Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/178 E. 2021/73 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/178 Esas
KARAR NO : 2021/73

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
K.YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümüsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili ……… Mağazacılık Pazarlama A.Ş. şirketinin ……… – ………, …….., ve benzeri markaların sahibi olduğunu Türkiye genelinde 600 adet ……… adlı mağazada işlem yaptığını, davalı ………’nın Türk Patent ve Marka Kurumuna 10.11.2017 tarihinde …….. başvuru numarası ile başvuruda bulunmak sureti ile “…… ” markasını yine aynı tarihte ……. başvuru numarası ile başvuru yaparak “……..” markasını 05/07/2019 tarihinde tescil ettirdiğini, müvekkili şirkete ait “…….. ” markasının TPMK nezdinde 05,10,18,25. sınıflarda tescilli olduğunu, tescilli müvekkil markasının koruma tarihi her ne kadar 31.12.2014 gibi görünse de …… tescil numaralı “………” şekil markasının 2014 yılında yenilenmiş olup son koruma tarihinin 2024 yılı olduğunu, Davalı ……’nın “……” ve “…… ” markasını tescil ettirmek istemesi 556. Sayılı KHK madde 6 hükmüne aykırı olduğunu, müvekkilin “…… ” ibareli markasının TPMK nezdinde tescil edilmiş olup, marka tescilinin sağladığı korumadan yararlanmakta olduğunu, davalı markalarının, kendi markalarının alt markası/seri markası olarak değerlendirileceğini, görsel değerlendirmede, ilk bakışta birbirinin aynısı devamı niteliğinde olduğunu, müvekkilinin bebek ve çocuklar için ürettiği ürünler için oluşturulmuş yeni bir marka olarak tüketici nezdinde ilk bakışta algılanacağını, “……. ” ibaresinin İngilizce “çocuklar” anlamında geldiğini, davalının tescil ettirdiği markalardaki kelimelerin “…….”, “…….” gibi tescil edilemeyecek kelimelerden oluştuğunu, SMK m.5/1-c uyarınca tescil edilemeyeceklerini, hem benzerlik hem de tanımlayıcı olmaları nedeniyle tescil edilemeyeceklerini, görsel, biçimsel, fonetik bakımdan ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu, belirterek davalı markalarının hükümsüz kılınmalarını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkilinin “………” esas unsurlu markalar bakımından, gerçek hak sahibi, eskiye dayalı/önceki hak sahibi olduğunu, davacıdan çok daha önce dava konusu markaları ihdas ve istimal ettiğini, üstün/gerçek hak sahibi olduğundan markaya tecavüz ve marka hükümsüzlük davasının dayanaksız kaldığını, uzun süre sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğradığını, davaya mesnet gösterilen markanın tanınmış marka olmadığını, davacının markasını sadece ayakkabı ürünleri üzerinde kullandığını, 25. Sınıftaki tekstil ürünleri ve 35. Sınıftaki mağazacılık yönünden hiçbir kullanımı bulunmadığını, SMK m. 19 ve m.25 uyarınca kullanmama definde bulunduklarını, sınıfsal benzerliğin olmadığını, 35. Sınıfta tescilli olmadığını, 25. Sınıfta sadece çocuk ayakkabılarında kullanımı olduğunu, tanımlayıcı bir ibarenin söz konusu olmadığını aynı zamanda markalarının ayırtediciliğinin yüksek olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalı adına tescilli marka tescil belgeleri celp olunmuş, davalı tarafça davaya konu markanın uzun yıllardır kullanıldığına ilişkin delillerini sunmuştur.
Dosyanın davalıya ait …….. tescil numaralı markaların davacı yana ait markalarla benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı, söz konusu markalarda gerçek hak sahibinin kim olduğu, davacının sessiz sessiz kalma yolu ile hak kaybı olup olmadığı, davacının karıştırılma ihtimaline dayanak yaptığı markaları geriye doğru 5 yıllık sürede ciddi kullanımı olup olmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bilirkişilere tevdi edildiği, bilirkişilerin 17/03/2021 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “10, 18 ve 35.sınıflar açısından sınıfsal benzerliğin söz konusu olmadığı, ortak olan 25.sınıf açısından ise işaretsel benzerliğin söz konusu olmadığı, dava tarihinden geriye doğru davacının 25.sınıfta sadece “ayakkabılar (çocuk ayakkabıları)” emtiası açısından kullanımının olmadığı, 10.ve 18.sınıf açısından ise davacının herhangi bir kullanımının olmadığı, davalının markasının tescilli olduğu 35.sınıf açısından ise davacının herhangi bir tescili olmadığı gibi kullanımının da olmadığı, savunmaya konu davalı kullanımının 1996 tarihinde başladığı, bunun markasal kullanım olarak değerlendirilebileceği tespit edilmekle birlikte sessiz kalma yoluyla hak kaybına dair değerlendirem ve nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu, kullanımın en eski tarihinin 1996 olduğu ve markasal kullanım olduğu dikkate alındığında davalının kullanımının, davacının “……..” marka tescili için başvuru tarihi olan 31/12/2004 tarihinden daha eskiye dayalı olduğu, gerçek (eskiye dayalı) ve öncelikli hak sahibinin davalı olduğu tespit edilmekle birlikte nihai takdirin mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor ettiği görülmüştür.
Davacı vekili 23/03/2021 tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin markasının 2004 tarihinde tescil edildiğini, davalının markalarının ise tescil tarihlerinin 2019 olduğunun görüldüğünü, dolayısıyla marka hakkı sahibinin müvekkili şirket olduğunun açıkça görüldüğünü, bilirkişi raporu bunun aksini iddia etse de bu durumun kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin sessiz kalma durumunun somut olayda söz konusu olamayacağını, yeni heyetten yeni rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava; davalı markalarının hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
SMK’nun 25.maddesine göre ise; söz konusu benzerlik ve karıştırma ihtimali aynı zamanda bir hükümsüzlük gerekçesidir.
Somut olayda taraf markalarının yalnızca 25.sınıf yönünden sınıfsal benzerlik taşıdıkları; bunun yanında görsel, işitsel ve anlamsal olarak farklılıklarının bulunduğu ve bütünsel değerlendirmede iltibas ve karıştırma ihtimalinin bulunmadığı yönündeki bilirkişi görüşüne mahkememizce de iştirak edilmiştir.
Bunun yanı sıra davalının sunulan delillere göre markasal kullanımının 1996 yılına dayandığı, o tarihten beri ” …….” kelimesini ana unsur olarak markasal kullandığı, bu nedenle davalının tescilden önce, kullanım yolu ile marka hakkını kazandığı ve davacının uzun süre sessiz kalma yolu ile hak kaybı olduğu anlaşılmış, bu nedenlerle davacının hükümsüzlük davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesien,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/04/2021

Katip …….
¸

Hakim ………
¸