Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/187 E. 2021/61 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/187 Esas
KARAR NO : 2021/61

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 26/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili şirketin 1989 yılında kurulduğunu ve İstanbul’da 9000 m2 kapalı alanda faaliyet göstermekte olduğunu, Uluslararası tescilli “…….” markası ile 28 ülkeye ihracat yaptıklarını, geniş ticaret hacmine sahip olduklarını, davalının dava konusu “…….” markasının müvekkilinin tescilden doğan haklarını ihlal ettiğini, davalı yanın kullanımlarının müvekkiline ait marka ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve iltibas yarattığını, dava konusu marka ile müvekkilinin markalarının aynı sınıfta ve aynı mal ve hizmetlerde tescilli olduğunu, karıştırılma tehlikesi olduğunu, davalının müvekkilinin bilinirliğinden faydalandığını belirterek öncelikle davalı adına tescilli …… sayılı sayılı ……. ibareli marka tescil belgesinin olası devrinin dava sonuna dek önlenmesi için sicil kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, davalı adına tescilli …. sayılı “…….” ibareli markanın, müvekkili şirkete adına tescilli … sayılı ……. Şekil ibareli marka ile iltibas yaratıyor olması nedeni ile tescilli olduğu 01.sınıfta yer alan emtiaları bakımından hükümsüzlüğüne ve tescilden terkinine karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin….. kod numaralı tescilli ……. markasının başvurusunun 13/04/2012 tarihinde yapıldığını ve 07/11/2014 tarihinde tescil edildiğini, davacı yanın bu başvuru ve tescile sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, söz konusu markalar arasında benzerliğin bulunmadığını, söz konusu markaların hitap ettiği ilgili kesimin bilinçli tüketici olduğunu, markaların bu gerekçeler ile karıştırılmasının mümkün olmadığını, davacı yanın “…….” adlı markasını kullandığını ispat yükümlülüğü içerisinde bulunduğunu, işbu sebepler ile haksız ve hukuka aykırı şekilde ikame edilmiş olan davanın reddine karar verilmesini ve kullanmama def’inde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizin 08/07/2020 tarihli duruşma ara kararı gereğince dosyanın bir SMM ve bir marka bilirkişisine tevdi ile; davalıya ait …… tescil numaralı markanın davacı yana ait ……. tescil numaralı marka ile benzerlik iltibas ve karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığı bu nedenle kısmi hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğrayıp uğramadığı ve davacının davaya dayanak markasını geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde ciddi olarak kullanımı olup olmadığı hususlarında rapor tanziminin istenilmesine, karar verilmiş olup bilirkişinin 23/09/2020 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “davalı adına tescilli “…….” ibareli, ……. kod numaralı markanın, davacı yan adına tescilli “…….” esas unsurlu marka ile benzerlik arz ettiğini, davalı yan adına tescilli markanın davacı adına tescilli markaları çağrıştıracağı ve nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet vereceğini, davacı adına tescilli marka ile davacıya ait markaların mal ve hizmetlerin sınıflandırılmasına ilişkin tebliğin 1.sınıfında ve aynı emtialar bakımından tescilli olması sebebiyle nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verebileceğini, davacı tarafından davaya mesnet markaların dava konusu markadan çok önce tescil edildiğini, evleviyet ilkesi gereği marka hakkının davacıya ait olduğunu, mali yönden yerinde yapılan inceleme sonucunda; davacı şirketin üretimini ve satışını yaptığı ürünlerin, tekstil baskı boyaları ile birlikte yardımcı kimyasallar-yapıştırıcılar olduğunu, davacı yana ait …… kod numaralı ve “…….” ibareli markanın 01. Sınıf emtialarından olan, ” Sanayide kullanılan kimyasallar ve kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılır” emtiaları üzerinde davacı yan tarafından kullanmakta olduğu ancak davacı yanın davaya mesnet markasını “Gübreler ve topraklar. İşlenmiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler.” emtialarında kullandığının tespit olunamadığını; bu meyanda, davacı yana ait marka ile benzer olduğu taraflarınca değerlendirilmekte olan 2012/35209 tescil numaralı ……. ibareli dava konusu markanın “Sanayide kullanılan kimyasallar ve kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar” emtiaları bakımından hükümsüzlük koşullarının oluştuğunu, sair emtialar bakımından ise davalı yanın kullanmama def’i karşısında davacı yan tarafından kullanım ispatlanamamış olduğundan hükümsüzlük koşullarının oluşmadığını” bildirmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesi ile; müvekkilinin markasında yer alan ve kullanılmadığı belirtilen emtialara ilişkin bilirkişiler tarafından detaylı inceleme gerçekleştirilmediğini, örneğin, kimyasal boyalar ve yapıştırıcılarda kullanılan markanın suni reçineler bakımından da kullanılacağının açık olduğunu, kaldı ki bir an kullanımın olmadığı varsayımında dahi müvekkilinin kullanımı olmadığı iddia edilen emtiaların, kullandığı emtialarla bağlantılı ve ilişkilendirilebilir olduğunun açık olduğunu, bilirkişinin de belirttiği üzere markalar arasında görsel, işitsel ve sınıfsal benzerlik bulunduğunu, davalının işbu emtialarda markasını kullanmasının iltibasa neden olacağının açık olduğunu, kullanmama davalarında hukuki yarar şartı bulunduğunu, somut olayda davalının hukuki yararının bulunmadığını belirterek, bilirkişi raporuna karşı kısmi itiraz ve cevaplarını sunduklarını, itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesi ile; markalar arasında sınai mülkiyet kanununun 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve iltibasın bulunmasının mümkün olmadığını, markalar arasında tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek derecede benzerlik bulunmadığını, markaların tescilli olduğu sınıflardaki ürün grubunun hitap ettiği tüketici kitlesi incelenmeden eksik incelemeye dayalı bu tespitin kabulünün mümkün olmadığını, davacı yanın markasını kullanmamakta olduğunu, işbu hususun bilirkişi raporunda da tespit edildiğini belirterek itirazları doğrultusunda yeni bir heyetten rapor alınmasına, mahkeme aksi kanaatte ise ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava, davalının markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda davacı ve davalı markası arasında kıyaslama yapılmış ve bilirkişinin davalı markasının nihai tüketici nezdinde iltibas teşkil edecek benzerlik arz ettikleri yönündeki tesbitine mahkememizce de aynen iştirak edilmiştir. Davalının kullanmama def’i yönünden yapılan değerlendirmede ise, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın söz konusu markasını “sanayide kullanılan kimyasallar ve kırtasiye tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar” emtiaları hariç tescilli olduğu diğer emtialarda ciddi bir şekilde kullanmadığı alınan ve hükme esas yapılan rapor ile sabit olmakla davalı yana ait 2012/35209 tescil numaralı markanın tescilli olduğu 01. sınıf içerisinde yer alan “sanayide kullanılan kimyasallar ve kırtasiye tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar” emtiaları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalı yan markasının tescilli olduğu sair emtialar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Davalı yana ait … tescil numaralı markanın tescilli olduğu 1. sınıftaki “sanayide kullanılan kimyasallar ve kırtasiye tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar” emtiaları yönünden hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde bu emtialar yönünden sicilden terkinine, sair emtialar yönünden davacının davasının reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen hükümsüzlük talebi yönünden 5.900,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen emtialar yönünden 5.900,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 37,20 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.126,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 1.063,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/03/2021

Katip…..
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır