Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/159 E. 2021/242 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/159 Esas
KARAR NO : 2021/242

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü, Markadan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Men’i
DAVA TARİHİ : 29/05/2019
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirket yetkililerinin aile olarak 1950’li yıllarında gerçek kişi olarak başlamış oldukları ticaret hayatına …. San. ve Tic. A.Ş. unvanlı tüzel kişi olarak gıda sektöründe özellikle kuru gıda-bakliyat-kuruyemiş-kuru meyve sektörlerinde, şirket yetkilisinin annesinin … olmasından esinlenilerek, gıdada tercihinin olduğunda ilişkin işitsel bir hoşluk çağrışımı veren, kabul edilen, beğenilen, hoş karşılanan anlamında “…” ismini kullandıklarını, davacının TPE nezdinde “…” esas unsurlu markalarını tescil ettirdiklerini, davaya konu … markasının tüm ticari emtialarda kullanıldığını, … markasının sektöründe maruf marka olduğunu, davacının … markası altında faaliyet gösteren sektöründe en önde gelen firmalardan biri olduğunu, kendine has mağazacılık sistemi ile hizmet kalitesi geliştirerek Türkiye’de lider konumda maruf bir marka haline dönüştüğünü, davacının kuru gıda-bakliyat-kuruyemiş-kuru meyve sunumunu münhasır mağazacılık olarak sunduğunu, özel dekorasyon, mağaza dizaynı, mobilyalı, cam bölmede sunum gibi kendine özgü unsurlarla benzediğini, … mağazalarında ürün sunumu için kullanılan mobilyalar ve stantların sektörde daha önce örneği bulunmadığını, tasarlanan orta kuruyemiş ve duvar tipi kuruyemiş stantlarının ayrı bir iş kolu oluşturduğunu, … tipi kuruyemiş standı olarak bilinilirlik kazandığını, … mağaza konseptinin uygun fiyat ve yüksek kaliteli ürün sunmak amacı ile operasyonel verimlilik ve sınırlı sayıda ürünü tek çatı altında sunan indirim marketi tanımı ile tasarlanıp, hayata geçirildiğini, mağaza içi ürün görsellerin büyük ölçü ile duvar kaplaması olarak kullanılması da … mağazalarına özgü bir ticari sunum ve tescilli mağaza dizayn deseni olduğunu, davalının … tescil numaralı “….” markasının 29 ve 35. Sınıflarda 29.01.2016 tarihi itibari ile koruma altına alınıp 25.08.2016 tarihinde tescil edildiğini, davalının … markası ile aynı ürünleri, aynı faaliyet alanında, aynı mahallede aynı mağaza dizayn, tabela, renk ve benzerlikte ve hatta bazen aynı yerde kullanmaya başladığını, her iki taraf markasının da arasındaki tek farkın “…” ve “…” harfleri olduğunu, markaların benzer olduğunun açıkça görüldüğünü, davacıya ait markanın davalı markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olup, aynı mallarda tescilli olduğunu, davacının … markası ile özdeşleştiğini, hiç ara vermeden yoğun reklamlar ile kullanıldığını, markasının ayırt edici ve sektöründe tanınan bir marka haline geldiğini, davalının haksız kullanımı nedeniyle davacının markasına telafisi imkansız zararlar verdiğini, markanın ayırt ediciliğinin olumsuz etkilendiğini, davalıya ait … markasının davacıya ait daha önceki tarihte koruma altına alınmış … markası ile iltibas yarattığını, sektöründe maruf ticari itibarı olan … markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer bir marka olan … markasının kullanılmasının, … markasının tüketiciler gözünde davacıya ait olmaktan çıkaracağını, markasının sahip olduğu ve çok büyük yatırımlar sonucu elde ettiği ayırt ediciliği ciddi biçimde zedeleyeceğini, davalının davacı markasının tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız yarar sağladığını, davacının, … markası altında satılan ürünlere müdahale etme imkanı olmadığını, ürünlerin kalitesinin düşük olması sebebi ile davacıya ait … markasının itibarına ciddi zarar verip kazancını etkilediğini, davacı markasının tanınmışlığı da dikkate alındığında, davalı markasının davacı markasını sulandıracağını, davalı markasının hükümsüzlük şartlarının gerçekleşmiş olduğunu, tescilli bir markanın kullanım şeklinin değiştirilip, tescilli başka bir markaya yaklaştırıp iltibas oluşturacak, müşteri gözünde karıştırılmaya sebep olacak şekilde kullanımın tecavüz oluşturduğunu, davalının … markasının tescilini kötüniyetli olarak gerçekleştirdiğini, davacının …tescil ve başvuru nolu “…” şeklini seçenek özgürlüğü bulunduğu halde diğer unsurlardaki taklide ek olarak aynı şekilde Dizayn etmesinin, marka konusundaki asıl niyetini de gösterdiğini, açıklanan nedenlerle … tescil numaralı … markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkin edilmesini, davalının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talep edilen markasını esasa ilişkin karar tarihinden itibaren kullanımının önlenmesine, bu çerçevede davalının söz konusu markayı ürün ve/veya hizmetler üzerinde kullanmasının, bu markayı taşıyan ürünleri veya hizmetleri depolamasının, elde bulundurmasının, satışa arzının, ithal ve ihracının önlenmesine, markanın davalı tarafından reklam ve tanıtım malzemelerinde, antetli kağıtlarda, irsaliyelerde, fiyat listelerinde, faturalarda ve sair basılı evraklarda kullanılmasının da önlenmesine, hükmün ilanına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalının 1973 yılından bu yana İstanbul Ticaret Odası’nda kayıtlı, üç kuşaktan bu yana faaliyet gösteren, … markasını yaklaşık 4 yıla yakın süredir ürün ve hizmetlerinde kullanan ve geliştiren, sektöründe lider ve özgün firmalardan birisi olduğunu, davacının hükümsüzlüğünü talep ettiği markanın yalnızca “…” ibaresinden müteşekkil olduğunu bildirmesine rağmen, 29.02.2016 başvuru tarihli, 29. ve 35. sınıflarında tescilli … numaralı markanın “… ” şeklinde olduğunu, dava dilekçesinde atıf yapılan “….” ibareli marka ile ilgilerinin olmadığını, davalıya ait dava konusu marka ile davacı yana ait markaların nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet vermeyecek kadar farklı olduğunu, bu gerekçe ile davacının tanınmışlık iddialarının huzurda bulunan ihtilaf bakımından herhangi bir önemi bulunmadığını, huzurda bulunan ihtilaf bakımından davacı yanın markasının tanınmış olduğu iddialarının inceleme konusu yapılsa dahi ilgili incelemenin davalının ihtilaf konusu marka tescil başvurusunu gerçekleştirmiş olduğu 29.02.2016 tarihinden önceki dönemler bakımından davacı yana ait markanın tanınmış olup olmadığının değerlendirilmesi yönünde yapılabileceğini, dolayısıyla dava dilekçesinde yer alan 2017 ve 2018 verilerinin somut uyuşmazlık bakımından bir önemi olmadığını, huzurdaki davanın “markanın hükümsüzlüğü” davası olmak ile birlikte, davacı yan mağaza konseptlerine ve tabela kullanımlarına ilişkin haksız ve mesnetsiz beyanlarına cevap verilme gereği duyulmadığını, bahse konu haksız, mesnetsiz ve gerçek dışı isnatlarına karşı her türlü hukuki yola müracaat etme haklarının saklı tutulduğunu, davalıya ait markalar ile davacının davasına mesnet teşkil edebilecek olan markaların asli unsurları, tali unsurları, renk unsurları, anlamsal unsurları, işitsel unsurları, bakımından farklı olmak ile birlikte, bütünsel açıdan inceleme yapıldığında karşılaştırmaya tabi markaların nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet vermeyecekleri noktasında herhangi bir duraksama bulunmadığını, davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalı adına tescilli markaların sicil kayıtları celp olunmuş, dosya, davalıya ait … tescil numaralı “…” markasının davacıya ait “…” markasına benzerlik, karıştırma ihtimali ve kötüniyet sebepleri ile hükümsüzlük koşullarının ve tecavüz koşulların oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi 20/09/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “davalıya ait … asli unsurlu markanın halk tarafından Davacıya ait bir seri marka olarak anlaşılma şeklinde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu. Somut uyuşmazlık bakımından kötü niyetli tescilin mevcut olduğu, Açıklanan kapsamda … tescil numaralı “…” markasının hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, SMK md. 155 hükmü uyarınca sonraki tarihli Sınai hakların önceki rüçhan veya başvuru tarihli hak sahiplerinin açtığı tecavüz davalarında savunma gerekçesi olarak ileri sürülemeyeceği, davalının … ibareli kullanımının davacıya ait önceki tarihli … asli unsurlu markalara tecavüz ve Davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğu” hususlarını tespit ve raporu etmiştir.
Davalı vekili 04/11/2021 tarihli dilekçesi ile, dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesini takiben 4 celse ve yaklaşık 1 yıl beklenmesine rağmen bilirkişi raporunu tanzim etmediğini, mahkeme tarafından bilirkişi aleyhinde suç duyurusunda bulunulduğunu ve 30/09/2021 tarihli celsede “Dosyanın rapor hazırlanmaksızın bilirkişiden dönmesinin beklenmesine” karar verilerek bilirkişinin görevine son verildiğini, bilirkişinin görevine son verildikten sonra suç duyurusunun aleyhe sonuçlarından kurtulmak amacıyla raporunu hazırlayarak dosyaya sunduğunu, gelinen aşamada bilirkişi sıfatı ve sorumluluğu sona eren …. tarafından sunulan belgenin rapor ve delil niteliği bulunmadığını, taraf markaları bütünsel incelemeye tabi tutulduklarında ihtiva ettikleri şekil unsurları ve arz edilen farklılıklar nedeni ile karşılaştırmaya tabi markaların nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet veremeyecekleri noktasında herhangi bir duraksama bulunmadığını, müvekkilinin … markasına yönelik çok ciddi yatırımlar yaptığını ve yapmaya da devam ettiğini, raporu kabul etmediklerini, dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce uzun süre raporunu hazırlayarak sunmayan bilirkişi hakkında cezai ve idari soruşturma açılması için gerekli ihbar müzekkereleri yazılarak dosyanın rapor hazırlanmaksızın tevdii yönünde ara karar kurulmuş ise de; bilirkişinin dosyayı rapor ile birlikte sunduğu, hazırladığı raporun yeterli bilimsel ve denetlenebilir gerekçe ve içerdiği, yalnızca raporu belirlenen sürede sunmaması dolayısıyla söz konusu raporun kabul edilmeyerek dosyanın yeni bilirkişiye tevdiinin, halihazırda yargılaması uzamış dosyanın yargılama sürecini uzatacağı ve yargılama masrafına sebep olacağı, son tahlilde ise mahkememizin söz konusu rapordaki tespitlerle bağlı olmadığı, Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih ve .. Esas ve … Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi hukuki bir konu olduğundan bu yönüyle de bilirkişi raporu HMK 282 maddesi kapsamında Mahkememizce değerlendirilebileceği gerekçeleri ile yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
Dava, davalı adına tescilli markasının hükümsüzlüğü ile davacı markasından doğan haklarına tecavüzün tespiti ve men’i talebine yöneliktir.
Mahkememizce markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir. Somut olayda karıştırma ve ilişkilendirme hususu değerlendirilirken markalar arasında sınıfsal, görsel, işitsel ve anlamsal benzerlikler bütüncül bir şekilde ele alınmalıdır. Zira tüketici markayı bütün olarak algılar.
Davacının, davalıya ait hükümsüzlüğe konu markasından önceki tarihli … tescil numaralı markası 29.sınıfta “Kuru bakliyat, yani fasulye, bezelye, nohut, mercimek, soya, kuru bakliyat hariç kurutulmuş, pişirilmiş, konservelenmiş dondurulmuş sebzeler, yemek pişirmek için sebze suları, kuru yemişler, kurutulmuş meyveler, pestiller” emtiaları dahil 29, 30, 31.sınıflarda tescillidir. …. sayılı markası 5.ve 30.sınıflarda; …. tescil numaralı markası 29.sınıftaki “Her türlü meyve ve sebzeler” emtiaları dahil olmak üzere 29, 30 ve 31.sınıflarda tescillidir. Davacının …. sayılı markası 35.sınıfta: “Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler ( gida maddesi olarak hazırlanan polen dahil). Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamulleri. Pekmez Tarım Ürünleri, bahçecilik ürünleri ve tohumlar. ………….mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri dahil olmak üzere tescillidir. …. sayılı marka 43.sınıfta; …. sayılı marka 29.sınıfta: “tescil edilmiş olup, 29. Sınıfta “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt Ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir. bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.” emtiaları da dahil olmak üzere 01, 02, 03, 04, 05, 06, O7, 08, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 39, 40, 41, 43, 44 ve 45. Sınıflarında tescilleri bulunmaktadır. Davalı markası ise 29.sınıfta “Tescil edilmiş olup 29. Sınıfta “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel “yağlar. “Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.” ve 35. sınıfta “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, ………. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış Mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.” hizmet ve emtiaları yönünden tescillidir.
Taraf markalarının “kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar, kuruyemişler, kuru bakliyat, kuruyemişler” emtiaları bakımından sınıfsal ayniyet içerdikleri, davalı markasının tescilli olduğu sair emtia ve hizmetler bakımından ise dağıtım kanallarının ortaklığı, kullanım amaçları, birbirleri ile rekabet etme olanakları birbirlerini tamamlama imkanları, benzer ihtiyaçları gidermeleri, son kullanıcı ve tüketici benzerliği ve benzer alıcı çevresine hitap etmeleri hep birlikte değerlendirildiğinde sınıfsal benzerliğin mevcut olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Taraf markaları arasında ayniyet içeren sınıfsal benzerlikler bulunması dolayısıyla kıyaslamaya tabi diğer unsurlar arasında ciddi farklılıkların bulunması gerekmektedir.
Taraf markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler yönünden hitap ettikleri tüketici kitlesi “ortalama tüketici” olarak kabul edilmelidir. “Ortalama tüketici” satın aldığı söz konusu mal ve hizmetler yönünden özel bir eğitim, bilgi ve dikkat düzeyi bulunmayan, ürünü satın alırken ortalama düzeyde zaman ayıran tüketicidir. Yine taraf markalarının tescilli olduğu hizmet ve emtialar yüksek fiyatlı olmayan, nadir tüketilmeyen ürünlerdir. Buna göre bu ürünlerin “…..” olarak nitelendirilmesi mümkündür. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2017 tarih ve … E., … K.sayılı ilamına göre; ….. diğer mallara nazaran daha sık satın alınan, görece düşük fiyatlı mallardır. Bu malların satın alınması sırasındaki refleksler, malları satın almadan önce herhangi bir plan yapmamak ve bu malları düzenli olarak satın almaktadır. Söz konusu kriterler ışığında davalı markasının, davacı markalarından ortalama tüketiciler nezdinde görsel, işitsel, kavramsal açıdan farklılaşıp farklılaşmadığının değerlendirilmesi gerekir.
Davacı markalarının tümü “…” kelime unsuruna havidir. … sayılı marka “…” ibaresini; … sayılı marka “…” ibaresini, … sayılı marka “…” ibaresi ile şekil unsurunu ihtiva etmekte; …, …, … sayılı markalar ise münhasıran “…” kelimesinden oluşmaktadır. Bu durumda davacı markalarının asli ve ayırdedici unsuru “…” kelimesidir. Davalı markası ise … renkli bir … görseli içerisinde …. harfler ile “…” ile bu görselin yanında daha büyük harflerle “…” ve büyük “…” ibaresinin altında küçük bir şekilde konumlandırılmış “….” ibaresinden müteşekkildir. Bu durumda davalı markasının ön plana çıkarılan ve asli ve ayırdedici unsuru olan kelime “…” ‘dur. Zira diğer kelime unsurları boyut, konumlandırma ve görsel olarak geri planda kalmakta, şekil unsuru ise kelime unsurunun ayırdediciliğini geçerek akılda kalacak orjinallik ve dikkat çekicilikte görünmemektedir.
Taraf markalarının asli ve ayırdedici unsurları olan “…” ve “…” kelimeleri arasındaki görsel ve işitsel benzerlik yüksek düzeydedir. Bununla birlikte taraf markaları anlamsal olarak farklılaşmaktadır. Markaların benzer olarak nitelendirmeleri yapılırken hem görsel, hem işitsel hem de anlamsal benzerlik olması gerekli değildir. Bunlardan bir tanesinin varlığı bile markaların benzer olarak algılanmasına sebep olabilir. Davaya konu markalarda sınıflar arasındaki yüksek benzerlik, hedef kitlenin ortalama tüketici, sunulan ürünlerin “…..” olması hususları da nazara alındığında, tespiti yapılan işitsel ve görsel benzerlikler karıştırma ihtimalinin varlığı için yeterli kabul edilmiş ve bu itibarla davalı markasının hükümsüzlüğüne ve davacının markalarından doğan haklarına tecavüz koşullarının oluştuğu vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Kötüniyetli tescil iddiası yönünden yapılan değerlendirmede ise; tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdikleri; davacının faaliyet gösterdiği söz konusu sektörde varlığının uzun yıllara dayandığı ve tüketiciler nezdinde belli bir bilinirlik düzeyine ulaştığı, bir tacir olan davalının, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü çerçevesinde davacı marka ve hizmetlerinden habersiz olmasının olağan hayatın akışına aykırı olduğu ve bu bilme-bilmeyi gerekme durumuna rağmen tüketiciler nezdinde davacı markalarına benzer markayı tescil ettirdiği; bu durumda söz konusu tescilin iyiniyetli bir tescil olarak kabul edilemeyeceği, somut olayda kötüniyetin unsurlarının gerçekleştiği hukuki ve vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının davasının tümden kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalıya ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
-Davalının “…” ibaresini ihtiva eden kullanımlarının davacıya ait “…” esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüz oluşturduğu anlaşıldığından, söz konusu ibareyi davalının ürünlerinin üzerinde kullanmasının, bu ibareyi ihtiva eden ürünleri satışa arzının, ithal ve ihracının, depolanmasının men’ine, “…” ibaresinin reklam ve tanıtım malzemelerinde, antetli kağıtlarda, irsaliyelerde, fiyat listelerinde ve faturalarda kullanılmasının men’ine,
-Hüküm özetinin masrafı davalı tarafça karşılanmak suretiyle tirajı en yüksek ulusal çapta yayın yapan 3 gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hükümsüzlük talebi yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre tecavüzün tespiti talebi yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 125,60 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.214,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸