Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/2 E. 2022/240 K. 28.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/2 Esas
KARAR NO : 2022/240

DAVA : Patentten Kaynaklanan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin
Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 19/01/2009
KARAR TARİHİ : 28/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent’ten Kaynaklanan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin kurucusu …’ın Türkiye’de eşine az rastlanan ve tüm dünyada ihtiyaç duyulacak ve kullanılacak çok önemli buluşlara imzasını attığını ve atmaya devam ettiğini, davacının dava konusu buluşa ilişkin … çalışmalarının 2003 yılında başlayarak 2007 yılına kadar sürdüğünü ve buluşun 2007 yılında son şeklini alarak patente konu olduğunu,…. numaralı patent başvurusunun istemlerinde de görüldüğü üzere, buluşun çok amaçlı kullanıldığını, müvekkilinin işbu buluşunun, halihazırda başvuru aşamasında olduğunu, tescil işlemlerinin hala devam ettiğini, davalıların kötüniyetli girişimlerle müvekkilinden aldıkları ürünler üzerinde inceleme yaparak aynı ürünü ürettiklerini, davalıların taklit eylemlerini kolaylaştırmak adına müvekkilinin camı ürettirdiği şirkete başvurduğunu ve müvekkilinin aldığı camın aynısını ürettirerek buluşu taklit ettiklerini, ayrıca davalıların, ürünü taklit etmekle kalmayıp müvekkilinin ürününün lansmanını yaptığı zamana denk getirerek yine kötüniyetli bir davranışla müvekkilinin basında ürün hakkında çıkan haberlerinde “……..” tanımlamasını da kullanarak ürününü satmak şartıyla haksız kazanç sağladığını, müvekkilinin …. numaralı patent başvurusuna davalılar tarafından üretilen ürün nedeniyle tecavüz edildiğini, açıklanan nedenlerle 03/07/2007 tarih ve … numara ile kaydedilen “…” konulu patente ilişkin buluşuna davalıların tecavüzlerinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, tecavüzün giderilmesine, TTK 57/5-10 maddeleri anlamında haksız rekabet oluşturan eylemler sonucunda oluşan haksız rekabetin tespitine ve durdurulmasına, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, hükmün ilanına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, dava dilekçesindeki iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, davaya konu başvuruda bahsedilmeye çalışılan ürünün sanayide yıllardır “……” olarak kullanıldığını, ayrıca cam ile ısıtma teknolojisi … gibi markalar ile 10 yıldır üretilip aralarında Türkiye’de olan dünya ülkelerine ihraç edildiğini, bu firmaların, başvuru ve davaya konu ürünün -ve benzer cam ile ısıtma teorisine dayanan ürünlerin- teknolojisi ve tekniğine sahip onlarca değişik tarzda üretim yaptıklarını, bu konuda kullanılan tekniğin eski ve halka mal edilmiş olması sebebi ile de patent almadıklarını, bir ürünün patent belgesi verilerek korunabilmesi için taşıması gereken özelliklerin 551 sayılı KHK’da açıkça belirtildiğini, davaya konu üründe kullanılan teknolojinin yeni olmadığını, tekniğin bilinen durumunun aşılmış olmadığını, dolayısıyla patent verilerek korunmaya layık bir ürün de olmadığını, sistemin bütün dünyaca kullanıla arabaların arka cam rezistansının güçlendirilmiş hali olduğunu ve davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği sistemin birebir olarak yıllardır üretildiğini, ürün üzerinde teknik incelemelere başlayan müvekkili ……, dünyadaki örneklerinden bir adım öteye giderek ürüne yeni özellikler eklediğini ve nitelik kazandırdığını, faydalı modele konu olacak teknik iyileştirmeler yaptığını, müvekkillerinin bir üründen feyiz aldığının doğru olduğunu, ancak bunun kesinlikle davacının ürünü olmadığını, davacı tarafın da belirttiği gibi davacının sözde buluşunun patentinin başvuru aşamasında olduğunu, davacının bugüne kadar yaptığı hiçbir başvuruda incelemeli sistemi tercih etmeyi göze alamadıklarını, dolayısı ile bu başvurunun da hangi sisteme göre değerlendirileceğinin dahi belli olmadığını, müvekkillerinin iyiniyetli ve basiretli işletmeler olduklarını, mevcut teknoloji ve uygulamanın yeni olmadığını ve gerçek hak sahiplerinin kamuya mal olmuş bu uygulama hakkında bir patent hakkı taleplerinin olmadığını öğrenen müvekkillerinin uygulamayı geliştirerek yeni özellikler kattıklarını, ancak son şeklini almadığı için herhangi bir faydalı model başvurusunda dahi bulunmadıklarını, açıklanan nedenlerle müvekkilinin aleyhine açılan davanın haksız, mesnetsiz hukuki dayanaktan yoksun olarak açıldığını, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait patentin sicil dosyası celp olunmuştur.
Delil tespiti amacıyla dosya bilişim uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 19/03/2009 tarihli raporunda, ….. isimli sitelerin alan adı sahipleri ve internet servis sağlayıcılarına ilişkin bilgi ve belgeleri dosyaya sunduğu görülmüştür.
Teknik Üniversitelerden dava dosyası ile ilgili bilirkişilik yapabilecek öğretim üyelerine ilişkin bilgiler celp olunmuş, dosya, davacının patent başvurusundan kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin mevcut olup olmadığı hususlarında …. Kimya Metalurji Fakültesi’nde görevli Prof. Dr. …, …. İşletme Fakültesi Hukuk Anabilim Dalı’nda görevli Yrd. Doç…… ve Avrupa Patent Vekili Makina Yüksek Mühendisi …’ten oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 04/04/2010 tarihli raporlarında; “….. numaralı patent başvurusuna tecavüz iddiası hakkında: davalıların nano markalı ürününün, davacıya ait …..numaralı patent başvurusunun mevcut haliyle (istemleri değişmeksizin) tescil olması halinde koruma kapsamı içerisine girdiği ve istem … ve … bakımından KHK’nın 136.maddesi kapsamında ele alınması gerektiği PatKHK m.136/son hükmü uyarınca patent verildiğine ilişkin ilanın yayınlamasından önce iddiaların geçerliliği hakkında karar verilmemesi gerektiği, haksız rekabet iddiası hakkında: davalılardan …. Şti’nin kendisini bir Alman firması olarak göstermeye çalıştığı” hususlarını tespit ve rapor ettikleri görülmüştür.
Davacı tanığı dinlenilmiş, davacı tanığı… 27/01/2011 tarihli celsede alınan beyanında; ….ünvanlı şahıs firması olduğunu, internet alan adı olduğunu, ticaret odasına kayıtlı olduğunu, davacının …. işlerini yaptığını, 2007 veya 2008 yılında …. davacı şirketin sahibi …. beyin odasında davalı haustek ve ac teknolojik firmalarının isimlerini hatırlamayadığı şahısların geldiğini,… Gaziosmapaşa da büyük bir bayi görevini üstlendiklerini açıkladıklarını, ürün tasarımını kendisi yaptığı için değişiklik yapılmasını istediklerini, sadece dış görünüş itibariyle değişiklik istediklerini, davacının dayanağı olan patentin …. çalışmasını kendisinin yaptığını, … ürünü daha piyasaya sürmediğini, ilk sürülen ön seri ürünleri davalı tarafın gördüğünü, daha sonra öğrendiğine göre davalının, pestgoya ait bu ürünleri başka bir marka ile üreterek pisaya sürdüğünü, Gaziosmanpaşa Beşyüzevlerdeki … şirketinin battal durağındaki adresinde davalı tarafı, davacının odasında gördüğünü, başka bir firmanın ürünleri üzerinde çalışma yapılmadığını,…. nun … markalı ürünü üzerinde inceleme yapıldığını, bu ürünün dış tasarımı üzerinde değişikliği davalı tarafın istediğini beyan etmiştir.
Davacı şirket yetkilisi … 02/06/2011 tarihli isticvabında; TPE nezdinde ….. nolu patent başvurusunun kendilerine ait olduğunu, ilk piyasaya sürenin de kendileri olduğunu, davalı … teknik firmasının yetkilileri ….. ve…. ile 2008 yılının Ocak veya Şubat ayında görüştüklerini, önce telefonla kendilerini aradıklarını, onların iş yerine gittiklerini, sonra onların iki defa kendi iş yerlerine geldiklerini, daha da fazla gelmiş olabileceğini, davaya dayanak yaptıkları bu ürünü görüşme tarihlerinde piyasaya sürdüklerini, bu şahıslara da numune verdiklerini, bu ürünler için tek satıcılık yetkisi istediklerini, ayrıca üretim içinde yetki istediklerini, prensipte anlaştıklarını, patent hakları konusunda anlaşma sağlanamadığını, bu şahısların ” patent yasaları zaten Türkiye de işlemiyor” dediklerini, görüşmelerin bittiğini, 2008 yılının aralık ayında …. teknik firmasının ürün yaparak piyasaya sürdüğünü belirlediklerini, faturaları da dosyada mevcut olduğunu, davalıların üretimi kendi patent haklarını ihlal eder nitelikte olduğunu beyan etmiştir.
Davalı …. ortak ve yetkilisi…. 02/06/2011 tarihli isticvabında, davacının dayanağı olan ürününü kendisinin ilk defa 1995 senesinde Almanya nın … şehrindeki …. Fuarında gördüğünü, ürün hollandalı …. firması tarafından üretildiğini, davacının ürünü ve patent dayanığı belirttiği ürünün aynı ve çok yakını olduğunu, 2006 yılında başka bir fuardan ürün numunesi aldığını ve getirdiğini, 2007 yılında şirket çalışanının internetten davacı şirket yetkilisinin ürününü gördüğünü ve kendisinin getirdiği ürüne çok benzediğini gelip kendisine söylediğini ve bu çalışanının davacı ile irtibata geçtiğini, bir saat sonra davacı yanında …. fabrikasının sahibi ile birlikte iş yerlerine geldiğini, bu görüşmenin 2007 yılının sonunda veya 2008 yılının başında olabileceğini, tam olarak hatırlamadığını, daha sonra davacının iş yerine gittiklerini, davacı camın ısıtma tekniğini patentlemek istediğini, ancak bu hususun yıllardır dünyada kullanıldığını, kendilerinin, davacı ile yaptıkları görüşme tarihinde davacının henüz patent başvurusunun olmadığını, davacıdan numune ürün aldıklarını, ürünün daha önceki benzerlerinden bir farkı olmadığını anladıklarını, davacının yanında gelen dora cam firmasının yetkilisi de davacının istediği bu camı daha önce ürettiğini ve davacının isteği üzerine de ürettiğini , camın ve teknolojinin piyasada olduğunu söylediğini, kendilerinin 2008 yılının sonunda ürün çıkarttıklarını, hatta camı bu…. firmasına yaptırdıklarını, kendi ürettikleri ürünün daha geniş teknoloji ve farklılıklar içerdiğini, davacının TPE nezdindeki patent başvurusuna itirazları olduğunu, ürünlerindeki elektronik kartlı kumanda faydalı model geliştirdiğini, bunun için TPE ye müracaat ettiğini beyan etmiştir.
Davalı …. Teknik ortağı ve yetkilisi …… 02/06/2011 tarihli isticvabında, firmalarının ortak ve yetkilisi olan …. in beyanlarına iştirak ettiğini, firmalarının, davacının ürününü kopyalayarak bir ürün yapmadıklarını, kendi ürünlerinde kartlı kumanda sistemi geliştirildiğini, ayrıca davacının patent isteminin daha önce dünyada bilinen bir teknoloji olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili 31/05/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile, işbu davanın, müvekkilinin “……” ismini verdiği plazma TV görünümdeki ısıtıcılara patent başvuru yapması sonrasında davalıların dava konusu ürününün aynısını müvekkilinden sonra yapması nedeniyle patent hakkının ihlalinin tespiti ve haksız rekabet ile ilgili olduğunu, 2009 yılından beri süregelen patent aşaması tekniğin bilinen durumunun aşılamaması nedeniyle müvekkili adına olumsuz sonuçlandığını, ancak dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere, dava konusu ürünün ilk kez müvekkili tarafından oluşturulduğunu ve özgün bir ürün olduğunu, ürüne patent alınamamasının ısıtma teknolojisi ile ilgili olup birebir müvekkilinin ürününün yeni olmadığı yönünde olmadığını, alınan bilirkişi raporlarının davalılarının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu yönündeki iddiaları dikkate alınarak Yargıtay görüşlerine istinaden davalarını ıslah ederek davanın sadece haksız rekabet açısından incelenmesini talep etmiştir.
Davalı ….. Şti. vekili 03/06/2022 tarihli ıslah dilekçesine karşı dilekçesi ile, davacının ıslahının hukuka, usule ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının davanın bu aşamasında bu şekilde davasını ıslah etmesinin HMK ve mer’i mevzuat hükümlerine de aykırı olduğunu, davacı adeta yeni bir dava ikame ettiğini ve davanın en başındaki bütün taleplerini değiştirdiğini, davanın bu aşamasında ıslah ile yeni iddia ve taleplerin ileri sürülmesinin, yeni deliller ileri sürülmesinin ve davaya ilişkin maddi vakıaların değiştirilmesinin mahkeme tarafından kabulünün hukuken olanaklı olmadığını, davacının tüm iddialarının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davanın kötüniyetle ikame edildiğini, davacının haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, davacının davanın bu aşamasında yeniden belge ve bilgi sunmasına ve yeni deliller sunmasında ve yeni taleplerde bulunmasına ve taleplerini bu şekilde değiştirmesine muvafakatlerinin olmadığını ve bu hususun taraflarınca ve mahkeme tarafından kabul edilmesinin hukuken olanaklı olmadığını, davacının tüm talepleri ile ıslah layihasında belirttiği tüm talepleri ve dava haklarının zamanaşımına ve/veya hak düşürücü süreye uğradığını, talepleri kabul etmediklerini, davacı dava layihasındaki bir kısım taleplerinden ıslah layihası ile vazgeçtiğini, bu sebeple de işbu davanın Ticaret Mahkemesi’nde ikame edilmesi gerektiğini, mahkemece görevsizlik kararı verilmesini, davacının iddia ve beyanlarının kötüniyetli olduğunu, haksız rekabetinin bulunmadığını, davacının haksız rekabetin oluştuğunu ispat edemediğini, davacının dava konusu emtiayı ilk kez oluşturduğunu ve özgün olduğunu ispat edemediğini, davacının patent ve faydalı model başvurularının olumsuz sonuçlandığını, davacının haksız rekabet koşullarının oluştuğu iddiasının bu sebeple de gerçeği yansıtmadığını, öncelikle davanın usul yönünden reddine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti vekili 22/06/2022 tarihli ıslah dilekçesine karşı dilekçesi ile, varıldığı iddia edilen tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, mahkemenin görevsiz olduğunu, davacının, davanın bu aşamasında davasını ıslah etmesinin usule, kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, ıslah dilekçesinde yer alan hiçbir talebi kabul etmediklerini, haksız rekabet koşullarının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının davaya dayanak patentinin başvuru aşamasında iken üç ayrı inceleme yapılmış ve red kararı verildiği, daha sonra patent başvurusunun faydalı modele dönüşmesi için talepte bulunulduğu, ancak süresi içerisinde yapılmadığından reddine karar verildiğinin Türk Patent ve Marka Kurumu’nca bildirildiği görülmüştür.
Dava, davalıların, davacı başvurusuna konu patentinden kaynaklı haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi talebine yönelik olarak açılmıştır.
Mahkememizce bekletici mesele yapılan davaya dayanak patentin başvuru sürecinin sonunda red ile neticelendiği, bunun üzerine davacı vekilinin, davasını münhasıran haksız rekabet davası olarak ıslah ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı yan ıslahın usulüne uygun olmadığı ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği iddiasında bulunmuş ise de, dava dilekçesinde de haksız rekabet iddialarına dayanılmış olması ve haksız rekabet olgusuna dayanak olarak yine bir sınai mülkiyet hakkının bulunması nedenleri ile mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde, davacının davaya dayanak yaptığı patentin tescil edilemediği, bu itibarla davalı yan ürünlerinin patent kapsamında kalmasının haksız rekabet oluşturmayacağı, dosyaya sunulan delillere göre, davalıların davacının davaya konu patente emek ve yatırım ile birlikte zaman sarfederek değer ve tanınmışlık kazandırıp, davalıların bu değer ve tanınmışlıktan haksız bir şekilde faydalandıkları hususunun ispatlanmadığı, bu itibarla yerleşik Yargıtay içtihatları ile belirlenmiş yukarıda zikredilen kriterlere göre haksız rekabetin bulunmadığı anlaşılmıştır. 04/04/2020 tarihli bilirkişi raporundaki görüşün aksine, davalılardan ….. Şti.’nin “….” isimli alan adında yalnızca “…” ibaresinin, destekleyici başka bir ibare, tanıtım ve reklam olmaksızın tek başına yanıltıcı beyan olarak nitelendirilip haksız rekabet oluşturmayacağı, ilgili alan adı ve davalı firmanın diğer ticari ve tanıtım faaliyetlerinde Alman menşeili bir firma izlenimini kasti olarak oluşturarak haksız rekabet fiilini işlediği yönünde bir emare bulunmadığı, davalı yanca alan adında kullanılan tek bir ibare ile haksız rekabetin oluştuğunun söylenemeyeceği, bu itibarla davacının davasının esastan reddi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 15,60 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 65,10 TL harcın, davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/10/2022

Katip …

Hakim …