Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/186 E. 2021/19 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/186 Esas
KARAR NO : 2021/19

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili şirketin Hindistan’da kurulu olduğu ve 40 yılı aşkın bir zamandır kına imalat ve satışı alanında faaliyet gösterdiğini, distribütörlük veya bayilik yoluyla uzunca bir zamandır başka ülkelerde ve Türkiye’de de “……. ve Şekil” markaları ile faaliyet gösterdiğini, …… markasının ilk defa müvekkili tarafından kullanılıp, tescil ve meşhur edildiğini, tamamlayıcı nitelikte bulunan kadın görseli ile birlikte ……- …… ve Şekil markalarının Hindistan resmi makamlarınca …… yılında müvekkili adına tescil edildiği, halen tescilli olduğunu ve ürünlerinin dünya genelinde satılmakta olduğunu, TPMK nezdinde …… sayılı ve 05/11/2008 tarihli “OCAK ……”, …… sayılı ve 12/12/2008 tarihli “……. sayılı ve 25/03/2014 tarihli “…….”, …… sayılı ve 31/03/2009 tarihli …… ” markalarının Beyoğlu …… Noterliği’nin …… ve ……. numaralı marka devir sözleşmeleri ile devir alındığını, davalılardan …… Hırdavat Ltd. Şti.’nin “…… ” ve “……. ” markalarını adına tescil ettirdiğini, söz konusu tescillerin öğrenilmesi üzerine davalıya ihtarname keşide edildiğini, davalının davacıya ait kadın görselinin aynısı için …… sayı ile başvuruda bulunduğunu, sonrasında başvurusundan feragat ettiğini, bu durumun dahi davalının kötü niyetini ortaya koyduğunu, müvekkili firmanın bu haksız fiillerden dolayı fahiş zararlara uğramış olup, halende uğramaya devam ettiğini belirterek, dava konusu markaların hükümsüzlüğüne karar verilerek müvekkili şirketin uğramış olduğu manevi zararlarına karşılık 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, davalı adına tescilli dava konusu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, her türlü yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin adresinin Bağcılar ilçesinde bulunması nedeniyle yetkili mahkemenin Bakırköy olduğu, bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın hiçbir somut delile dayanmayan iddialarla açıldığını, haksız ve mesnetsiz bir dava olup, müvekkili adına tescilli markaların iptalini gerektirir bir durumunda bulunmadığından dolayı reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin 3.sınıfta tanımlanmış emtiaların …… markaları altında tescili için TPMK’ya müracaat ettiğini ve …… no ile “……. no ile “….. no ile “…….” markalarını adına tescil ettirdiğini, davacının menşe ülkede tescilli olan markasının tanınmış bir marka olduğunu ve Paris Sözleşmesi kapsamında kendisinin izni olmadan müvekkilinin marka tescil talebinin kabul edilemeyeceği iddiasının kabul edilebilir bir iddia olmadığını, davacının müvekkilinin marka tescil talebinde kötü niyetli olduğuna dair yeterli ve kanıtlayıcı hiçbir delil sunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İstanbul …… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ……. esas sayılı dosyasında yapılan 12/03/2019 tarihli celse ara kararı uyarınca davanın davalı …… Endüstri Kimya ve davalı …… Hırdavat yönünden açılan davaların ayrı ayrı tefrikine karar verilmiş ve …… Hırdavat yönünden dosyanın aynı mahkemenin …… esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul …… FSHHM’nin …… Esas ……. Karar sayılı kararı ile davalının adresinin Bağcılar olduğu ve mahkemelerinin yetkisiz olduğundan bahisle yetkisizlik karar verilmiş ve dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan taraflara ait marka tescil belgeleri celp olunmuştur.
Mahkememizin 22/01/2020 tarihli duruşma ara kararı gereğince dosyanın resen seçilecek marka vekili bilirkişiye tevdi ile; davalı …….. Hırdavat Limited Şirketi adına tescilli ……. tescil numaralı markalarının davacı markası ile karıştırma ihtimali olup olmadığı, benzerlik olup olmadığı, davacı markasının tanınmış olup olmadığı, davalı tescillerinin kötüniyetli olup olmadığı ve davalı tarafa ait markaların hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor taziminin istenilmesine, karar verilmiş olup bilirkişinin 15/06/2020 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “davacının …… ibareli markalarının tanınmış marka olduğuna ilişkin dosya kapsamda yeterli bilgi ve belge bulunmadığını, tanınmış marka olduğu ispatlanamadığını, bu nedenle işbu davada tanınmışlığa dayalı hükümsüzlük koşulunun oluşmadığını, hükümsüzlüğü talep edilen …… sayılı ……, ……. sayılı ……. ve ….. sayılı …… markalarının, davacının ……. sayılı OCAK ……, …… sayılı ……. ve ……. sayılı ……. markaları ile karıştırılma/ilişkilendirme ihtimali yarattığını, ancak davalının kullanmama def’i karşısında, davacı ……. sayılı OCAK …… ve …… sayılı …… markalarının hem dava tarihinden hem de hükümsüzlüğü talep edilen davalı markaların başvuru tarihinden önceki beş yıllık süre içinde Türkiye’de ciddi bir biçimde kullanıldığının ya da kullanmamaya dair haklı sebeplerin bulunduğunun davacı tarafından ispat edilemediği ve bu nedenle işbu davada bu markalara dayalı karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimaline dayalı hükümsüzlük koşulunun oluşmadığını, ancak dava tarihi itibarıyla kullanım ispatı zorunluluğu bulunmayan …… sayılı ……. markası açısından karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimaline dayalı hükümsüzlük koşulunun oluştuğunu, hükümsüzlüğü talep edilen …… sayılı ……, ….. sayılı ……. ve …… sayılı ….. ibareli davalı markalarının kötüniyetli olarak tescil edildiği ve bu nedenle işbu davada kötüniyetli tescile dayalı hükümsüzlük koşulunun oluştuğunu” bildirmiştir.
Mahkememizin 26/06/2020 tarihli duruşma ara kararı gereğince; Davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi açısından dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile her iki tarafın itirazlarını karşılar ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup, bilirkişinin 10/12/2020 havale tarihli ek raporunda; “davacının …… ibareli markalarının tanınmış marka olduğuna ilişkin dosya kapsamda yeterli bilgi ve belge bulunmadığını, tanınmış marka olduğu ispatlanamadığını, bu nedenle işbu davada tanınmışlığa dayalı hükümsüzlük koşulunun oluşmadığını, hükümsüzlüğü talep edilen ….. sayılı ….. sayılı ……. ve ….. sayılı …… markalarının, davacının ……. sayılı OCAK ……, …. sayılı ……. ve ……. sayılı ……. markaları ile karıştırılma/ilişkilendirme ihtimali yarattığını, ancak davalının kullanmama def’i karşısında, davacı ……. sayılı OCAK …… ve …. sayılı ……. markalarının hem dava tarihinden hem de hükümsüzlüğü talep edilen davalı markaların başvuru tarihinden önceki beş yıllık süre içinde Türkiye’de ciddi bir biçimde kullanıldığının ya da kullanmamaya dair haklı sebeplerin bulunduğunun davacı tarafından ispat edilemediği ve bu nedenle işbu davada bu markalara dayalı karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimaline dayalı hükümsüzlük koşulunun oluşmadığını, ancak dava tarihi itibarıyla kullanım ispatı zorunluluğu bulunmayan …… sayılı ……. markası açısından karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimaline dayalı hükümsüzlük koşulunun oluştuğunu, hükümsüzlüğü talep edilen ….. sayılı ……. sayılı …… ve …… sayılı … “kına” emtiası açısından hem dava tarihinden hem de hükümsüzlüğü talep edilen davalı markaların başvuru tarihinden önceki beş yıllık süre içinde Türkiye’de ciddi bir biçimde kullanıldığını, bu kullanımın hükümsüzlüğü talep edilen davalı markalarının tescilli olduğu 03. Sınıfın 02.alt sınıfında yer alan “Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç)” emtiaları kapsamında kaldığını, bu alt sınıf açısından …… sayılı marka nedeniyle karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimaline dayalı hükümsüzlük koşulunun oluştuğunu”bildirmiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka hükümsüzlüğü ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda taraf markaları sınıfsal, fonetik görsel ve kavramsal olarak kıyaslanmış, davacı markaları ile davalı markaları arasında nihai tüketici nezdinde karıştırma ihtimalinin mevcut olduğu yönündeki bilirkişi görüşüne mahkememizce de iştirak edilmiştir. Zira taraf markaları arasında ortak bulunan “……” kelimesi, ayırdediciliği yüksek bir kelimedir. Bu kelimenin yanında davalı markalarını farklılaştırmak karıştırma ihtimalini ortadan kaldıracak derecede ayırdediciliği yüksek bir kelime bulunmadığı gibi, bu farklılığa sebep olabilecek şekil, renk, grafik gibi öğeler de ekli değildir. Bu durumda nihai tüketici davalı markalarını rahatlıkla davacı markaları ile ilişkilendirecek taraflar arasında idari ya da ekonomik olarak bağlantı kurulabilir.
Davacının 1981 yılından beri davaya konu markalar ile Türkiye piyasasında bulunduğu dosyaya sunulan deliller ile anlaşılmaktadır. Davalı ise aynı sektörde ticari faaliyetlerini yürütmekte ve basiretli bir tacir olarak davacı markalarından haberdar olabileceği düşünülmektedir. “……” kelime unsurunu ihtiva eden marka tarafların sektörleri yönünden ayırdediciliği yüksek ve “tesadüfen” aynısı tesis edilemeyecek bir markadır. Kaldı ki yine tesadüf olması mümkün olmayacak bir şekilde davalının 12/12/2017 tarihinde davacının ….. tescil numaralı markada yer alan kadın yüzü görselinin birebir aynısı için marka başvurusunda bulunduğu ve davacı tarafın itirazı ile tescilinin gerçekleşmediği hususu da birlikte değerlendirildiğinde, davalının davacıya ait markaların varlığından haberdar olarak ve bilinçli bir şekilde kendi markalarını bu markalara benzetme iradesi ile hareket ettiği, bu hali ile kötüniyetin somut olayda gerçekleşmiş olduğu hukuki ve vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf tanınmış marka olma iddiasını ve davaya konu ……. ve …… markalarını kullandığını ispata yarar yeterli delil dosyaya ibraz edememiş ise de; davaya konu diğer marka ……. tescil numaralı marka ile de benzerlik koşulunun gerçekleştiği ve davalı marka tescillerinin kötüniyetli yapıldığı yönündeki mahkememizce yapılan tespit dolayısı ile hükümsüzlük davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile birlikte manevi tazminat da talep etmiş ise de; manevi tazminatın haksız fiil kaynaklı talep ve davalarda hüküm altına alınması gerektiği, davacının bu şekilde açmış olduğu bir marka tecavüzü ya da haksız rekabet davası bulunmadığı gibi taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde mahkememizcede tecavüz ve haksız rekabet yönünden bir değerlendirme ve tespitte bulunulmadığı, bu hali ile münferiden yeni bir haksız fiil sorumluluğunu tespit etmeden nmanevi tazminata hükmedilemeyeceği, bu nedenle talebin reddi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının …….. KABULÜ ile;
-Davalı yana ait …… tescil numaralı markaların hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
-Davacı vekilinin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen hükümsüzlük talebi yönünden 5.900,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi yönünden 5.900,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 131,20 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.220,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 610,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/02/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır