Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/185 E. 2021/200 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/185 Esas
KARAR NO : 2021/200

DAVA : Marka’dan Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Men’i ve Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Men’i ve Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıya ait ….. başvuru numaralı marka başvurusunun, müvekkili şirketin markalarına dayanılarak yapılan itiraz sonucu TPE tarafından markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesi ile reddine karar verildiğini, anılan markanın müvekkilinin itirazı üzerine reddedilmiş olmasına karşın, müvekkili şirket markalarına tescili talep edilen marka örneğinden de çok daha fazla benzer şekilde kullanılmaya devam edildiğini, bu nedenle Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde …. D.iş dosyası üzerinden delil tespiti talep edildiğini, bilirkişi raporunda davalı tarafa ait kulanım ve müvekkili markasına benzerliğin açıkça görüldüğünü, davalının markayı çeşitli platformlardaki kullanımının devam ettiğini, davalı tarafa ait, müvekkili şirketin tanınmış markası olan “…. ” markası ile iltibas yaratır nitelikteki markalı ürünlerin; müvekkilinin tescilli ve tanınmış markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin ve kötü niyetli olduğunu, davalı tarafın markasının tertip tarzı ve kullanım şekli itibari ile müvekkil markalarına benzemesine neden olan olgu kelimenin anlamı olmadığı, bir markayı oluşturan kelimenin anlamı önceki markadan çok farklı da olsa, kelimeler fonetik ve görsel olarak benziyor ise sonraki markanın tescili mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle, müvekkili şirket adına tescilli …. markalarına kelime,. Genel görünüm, estetik, grafik, renk, kompozisyon, boyut, biçim ve tertip tarzı bakımından ayırt edilemeyecek, iltibasa neden olacak nitelikteki marka ile üretim ve satış yapmak, tecavüz teşkil eden markayı taşıyan ürünlerini kataloglarında, web sitesinde, … vs..yayınlamak/yayınlatmak suretiyle gerçekleştirdiği tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden davalı fiillerinin tespiti ile tecavüz ve haksız rekabetin durdurulması ve men’ine, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tazminine hükmedilmesine, markadan doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen, satılan veya ithal edilen ürünlere ve üretimde kullanılan araçlara Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bilge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde el konulmasına, dergilerde, kataloglarda, web sitesinde, … mevcut tüm yayınların durdurulmasına/toplatılmasına, hükmün ilanına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilin TPMK nezdinde tescilli birden fazla markası mevcut olduğu, bu markalardan bir tanesi de 8(sekiz) yıldır kullanmış olduğu … başvuru numarasıyla …. markası olduğunu, 30 yıldan fazladır tekstil alanında hem üretim yapmakta hem de fiilen ürettiği markaları satışa arz ettiğini, yerinde inceleme esnasında, müvekkilinin tescilli markasına ait ürünler görüldüğünü, ancak uyuşmazlık konusu markanın bulunduğu bir ürüne rastlanmadığını, müvekkilinin kütü niyetli olmadığını, uyuşmazlık konusu olan markayı satışa arz etmemesi nedeniyle tamamen iyi niyetli olduğunu, …. markasının görselinde … kelimesinin yer almadığını, müvekkilimizin kullanmış olduğu marka … olduğunu, …. markasının sade bir …. yazısından ibaret olduğunu, tüketicinin, görselin sağında solunda herhangi bir ekleme olmadığını biliyor konumunda olduğu, Marka hakkına tecavüzden söz edilebilmesi için davalının ürün ambalajında ve etiketlerinde kullandığı görselin, ürünün tüketiciler tarafından davacı markası ile iltibasa neden olacak şekilde düzenlenmiş olması gerektiğini, “… ” sözcüğü müvekkilin doğmuş olduğu MALATYA’da ve o yörelerde kullanılan KÜRTÇE bir sözcük olduğunu, ” … ” kelimesinin açılımı yapıldığında “… =…. ” anlamına geldiğini, “…. ” kelimesinin önüne ” …. ” harfi getirildiğinde (kürtçede “….” harfi şapkalı olarak kullanılır yani “…. “) “…. ” gibi anlaşıldığını, görsel, işitsel ve anlamsal farklılıkların bariz olduğunu, ” … ” harfi ile …. kelimesi arasında marka görselinde herhangi bir bağlantı yapılmadan kullanıldığını, pano tarzına yerleştiriliş biçimi, tekstil alanında faaliyet gösteren herhangi bir mağaza gibi genel bir formatta olduğunu, renk benzerliği noktasında, kot pantolonu üzerine üretim yapan bir firmanın …. renk kullanması kadar doğal bir husus olmaması gerektiğini, davacı taraf vekilleri tarafından benzerlik iddiasına ilişkin ekledikleri fotoğrafların, … üzerinde paylaşılan sosyal medyada kullanılan fotoğafların delil olarak kullanılması hukuka aykırı olacağını, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı adına tescilli markaların sicil kayıtları celp edilmiş, Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası dosya içerisine alınmış, tetkikinde, talep edenin …, karşı tarafın … olduğu, tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce değişik iş dosyasında rapor sunan bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş ise de, davacı talepleri ve bilirkişinin men edildiği hususları nazara alınarak, dosya davalının, davacıya ait tescilli markalarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, davalının fiili kullanımının ve tescilli markasının ayrı ayrı değerlendirilerek davacının tescilli markalarına benzerlik taşıyıp taşımadığı, karışıklığa sebep olup olmayacağı hususlarında rapor tanzimi için marka vekili …..’e tevdi edilmiş, bilirkişi 24/07/2020 tarihli raporunda; “davalının ilgili ibareyi içeren marka tescil başvurusunun reddedilmiş olduğu ve halihazırda “tescilli markasının olmadığı”, davalının tescilsiz fiili kullanımının ve kullanım şeklinin markasal kullanım olduğu ve SMK’nın 7 ve 29.maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalının, davacının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği, bu sebeple karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanım yönünden TTK M.55/1-A-4 kapsamında haksız rekabet oluşacağı” hususlarını rapor ettiği görülmüştür.
Davalı vekili 21/10/2020 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunun yokluklarında düzenlendiğini, raporun hukuka uygun olmadığını, bilirkişi tarafından tespit edilen hususların gerçeği yansıtmadığını, bilirkişinin tespitleri sosyal medya paylaşımlarına ilişkin olduğunu, sosyal medya platformlarından kim tarafından paylaşıldığı belli olmayan paylaşımların delil olarak kullanılamayacağını, dolayısıyla bilirkişi tarafından müvekkilinin güncel olarak kullandığı etiketler, tespit tutanağındaki etiketler ve müvekkili markasının bütün olarak kullanımı üzerinden bir değerlendirme yapılması gerekeceğini, markanın bütün olarak incelenmesinde …. yazısının açık ve net bir şekilde görüleceğini, savunmaları alınmadan alınan bilirkişi raporuna itirazlarını bildirdiği görülmüştür.
Dosya, davalının, davacıya ait “….” esas unsurlu markalarından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa miktarı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 16/09/2021 tarihli raporlarında; “davacı tarafın …. ibareli markaları yönünden 1991 yılından beri seri marka tescilleri, çok sayıda yurtdışı marka tescili, yurtiçi ve yurtdışı mağaza sayısı, yerli ve yabancı reklam, promosyon çalışmaları, TPMK nezdinde … başvuru no ile …. ibaresini tanınmış marka olarak tescili değerlendirildiğinde tanınmış marka sınırlarını da aşarak dünyaca tanınmış marka seviyesine ulaştığı, davacı ve davalının her ikisinin de aynı sektörde yer aldıkları ve davalının kullanımlarının kot, cüzdan gibi ürünlerde kullanmakla davacının ilgili markalarının tescilli olduğu konu kot ürünlerinin davacının marka tescil kapsamındaki 18 ve 25 sınıflara giren mallar olduğu, davalının davacının marka tescil kapsamındaki 18 ve 25 sınıflara giren mallara ilk bakışta …… olarak değil …. olarak dikkat çekici olması, davacının … sınıflarda tescilli …. jeans ibareli, … jeans …., … jeans şekil seri markaları, …. başvuru no ile …. ibaresini tanınmış markasıyla birlikte bütünsel açıdan hitap edilen ortalama tüketici nezdinde görsel olarak karıştırılmaya yol açacağı, SMK mad. 7/2-b ve c bakımından ihlal olduğu, davalı taraf …. başvuru numaralı …. ibareli şekilli markası yerine aynı sektörde bulunduğu tanınmış marka sahibi davacının markaları ile karıştırılmaya yol açacak şekilde yaklaştıran kullanımlarının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, SMK 151.Madde 2-b Yöntemine göre hesaplama yapabilmek için davalı şirketin Dava Konusu Ürünlerin Toplam Satış Cirosunun bilinmesine ve bu ciro üzerinden araştırma bilgilerine göre % 15 Kar ettiği kanaatiyle; davalı şirketin dava konusu ürünlerin satış ciroları toplamı X % 15 = Ortalama Kar formulüyle tazminat hesabı yapılabileceğindnn huzurdaki dava dosyasında davalı şirketin dava konusu ürünlerin satış ciroları toplamına ait bilgi bulunmadığından tazminat hesaplamasının yapılamamış olduğu, manevi tazminatın Mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarını rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 05/10/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda, her iki markanın da hizmet ve mal üretme sınıfındaki benzerliğinden başka marka benzerliğine ve halk tarafından karıştırılma ihtimali olduğuna dair net ve kesin bir değerlendirme bulunmadığını, marka benzerliğinde ve halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ortalama bir tüketicinin esas alınacağının bilirkişi raporu ile de sabitken, ….. markasının hangi değerlendirmeyle ve benzetmeyle …. markasına benzer olduğu, halk tarafından karıştırılma ihtimali olduğundan bahsedildiğinin hukuken açıklanabilir bir mesele olmadığını, karıştırılma ihtimalinin belirlenmesinde asıl olan ortalama tüketicinin algılaması olduğunu, haksız rekabete ilişkin değerlendirmenin başlığında haksızlığın boyutu ve rekabetin kapsamına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını, basiretli bir tacirin özen yükümlülüğüne aykırı olduğuna ilişkin tespitin olduğunu, sosyal medyada kim tarafından çekildiği, kullanıldığı belli olmayan fotoğraflar üzerine haksız rekabet incelemesinin hakkaniyetle bağdaşmadığını, mali yönden de itirazlarını sunarak davalının kusursuz kabul edilmesini ve ke bilirkişi raporu alınmasını, bilirkişi raporunun esas alınmamasını, davanın reddini beyan ettiği görülmüştür.
Dava; davalının, davacı adına tescilli markasından doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, men’i ile tazminat talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tkescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayın değerlendirmesinde; davacının “….” esas unsurlu seri markalarının olduğu ve “….” markasının TPMK’nun …. sayılı tescili ile tanınmış marka olarak kabul edildiği, davalının fiili markasal kullanımlarında “…” kelimesindeki “….” harfinin sol taraftaki bacağının üst sola doğru uzatılarak ve altına “….” kelimesi getirilerek davacı markasına yaklaşıldığı, giysi (kot) emtiasında olan söz konusu kullanımlar yönünden sınıfsal benzerliğin mevcut olduğu ve bu emtialar bakımından özel bir bilgi ve dikkat seviyesi olmayan ortalama tüketici nezdinde de tanınmış olan davacı markası ile karıştırma riskinin gerçekleştiği, marka tecavüzünün yasal koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili davalıya ait ciro bilgilerinin bulunmaması dolayısıyla tazminat hesabı yapılamayan dosyada TBK 50-51.maddeleri uyarınca maddi tazminatın mahkememizce taktir edilmesini talep etmiş; dava dilekçesinde talep edilen 1.000,00 TL’nin netice-i taleple bağlılık gereği tamamına hükmedilmesi gerekmiştir.
Yine davacı tarafın talep ettiği 2000 TL manevi tazminatın tamamına davalı tarafın kusurunun davacının zararının derecesi nazara alınarak hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile:
-Davalının davacıya ait “….” esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, men’ine, tecavüz oluşturan, davalı yana ait “…. …” ibaresine havi ürünlere ve münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılan araçlara, bu ürünlerin yer aldığı kataloglara el konulmasına, sosyal medya hesaplarının yayından kaldırılmış olduğu anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-1.000,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Hüküm özetinin masrafı davalı yanca karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 204,93 TL harçtan, peşin alınan 96,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 108,53 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tecavüz ve haksız rekabetin tespiti davası yönünden, 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat davası yönünden, 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 96,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 283,25 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.424,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸