Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/202 Esas
KARAR NO : 2022/120
DAVA : Kullanılmama Nedeniyle İptal
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/07/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Kullanılmama Nedeniyle İptal davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ….’nin dünya üzerinde pek çok ülkede tescilli marka ve patentlerle sahip olan köklü bir şirket olduğunu, http://… adresinden de detaylıca incelenebileceği üzere 20’den fazla ülkede faaliyet gösteren yaklaşık 20 yıllık deneyime sahip olan A.B.D. merkezli …., üretim ve satışını yaptığı “…” ürünleri konusunda global anlamda en önemli üreticilerin başında geldiğini, 500’den fazla satış noktasıyla hizmet verdiği başlıca ülkelerin; Avustralya, Bahreyn, Bolivya, Kanada, Çin, Kolombiya, Avrupa, Hong Kong, Hindistan, Endonezya, Japonya, Kuveyt, Yeni Zelanda, Umman, Polonya, Katar, Suudi Arabistan Singapur, Güney Kore, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD olduğunu, müvekkilinin dünya üzerindeki kayıtlı aktif markaları olduğunu, 22 ülkeden sonra şimdi de Türkiye pazarına girmeye hazırlanan müvekkili şirketin markasını tescil ettirmek için sahibi olduğu …. numaralı uluslararası marka tescili üzerinden Türk Patent ve Marka Kurumuna başvuru yaptığını, ancak … sayılı marka başvurusunun Kurum tarafından reddedilmiş olduğunu, redde gerekçe olarak davalı adına kayıtlı, 17.06.2009 başvuru tarihli, 05, 29, 30, 32, 35, 43. Sınıfları kapsar … tescil numarası ile kayıtlı “….” markasının gösterildiğini, söz konusu markanın 10.01.2019 tarihinde marka yenileme işleminin yapıldığının da anlaşıldığını, bu durum üzerine SMK 26/2 fıkrasında verilen yetkiyle beraber SMK 9. maddesi uyarınca dava açma zarureti doğduğunu, markaların araştırması ve korunması alanlarında Londra, İstanbul ve Moskova’da şubeleri bulunan uluslararası bir şirket olan …., (https://….) vasıtasıyla davaya konu markanın kullanım araştırmasının taraflarınca yaptırıldığını, davalı markanın sahibi …ın “…” adlı işletmenin ortaklarından olduğunu ve fakat şu an bu işletmenin kapalı olduğunu, haricen 5 adet aktif şirket ortağı olduğu sonucuna ulaşıldığını, söz konusu şirketlerin geriye dönük 5 senelik incelemesi yapıldığında ise “…” ibareli markanın kullanımının olmadığı sonucuna ulaşıldığını, söz konusu rapor ve Türkçe tercümesinin ekler arasında sunulduğunu, yapılan araştırmalar sonucu davalı …’ın dava konusu markayı 5 yıl değil, tescil tarihinden bu yana hiç kullanmamış olduğunu, markanın bir kullanımının olduğunun kabul edilebilmesi için marka tescilinde yer alan marka sahibi tarafından kullanılmış olması gerektiğini, kullanmamaya sebep haklı neden var ise, markanın kullanılmasını imkânsız kılan hukuki ve fiili engellerin neler olduğu, bu nedenlerin marka sahibinin kusurlu davranışından kaynaklanmamış olduğu gibi hususların ispatı gerektiğini ve bu konuda ispat külfetinin davalıya ait olduğunu, kullanımın Türkiye’de yapılması gerektiğini, konuya ilişkin istisnaların ispatında yine ispat yükünün davalıya ait bulunduğunu, nitelik olarak aranan kriterin ise “ciddi biçimde kullanım” olduğunu, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen marka hakkında izlenecek hukuki yolun ise SMKnun 26. Maddesinde yer alan “İptal Hâlleri ve İptal Talebi” başlığı altında düzenlendiğini, davanın kabul edilerek, davalıya ait … sayılı markanın iptaline ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin tebliği amacıyla davalı adına çıkarılan tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Davalı vekili 16/11/2021 tarihli beyan dilekçesi ile, Mahkemede görülmekte olan davada, davacının, davaya konu “…” markasının, SMK m.9 hükmünde belirtilen 5 yıllık süre içerisinde kullanılmaması sebebine dayanarak markanın iptalini talep ettiğini, müvekkilinin marka sahibi olarak “…” markasından vazgeçtiğini, iptalini istediğini ve bu amaçla TPE’ye başvurusunu yaptığını, Türk Patent ve Marka Kurumuna sunulan “Vazgeçmenin/Geri Çekmenin Sicile Kaydı” talepli formunun dilekçeye ek olarak sunulduğunu, müvekkilinin marka hakkından vazgeçtiğinden, davaya konu markanın, SMK kapsamında korunmadığını, davaya konu markanın iptali talebi söz konusu olduğundan, konusuz kalan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu markanın iptali nedeniyle, yargılamayı ve özellikle bilirkişi incelemesini gerektirir bir durum kalmadığından, bir inceleme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, keza, müvekkilinin ilgili aşamalarda davacı taraf ile anlaşma isteğinde olduğunu belirttiğini, ancak davacının anlaşmaya yanaşmaması sebebiyle bunun gerçekleşmediğini, müvekkilin yargılama içerisindeki beyan ettiği anlaşma arzusu, tahkikatın başında davaya konu markadan vazgeçmesi ve bu yolla davanın konusuz kaldığı hususları dikkate alınarak müvekkil aleyhine yargılama gideri ve resmi dava avukatlık ücretine hükmedilmemesini ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davalı adına kayıtlı … tescil numaralı marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Davalı vekiline ticari defterlerini mahkememize sunmak yahut bilirkişi incelemesine hazır hale getirdiğini mahkememize yazılı olarak gün ve yer bildirerek sunmak üzere 4 haftalık kesin süre verildiği ve bu süre sonunda defterler mahkememize sunulmadığı yahut bilirkişi incelemesine hazır hale getirildiğine ilişkin beyan sunulmadığı takdirde defterlerin aleyhe delil teşkil edeceği hususunun ihtar edildiği, davalı vekilinin beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya, davalı adına kayıtlı … tescil numaralı markanın kullanmama nedeniyle iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 02/02/2022 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “Kullanım ispatı davalı taraf üzerinde olduğundan ve bunu kanıtlar nitelikte hiçbir kayıt sunulmadığından “…” tescil no.lu markanın tescilli olduğu tüm sınıflar açısından KULLANMAMA NEDENİYLE İPTALİNE İLİŞKİN ŞARTLARIN MEVCUT OLDUĞU, davalı markası, davalı işlemi ile vazgeçme işlemine konu olmakla birlikte, marka hakkının sona erdiğinin Bültende yayınlandığına ve sicile kaydedildiğine dair bir bilgiye ise Turkpatent sisteminde rastlanmadığı, vazgeçme işleminin sicile kaydı ile birlikte, Davalıya ait marka hakkının sona ermiş olacağı ve iptale konu bir markanın söz konusu olmayacağı, takdirin mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 24/02/2022 tarihli dilekçesi ile, davanın konusuz kaldığı hususundan önce SMK’da öngörülen iptal koşullarının davada gerçekleşmediğini, davacının SMK m.26/7 hükmünde yer alan iptal prosedürünü uygulamadan dava açtığını, müvekkilinin vazgeçme beyanından sonra davanın esası hakkında hüküm verme gereğinin kalmadığını, müvekkili yönünden HMK m.312 uyarınca haksız bir biçimde davanın açılmasına sebebiyet verme koşulunun gerçekleşmediğini, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davacının yasada öngörülen prosedürü takip etmeden, kurum nezdinde başvuru yapmadan dava açtığından, dava şartı yokluğundan davanın reddine, müvekkilinin davaya konu “…” markasından vazgeçmiş olduğundan, konusuz kalan davanın reddine, müvekkilinin anlaşma yönündeki talepleri ile tahkikatın başında ve bilirkişi incelemesi öncesinde vaki vazgeçme nedeniyle müvekkili aleyhine yargılama gideri ile avukatlık ücretine hükmedilmemesine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin talep ve beyanları doğrultusunda TPMK’ya müzekkere yazılmış, davya konu markanın halihazırda geçerliliğini koruduğu, terkin işleminin yapılmadığı anlaşılmıştır.
Dava, davalı adına kayıtlı … tescil numaralı markanın kullanılmama nedeniyle iptali talebine yöneliktir.
İptali istenen markanın kullanımının söz konusu markanın tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla temel işlemine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi icap etmektedir. Bu kullanımın markanın tüketiciye yahut son kullanıcıya ürün veya hizmetin menşeini bu ürün yada hizmetin diğer kaynaklardan gelenlerden ayırt etmesine izin verecek ve karıştırmaya mahal vermeyecek biçimde yalnızca ilgili teşebbüs nezdinde değil piyasaya ulaşacak ve belirli müşteri çevresi yaratacak şekilde ciddi olarak gerçekleşmelidir. Doğal afetler, savaş, ağır bir ekonomik buhran, ambargo, ithalat kısıtlamaları gibi durumlar markanın kullanılmaması için haklı bir neden olabilir ancak somut olayda davalının böyle bir iddia ve beyanı bulunmamaktadır.
Olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca yargılama konusu markayı tescilli olduğu sınıflarda kullandığını ispat yükü davalıdadır. Bir markayı kullanan ve ileride kullanmama sebebine dayalı iptal tehdidi ile karşılaşmak istemeyen basiretli tacir gibi hareket etmesi gerekli olan davalının kullanıma ilişkin kanıtları özenle saklaması gerekmektedir. Markanın iptal müeyyidesinden kurtulabilmesi için tescil edildiği her bir emtia için bağımsız olarak ayrı ayrı kullanılması gerekir. Buna göre bir markanın bir ürün için kullanımının diğer bir ürün için kullanım sayılmaz.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında dosyada toplanan tüm deliller ve bilimsel gerekçeye sahip ayrıntılı bilirkişi raporu karşısında davalının kullanıma ilişkin herhangi bir delil dosyaya ibraz etmediği, ispat yükünü yerine getirmediği, davalı marka sahibinin söz konusu markasını tescilli olduğu sınıflarda ciddi bir şekilde herhangi bir kullanımının bulunmadığı bu hali ile markanın sicilden iptal sebebinin yasal koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalıya ait … tescil numaralı markanın kullanılmama nedeniyle iptaline, hüküm kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 166,50 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.255,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2022
Katip …
¸
Hakim …
¸