Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/20 E. 2022/261 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/20
KARAR NO : 2022/261

DAVA : Tecavüzün Tespiti, Men’i ve Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/02/2017
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tecavüzün Tespiti, Men’i ve Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin, davalı ile aralarındaki sözleşme gereğince çok sayıda FSEK kapsamında giren eser niteliğinde hizmetler sunduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki ilişkinin davalı tarafından 19/07/2016 tarihinde gönderilen ihtarname sebebiyle 18/08/2016 tarihinde tek taraflı olarak ve kötüniyetli sona erdirildiğini, hakların devrine ilişkin düzenlemenin taraflar arasındaki sözleşmenin 10. maddesinde yer aldığını, bu maddeye göre de FSEK haklarım devralması için bedel ödemesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin fesih tarihi olan 18/08/2016 tarihinde davalının FSEK kapsamındaki eserleri kullanma hakkının sona erdiğininin ve kullanılmaması gerektiğinin davalı tarafa Üsküdür …. Noterliği’nin …. yevmiye numarası ile 22/07/2016 tarihinde bildirildiğini, bu durumun sanal ortamlar içinde geçerli olduğunu, davalının tüm uyarıları rağmen haksız ve hukuka aykırı kullanımını sürdürerek tecavüzüne devam ettirdiğini, bu durumun Anadolu ..Sulh Hukuk Mahkemesinin …. değişik iş, Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş nolu dosyalarında tespit edildiğini ve ayrıca Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu’nun … soruşturma sayılı dosyasında da tecavüz nedeniyle iddianame düzenlendiğini ve söz konusu dosyadaki bilirkişi raporunda da suçun oluştuğu hususunun tespit edildiğini, davalının çok sayıda kampüste söz konusu eserleri kullandığı ve tecavüz ettiği, davalının dava konusu eserleri hukuka aykırı şekilde çoğaltarak, öğrencilerine satışını da yaptığı, kitap, dergi, takvim, vb. basılı dokümanlarında, forma, spor kıyafeti ve benzeri tekstil ürünlerinde kullandığını, ve bu ürünlerine satışlarından ciddi bir şekilde kar elde ettiğini, bedelin belirlenmesinde eserin çoğaltılmış nüshalarının çokluğu, coğrafi sınırları, ulaşılan kişi kitlesi, beğeni ölçüsü, ihlal süresi gibi unsurların dikkate alınması gerektiğini, açıklanan nedenlerle, FSEK’ten kaynaklanan, ekte sunulan eserlere ilişkin haklarına tecavüz oluşturan eylemlerin tespitine, men’ine, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla FSEK 68/1.maddesi uyarınca ekte belirtilen fikir ve sanat eserleri ile ilgili sözleşme yapılmış olması halinde istenecek bedelin 3 kat fazlasının şimdilik 1.000,00 TL’sinin faizi ile birlikte tahsiline, müvekkilinin, ekte belirtilen fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklarının ihlali nedeniyle uğradığı manevi zararın tazmini için 10.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline, davalı tarafından elde edilen kârın şimdilik 1.000,00 TL’sinin faizi ile birlikte tahsiline, değişik iş dosyalarında yapılan harçlar ve yargılama giderlerinin tazmini için şimdilik 500,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 10. maddesine göre ayrıca devralmaya ilişkin bir bedel ödenmesi gerekmediğini, zira yapılan eser çalışmalarının tamamının bedellerinin ödendiğini, …. markası ve logosunun TPE nezdinde müvvekkili şirket adına tescilli olduğunu ve davacı tarafından oluşturulmadığını markanın başkasından satın alındığını, sözleşme kapsamında davacı tarafça reklam hizmeti adı altında verilen her türlü hizmetin tüm bedellerinin zamanında davacı tarafa ödendiğini, sözleşmenin 10.madesi gereğince de tüm eserlerin müvekkili şirkete devredildiğini, davacı tarafından yapılan eserlerin tüm kullanım haklarının bedellerinin ödendiğini hatta kullanılan eserlerin çoğunun başkasına ait olduğunu ve telif ücretlerinin de ödendiğini ve bu kullanımlarının tamamının yasal olduğunu, davacı tarafça söz konusu dilekçesinde iddia edilen tüm gerçek dışı iddiaları kabul etmediklerini, müvekkili şirket olarak tescilli …. markası ve logo kullanımlarının yasal olduğunu, kullanımların tecavüz niteliğinde olmadığını, hak sahipliği nedeniyle kullandıklarını, söz konusu karşı tarafça sözleşmenin feshedilmesinin akabinde başkaca bir reklam ajansıyla anlaşıldığını ve çalışmalara başlandığını, söz konusu yeni anlaşılan reklam ajansı tarafından hazırlanan görsellerin dahi işbu davya tabi tutulmasının davacı tarafın kötüniyetini gösterdiğini, açıklanan nedenlerle hukuki ve fiili dayanaktan yoksun ve hakkaniyete aykırı davanın reddine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP : Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile, davalı ila aralarında hem 2015 yılında hem de 2016 yılında yapılmış sözleşmeler olduğunu, davalının sunmuş olduğu sözleşme ile metin sıralaması ve metin içeriğinin uyuşmadığını, müvekkilinin davalının dayandığı sözleşmeyi hiçbir biçimde imzalamadığını, bu nedenle davalının sunmuş olduğu ve vekilinde aslı gibidir tasdiki olmayan sözleşme aslının mahkemeye sunulmasını, davalı vekilinin dayandığı sözleşmenin orijinal metni olmadığını, davalının 04/02/2015 tarihli sözleşmeyi de sunmadığını, çünkü anılan sözleşmede de ayrıca telif bedeli ödeneceğinin düzenlemesinin mevcut olduğunu, davalı tarafından faturası sunulan bedellerin sözleşme kapsamındaki hizmetlere ilişkin olduğunu ve mali hakların devrini kapsamadığını, davalının logosunun müvekkili şirket tarafından hazırlandığını, davalının tecavüz eylemlerinin devam ettiğini, davalının beyanlarının tecavüzün ikrarı niteliğinde olduğunu, davalının, başka reklam ajansının çalışmalarını davaya dahil ettiklerine ilişkin iddialarının gerekçe ve ispattan yoksun olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İKİNCİ CEVAP : Davalı vekili ikinci cevap dilekçesi ile, kendilerinde bulunan sözleşmenin orijinal olduğunu, talep halinde mahkemeye sunulacağını, 2016 yılına ilişkin sözleşmenin sunulduğunu ve davacının mahkemeyi yanılttığını, … markasının ve logosunun müvekkili şirket adına tescilli oludğunu, reklam ajanslarının bedeli almadan eserleri teslim etmediğini, eserlerin teslimi ile ilgili ücretin ödendiğini, yeni bir reklam ajansı ile çalışmalara başlandığını ve bu çalışmalara dahi davacının kendisinin olduğu iddiasında bulunduğunu, … markasının ve logosunun müvekkili şirket adın atescilli olduğunu ve kullanımlarının da bu markaya dayanmakta olduğunu ve bedellerinin davacı tarafa ödendiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası celp olunmuş; tetkikinde; tespit talep eden …. Ajansı Ltd. Şti. (…) ile tespit talep edilen … öğretim Kurumlan Sanayi ve tic. A.Ş. (…) arasında …. ajansı hizmet ilişkisi 2013 yılından 18.08.2016 tarihine kadar süre geldiği, hizmet verilen süre içerisinde … adına çok sayıda hizmet sunulmuş ve sözleşme süresince mali hakları … tarafından kullanılmak üzere sayısız eser meydana getirildiği, taraflar arasındaki sözleşmeye göre de sözleşmeye dayalı işlerin FSEK kapsamıda üretileceği veya 3. kişilerden sözleşmelerle devralacağı FSEK kapsamındaki eserleri ilişkin işleme, çoğaltma, yayma, temsil ve işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlara umuma iletim hakkı ve sair mali hazların sözleşme süresince ve sözleşmede belirtilen ücret ödendiği sürece ………’ın kullanımına açık olacağı ve fakat reklam veren … bu hakları devralmak isterse AJANS ile ayrıca makul bir bedel üzerinde anlaşmak zorunda olduğu hususunda emredici hükümler bulunduğu, …. ile … arasındaki sözleşmeye dayalı iş ilişkisinin … tarafından Bakırköy …. noteriiği’nden 18.07.2016 tarih ve …. yev. no ile keşide ettiği ihtarname ile haksız ve kötüniyetli olarak tek taraflı feshedilmek suretiyle 18.08.2016 tarihinde sona erdiği, ancak sözleşme çerçevesinde hazırlanan tüm eserlerin … tarafından haksız olarak kullanılmaya devam ettiğinin delil olarak tespiti talebinde bulunulduğu, yapılan tespit sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda, “… okullarının hazırladığı eserleri kullandığı” hususlarının tespit edildiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası celp olunmuş; tetkikinde; tespit talep edenin, … Ajansı Ltd. Şti. (…) ile karşı tarafın, …. Sanayi ve tic. A.Ş. (…) olduğu, talep edenin, karşı tarafa 2013 yılından 18/08/2016 tarihine kadar … tarafından kullanılmak üzere sayısız hizmet sunduğunu ve eser meydana getirdiğini, karşı tarafın ise sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh ettiğini, sözleşmenin tek taraflı olarak sona ermiş olmasına rağmen karşı tarafın bu eser ve ürünlerinin hala daha kullanmakta olduğunu, tecavüzün tespitinin talebinde bulunulduğu, tespitin sanal ortamda yapıldığı, yapılan tespit sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda “internet üzerinden (…, …, … ve ..) yapılan incelemelerde, … kolejlerinin, kurumsal logoyu, görselleri ve tasarımları kullanmaya devam ettiği” hususlarının rapor edildiği görülmüştür.
Dosya, taraflar arasında yapılan sözleşmeler, davalı tarafın kullanımları dikkate alınarak, davacıya ait olduğu iddia edilen hakka yönelik iddia edilen hususlara ilişkin FSEK kapsamında bir ihlal olup olmadığı, davacı tarafın söz konusu hususlara ilişkin eser sahipliği olup olmadığı, sözleşme fesih olduktan sonra davalı tarafın kullanımında olup olmadığı, kullanım varsa bunun maddi tazminat talep edilen hususlarda ne kadar tazminat olabileceği hususunda rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 24/04/2018 tarihli raporlarında; “Taraflar arasında BK m. 470 vd. da düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde bir sözleşme bulunduğu, davaya konu olan eserler incelendiğinde tüm eserlerin alenileşmiş ve yayınlanmış FSEK m. 1/B-a anlamında eser niteliğine sahip olduğu, taraflar arasında FSEK m. 18/ll’ye dayalı bir hizmet ilişkisi bulunmadığından BK m. 470 vd. hükümlerine göre davaya konu eserler üzerinde hak sahipliğinin davacı …’a ait olduğu, taraflar arasında bulunan eser sözleşmesine göre davacı ….’a ait eserler üzerindeki hak sahipliğinin devrinde uyuşmazlık bulunduğu, bu uyuşmazlığın sebebinin taraflar arasında yapılan 01.01.2016 tarihli sözleşmenin 10. maddesinden kaynaklandığı, davacının dayandığı sözleşmenin 10. maddesine göre taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak üretilen eserler üzerinde kullanım hakkı dışında mülkiyet hakkının devri için sözleşmede kararlaştırılan ücretten bağımsız bir ücret ödenmesi gerektiği, davalı tarafından bu ücret ödenmediği, davalının dayandığı sözleşmenin 10. maddesine göre taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak üretilen eserler üzerinde kullanım hakkı dışında mülkiyet hakkının devri için sözleşmede kararlaştırılan ücretten bağımsız olarak ayrıca bir ücret ödenmeksizin sözleşmedeki ücretin vadesinde ve eksiksiz olarak ödenmesi durumunda FSEK kapsamındaki mali ve manevi hakların hak sahipliğinin devrinin gerçekleşeceği, her iki tarafın dayandığı sözleşme metinleri dosyada bulunmakla birlikte hangi metnin esas alınmasının ve asıl nüshalarının Mahkemece tespit edilmesi gerektiği, hangi sözleşmeye dayanılırsa dayanılsın dosyada bulunan Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş ve Bakırköy .. FSHHM’nin … D. iş nolu ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı FSH Soruşturma Bürosu’nun … soruşturma sayılı dosyaları dikkate alındığında davalı …’nın sözleşmenin feshinden sonra hem fiziki hem de sana! ortamda davaya konu fikri ürünleri kullandığı, davalıya ait TürkPatent kayıtları internet ortamında incelendiğinde dava dilekçesine konu davalı adına tescil başvurusu yapılan … başvuru nolu 16,41,43 nolu emtia ve hizmet sınıflarında yapılan marka kayıtlarına ulaşılamadığı, hali hazırda Türk Patent internet kayıtlarında “….” markasının tanınmış marka olarak 01.02.2018 tarihinde başvurusunun yapıldığı, marka olarak tescil edilmemiş ve eser niteliğinde ise bu eserin ihlali edilmesi FSEK m. 83 anlamında haksız rekabet hükümlerine göre korunmasına engel olmadığı, davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede Muavin Defteri , …. LTD.ŞTİ ve ……. TASARIM ATÖLYESİ TİC.LTD.ŞTİ adına ; 2016 yılında 257.487,44 TL, 2015 yılında 400.919,69 TL, 2014 yılında 74.930,00 TL ve 184.847,00 TL alacak kaydı(ödemeler yapıldığı) yapıldığı, yapılan bu Alacak kayıtlarının, taraflar arasında akdedilmiş olan 04.02.2015 tarihli ve 01.01.2016 tarihli, “Reklam veren-Rektam Ajansı Hizmet ve İşbirliği Sözleşmesi” Madde 10’da yeralan hüküm çerçevesinde taahhüt edilmiş olan sunulan hizmetler karşılığı kararlaştırılmış ve hakedilmis ücret ve dışarıya yaptırılan işlerin bedellerinin – ticari defter kayıtları (cari hesap ektresi) ve dava dosyasına sunulan faturalar ve cari hesap incelemesi neticesinde, davacı tarafa ödemelerini yaptığı, mali haklara ilişkin herhangi bir bir bedel ödemesinin davacı tarafa ayrıca yapılmadığı (ayrıca Mali haklar için sözleşme tahtında belirlenmiş net bir tutar kararlaştırılmadığı, belirsiz bir tutardan bahis edildiği) tespit edildiği, buna göre mali hesaplamaların “Taleple Bağlılık İlkesi” gözetilerek davalı tarafın elde ettiği net kazanç üzerinden hesaplanacağı kabul edildiği, Net Kazancın ise; Ticari bir işletmede , bir bilanço dönemi içerisinde (01/01-31/12) gerçekleşen “Gelirier-Giderler =Kar” olarak hesaplandığı, buna göre sözleşme tarihinin 01.01.2016, ihtarname tarihinin 18.07.2016, sözleşme fesih tarihinin, 18.08.2016, dava tarihinin 08.02.2017, ihlal süresinin 174 gün, 2016 yılı Net Kazancın, 4.114.172,36 TL(*365 günlük), Kıstelyevm Net Kazancın 1.961.276,69 TL (*174 günlük) olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 17/05/2018 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda işbu dava öncesinde davacı tarafça ikame edilen değişik iş dosyaları ve savcılık dosyalarındaki bilirkişi raporlarındaki değerlendirmelerin dikkate alınarak yapılan değerlendirmelere itiraz ettiklerini, alınan raporlarda davacı tarafın yanlış yönlendirmesi neticesinde hatalı sonuçlar çıkarıldığını, taraflarınca bilirkişi raporlarına itiraz edildiğini, müvekkilinin kullandığı görsellerin bedelinin davacı tarafla çalışıldığı sürede ödendiğini, kaldı ki söz konusu karşı tarafla sözleşmenin feshedilmesinin akabinde başkaca bir reklam ajansıyla anlaşıldığını ve çalışmalara başlandığını, söz konusu yeni anlaşılan reklam ajansı tarafından hazırlanan görsellerin dahi bilirkişice hatalı olarak tespite konu tutulduğunu, … markası ve logosunun müvekkili şirket adına tescilli olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirket tarafından dilediği şekilde ve dilediği yerde dilediği şekilde kullanıma hak sahibi olduğunu, müvekkili şirketin tescilli markasından kaynaklanan kullanım hakkının engellenmesinin söz konusu olamayacağını, tescilli marka ve logonun kullanımının da tecavüz niteliğinde olmadığını, bilirkişi raporundaki mali incelemelerin hatalı yapıldığını, katılmadıklarını itiraz ettiklerini, itirazları doğrultusunda, dosyanın Fikri Sınai Haklar Hukukunda uzman hukukçu bir bilirkişinin de içinde bulunduğu başka bir bilirkişi heyetine gönderilerek yeni rapro alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 25/05/2018 tarihli dilekçesi ile, davaya konu sözleşmenin münferit bir eser sözleşmesi olmadığını, tam servis bir ajans sözleşmesi olduğunu ve aylık ödemelerin diğer hizmetler için yapıldığını ve raporda da belirtildiği üzere hak sahibinin müvekkili olduğunu, davada esas alınacak sözleşmenin davacı müvekkili tarafından sunulan 2016 tarihli sözleşme olduğunu ve bu sözleşmenin 10.maddesine göre mali hakların devri için bedel ödemek zorunda olduğunu, dava konusu talebin FSEK’e dayalı olduğunu, bilirkişinin hatalı olarak Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca hesaplama yaptığını ve sözleşme yapılmış olması halinde istenecek bedelin 3 kat fazlasının hesaplanmadığını, mali incelemenin hatalı yapıldığını, dosyanın yeni bir heyete gönderilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili 16/11/2018 tarihli dilekçesi ile, dava dilekçelerinde belirttikleri FSEK m. 68 ve 70/III (elde edilen kar) uyarınca 2.000,00 TL olarak talep ettikleri maddi taleplerini 998.000,00 TL artırmak suretiyle ıslah ederek toplam 1.000.000,00 TL’nin tecavüz tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların rapora yönelik itizarları ve beyanları dikkate alınarak, taraflar arasındaki yapılan sözleşmeler, davalı tarafın kullanımları dikkate alınarak, davacıya ait olduğu iddia edilen hakka yönelik FSEK kapsamında bir ihlal olup olmadığı davalı kullanımlarının sözleşemeden kaynaklanan bir kullanım olup olmadığı, davacı tarafın söz konusu eser sahibi olup olmadığı, davalı kullanımlarının sözleşme fesh edildikten sonra devam edip etmedği ve bu kullanımın FSEK kapsamında ihlal edilen hakka yönelik olup olmadığı, davalı tarafın kullanımlarının sözleşme kapsamında değilse davacıya ait eser niteliğinin hangi kullanımlara ait oludğu ve bu kullanımların raiç değeri ve FSEK 68 ve 70 madde gereği karşılaştırma ve değerlendirme ve maddi tazminata ilişkin talep edilen tazminatın ne olabileceği hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 24/01/2019 havale tarihli raporlarında, “davacının sunduğu sözleşmenin 10uncu maddesindeki bu sözleşmede belirtilen ücretin ödenmesi koşulu ile ve bu ücret ödendiği sürece reklam verenin kullanımına açık olacaktır. Reklamveren bu mali hakları devralmak isterse Ajans ile ayrıca makul bir bedel üzerinde anlaşma zorundadır” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında sözleşmenin sona ermesinden sonraki kullanımlar için davacıya telif ödenmesi gerektiği, davacının talep edebileceği telif bedelinin ortalama 350.000,00 TL olabileceği bu bedelin 3 katının FSEK m,68 çerçevesinde davacı tarafça talep edilebileceği, ancak hükmedilecek bedelin ferileri ile birlikte fiilen ödenmesi halinde, Yargıtay’ın yerleşik kararlan uyarınca, taraflar arasında FSEK m.68 f, 4 kapsamında bir sözleşmenin oluştuğu kabulü paralelinde dava konusu kullanımların yasal hale geleceği, bir deyişle bu halde tecavüzün refi ve Men’ine hükmedilemeyeceği, davalının elde ettiği karın 728.092,78 TL olarak hesaplandığı, ancak bu taleplerden hangisi yüksek ise, en yükseğine hükmedilmesi gerekeceği, manevi tazminat talebinin Mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarının rapor edildiği görülmüştür.
Davacı vekili 19/02/2019 havale tarihli dilekçesi ile, bilirkişi heyeti tarafından dava konusu eserlerin eser vasfında olduğu hususunun sübut ettiğini, taraflarınca sunulan sözleşmeye itibar edilmesinin sübut bulduğunu, davacıya telif bedeli ödenmesi gerektiğini, mali değerlendirmenin hatalı yapıldığını, itirazlarının giderilmesi için ek rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 22/02/2019 havale tarihli dilekçesi ile, karşı tarafla sözleşmenin feshedilmesinin akabinde başkaca bir reklam ajansıyla anlaşıldığını ve çalışmalara başlandığını, söz konusu yeni anlaşılan reklam ajansı tarafından hazırlanan görsellerin dahi bilirkişice hatalı olarak tespite konu tutulduğunu, bilirkişi raporunda belirtilmiş olan tüm görsellerin müvekkili şirketin yeni anlaştığı reklam ajansı tarafından hazırlandığını, geriye kalan ve müvekkili şirketin internet sayfalarında yer alan tüm diğer görsellerin de bedellerinin davacıya ödendiğini ve satın alındığını, … markası ve logosunun müvekkili şirket adına tescilli olduğunu, müvekkili şirketin tescilli seri markaları olan …. kolejinin TPE nezdindeki logosunun da davacı tarafça üretilmediğini, rapordaki mali incelemelere itiraz ettiklerini, itirazları doğrultusunda dosyanın başka bilirkişi heyetine tevdini talep etmiştir.
Davalı vekili 27/03/2019 tarihli dilekçesi ile, …. üniversitesi ticaret Hukuku/Fikri Mülkiyet Hukuku Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi … tarafından hazırlanan uzman mütalaasının dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Dosyanın öncelikle önceki bilirkişi heyetine tevdi ile her iki tarafın itirazlarını tek tek karşılar, telif bedelinin hesabı yönünden ise sözleşme ve sadece davacı tarafça oluşturulan ve eser olarak değerlendirilen hizmetler değerlendirilmek keza elde edilen net gelir yönünden de sadece davacının yaptığı reklam hizmetleri katkısı gözetilerek istenebilecek tazminatı gösterir ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler 20/06/2019 tarihli ek raporlarında; “kök rapordaki değerlendirmelerin aynen geçerli olduğu” hususlarının bildirildiği görülmüştür.
Davalı vekili 08/10/2019 tarihli dilekçesi ile, davacı tarafla müvekkili şirketin 2016 yılına ilişkin sözleşme yapma aşamasındayken davacı tarafça dava dosyasına sunulan sözleşmenin istişare edilmek amacıyla müvekkili şirkete gönderildiğini, şirket içerisindeki birimler tarafından yapılan inceleme esnasında sözleşme fesih maddesinin ve dava konusu 10.maddenin değiştirilmesinin talep edildiğini, davacı tarafa sözleşme fesih maddesinin ve dava konusu 10.maddesinin değiştirilmesi yönünde talepte bulunulması akabinde karşı tarafça sözleşmenin ilgili maddeleri değiştirilerek taraflarınca dava dosyasına sunulan sözleşme halini alarak(ve son imzalanan sözleşme olarak) müvekkili şirkete gönderildiğini, karşı tarafça sözleşme maddesinin değiştirilerek gönderildiği sözleşmenin o zamanki şirket yetkilisi … tarafından ve karşı taraf yetkilisi tarafından imzalanmış olan taraflarınca sunulan sözleşme olduğunu, karşı tarafça sunulan ve müvekkili şirketin değiştirilmesini istediği maddelerin bulunduğu sözleşmeye bakıldığında karşı tarafın imzasını dahi içermediğinin görüldüğünü, ayrıca sözleşme eki olarak sunulan 01/01/2016 Tarihli “AJANS FİYAT TEKLİFİ” konulu yazıya bakıldığında da müvekkili şirket adına imzayı atan kişinin yine o zamanki şirket yetkilisi … olduğunu, asıl sözleşmenin kendi dayandıkları sözleşme olduğunu, davacının sunduğu sözleşmede şirket kaşesi haricinde bir imza olduğunu, imzanın kime ait olduğu veyahut kimin tarafından atıldığının belli olmadığını, söz konusu imzanın taraflarınca kabul edilmediğini, söz konusu sözleşmenin tüm dilekçelerinde de belirttikleri gibi kabul edilmediğini, taraflarınca sunulan sözleşmede o zamanki şirket yetkilisi …’nun adı ve soyadını yazarak imzalandığını, davacı tarafın dayandığı sözleşmedeki imza ile …’nun imzasının benzemediğini, davacı tarafın sunduğu sözleşmede kendilerine ait kaşe ve imzanın dahi bulunmadığını, müvekkili şirket adına kimin imza attığı veyahut imzanın kime ait olduğunun belli olmadığını, taraflarınca dayanılan sözleşmenin ve davacı tarafça dayanılan sözleşmenin aslının dosyaya alınmasını ve imza incelemesi için bilirkişiye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı iddiaları doğrultusunda, dava dışı ….’na ait imza asıllarının Beylikdüzü İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’ndan, Beylikdüzü Tapu Müdürlüğü’nden, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’ndan, Avcılar Nüfus Müdürlüğü’nden celp edilmiş, ….’na ait imza örneklerinin huzurda alınmış; taraf vekillerince dayandıkları sözleşme asıllarının sunulduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin imza inkarına istinaden, davacı tarafın dayandığı sözleşmede bulunan imzanın …’na ait olup olmadığı hususlarında rapor tanzimi için dosya Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş, Adli Tıp Kurumu’nun 18/11/2021 tarihli raporunda; “İnceleme konusu sözleşmede “… ÖĞRENİM KURUMLARI SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ” kaşe izi üzerinde atılı imzaların, teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’nun eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği” hususlarının rapor edildiği görülmüştür
Davacı vekili 08/12/2021 tarihli dilekçesi ile, dava konusu aynı konuya ve döneme ilişkin iki farklı sözleşme olduğunu, yerleşik içtihatlar uyarınca mahkemenin gerçek iradeyi tespitinin gerekli olduğunu ve bu durum karşısında adli tıp raporunun karara etki edecek mahiyette olmadığını, adli tıp raporunda aleyhe hususları kabul etmediklerini, dosyanın tekemmül ettiğini, davalının yersiz ve kötüniyetli imza inkarına sonuç bağlanmasının mümkün olmadığını, dava dilekçeleri ve ıslah talepleri doğrultusunda davanın kabulünü, mahkeme aksi kanaatte ise davalıya iddia ettiği “önceki yanlışlıkla dayandıklarını iddia ettikleri sözleşmeyi” ibrazı için süre verilmesini, ibraz etmemesi halinde iddialarının ispat edememiş sayılacağının ihtar edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 15/12/2021 tarihli dilekçesi ile, taraflarınca dayandıkları sözleşmenin tek olduğunu ve taraflarınca yargılama aşamasında da aynı sözleşme aslının fotokopisinin sunulduğunu, taraflarınca 10/10/2017 tarihinde 2016 tarihli ve müvekkili şirket adına … tarafından imzalanan sözleşme aslının dosyaya sunulduğunu ve kasaya alındığını, davacı tarafın ısrarlı olarak müvekkili şirket yetkilisinin ismini ve imzasını içermeyen ve hatta davacı şirketin kaşesini ve yetkilisinin imzasını içermeyen sözleşmenin geçerli olduğunu savunmasının anlaşılamadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya, dava konusu sözleşmelerde bulunan … Öğretim Kurumları San ve Tic A.Ş.kaşesi üzerindeki ve …’na atfen atılmış imzaların …’nun eli ürünü olup olmadığının tespiti bakımından bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 28/01/2022 tarihli raporlarında; “inceleme konusu; 01.01.2016 tarihli …… Ajansı Limited Şirketi Antetli 24.000.00 + KDV dir. Miktarlı sağ üst tarafta “Reklam Veren – Reklam Ajansı Hizmet Ve İşbirliği Sözleşmesi” EK-1 yazılı taraflarınca (A) işaretlenen (kapak dahil 3 sayfadan ibaret) belge aslı, 01.01.2016 tarihli üst tarafta “Reklam Veren – Reklam Ajansı Hizmet Ve İşbirliği Sözleşmesi” yazılı taraflarınca (B) işaretlenen (kapak dahil 6 sayfadan ibaret) belge aslı ve 04.02.2015 tarihli …… Ajansı Limited Şirketi Antetli 24.000.00 + KDV dir. Miktarlı (4. Sayfanın üst tarafında “Reklam Veren – Reklam Ajansı Hizmet Ve İşbirliği Sözleşmesi” yazılı taraflarınca (D) işaretlenen (kapak dahil 9 sayfadan ibaret) belge aslında, …’na atfen atılmış imzaların …’NUN ELİ ÜRÜNÜ OLDUĞU, inceleme konusu; 01.01.2016 tarihli üst tarafta “Reklam Veren – Reklam Ajansı Hizmet Ve İşbirliği Sözleşmesi” yazılı tarafımızca (C) işaretlenen (kapak dahil 7 sayfadan ibaret) belge aslında, …’na atfen atılmış basit tersimli imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla ……. ’NUN ELİ ÜRÜNÜ OLMADIĞININ KABULÜ GEREKTİĞİ sonucuna varıldığı” hususlarının rapor edildiği görülmüştür.
Davacı vekili 01/03/2022 tarihli dilekçesi ile, davalının dosyanın gelmiş olduğu aşamada imza inkarında bulunmasının, savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı olduğunu, yapılan imza incelemesine kesinlikle muvafakatlerinin bulunmadığını, bilirkişi raporunda karakteristik tanı unsurları hakkında yeterli inceleme yapılmadığını, raporda, 2016 yılına ilişkin sözleşmenin ara sayfalarında bulunan imzanın yalnızca şekil bakımından incelendiğini, imzanın …’nun el ürünü olup olmadığı hususunda herhangi bir inceleme yapılmadığını, imzaların yalnızca şekil bakımından incelendiğini, paraf niteliği taşıyıp taşımadığı, paraf ise bunun davalı şirket yetkilisi …’nun el ürünü olup olmadığının araştırılmadığını, zira bilindiği üzere parafın, kişinin imzası ile şekil bakımından tam olarak aynı olmadığını, amacı gereği imzaya göre daha kısa ve genellikle baş harflerinden veya rastgele şekillerden oluştuğunu, bu sebeple inceleme konusunun paraf/imza/şekil olarak ayrı incelenmesi gerektiğini, davalı şirket yetkilisinin el ürünü olup yalnızca şekil bakımından değil, el ve bilek hareketleri, işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız, baskı ve gerekli diğer tüm kriterler bakımından ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiğini, itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili 05/04/2022 havale dilekçesi ile, dayanmış oldukları sözleşmeye ilişkin mali yükümlülüklerini yerine getirdiklerine ilişkin belge ve faturalarını dosyaya sunduğu anlaşlımıştır.
Davacı vekilinin yazılı beyan ve itirazları doğrultusunda ek rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 11/05/2022 tarihli ek raporlarında; “kök rapordaki görüşlerini değiştirmediklerini ve eklenecek yeni bir husus bulunmadığını” bildirdikleri görülmüştür.
Davalı yanın sunmuş ve dayanmış olduğu sözleşmenin 10.maddesine göre taraf beyan ve iddialarının değerlendirilerek her iki taraf için de mali yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği hususlarında ek rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 24/10/2022 tarihli ek raporlarında; “Davalı yanın, sözleşme 10. Madde gereğince fesih tarihine kadarki dönem için davacı tarafından düzenlenen faturaları ödediği, taraflar arasında fatura içeriklerine yada ödeme tarihlerine ilişkin herhangi bir itirazın dosyada bulunmadığı dolayısıyla mahkemenin ara kararı doğrultusunda salt bu açıdan değerlendirildiğinde davalı yanın fesih tarihine kadarki dönem için mali yükümlülüklerini yerine getirildiği buna mukabil fesih tarihinden sonraki döneme ilişkin bir ödeme belgesi sunmadığı dikkate alındığında fesihten sonraki dönem içindeki kullanımları için de davacıya ödeme yapması gerektiği kanaatine Mahkemece ulaşılması halinde talep edilebilecek telif bedelinin kök ve ilk ek raporda belirtildiği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin feshinden sonra davalı kullanımının, davacıya ait telif haklarına tecavüz teşkil ettiği iddialarına dayalı tecavüzün tespiti, men’i ve tazminat davasıdır.
Davacının dava dilekçesinde dayandığı sözleşme metni ile, davalının cevap dilekçesinde dayandığı sözleşme metninin -özellikle tecavüz ve tazminat iddialarına dayanak 10.madde yönünden- farklı olmaları nedeni ile, mahkememizce öncelikli olarak çözümlenmesi gereken husus hangi sözleşmenin geçerli olduğunun tespitidir.
Davalı yan adına sözleşmeleri imzalayan …’dur. Davalı vekili, dava dilekçesine dayanak sözleşmenin altındaki imzanın …’na ait olmadığını iddia ederek ıslak imzalı 01/01/2016 tarihli başka bir sözleşme sunmuştur. Davalı yanın imza inkarı yaptığı sözleşmenin 10.maddesine göre “Hakların Geçerliliği: Ajans, işbu sözleşme konusu işlerle ilgili Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) gereğince üreteceği veya üçüncü kişilerden sözleşmelerle devralacağı fikir sanat eserlerine ilişkin işleme, çoğaltma, yayma, temsil ve işaret ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlara umuma iletim hakkı ve sair mali hakları, eserin tercüme ve sair işlemlerine de şamil olmak üzere süre yer ve muhteva sınırlaması olmaksızın takyidatsız ve bedelsiz olarak devredeceğini taahhüt eder, bu sözleşmede belirlenen ücretin ödenmesi koşulu ile bu ücret ödendiği sürece, reklamverenin kullanımına açık olacaktır. Reklamveren bu mali hakları devralmak isterse Ajans ile ayrıca makul bir bedel üzerinde anlaşmak zorundadır…” şeklindedir. Sunduğu sözleşmenin 10.maddesinde ise “Hakların Geçerliliği: Ajans, işbu sözleşme konusu işlerle ilgili Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) gereğince üreteceği veya üçüncü kişilerden sözleşmelerle devralacağı fikir sanat eserlerine ilişkin işleme, çoğaltma, yayma, temsil ve işaret ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve sair mali hakları, eserin tercüme ve sair işlemelerine de şamil olmak üzere süre yer ve muhteva sınırlaması olmaksızın takyidatsız ve bedelsiz olarak işbu sözleşme EK-1’de kararlaştırılan ücret dahilinde, ve fakat bu sözleşmede belirlenen ücretlerin tam ve vadesinde ödenmesi koşulu ile devredeceğini beyan ve taahhüt eder…” şeklinde yer almaktadır. Mahkememizce Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor ile davalı iddiası aydınlatılamadığından Adli Tıp Belge İnceleme ve Sahtecilik Uzmanlarından oluşan 3 kişilik heyete dosya tevdi edilmiş ve alınan rapor ile davacının davaya dayanak yaptığı sözleşmelerdeki imzanın …’nun eli ürünü olmadığı hususu tespit olunmuştur.
Bu durumda taraflar arasında geçerliliğini koruyan sözleşmenin 10.maddesine göre davacının sözleşme devamı sırasında belirlenen bedelin ödenmiş olması koşuluyla FSEK çerçevesinde davacı yanın üreteceği eserler ile ilgili haklarını devredeceğini beyan ve taahhüt ettiği, sözleşmenin hitamından sonraki kullanımların bu madde çerçevesinde tecavüz teşkil etmeyeceği, davalının ise sözleşmenin fesih tarihine kadar mali yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğu, davacı yanın telif haklarına tecavüzün gerçekleşmediği gibi tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşılmış ve davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL peşin harç, 348,00 TL tamamlama harcı ve 17.044,00 TL ıslah harcından, alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile arta kalan 17.342,70 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen tecavüzün tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/4. maddesine göre, reddedilen maddi tazminat davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat davası yönünden 10.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan 137,00 TL posta/tebligat masrafı ve 7.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.387,00 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸