Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/201 E. 2021/201 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/201 Esas
KARAR NO : 2021/201

DAVA : Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Men’i ile Ticaret Unvanı Terkini
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Men’i ile Ticaret Unvanı Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili olduğu firmanın 1986 yılında tekstil sektörüne girerek … Kumaşçılık markasıyla kumaş üretimi ve pazarlaması yapmaya başladığını, … Tekstil ünvanını ilk kez 1998 yılında resmi olarak kullanmaya başladığını, 09/07/2014 tarihinde … markasının ilk tescilini aldığını, Davalı … Kumaşçılık firmasının kuruluş tarihinin 08/03/2016 olduğunu, müvekkili olduğu firmanın kendisine ait 7 katlı toplam 1102 m2 işyerinde kumaş teşhir ve satışını yaptığını, şirketin kuruluş sermayesinin 2.000,000,00 TL olduğunu, davalı firmanın ise 120.000,00 TL olduğunu, müvekkili olduğu firmanın … markasını 1998 yılından itibaren kesintisiz olarak kullandığını, 11/06/2014 tarihinde İstanbul Ticaret Odasına kaydının yapıldığını, www…com.tr uzantılı adresin müvekkiline ait olduğunu, bu adreste … markasının tanıtımının yapıldığını, davalı firmanın Zeytinburnu ilçesi, … mahallesinde müvekkili olduğu firma ile aynı cadde üzerinde iki mağaza ile faaliyet gösterdiğini, davalı firmanın kurulduğu 08/03/2016 tarihinden itibaren müvekkilinin rızası dışında izinsiz olarak … markasının yazılış, telaffuz ve fonetik olarak ayırt edilemeyecek şekilde benzeri olan … Kumaşçılık ibaresini ünvansal kullanımının dışına taşan bir şekilde tabelasında, ürettiği kumaşlarda, ambalajlarda ve her türlü tanıtım materyallerinde kullandığını, bu kullanımın Sinai Mülkiyet Kanununa göre marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini ve aynı zamanda Türk Ticaret Kanunu’na göre de haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkil firmanın markasının davalı tarafından markasal biçimde ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılması müvekkilinin ticari hayatında ciddi sıkıntılarla karşılaşmasına neden olduğunu, müvekkil ve davalının bulunduğu bölgeye gelen müşterilerin markanın taklidi sebebiyle karşı tarafın mağazasına girdiğini, davalı tarafın kargosunun isim ve adres benzerliği nedeniyle sürekli karıştırıldığını, kargo bedellerinin yanlış firmaya kesildiğini, bu durumun firmaya zaman ve maliyet gideri olarak zarar verdiğini, Davalı firmanın çalıştığı ve borçlu olduğu firmalardan borç dökümü ve cari hesap mutabakatının müvekkil firmaya geldiğini, davalı firmaya kurulduğu ve faaliyetine başladığı tarihten itibaren marka ve unvan karışıklığına sebep olacağı hususunda gerekli uyarıların yapıldığını, taklit fiillerinden vazgeçmesini ihtar eden 28/08/2019 tarihli ihtarname keşide edildiğini ancak ihtara rağmen olumsuz yanıt verildiğini, anlaşma yolu ile çözüm bulma imkanı kalmadığından 30/09/2019 tarihinde Bakırköy …. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinde … D.iş sayılı ihtiyati tedbir talepli delil tespiti davası açıldığını, Bilirkişi Av. … tarafından 10/10/2019 tarihinde davalıya ait 2 işyerinde keşif yapıldığını, yapılan inceleme neticesinde; … Kumaşçılık firmasına ait markaları ihtiva eden tekstil amaçlı iplikler, kumaşlar vb emtiaların yoğun olarak sürdürüldüğü, tespit talep eden tarafın tespite konu markalarının Türk patent ve marka kurumu nezdinde tescilli olduğu, tespit talep eden … Kumaşçılık firmasına ait markalar ile nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzerlik arz ettiğinin değerlendirilebileceği yönünde rapor sunulduğu görülmüş, Mahkemenin 25/10/2019 tarihli kararı ile İhyati Tedbir kabul kararı verildiğini, 10.000 TL teminatın süresi içinde yatırıldığını, ardından Bakırköy …. İcra müdürlüğünün … esası ile icra dosyası açıldığını, icra müdürlüğünce ihtiyati tedbir kararının uygulanması için davalının adresine gidildiğini, tabelalardaki ve kumaş topu ambalajlarındaki … ibaresinin firma tarafından kaldırıldığını ve bu durumun tutanağa kaydedildiğini, bahsi geçen nedenlerden dolayı müvekkil adına tescilli … Markasına davalı tarafından vaki tecavüzün tespiti, önlenmesi, tecavüz fiillerinin durdurulması, tecavüzün kaldırılması, davalının eyleminin haksız rekabet yarattığının tespiti, davalının ticaret unvanından “…” ibaresinin silinmesi ve unvanın ticaret sicilinden terkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Marka tecavüzüne ilişkin taleplerin yasal mevzuat gereği 2 yıllık zamanaşımı süresinin olduğunu, ancak davacı tarafın 2016 yılından 3 yıl sonra huzurdaki davayı açtığını, açılan davada davacının iddialarına karşı zaman aşımı itirazlarının olduğunu, davacının taleplerinin marka tecavüzüne ilişkin ise de somut olayda marka hakkına bir tecavüz söz konusu olmadığını, ticaret ünvanı kullanımı olduğunu, davalı tarafın marka ibaresinde hiçbir taklit ya da iltibasın olmadığını, davalı müvekkilinin kendi ismi olan … ‘tan ismini ticaret ünvanı olarak kullandığını, müvekkilin işletmesindeki tabelada dahi ” …” ibaresinin mevcut olup davacının markasıyla iltibas mevcut olmadığını, Bakırköy …. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … D.İş sayılı dosya ile yapılan tespitin hatalı olduğunu ve buna ilişkin İstinaf Kanun yoluna başvurulduğunu, ilgili delil tespiti dosyasında bilirkişi raporunun gerçeğe aykırı hazırlandığını, dosya içerisinde yer alan ” …” ibaresinden hiç bahsedilmediğini, doğrudan “… ” ibaresi olduğunun belirtildiğini, ayrıca müvekkilinin ürün ambalajlarının üstüne kime ait olduğunu göstermek amacıyla yapıştırılmış kağıtların marka ibaresi şeklinde hatalı olarak değerlendirildiğini ve gerçeğe aykırı bir rapor tanzim edilerek haksız bir karar oluşturulduğunu, bilirkişi raporunda yer alan fotoğrafların top kumaşların alıcısına ilişkin boyahane tarafından yapıştırılan etiketlerden ibaret olduğunu, ancak raporda bu durumun farklı aksettirilmek suretiyle bir marka yapıştırması şeklinde değerlendirildiğini, söz konusu rapordaki fotoğraflara bakıldığında bu yapıştırmaların marka olabilecek nitelikte etiketler olmadığı alıcısını belli etmek amacıyla yapıştırılmış etiketler olduğunun açıkça görüleceğini, davaya konu her iki tarafın da toptan kumaş alım satım işi yaptığını, müşteri kitlesinin ticari şirketlerden oluştuğunu, TTK gereği basiretli davranma yükümlülükleri var olduğundan isimlerin karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığını, bu nedenle somut olayda bir marka iltibasının söz konusu olmayıp davacının kötü niyetli olarak hareket ettiğini, davacı tarafın amacının marka tecavüzü olmayıp yakınında rakip istememesi nedeniyle kötü niyetli olarak müvekkil firmanın sektörden silinmesini sağlamaya çalışmak olduğunu, Uzunca bir süre geçmesine rağmen huzurdaki davanın yeni açılmış olmasının bu durumu gözler önüne serdiğini, TTK uyarınca kişilerin isimlerinin ticaret unvanlarında kullanmasının hukuken serbest olduğunu, İçtihat gereğince müvekkil tarafından … Kumaşçılık ibaresinin önüne sayı eklenmek suretiyle bu hususun da giderilmiş olduğunu, Haksız rekabetin düzenleniş amacının gerçek veya tüzel kişilerin tüm ticari emek ve hayatlarını sonlandırmak olmadığını, ancak davacı tarafça haksız rekabet düzenlemesi kullanılmak suretiyle bunun yapılmaya çalışıldığını, izah edilen nedenlerden ötürü davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı taleplerinin ve davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait marka tescil belgeleri celp olunmuş, tetkikinde; … Kumaşçılık Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti adına tescilli …, … tescil numaralı markaların halen sahibi adına geçerli olduğununun bildirildiği görülmüştür.
Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası dosya içerisine alınmış, tetkikinde, talep eden …, karşı tarafın, … olduğu, tespit sonucu bilirkişi raporunun sunulduğu görülmüştür.
Dosya, davalının davacıya ait “…” esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüzünün veya haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, davalının ticaret unvanının terkini koşullarının oluşupo oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 07/05/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “Davalının ünvanında kullandığı “… KUMAŞÇILIK” ibaresinin, davacı “…” markası ile karıştırılma ihtimali ve ünvanının markasal kullanımı sebebiyle, davacının “…” marka hakkına tecavüz koşullarının oluştuğu, davalının unvanında kullandığı “… KUMAŞÇILIK” ibaresinin davacı “…” markası ile haksız rekabet koşullarının oluştuğu, davalının unvanında kullandığı “…” ibaresinin anvandaki kullanımının sicilden terkinine ilişkin koşulların oluştuğu” hususlarını bildirdiği görülmüştür.
Davalı vekili 26/05/2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle ; söz konusu ihtarnamenin düzenlendiği tarihin 28.08.2019 olup tebliğ tarihinin ise 03.09.2019 olduğunu, davacı tarafça dosyaya sunulan dilekçelerde müvekkil şirketin 08.03.2016 tarihinde kurulduğunun defaten ikrar edildiğini, müvekkil şirket ile davacı şirketin iş yerlerinin aynı sokak üzerinde olup davacının halihazırda dava konusu olan müvekkil şirketin ticaret unvanını yeni öğrendiği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı bir durum oluşturduğunu, davacı tarafın müvekkil şirketin kurulduğu zamandan itibaren kullanmış olduğu ticaret unvanını bilmediğini, ancak davacının bu hususa ilişkin 3 seneyi aşkın bir süre sessiz kalmış akabinde ise müvekkil şirketi salt zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli bir şekilde ihtarname keşide ederek mahkeme nezdinde görülmekte olan işbu davayı ikame ettiğni, İtiraza konu bilirkişi raporunda ise tüm bu hususlardan hiçbir şekilde bahsedilmediğini, müvekkil şirket unvanı olan “… KUMAŞÇILIK” ibaresinin şirket ortağı kişinin adı olduğu göz ardı edilerek bu hususun markasal kullanım olduğu tespitinde bulunulduğunu ve tüm raporun bu tespite dayandırılarak hazırlandığını bu nedenle 07/05/2021 tarihli rapora itiraz ile yeni bir bilirkişi tayin edilerek yeni rapor alınmasını aksi takdirde raporun hükme esas alınmamak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davalının davacılara ait markalardan doğan haklara tecavüzünün ve haksız rekabetinin olup olmadığının tespitine yöneliktir.
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz iddiasıyla açılan davada mahkememizin görevli olması nedeniyle ve marka tecavüzünün aynı zamanda ceza kanunlarında düzenlenmiş cezayı gerektirir bir fiil olması dolayısıyla uzamış (8 yıl) zamanaşımı nedeniyle görev ve zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayın değerlendirmesinde, değişik iş tespit raporu ve mahkememizce alınan rapora göre, davalının, davacıya ait markanın asli ve ayırtedici unsuru olan “…” ibaresini, tescilli olduğu emtia grubunda, ürünler üzerinde, etiketlerde, tabelada markasal olarak kullandığı, bu kullanımın, davacının markasından doğan haklara tecavüz mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır.
SMK’nun 7/3-e md’sine göre “işaretin(markanın) ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması” marka hakkına tecavüz hallerinden biridir ve marka hakkı sahibine bu fiillerin önlenmesini (terkinini) isteme hakkı doğurur. Somut olayda, davacı markasının davalıya ait ticaret unvanında esas unsur olarak yer aldığı, bu hali ile tecavüz oluşturduğu ve terkin koşullarının bulunduğu anlaşılmış; davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalının davacıya ait … ve … tescil numaralı markalarından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, men’ine, davalının ticari unvanından “…” ibaresinin terkinine,
-Hüküm özetinin masrafı davalı taraftan karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 129,20 TL posta/tebligat, 1.171,00 TL Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyasında yapılan masraf olmak üzere toplam 2.389,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸