Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/160 E. 2021/30 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/160 Esas
KARAR NO : 2021/30

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/05/2019
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/03/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı/karşı davalılar vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin, …. A.Ş.’nin, TPMK nezdinde “….” ibaresi geçen onlarca tescilli markasının bulunduğunu, logolu tanınmış “….” markasının …. sayı ile adı geçen müvekkili şirket adına tescilli olup, …. Grup Şirketleri entegrasyonu sonrası oluşturulan yeni logo da ….. sayı ile bahsi geçen şirket adına tescil edildiğini, müvekkili şirket ….. A.Ş.’nin, TPMK nezdinde “….” ibaresi geçen onlarca tescilli markası bulunduğunu, logolu tanınmış …. markası, …. sayı, ….. sayı ve …. sayı ile adı geçen müvekkili şirket adına tescilli olup ayrıca ” ….” markasının da düz yazı ile ….. sayı ile müvekkili adına tescilli olduğunu, aynı şekilde …. kod nolu “…..” markasının da müvekkili şirket adına tescilli olduğunu, müvekkili şirketlerin, “www….com.tr” adlı resmi internet sitesi kanalıyla ürün ve hizmetlerini tanıttıklarını, müvekkili şirketin bayilerinin, fiziki ortamda müvekkili şirket adına internet abonelik işlemlerini yaptıklarını, bunun dışında, hiçbir gerçek veya tüzel kişinin, ilgili markaları kullanma ve abonelik işlemi yapma hak ve yetkisinin bulunmadığını, hal böyleyken davalı tarafından İstanbul … AVM’nin giriş katında yer alan ve müvekkili şirketler ile ilgisi bulunmayan adreste müvekkili şirkete ait markaların hukuki dayanaktan yoksun olarak kullanıldığını, söz konusu bayide illegal olarak tescilli “….” ve “…..” markalarının kullanılması sebebiyle gerek abonelerinin gerekse müvekkili şirketlerin zarara uğradığını, bu eylemin müvekkili şirket aleyhine marka tecavüzüne sebep olduğunu belirterek, müvekkili şirket adına tescilli “….”, “….” ve ” …..” markalarını hukuki dayanaktan yoksun olarak kullanmak suretiyle marka tecavüzünde bulunan davalı adresinde bulunan görsellerin ihtiyati tedbir kararı ile kaldırılmasına, söz konusu eylemlerin tespitinin yapılmasına ve marka tecavüzünün men’ine ve yargılama giderleri, vekalet ücreti vs. Tüm giderlerin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı cevap dilekçesi ile, 2002 yılından bu yana …. bayilik hizmetini …. Mah. …. Cad. No: … adresinde … bayii kodu ile hizmet verdiğini, ayrıca ….. Mah. …. Cad. No:… Dükkan … AVM’de 2012 Mayıs ayı ….’in anlaşmalı olduğu şirket ve kişiler tarafından kurmuş olduğu stantta hizmet vermeye başladığını, o tarihte …. Bayi sorumlusu ….. ve daha sonra …..’ın halen ….’da çalıştıklarını, kendilerinin destekleriyle ve şirketin verdiği kira desteğiyle de 2016 yılına kadar devam ettiğini, daha sonra …. …. ile birleşince …. logosunu da anlaşmalı olduğu şirket tarafından değiştirildiğini, aynı zamanda faturamatik yetkili temsilcisi olduğunu ….. temsilci koduyla hizmet verdiğini, faturamatiğin de ….’un iş ortağı olduğunu, internet sitesinde de bütün görsellerin mevcut olduğunu, bu ortaklık sonucu kendisine verilen haklar gereği ….’a ait görselleri kullandığını, yani markanın tecavüzünün söz konusu bile olmadığını ancak 16 Temmuz 2019 tarihinde işyerinde bütün görsellerinin ve logolarının sökülüp yediemine kaldırıldığını belirterek mağduriyetinin giderilmesi ve işyerinin itibarsızlaştığı ekonomik kaybının olduğunu ve …. A.Ş’den maddi manevi 25.000 TL tazminat verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait tasarım tescil belgesi celp olunmuştur.
Mahkememizin 29/01/2020 tarihli celse ara kararı ile karşı davanın işbu dosyadan tefrikine karar verilmiş ve dosyanın mahkememizin …… esas sırasına kaydı yapıldığı görülmüştür.
Dosya, davacı markalarına tecavüzünün olup olmadığına dair rapor tanzim etmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 03/07/2019 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “TPMK resmi web sayfasında yapılan incelemeler neticesinde; davacılara ait markaların, dava tarihi itibari ile ve halen marka tescil korumasının devam ettiğinin görüldüğünü, davacılara ait …. tescil nolu, ….. ibareli …. tescil nolu markaların birebir aynılarının, davalıya ait işyerinde (fatura ödeme bayii), tescilli emtia üzerinde markasal olarak kullanıldığının görüldüğünü, davalı tarafından yerinde inceleme sırasında tarafına sunulan 01/07/2011 tarihli 1 sayfalık sözleşme fotokopisi içeriğinin incelendiğini; tarafların …. A.Ş.ve … olduğu nu, bayiliğe ilişkin bir sözleşmenin, sadece 3.sayfası olduğunu, işbu sayfa içeriğinde, tescilli marka kullanımı ile ilgili bir hüküm bulunmadığını, sayfanın sonunda davalıya ait kaşe ve imzanın bulunduğunun görüldüğü” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Mahkememizin 06/03/2020 tarihli celse ara kararında; Dosyanın daha önce rapor sunmuş bilirkişiye tevdi ile sunulmuş tüm deliller birlikte değerlendirilerek bayilik ve lisans sözleşmesi iddiaları birlikte değerlendirilmek suretiyle markaya tecavüz unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunda ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmesi üzerine dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 02/11/2020 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli ek raporlarında; “davacılara ait “………” ibareli ….. tescil nolu, “…..” ibareli …. tescil nolu markaların birebir aynılarının, davalıya ait işyerinde (fatura ödeme bayii), tescilli emtia üzerinde markasal olarak kullanıldığının görüldüğünü, dosya içeriğinde yapılan incelemede, davalı tarafından, davacılara ait tescilli markaların “….. Mah…… Cad. … AVM ….. Beylikdüzü/İstanbul” adresinde izinli ve hukuka uygun olarak kullanıldığına dair herhangi bir evrak(bayilik sözleşmesi, lisans sözleşmesi, muvafakatname vb.) dosyada bulunmadığından, davalının markasıl kullanımının, davacıların tescilli marka haklarına tecavüz olarak değerlendirilebileceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Ana dava; davalının davacılara ait markadan doğan haklarına tecavüzünün olup olmadığı, taraflar arasında bayilik ve lisans sözleşmesi bulunup bulunmadığı talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tkescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda davalının adresinde dış cephede ve bayi içerisinde davacı yan adına olan “….”, “….” ve “…..” markalarını ihtiva ettikleri marka haklarına tecavüzün tüm yasal unsurlarının oluştuğu hukuki kanaatiyle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar kısa kararda karşı davanın reddine karar verilmiş ise de mahkememizce 29/01/2020 tarihli celsede karşı davanın tefriki ile mahkememizin başka bir esasına kaydının yapıldığı, dosyanın işlemden kaldırıldığı ve yenilenmediği anlaşıldığından kısa karar ile gerekçeli kararın çelişmemesi için hüküm fıkrasında bu husus düzeltilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Ana davada;
Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalının davacıya ait “….”, “….”, “…..” markalarından doğan haklarına tecavüzünün tespiti ile bu tecavüzünün men’ine, davalının tecavüz oluşturan ve davacıya ait “….”, “….”, “…..” markalarını ihtiva eden tüm evrak ve materyaller ile tabela, afiş ve faturaların kullanılmasının önlenmesine,
-Davalının doğrudan veya dolaylı olarak davacı şirketler adına hareket ettiği algısına sebep olan eylemlerde bulunmasının men’ine yönündeki talebin infazda tereddüt uyandıracak mahiyette bulunduğu anlaşıldığından reddine,
-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 1.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 219,60 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.319,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-Karşı davada;
Karşı davacının davasının REDDİNE,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır