Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/176 E. 2021/182 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/176 Esas
KARAR NO : 2021/182

DAVA : Marka’dan Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetinin Tespiti, Men’i ve Ref’i
DAVA TARİHİ : 28/08/2019
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetinin Tespiti, Men’i ve Ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin Türkiye çapında yüzlerce şube ve bayisiyle çiğ köfte sektörünün öncülüğünü yaptığını, hem ana şubede hem de ana şubeye bağlı diğer tüm şube ve bayilerde TPE nezdinde …… numaralarıyla tescilli …… markası ve logolarını kullandığını ve bu marka adı altında 2010 yılından beri çiğ köfte satışı yaptığını, davalının, müvekkiline ait markayı oluşturan hakim renkleri, yazı karakteri, yazılış stil ve tüketicide oluşan görsel algıyı adeta kopyalayarak kendi tabela ve ürün ambalajlarında kullandığını, davalıya müvekkilinin tescilli marka ve logosunu iltibas yaratacak şekilde kullanması eylemine son vermesi için ihtarname gönderildiğini, davalı şirketin müvekkilinin tescilli markası kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilgili alanda faaliyet gösterdiğini, tescilli marka ile neredeyse aynı ibareyi müvekkilinin izni olmaksızın kendi mal ve hizmetlerinde kullandığını, bu husus müvekkili şirketin markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu ve TTK 57/5.maddesine aykırılık teşkil ettiğini, açıklanan nedenlerle, davalının müvekkilinin tescilli markalarına vaki tecavüzünün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, davalının kullandığı markanın bulunduğu tabelaların sökülmesi, reklam amaçlı basılı evrak ve ürünlerin toplatılması, davalı işyerlerinde her türlü döküman ve görsellerin kullanılmasının ve kullandırılmasının önlenmesi, internet dahil olmak üzere haksız rekabet oluşturan eylemlerin sonlandırılması ve kaldırılması, şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 9.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmilini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce 20/09/2019 tarihli ara karar ile, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden dosyanın tefriki ile mahkememizin başka bir esasına kaydına karar verildiği, tefrik edilen dosyanın Bakırköy …… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… esasına kaydedildiği ve mahkemece 18/10/2019 tarih ve ……. karar sayılı kararıyla davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, …….’nin temellerinin 1975 yılında atıldığını, davacının dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, davaya konu markanın TPMK nezdinde …… tescil numarası ile müvekkili şirket yetkilisi ……. lehine tescilli olduğunu, müvekkilinin kullanmakta olduğu işbu davaya konu “…….” markası TPMK nezdinde tescilli olup müvekkilinin tescilli markasını kullanmasının tecavüz teşkil etmediğini, davaya konu markalar arasında iltibas yaratacak bir benzerliğin mevcut olmadığını, bütünsellik ilkesi gereği markaların benzer olup olmadığı değerlendirilirken görsel, işitsel veya kavramsal benzerliğin derecesi konusundaki değerlendirmeyi malların niteliğini ve piyasaya sunum yöntemlerini de sundukları deliller kapsamında dikkate alarak yapılması gerektiğini, açıklanan nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait tescilli markaların sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalının, davacıya ait “……” esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 04/06/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “davacının dayanak markalarının esas unsurunun bütünsel yaklaşımda …… ibaresinin olduğu, davalının kullanımlarında ……. ibaresinin markasal olarak ön planda kullanıldığı, söz konusu kullanımın davacının markasından uzaklaştırmaya yeterli olduğu, fonetik, görsel ve kavramsal açıdan davalının kullanımlarının davacının tescilli markaları ile farklı olduğu, bu suretle davalı ve davalı yanın markalarının kullanıldığı 30., 35. ve 43.sınıfa dahil emtia ve hizmetlerin hitap ettiği orta düzeydeki tüketici kitlesinin dikkat düzeyi göz önüne alındığında, davalının kullanımlarının orta düzeydeki tüketici kitlesi nezdinde iltibasa düşme ihtimalinin mevcut olmadığı, sonuç olarak davalının kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet koşullarını haiz olmadığı” hususlarını tespit ve rapor ettiği görülmüştür.
Davacı vekili 07/07/2021 tarihli dilekçesi ile, Türkiye genelinde çok sayıda farklı çiğköfte satış yeri bulunduğunu, her bir işyerinin tabelasında kullanılan hakim rengin kırmızı olmakla birlikte hepsinin görsellerinin birbirinden farklı tasarlandığını, hepsinin farklı bir yazı karakteri, logosu ya da işareti olduğunu, davalının kullanımında ise yazı tipi, yazı rengi, yazı fon rengi, tabela fon rengi, isim altında yer alan işaret(kırmızı çizgi) müvekkilinin markasının aynısı olduğunu, tek farkın …… ve ……. ibarelerindeki kelime farklılığı olduğunu, davalının markasının bu haliyle ortalama tüketici nezdinde müvekkilinin markası olduğu ya da aralarında bir bağ bulunduğu zannı uyandırdığını, her iki marka arasındaki benzerlik bu denli ortadayken bilirkişi raporunda benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmasının anlaşılır olmadığını, bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmeler dosya kapsamına ve maddi gerçeklere aykırı olduğunu, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bu sebeple dosyanın yeniden inceleme yapılmak üzere yeni bir bilirkişiye tevdiine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalının, davacı markasından doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.

Marka tecavüzü iddiaları yönünden benzerlik ve karıştırma ihtimali değerlendirilirken markalar görsel, işitsel ve kavramsal olarak kıyaslanır. Bu değerlendirme yapılırken taraf markaları bütüncül olarak incelenmelidir.
Buna göre davcı markaları yeşil zemin üzerinde kırmızı harfler ile “……” kelimesinden ibarettir. Davalı markasal kullanımları ise yeşil zemin üzerine kırmızı harflerle “…….” şeklindedir. Davacı markalarında kelimenin sonundaki “S” harfi kelimenin altına doğru uzamış görünümde, davalı kullanımlarında ise “…….” kelimesinin altında kırmızı biber figürü bulunmaktadır. Davacı markalarının asli ve ayırdedici unsuru “……” kelimesi, davalı markalarının asli ve ayırdedici unsuru ise “…….” kelimesidir. Söz konusu unsurlar bakımından taraf markaları arasında fonetik ve kavramsal bir benzerlik bulunmamaktadır.
Görsel açıdan ise taraf markalarının zemin rengi ve harflerin renkleri benzerlik içermekte ancak görsel anmalda (küçük harf-büyük harf/biber şekli) farklılıklar da bulunmaktadır. Bu durumda münhasıran tespit olunan ve sınırlı olan görsel benzerlik markaları için karıştırma ihtimali bulundurmamakta ve kullanılan kelime unsurlarının farklılığı markaları ortalama tüketici nezdinde ayırdedici kılmakta olduğu hukuki kanaatiyle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸