Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/195 E. 2021/28 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/195 Esas
KARAR NO : 2021/28

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/11/2019
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
K. YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin rulman sektöründe uzun yıllardır çalıştığını ve ilgili sektörde öncü konumda olduğunu, TPMK nezdinde 7 ve 35. sınıflarda tescilli ….. sayılı ……. ibareli markaları bulunduğunu, sunulan hizmetin ……. markası ile bütünleştiğini ve tanınmış marka niteliğini aldığını, davalı şirketin müvekkiline ait tescilli markayı haksız bir şekilde kullandığını ve sahte …… markalı ürünlerin satışını yaptığını, aynı zamanda davalıya ait www. ….. .com isimli sitede “……. ” ifadesi ile müvekkiline ait markanın görselinin kullanılmak suretiyle haksız ve yanıltıcı bir bilgi paylaşıldığını, müvekkili ile davalı arasında ……. markasının kullanılmasına yönelik herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davalıya 05/07/2019 tarihinde ihtarname gönderilerek, markanın haksız kullanımına ivedilikle son verilmesinin talep edildiğini, davalının müvekkili şirket adına kayıtlı olan …… markasının basılı olduğu ürünleri ithal ettiğini ve yüklü miktarda stoklarının bulunduğunu gerek gönderilen cevabi ihtarnamede gerekse dosyaya sunulan cevap dilekçesinde ikrar ettiğini, markanın müvekkili şirket adına Türkiye’de tescilli olması nedeniyle ülkesellik prensibi gereğince müvekkilinin tescilli markasına dayalı olarak üstün hakkı olduğunu ve davalının müvekkilinden izin almaksızın markayı kullanmasının ve ürünleri ithal etmesinin mümkün olmadığını, davalının üçüncü kişiye ait olduğunu iddia ettiği “…….” markası ile müvekkiline ait ……. markası arasında ciddi fark bulunduğunu, davalının ürünlerinde “…….” ibaresinden ziyade müvekkiline ait ….. markasının kullanıldığını, benzer şekilde …. tescil nolu endüstriyel tasarımda da ….. ibaresinin yanında …… ifadelerinin yer aldığını ve uzun yıllardır Türkiye’de tescilli bir marka varken tescil hakkı olmayan bir şirketin aynı markalı ürünleri Türkiye’ye ithal etmesinin marka hakkı ihlali oluşturacağını belirterek, davalı şirketin müvekkili adına tescilli markalarla aynı ibareleri kullanması nedeniyle marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması, müvekkiline ait markalardaki ibarelerin hizmetler, yayınlar, tanıtım evrakı, ürünler ve internet üzerinde kullanılmasının önlenmesi, markanın kullanıldığı ürünler, kutular, tanıtım malzemelerinin toplatılması, muhafaza altına alınarak el konulması ve imhası ile hükmün ilanını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin, dava dışı Romanya menşeli …… ile arasında mevcut distribütörlük sözleşmesi kapsamında dava dışı şirketten rulman ithalatı yaptığını, dava dışı şirkete ait internet sitesinde yer alan “…… ” markasının uluslararası tescili bulunduğunu, ithal edilen eşyalar üzerinde yer alan ” …… ” markasının TPMK nezdinde ….. sayı ile tescil edildiğini, yine ithal edilen eşyalar üzerinde bulunan ….. ibaresini içeren şeklin ……. sayı ile tasarım olarak tescil edildiğini; söz konusu görseller ile yazı ibarelerinin davacı markasında kullanılan ibarelerle bir benzerliğinin bulunmadığını, müvekkili tarafından ithali yapılan ürünlerin üzerinde yer alan yazı ve görsellerin dava dışı ……. şirketinin sahibi olduğu markalar olduğunu, müvekkilinin dava dışı şirketle olan sözleşmesi gereği bunları satma hakkına sahip olduğunu, davacının müvekkili tarafından satılan ürünlerin sahte ürünler olduğuna ilişkin iddiasının mesnetsiz olduğunu, dava dışı …… şirketinin internet sayfasında kullanılan …… markasının ilgili şirketle ticaret yapılması nedeniyle müvekkili tarafından da kullanıldığını, fakat ilgili görselin dava dışı şirketle ticaretin sonlandığı 2018 yılı Şubat ayında müvekkilinin internet sayfasından kaldırıldığını, davacı yanın markasında yer alan ”……” ibaresinin rulman üretimi ve satışı yapan yerli ve yabancı şirketler tarafından markalarında sıklıkla kullanılan bir ibare olduğunu, bu durumun davacıya tekel hakkı vermediğini ve müvekkilinin dava dışı şirketle arasındaki sözleşmenin kendisine tanıdığı haklar çerçevesinde ithalat yapması neticesinde ülkeye getirdiği ürünleri sattığını, stoklarını erittiğini, 26.02.2018 tarihinden sonra müvekkili ile dava dışı şirket arasında herhangi bir ithalat işleminin gerçekleştirilmediğini, dava tarihi itibarıyla müvekkiline ait stoklarda benzerlik iddiasına konu olabilecek herhangi bir ürünün mevcut olmadığını, davacının hukuki menfaatinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait marka tescil belgeleri celp olunmuş, dosyanın davalının davacı marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edildiği görülmüştür.
Bilirkişiler 17/11/2020 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “dava dilekçesinde belirtilen www. …..com alan adı kontrol edilmiş olup, alan adının 03.03.2006 tarihinde alındığı, alan adı kayıt şirketinin …… olduğu, Alan adı sahibi/yetkilisi bilgilerine …… şirketinden talep edilerek ulaşılabileceği, www……. .com içerisinde bulunan web sitesi kontrol edildiğinde Web Sitesi içerisinde …… ibaresinin olduğu görüldüğü, www…… com adresli internet sitesinin mevcut ve geçmiş tarihli web site yedeği/yedekleri kontrol edildiğinde, mevcut web sitesinde, 22 Ağustos 2019 tarihli web site yedeğinde ” ……. ibaresinin görülmediği, 10 Haziran 2019 ve 18 Temmuz 2019 tarihli web site yedeğinde ise “…… ” ibaresinin olduğu, davalı internet sitesinin ana sayfasında …… Tic. San. A.Ş. unvan ve markasal kullanımı yanında davacının tescilli 2008 tarihli …… markasının aynısının kullanıldığı, davalı internet sitesinin ana sayfasında yazılı olan “……. fabrikası hakkında bilgiler için tıklayın” açıklamasına tıklandığında dava dışı ….. SA’ya ait ve davacı markasının aynısını içeren kataloğa ulaşıldığı, tek farkın davalı kullanımında ……. ibaresinin bulunması olduğu ve davalı internet sitesinde “……. ” açıklamasına yine davacı markası ile birlikte yer verildiği, davalının ithal etmiş olduğu ürünler üzerindeki markasal kullanımı gösterir herhangi bir delil dosyada bulunmadığı, Dosyadaki bilgilerden ve davalının kendi beyanından da ithalata konu ürünler ve kutuları üzerinde ……. markasının kullandığı, dosyada “…….” ibaresinin rulman ticaretinde kullanılan tasviri-tanımlayıcı bir ibare, zayıf marka olduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmadığı, davacının ……. ibareli tescilli markaları, ……. unvanlı dava dışı şirket adına kayıtlı 2015 tarihli tasarım ve marka tescillerinden daha eski-önceki koruma tarihli olduğu, sırf SMK m.155 düzenlemesi gereği, davalı tarafın, kullanımının tescilli sınai hakka dayandığı yönünde bir savunmada bulunması mümkün görünmediği, dava dışı şirket adına tescilli sonraki tarihli tasarım veya markanın davanın reddini gerektirecek bir etkiye sahip olmasının olanaklı olmadığı, davalı, Romanya menşeli ve unvanında ……. ibaresi olan şirketin çoğunluk pay sahibi bulunduğu şirket ile yapmış olduğu sözleşmeye istinaden dava konusu ürünleri ithal ettiği, davalının, iddia edilen ihlalin söz konusu olduğu süreçte unvanında ……. ibaresi olan dava dışı şirketin çoğunluk pay sahibi bulunduğu şirketin distribütörü olduğu, dava dışı şirketle arasındaki ticari ilişkinin ve kataloğu ve internet sitesine göre söz konusu dava dışı şirketin de davacı markasını birebir kullanıyor olmasının, somut olayda dava dışı şirketle arasındaki ticari ilişkinin ve dava dışı şirketin de davacı markasını birebir kullanıyor olmasının davalı kullanımı yönünden bir hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edilemeyeceği” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Dava; davalının davacı marka haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tkescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda; mahkememizce toplanan tüm deliller karşısında davalının ürünlerinde ……. esas unsurlu kullanımının işitsel, anlamsal, görsel olarak ayrı ayrı değerlendirilmesinde ve bütün olarak tetkikinde ortalama tüketici nezdinde karışıklığa mahal verecek derecede benzerlik ve aynılık içermekte olduğu, aynı emtialarda kullanılan markaların ortalama tüketici nezdinde benzerliğinin ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, SMK 29. Md. Hükmü karşısında davalının usulüne uygun yapıldığını beyan ettiği ithalat faaliyetlinin de tecavüz kapsamında kaldığı ve herhangi bir hukuka uygunluk nedeni bulunmadığı; bu itibarla markaya tecavüzün hukuki koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalının davacıya ait ….. ve …… tescil numaralı markalarından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, bu kapsamda davacı yana ait markalar ile benzer olduğu 18/11/2020 tarihli bilirkişi raporu ile tespit olunan ve “……. ” ibaresini içerir kullanımların davalı yana ait tüm hizmet, yayın, tanıtım evrakları ve ürünlerde kullanımının ve www….. com sitesinde kullanımının önlenmesine, söz konusu markanın kullanıldığı tüm kutu ve tanıtım malzemelerine el konularak masrafı davalı yandan karşılanmak suretiyle imhasına, ürünlerden bu markanın yer aldığı kısmın sökülerek çıkarılmasına,
-Hüküm özetinin masrafı davalı yana ait olmak üzere ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 35,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.123,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2021

Katip ……
¸

Hakim …
¸