Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/170 E. 2022/31 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/170 Esas
KARAR NO : 2022/31

DAVA : Tasarımdan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/07/2019
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarımdan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin tekstil sanayinde tasarım faaliyetinde bulunduğunu, TPMK nezdinde kayıtlı ……. tescil numaralı tasarımın sahibi olduğunu, müvekkilinin tescil başvurusunda bulunduğu ……. – ….. numaralı tasarımların, davalı … tarafından “…….” markasıyla taklitlerinin üretim ve satışının yapıldığını, davalı …’ın ise diğer davalı … tarafından üretim ve satışı yapılan “……. ” markalı taklit ürünleri, kendisine ait mağazada ve kendisine ait @….. satış sayfasında satışını yaptığını, Bakırköy ……. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… değişik iş sayılı dosyası ile delil tespitinin yapıldığını, alınan bilirkişi raporlarıyla davalıların müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz ettiklerinin tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle; endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün tespitini, önlenmesini, durdurulmasını, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın tespitin yapıldığı 14/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 30.000,00 TL manevi tazminatın tespitin yapıldığı 14/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, tespiti yapılan ürünlerin davacının tasarımları ile aynı-benzer ürünler olmadığını, ayrıca davacının tescil başvurularının tescil aşamasında olduğunu, henüz tescil edilmediğini, müvekkilinin söz konusu ürünleri …/……. isimli firmadan 16/05/2019 tarih v e ……. numaralı faturalar karşılığında satın aldığını, satın aldığı ürünlerin davacının tasarımları ile benzer olduğunun tespiti neticesinde kalan ürünleri diğer davalıya 06/08/2019 tarih ve …… numaralı iade faturası ile iade ettiğini, müvekkilinin satışını yaptığı ürünlerin kısmen veya tamamen taklitle meydana getirildiğini bilmesinin imkansız olduğunu, çünkü satışını yaptığı ürünlerin faturalı ve markalı ürünler olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın yenilikçilik ve ayırt edicilik kriteri bulunmayan ürünlerinin tamamen kötüniyetle kendi adına tescili için başvuruda bulunduğunu ve müvekkilinin müşterisi nezdinde küçük düşmesine sebebiyet verdiğini, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı adına tescilli tasarımın sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davacı adına tescilsiz olan ve tescil başvurusu devam eden tasarımlarda koruma şartlarının oluşup oluşmadığı, davalıların tecavüzünün bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 09/04/2020 tarihli raprolarında; “davacı yana ait ……. numaralı ve ….. Sınıfında yer alan ….. nolu tasarımlarla davalı yan … tarafından satışa sunulan ürünlerin ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu ve bilgilenmiş kullanıcı nezdinde farklılık oluşturmadığı, davalıların mütecaviz fiilleri nedeniyle davacı yanın tasarım hakkına tecavüz gerçekleştirdiği yönündeki görüşlerinin takdirinin mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 13/04/2020 tarihli dilekçesi ile, gerek mahkemece, gerekse de delil tespit dosyasından alınan bilirkişi raporları ile davalıların tasarım hakkına tecavüzde bulunduklarının tespit edildiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin ……. nolu tasarım yönünden herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, huzurdaki davanın konusunun müvekkili tasarımın yenilik ve ayırt ediciliği değil, davalının tasarım hakkına tecavüz eylemi oluşturduğunun tespiti olduğunu, müvekkilinin tescilli tasarımlarının davalıca ne karşı dava olarak ne de ayrıca açılmış bir hükümsüzlük davası bulunmadığını, eldeki davada müvekkili tasarımının yenilik ve ayırt ediciliğinin tartışılmasının mümkün olmadığını, bu bakımdan itirazları doğrultusunda ve dosya kapsamında tazminat hesabı yapılabilmesi için dosyanın bilirkişiye tevdini talep etmiştir.
Davalı … vekili 23/06/2020 tarihli dilekçesi ile, davacı tarafın, uzman görüşü olmadan dahi anlaşılabilecek derecede harcı alem olduğu ortada olan tasarımı kendisi adına tescil ettirdiğini, kanunun koruma şartı olarak tasarımların yeni ve ayırt edici olmasını şart koştuğunu, tescil şartlarını taşımayan ve herkesin kullanımına açık olan ürünü, bir ibareyi tescil ettiren kişinin koruyuculuk açısından sonuçlarına katlanmak durumunda olduğunu, yenilik ve ayırt ediciliği bulunmayan tasarımı veya herkesin kullanımına açık, zayıf bir markayı tescil ettiren kişinin 3.kişilerin kullanımına katlanmak durumunda olup görünürde sahip olduğu sınai mülkiyet hakkının kendisine koruma sağlamadığını, bu nedenle ek bilirkişi raporu alınarak 11 ve 12 nolu tasarımlar için yenilik ve ayırt edicilik bakımından koruma şartlarının oluşup oluşmadığının incelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın maddi tazminatın SMK 15/2-a maddesine göre hesaplanmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 15/01/2021 tarihli raporunda; “Tarafların ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı …’ın internet üzerinden perakende ticaret işiyle uğraşlığı, üretici olmadığı, dava konusıı tasarımlara ait ürünleri diğer davalı …’tan satın aldığı, satın alınan 44 adet ürünün, 28 adedinin piyasada satışa sunukluğu, tespit sırasında elinde bulunan 16 adet ürünü davalı …’a iade edildiği, davalı …’ın, diş giysi toptarı ticareti ile uğraştığı, üretici konumunda olduğu, dava konusu tasarımlardan kaç adet üretilip piyasada satışa sunulduğunun tespit edilmediği, üretim kantları üzerinde yapılan incelemeler de minimum üretim adedinin 96 adet olduğu, davacı tarafın, şirket merkezinde yapılan incelemelerde, üretim kartları üzerinde yapılan incelemelerde, minimum üretim adedinin 200 adet, maximum üretim adedinin 500 adet olduğu, rapor içerisinde yapılan hesaplamalar ve davalı taralın ürelim kapasiteleri kapsamında en uygun hesaplamanın, davacı tarafın üretim standartları dikkate alınarak yapılan, minimum üretim şartları üzerinden besaplanan 19.762,00 TL’sı yoksun kalınan kazanç hesabı olduğu, davacı tarafın maddi tazminat talebinin, Borçlar Kanununun 50. ve 51. maddelerine göre belirlermesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarını bildirdiği görülmüştür.
Davalı … vekili 22/01/2021 tarihli dilekçesi ile, davacı tarafın sunduğu, “Reçete Maliyet Listesi”nin mali bir veri olmadığını, davacının kendisinin tek taraflı hazırladığı bir tablo olduğunu, mali bir bilirkişinin mezkur mali veri olmayan davacı tarafın kendisinin hazırladığı, denetlenebilir olmayan liste, tabloya dayanarak hesaplama yapmasının anlaşılır olmadığını, davacı tarafın ne şekilde bir maliyet hesabı, model bazında maliyetinin gerçekten ne olduğu tuttuğu resmi kar/zarar hesapları kayıtlarına göre yeniden incelenmesi gerektiğini, ürünün birim başına kendi maliyet hesabının dikkate alınmasını isteyen davacı tarafın, resmi ve denetlenebilir olan verilerini dosyaya sunmak zorunda olduğunu, bilirkişinin resmi veriler ışığında raporu açıklığa kavuşturmak zorunda olduğunu, bilirkişi raporunda satış fiyatının neye istinaden belirlendiğinin anlaşılmadığını, raporun denetime elverişsiz olduğu göz önüne alınarak başka bir mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 31/01/2021 tarihli dilekçesi ile, tasarım hakkına tecavüz eyleminde üretici ve satıcı arasında ayrım yapılmaksızın, başka bir ifade ile tasarım hakkını ihlal eden ürünün, üretiminden nihai kullanıcıya ulaştırılmasına kadarki süreçte yer alan tüm aktörlerin tasarım hakkı sahibine karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu oluğunun düzenlendiğini, bilirkişinin kanuna aykırı şeklide kendi farazi düşüncelerine göre davalılar arasında üretici-satıcı ayrımı yapmış olduğu değerlendirmeye itiraz ettiklerini, maddi tazminat hesaplamasının usule uygun yapılabilmesi için öncelikle davalının kaç adet üretim yaptığının seri üretim esasları doğrultusunda doğru olarak belirlenmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından belirlenen maksimum ve minimum üretim ve satış miktarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların delil tespiti sırasında tespit edilen ürün miktarı kadar üretim yaptığının kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, maddi tazminat hesaplamasının usule uygun yapılabilmesi için belirlenmesi gereken ikinci kalemin müvekkilinin ürün başına karlılığı olduğunu, bilirkişi tarafından yapılacak tüm incelemenin yalnızca dava konusu ürüne ilişkin olması gerektiğini, bilirkişiler tarafından müvekkili şirketin defterlerinin incelenmesi, 2019 yılı satış tutarları ve faaliyet giderleri bulunarak bu kalemlerden faaliyet karının belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ürünün satış fiyatından maliyeti çıkartılarak karı bulunmalı ve hesaplamaya esas alınması gerektiğini, raporda belirtilen tazminat miktarının herhangi bir caydırıcılığının bulunmadığını, aynı zamanda müvekkilinin zararlarını gidermeye de elverişli olmadığını, itirazları doğrultusunda yeniden tazminat hesabı yapılmasını talep etmiştir.
Taraf vekillerinin itirazlarının tüm heyetçe değerlendirilerek ek rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 17/05/2021 tarihli raporlarında; “davacı tarafin, maddi tazminat talebi doğrultusunda, yoksun kaldığı net kazancın hesaplanabilmesi için, davalı tarafin satış raporları (dava konusu modellerden kaç adet ürettiği ve piyasada satışa sunduğunu gösteren rapor) ile davacı tarafin satış raporlarının (dava konusu modellere ait birim satış fiyatları ve üretim maliyetleri ve üretim kapasitesini gösteren rapor) inceleme için sunulmadığı, bu nedenle davalı tarafın haksız rekabeti nedeni ile davacı tarafin yoksun kaldığı net kazanç tutarının tespit edilemediği, davacı ve davalı taraf şirket yetkilileri tarafından incelemeye sunulan belgeler üzerinden tespit edilen ve ortalama piyasa şartlarına uygun olduğu düşünülen veriler üzerinden kök raporda alternatif hesaplamalar yapıldığı, Buna göre; Davalı …’ m, ticari kayıtlan üzerinde tespit edilen, 27 adet ürün satışı dikkate alınarak, davacı tarafin yoksun kaldığı muhtemel kazancın 1.398,95 TL.’ sı olarak hesap edildiği, Davalı …’ın, ticari kayıtlan üzerinde tespit edilen, minimum üretim adetleri (96 adet) dikkate alınarak, davacı tarafın yoksun kaldığı muhtemel kazancın 9.485,76 TL.’ sı olarak hesap edildiği, Davacı taraf şirket yetkilisi tarafından, inceleme günü beyan edilen, dava konusu modellere ilişkin, minimum 200 adet üretim için, yoksun kaldığı muhtemel kazancın 19.762.00 TL’ sı olarak hesap edildiği, Davacı taraf şirket yetkilisi tarafından, inceleme günü beyan edilen, dava konusu modellere ilişkin, maximum 500 adet üretim için, yoksun kaldığı muhtemel kazancın 49.405.00 TL.’ sı olarak hesap edildiği, Yapılan incelemeler sonucunda, yeterli bilgi ve belgeye ulaşılamadığı, davacı tarafuı yoksun kaldığı kazancın net olarak hesap edilemediği, yapılan alternatif hesaplamalara göre belirlenen muhtemel kazanç kaybı hesaplanda göz önüne alınarak, davacı tarafın maddi tazminat talebinin, Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, mali bilirkişinin inceleme sırasında kendisine sunulan evraklar doğrultusunda sipariş edilen kesin adetler tespit edilemediğinden, kök raporunda 5 farklı beden, 5 farklı renk ve her bir beden için 8 adet olmak üzere davacı tarafın minimum üretiminin 200 adet olmuş olabileceği üzerinden yapılan hesaplamanın genel piyasa şartlarına uygun olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 27/09/2021 havale tarihli dilekçesi ile, mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalılar arasında ayrıma gidilerek tazminat hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, zira tasarım hakkına tecavüz eyleminden ve bu eylem nedeniyle doğan/doğacak olan tüm maddi ve manevi sonuçlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, tazminat hesabına ilişkin itirazları karşılanmaksızın önceki rapordaki görüşlerin tekrar edildiğini, maddi tazminat hesaplamasının usule uygun yapılabilmesi için öncelikle davalının kaç adet üretim yaptığının seri üretim esasları doğrultusunda doğru olarak belirlenmesi gerektiğini, rapora itirazları doğrultusunda yeniden tazminat hesabı yapılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili 29/09/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi her ne kadar ürün başı karlılık açısından kendisine sunulan verilerle mahkemeye yardımcı olmaya çalışsa da, davacı taraf dayandığı talebini resmi verilerle ortaya koymak ve iddiasını ispat etmek zorunda olduğunu, davacı tarafın hesaplama yöntemi açısından hem yoksun kalınan karı talep ettiğini hem de yoksun kalınan karının hesaplanmasına yönelik resmi mizanlarda ürün bazlı maliyet hesabı yapmadığını, bunun yerine genel stok takibi yapmayı tercih ettiğini, dava konusu ürünlere ilişkin olarak davacı tarafın kar miktarını ispat edemediğini, bilirkişi raporunda davacı tarafın itirazlarının aksine bilirkişi 2019 yılı defterleri üzerinden orantılama/hesap yapmadığını, bilirkişi tersine teyide muhtaç belgelerle ürün başına karlılık miktarını bulmaya çalıştığını, davacı tarafın mezkur mali veriler ışığında ürün bazlı maliyet hesabı yapmadığı, stok bazlı maliyet hesabı yaptığı, dava konusu ürün başı karını ortaya koyamadığı ve yoksun kalınan karı davacı tarafın ispatlamakla yükümlü olduğu için davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise dosyadaki veriler ışığında davacı tarafın %2,50 olduğu anlaşılan genel kar oranı üzerinden 96 adet üretim üzerinden hesaplama yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye gönderilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 29/09/2021 tarihli dilekçesi ile, 1.000,00 TL olarak talep olunan maddi tazminatın bilirkişi raporu doğrultusunda 1.000,00 TL’den 19.762,00 TL’ye artırdıklarını, 1.000,00 TL’sinin delil tespitinin yapıldığı 14/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiş ve eksik harcını ikmal ettiği anlaşılmıştır.
Dava, davalıların davacı tasarımından doğan haklarına tecavüzünün tespiti, durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
SMK’nun 55.md’sine göre tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Burada kanun koyucu patent ve faydalı modelden farklı olarak fonksiyona değil, görünüme koruma bahsetmiştir. Bu nedenle tecavüz iddiaları da ürünün “görünümü” nazara alınarak değerlendirilmelidir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözünde oluşturduğu genel izlenim ile bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımların birlikte dikkate alınması gerekir. Kıyaslanan tasarımlar arasında sadece küçük ayrıntılarda farklılık varsa tasarımların aynı olduğu kabul edilir. Yine bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim ile herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenim arasında genel bir farklılık varsa tasarım ayırd edici niteliğe sahip demektir. Burada, tasarım alanında, özellikle dikkat edilmesi gereker husus korumanın, görünüm, şekil, doku ve ergonomi gibi özelliklere hasredilmesidir. Tasarım hakkı ürün ve eşyaların teknik işlevini değil, dış görünümünü konu etmektedir.
Tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu, alınan bilirkişi raporları ve yukarıda değinilen yasal düzenlemeler topluca değerlendirildiğinde;
……. numaralı tasarım davacı adına tescillidir. Sunulan delil ve görseller, değişik iş dosyası ve alınan raporlar ışığında davacıya ait olan ……. ile tescilli elbise tasarımı ile davalı …’ın satışa sunduğu elbiselerin seçenek özgürlüğü çerçevesinde ve bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenimde ayırd edilemeyecek kadar benzer oldukları, ürünleri meydana getiren detayların şekil ve biçimlerinin neredeyse aynı olduğu, bu itibarla tasarım hakkına tecavüzün koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davalı … vekili her ne kadar davacı tasarımlarının yenilik ve ayırdedicilik vasıflarının bulunmadığı iddiasında bulunmuş ise de, söz konusu tasarımların tescilli olması, açılmış bir hükümsüzlük davası bulunmaksızın tescilli tasarımlar yönünden hükümsüzlük koşullarının incelenmesinin mümkün olmaması nedenleri ile söz konusu itirazlar doğrultusunda inceleme yoluna gidilmemiştir.
Davacının sunmuş olduğu seçimlik hak çerçevesinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davalı ve davacı yanın satış raporlarının incelemeye sunulmaması nedeniyle davacı ve davalı taraf şirket yetkilileri tarafından incelemeye sunulan belgeler üzerinden tespit edilen ve ortalama piyasa şartlarına uygun olduğu düşünülen veriler üzerinden alternatif hesaplamaların yapıldığı, tazminat tutarının net olarak sunulan deliller çerçevesinde belirlenmesinin mümkün olmadığı durumlarda mahkememizce BK. 50-51 çerçevesinde taktir hakkının kullanılabileceği ve bu itibarla bilirkişi raporlarında yaklaşık ve alternatifli olarak tespit olunan 19.762,00 TL yoksun kalınan kazanç miktarının yukarıda anılı taktir hakkı kapsamında yapılan değerlendirmede dosya içeriği ve ihlal edilen hak kapsamı ile uyumlu ve orantılı olduğu kanaatiyle davalı … yönünden bu miktar üzerinden maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı …’ın tecavüz oluşturan ürünlerin üreticisi olmayıp, diğer davalıdan satın aldığı hususunun sabit olduğu, tazminat yönünden sınai mülkiyet hakkına tecavüzün tespiti ile men’i taleplerinin aksine kanunun haksız fiil sorumluluğu kapsamında kusur şartını aradığı ve bilme/bilmeyi gerekme şeklinde tezahür edecek kusur şartının üretici olmayan söz konusu davalı bakımından satışa sunum tarihi itibariyle davacı tasarımının yayımlanmamış olması karşısında gerçekleşmediği anlaşıldığından davalı … aleyhine tazminat hükmetme yoluna gidilmemiştir.
İhlal edilen hakkın boyutu, kusurun derecesi ve tarafların mali durumları nazara alınarak davalı 20.000,00 TL manevi tazminatın yeterli ve dengeleyici olacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Davalıların davacıya ait dava tarihi itibariyle başvuru aşamasında olan …….-(…) numaralı tasarımlarından doğan haklarına tecavüzlerinin tespiti ile, bu tecavüzlerin durdurulmasına, önlenmesine,
-19.762,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan 14/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
-Davalı … yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,
-Hüküm özetinin tirajı en yüksek ulusal çapta yayın yapan 3 gazeteden birinde masrafı davalılardan karşılanmak suretiyle ilanına,
2-Alınması gereken 2.716,14 TL harçtan, alınan 529,41 TL peşin harç ve 321,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.865,73 TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre tecavüzün tespiti talebi yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat talebinin reddedilen kısmı yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen maddi tazminat talebi yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
8-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 4.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 270,60 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.270,60 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.832,43 TL yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 529,41 TL peşin harç ve 321,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 894,81 TL harç giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekillerinin yokluklarında verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸