat taleplerini 5.075,00 TL artırarak toplam 15.075,00 TL tutarına artırdıklarını beyan ederek eksik harcı tamamladığı görülmüştür.
Davalı vekili 21/11/2022 tarihli dilekçesi ile, mahkeme tarafından kurulan ara karara aykırı biçimde bilirkişi raporu tanzim edildiğini, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alınmaması gerektiğini, bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmede davacı tarafın tasarımlarına ait tescil edilebilirlik şartlarının varlığının hiçbir biçimde değerlendirilmediğini, bu hususun dahi eksik incelemenin varlığını ortaya koyduğunu, müvekkili tarafından tasarıma tecavüz fiili gerçekleşmediğinden maddi tazminat bakımından hesaplama yapılmasının kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda SMK 151/2-a bendine göre yapılacak hesaplamanın varsayımsal olacağını ve müvekkilinin doğrudan doğruya davacıya rakip olamayacağı belirtilmesine karşın yapılan hesaplamanın çelişkili ve kabul edilebilir olmayacağını, rapora karşı itirazlarını kabulü ile, öncelikle davanın reddine, aksi takdirde itirazları doğrultusunda dosyanın, yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 21/11/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi tarafından müvekkili şirketlerin SMK uyarınca seçimlik hakkı kapsamında gerçekleştirilen hesaplama yönteminin yerleşik Yargıtay içtihatlarına ve doktrindeki baskın görüşlerine aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda kabul edildiği üzere, davalının dava konusu üründen 2017 yılında 60.000 adet satın aldığını, bu hususun dikkate alınmaması ve salt bunlar içerisinde fiilen satışı yapılan 7.500 adet ürün üzerinden tazminat hesaplaması yapılmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın SMK 151/2-b uyarınca “sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanca göre” yapılmış bir hesaplamanın müvekkili şirketlere uyarlanmasından ibaret olduğunu, bu haliyle tercih edilmiş olan seçimlik hakkını karşılamadığını, bilirkişi raporunda davalının tecavüzü sonucunda müvekkili şirketlerin satışlarının azalmaması, bilakis artması halinde hesaplanacak tazminat tutarından uygun bir bedelde indirim yapılması gerektiği yönünde bir sonuca varılmış olup, bu sonucun hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve mahkemece dikkate alınmaması gerekti.
Dava, davalının, davacılara ait tasarımdan doğan haklarına tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve itibar tazminatı talebine yöneliktir.
SMK’nun 55.md’sine göre tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Burada kanun koyucu patent ve faydalı modelden farklı olarak fonksiyona değil, görünüme koruma bahsetmiştir. Bu nedenle tecavüz iddiaları da ürünün “görünümü” nazara alınarak değerlendirilmelidir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözünde oluşturduğu genel izlenim ile bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımların birlikte dikkate alınması gerekir. Kıyaslanan tasarımlar arasında sadece küçük ayrıntılarda farklılık varsa tasarımların aynı olduğu kabul edilir. Yine bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim ile herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenim arasında genel bir farklılık varsa tasarım ayırd edici niteliğe sahip demektir. Burada, tasarım alanında, özellikle dikkat edilmesi gereker husus korumanın, görünüm, şekil, doku ve ergonomi gibi özelliklere hasredilmesidir. Tasarım hakkı ürün ve eşyaların teknik işlevini değil, dış görünümünü konu etmektedir.
Kanunda yer alan “bilgilenmiş kullanıcı” özel bir bilgiye sahip olmadan markalar alanında markaları karşılaştırabilen ortalama tüketici kavramı ile ilgili sektörde teknik bilgiye sahip uzman arasındaki kişidir. Ayırt edici niteliğin belirlenmesinde tasarımların karşılaştırmasını yapacak bilgilenmiş kullanıcı üretici, satıcı, tasarımcı veya teknik uzman değildir. Sektörde bu tür tasarımların olduğunu bilen dikkatli ve deneyimli ürün kullanıcısıdır.
Tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu, alınan bilirkişi raporları ve yukarıda değinilen yasal düzenlemeler topluca değerlendirildiğinde;
Davalı yana ait ürünler ile davacılardan …. ‘ın tescil, …..Sanayi Anonim Şirketi’nin lisans sahibi olduğu … tescil numaralı tasarım ile davalıya ait Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosya kapsamında tespit olunan markör kalem ürününün benzer şekil, biçim, oran, yüzey dokusu ve yerleşimde oldukları, tasarımlarda ürünü medyadan getiren detayların şekil, biçim, yüzey dokusu gibi özellikleri tek tek ve bir bütün olarak incelendiğinde, tasarımcının sayısız seçenek özgürlüğü içerisinde temel hatlarının ve genel intibalarının birbirleri ile benzer oldukları ve bilgilenmiş kullanıcı nezdinde de benzer olarak algılandıkları, tüm bu nedenler ile tasarım hakkına tecavüz fiilinin hukuki koşullarının oluştuğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davalı …., her ne kadar davacıların davayı birlikte açmasının usule uygun olmadığını beyan ve iddia etmiş ise de, davacılardan …..’ın tescil sahibi, ….. Sanayi Anonim Şirketi’nin münhasır lisans alan sıfatıyla davacı sıfatına haiz oldukları, usuli itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı yanın aşamalarda davaya dayanak tasarımın yeni ve ayırdedici olmadığı yönündeki savunmaları ise, karşı ya da birleşen dava yoluyla hükümsüzlük talebi bulunmadığından, yargılama konusu edilmemiştir.
Hesap uzmanı bilirkişi tarafından tarafların ticari kayıt ve defterleri ile tüm deliller ışığında tespit olunan 15.075,00 TL maddi tazminatın, toplanan deliller, ihlal edilen hakkın boyutu ve davalının ticari hacmi ile uyumlu ve usulüne uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının itibar tazminatı talebi bakımından yapılan değerlendirmede; Yüksek Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2016 tarih ve … Esas- … Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; “… itibarı kavramı, … ile inşa edilen imajı ifade etmektedir. Zira imaj ve güven oluşturmanın bir maliyeti vardır. İtibar zararı ise inşa edilen veya edilmekte olan imajın zedelenmesi nedeniyle doğan zarardır. İtibar tazminatı belirlenirken, bir taraftan imaj inşası için gerçekleştirilen giderlerden hareket ederek zararın giderilmesi için yapılması gereken (reklam kampanyası gibi) giderleri dikkate almalı, diğer taraftan da itibar kaybının manevi yönünü göz önünde tutulmalıdır.” Somut uyuşmazlıkta, davalının kötü üretim ve pazarlama yaptığı hususu ispatlanamadığı gibi, davacının imajının zedelendiği hususu da ispatlanamamıştır. Keza bozulan imajın düzeltilmesi için herhangi bir masraf yapılması gerektiği de ispatlanamamıştır. Bu itibarla, itibar tazminatına yönelik talebin reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Davalının, davacıya ait … tescil numaralı tasarımına tecavüzün tespiti ile bu tecavüzün durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüz oluşturan davalı ….a ait Bakırköy ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş dosyası kapsamında tespit olunan ürünlere el konularak hüküm kesinleştiğinde imhasına,
-15.075,00 TL maddi tazminatın 29/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
-Davacının itibar tazminatı talebinin REDDİNE,
-Hüküm özetinin masrafı davalı taraftan karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 1.029,77 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 341,55 TL peşin harç ve 86,70 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 601,52 TL harcın, davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tecavüzün tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen itibar tazminat davası yönünden 10.000,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan yapılan 6.500,00 TL bilirkişi ücreti, 309,00 TL posta/tebligat masrafı, Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyasından yapılan 73,10 TL peşin harç, 20,40 TL başvurma harcı, 314,00 TL keşif harcı, 155,00 TL ATGV araç ücreti, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 20,70 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.083,20 TL yargılama gideri ve Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyasından yapılan 191,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 8.083,70 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve reddi oranında hesaplanan 4.859,90 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar tarafından yatırılan 341,55 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve 86,70 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 472,65 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır