Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/151 E. 2023/35 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/151
KARAR NO : 2023/35

DAVA : Tasarımdan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Men ve Ref’i ile
Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/05/2019

– BİRLEŞEN BAKIRKÖY …. FSHHM … ESAS SAYILI DOSYADA –

DAVA : Tasarım Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/02/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarım davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 1973 yılından beri Türkiye’de ve Avrupa’da faaliyet gösteren, … şirketlerinden biri olduğunu, TPE nezdinde tescilli yüzlerce tasarımı, markası, faydalı modeli bulunan fikri mülkiyet haklarına saygılı köklü kurumsal bir firma olduğunu, müvekkilinin piyasaya arz etmiş olduğu “….” ve “….” isimli SMK madde 55/f.4 kapsamında tanımlanan ve SMK kapsamında tescilsiz tasarım olarak koruma altında olan bıçak standı tasarımı bulunduğunu, müvekkilinin tespite konu bıçak standı tasarımını 2016 Ağustos ayından bu yana kullandığını, davalı …ın, müvekkilinin bu tasarımının benzerini ürettiği ürününü, “….” ismiyle 2017 yılından beri piyasaya sürdüğünü ve satışını gerçekleştirdiğini, bu hususun Bakırköy .. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, taraflarınca arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, müvekkilinin tasarımının davalı tarafından kullanılarak piyasaya sürülmesinin müvekkilinin ticari itibarına zarar verdiğini, mevcut tasarımların benzerinin üretilerek piyasaya sürülmesinin tasarım sahibi müvekkilinin piyasada sahip olduğu olumlu imajını sarstığını, müvekkilinin, dava konusu tescilsiz tasarımının davalı tarafından 2017 yılından bu yana kullanılmasının müvekkili için yoksun kalınan bir kazanç kalemine sebep olduğunu, açıklanan nedenlerle, davalı aleyhine dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, davalı aleyhine daha sonra belirlenecek miktara göre müddeabih miktarını arttırma hakları saklı kalmak üzere şimdilik dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte 500,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine, tecavüzün tespiti, men’i ve ref’ine, hükmün ilanına, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 17/01/2020 tarihli ıslah edilmiş dava dilekçesi ile, müvekkilinin dava konusu ürünlerine ait tasarımının tescilli olması sebebiyle iddia ve savunmalarını genişleterek tescilli tasarımlarına dayandıklarını, bu sebeple davalarını tamamen ıslah ettiklerini, müvekkilinin TPE nezdinde 2015 yılından beridir tescilli …. tescil tescil numaralı bıçak standı tasarımının bulunduğunu, davalı yanın müvekkilinin bu tasarımının benzerini ürettiğini, davalı …ın, müvekkilinin bu tasarımının benzerini ürettiği ürününü, “….” ismiyle 2017 yılından beri piyasaya sürdüğünü ve satışını gerçekleştirdiğini, bu hususun Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, taraflarınca arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, müvekkilinin tasarımının davalı tarafından kullanılarak piyasaya sürülmesinin müvekkilinin ticari itibarına zarar verdiğini, mevcut tasarımların benzerinin üretilerek piyasaya sürülmesinin tasarım sahibi müvekkilinin piyasada sahip olduğu olumlu imajını sarstığını, müvekkilinin, dava konusu tescilsiz tasarımının davalı tarafından 2017 yılından bu yana kullanılmasının müvekkili için yoksun kalınan bir kazanç kalemine sebep olduğunu, açıklanan nedenlerle, davalı aleyhine dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, davalı aleyhine daha sonra belirlenecek miktara göre müddeabih miktarını arttırma hakları saklı kalmak üzere şimdilik dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte 500,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine, tecavüzün tespiti, men’i ve ref’ine, hükmün ilanına, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu … numaralı tasarım harcı alem olduğunu, dava konusu tescilli tasarım ile müvekkiline ait ürün arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, dava konusu bıçak setlerinin, davacıdan çok daha önce başlamak suretiyle dünyada ve Türkiye’de piyasada satışı, üretimi ve tanıtımı yapılan bir ürün olduğunu, tasarıma dair benzerliğin esasa dair olması ve uzman incelemesi gerektiren teknik husus olduğunu, davacının tazminat taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının manevi tazminat talebini fahiş olduğunu, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin uzun yıllardır züccaciye sektöründe faaliyet gösteren, sektörün en büyük markalarından biri olduğunu, müvekkili şirketinin hem işletmelerine, hem ürünlerine, hem arge çalışmalarına büyük yatırımlar yaptığını, davalı tarafın kendisinin de söz konusu bıçak standı tasarımlarının Çin’de ve dünyada yıllardır var olduğunu bildiği halde, işbu dava konusu tasarımları kendi adına kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, bu durumdan yararlanmakta olduğunu, müvekkiline karşı davalar açmakta olup, harcı alem olan dava konusu tasarımların kullanılmasını engellemeye çalışmakta olduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasında Bakırköy … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında, davalının tasarım hakkına tecavüze dair davası derdest durumda olup, bu halde davaya dayanak gösterilen tasarımlar hakkında derdest bir hükümsüzlük davası söz konusu olduğundan, hükümsüzlük davasının sonucu beklenmeksizin işbu dava hakkında marka hakkına tecavüze ilişkin verilecek bir karar hukuka aykırılık teşkil edeceğinden HMK 166. Madde kapsamında dosyaların birleştirilmesini, neticeten …. numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, her türlü yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının, işbu davayı ikame etme sebebinin aleyhine açılan bahse konu tasarım hakkına tecavüzden kaynaklı tazminat davasını sürüncemede bırakmaktan ibaret olduğunu, davacının huzurdaki davayı kötüniyetli olarak ikame ettiğini, bu sebeple davalı birleşen dosya davacısının birleşen davasının reddine karar verilmesini, davacının, müvekkilinin tasarımının yenilik ve ayırt edicilikten yoksun olduğunu belirterek bir takım dava dışı firmalar ait ilgisiz tasarımları öne sürdüğünü, davacı tarafından sunulan delillere itibar edilemeyeceğini, davacı tarafından sunulan delillerin her zaman yaratılabilecek nitelikte deliller olduğunu, tasarımın kamuya arz edildiği tarihe yönelik bir ispat vasıtası taşıyamayacağını, delil olarak sunulan tasarıma yönelik ilgili firmanın davacı firmanın, tecavüze konu ürünlerini ithal ettiği firma olma ihtimali olduğunu, davacının buna istinaden firmadan bu davaya dayanak bir belge oluşturmasını istemiş olabileceğini, firma tarafından da işbu husus yerine getirilerek böyle bir delil yaratıldığını, ilgili tasarımın dünyada ve Türkiye’de ilk kez müvekkili tarafından piyasaya arz edilmiş bir tasarım olduğunu, daha önce müvekkilinin …. tescil numaralı tasarımından hareketle dava konusu edilen hükümsüzlüğü talep edilen …. tasarımını geliştirdiğini, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine haiz bir tasarım olduğunu, davacının sunduğu USPTO nezdinde 1997 ve 2008 tarihli olduğunu iddia ettiği hükümsüzlüğe gerekçe gösterilen tasarımların ise görsel olarak incelendiğinde genel görünüm itibariyle müvekkilinin tasarımından farklı olduğunu, müvekkilinin tasarımının, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde bahse konu tasarımlara göre ayırt edici niteliği haiz farklı bir tasarım olduğunu, açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu davacıya ait tasarım tescil belgeleri celp olunmuştur.
Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası celp olunmuş, tetkikinde; talep eden …. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından karşı taraf … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine delil tespiti talebinde bulunulduğu, tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda; “Tespit isteyen tarafa ait tescilsiz tasarım ile aleyhine tespit islenene ait ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, tespit isteyen tarafından tespit dilekçesinde belirtilen ve aleyhine tespit istenenc ait linklerde tescilsiz tasarımın benzerlerinin yer aldığı” hususlarının rapor edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin ıslah talebinden önce dosya, davaya konu tasarımların tasarımların, davacı tarafından ilk defa piyasaya arz edilip edilmediği, yeni ve ayırt edicilik vasıflarına sahip olup olmadıkları, davalının söz konusu tasarıma tecavüzünün olup olmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 27/01/2020 tarihli raporlarında; “dava konusu tasarımların bilgilenmiş nihai tüketici-kullanıcı nezdinde genel izlenimde belirgin farklılıklarının bulunmadığı ve benzer oldukları, davacı taraf ürününün 27/04/2016 tarihinde kurumsal web sitesi üzerinden kamuya sunulduğu ve rüçhan hakkına sahip olduğu, davacı tarafın ürününün 27/04/2016 tarihinde kamuya sunulmuş olduğunun tespit edildiği, bu nedenle yenilik vasfı taşımadığı, davacı tarafa ait tasarımın ayırt edicilik vasfına sahip olduğu, davalı tarafın tescilsiz tasarımının davacı tarafın tescilsiz tasarımına tecavüz şartlarının bulunmadığı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Dosya mevcut heyete tevdi edilerek, davaya konusu tasarımın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda ek rapor tanzimine karar verilmiş, bilirkişiler 02/12/2020 tarihli raporlarında; “….’de yer alan ürünün yenilik kırıcı olduğu ve davacı/birleşen dosya davalısına ait TPE … numaralı tasarımın hükümsüzlük şartlarının oluştuğu” hususlarını bildirdikleri görülmüştür.
Davacı-birleşen dosya davalısı vekili 17/12/2020 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda davalı tarafça sunulan …. firmasına ait olduğu iddia edilen bir ürünün hükümsüzlüğü gerekçe oluşturduğuna yönelik değerlendirmelere itiraz ettiklerini, bilirkişiler tarafından resen araştırma ilkesi gözetilmeden, internet üzerinden bir araştırma yapılmadan eksik araştırma yapıldığını, tek başına davalının sunduğu her zaman yaratılabilecek nitelikte bir kataloğun hükme esas alınamayacağını, müvekkilinin tasarımıyla benzer görülen ürünün 2013 tarihinde kamuya arz edildiğine ilişkin kesin bir delil olmadığını, bilirkişi raporunda cevap dilekçelerinde de itiraz ettikleri hususlara ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, ilgili tasarımın 2013 tarihinde piyasaya arz edildiği kesinmiş gibi, internet üzerinden bu görsellerin var olup olmadığına, yüklenme tarihine ilişkin araştırma yapılmadan, eksik araştırma yapılarak resen araştırma ilkesi gözetilmeden hatalı bir rapor dosyaya sunulduğunu, Yargıtay’ın da bu yönde görüşlerinin olduğunu, açıklanan nedenlerle itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmasına, mahkeme ek rapor alınmasına yönelik aksi kanaatte ise davalı birleşen dosya davacı tarafın hükümsüzlük talebi teyit edilebilir kesin delillerle ispatlanamadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin kataloğun yayın tarihi üzerindeki itirazlarının özellikle bilişim uzmanı bilirkişi eliyle değerlendirilerek ve resen yenilik niteliği yönünden araştırma yapılarak ek rapor tanzimine karar verilmiş, bilirkişiler 23/02/2021 tarihli raporlarında; “Davalı / Karşı Davacı tarafından fiziki olarak dosyaya sunulan “…”un “www….com” Alan Adı (….) URL adresine ait, Alt Alan Adı (…) olarak oluşturulduğu, “….com” isimli internet web sitesine bağlı “http://…” sayfa/linkinde güncel olarak açık ve faaliyette olduğu, Kataloğun fiziki olarak sunulan katalogla birebir aynı olarak internet sitesinde “PDF” formatında yayınlanmış olduğu, 31. nolu sayfasında ilgili ürününde aynı şekilde yer aldığı, tespit konusu ilgili “….”un “…com” internet web sitesinde ne zamandan itibaren aktif olarak kullanılmaya başlanılıp başlanılmadığını tespit edebilmek adına web arşiv üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili kataloğun sayfa/linkin arşivlenmediği/yedeklenmediği tespit edilmiş olup, dava konusu ilgili “….”un yayın tarihi hususunda sağlıklı bir sonuca varılamadığı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı-birleşen dosya davacısı vekili 10/03/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda … 2012/2013 kataloğunun yayın tarihi hususunda sağlıklı sonuca varılmadığının tespit edildiğini, ancak söz konusu tespitin haksız ve eksik inceleme ile oluşturulduğunu, Çinli firma ….’nin 2011 yılından bu yana ilgili tasarımı üretip satışa sunduğunu, firmanın üretime dair yazılı beyanı ve ekinde ticaret sicil kaydı, yeminli tercümeleri ile birlikte mahkeme dosyasına sunulduğunu, ayrıca ilgili firmanın bu durumu kesin delillerle kanıtladığını, firmaya ait 2013 yılı kataloğunda ilgili tasarımın yer aldığının açıkça görüldüğünü ve bu tasarımın satışının yapıldığını gösterir 30 Mayıs 2011 tarihli faturanın da dosyada mübrez olduğunu, dolayısıyla …. firmasının sitesinde hangi tarihten beri var olduğu tespit edilemediği iddia olunan katalogta yer alan ürünlerin satışını gösterir 2011 tarihli fatura bulunduğunu, ancak bilirkişiler tarafından eksik inceleme yapılarak sadece katalogun yer aldığı linkin arşiv arama sitesinde arandığını, kaydı çıkmayınca da tarihin tespit edilemediği yorumunun yapıldığını, bu yorumun üstünkörü yapıldığını ve dosyanın incelenmediğini, wayback machine gibi internet üzerinden arşiv hizmeti sunan sitelerin, ancak mevcut kayıtlarda ayda 1-2 gün üzerinden genellikle sitelerin sadece ana sayfasını içerir kaydını tuttuğunu, bu arşiv sitelerinin sonuçlarının herhangi bir delil niteliği bulunmadığını, bu arşiv sitesinde kaydı çıkmayan bir katalogun da hiç olmadığı yönünde yorum yapılmasının haksız olacağını, dava konusu tasarımın 2013 yılında kataloglarda yer aldığı ve 2011 yılında da satışa sunulduğu hususu tartışmasızken, bilirkişilerin arşiv sitesi aramaları ile konuya dair eksik ve subjektif yorumlarını paylaştıklarını, işbu raporun içeriğinin delil vasfı taşımayacak olması nedeniyle herhangi bir karara dayanak teşkil edebilmesinin mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle birleşen davanın kabulü ile, asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-birleşen dosya davalısı vekili 12/03/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişilerin raporda bahse konu kataloğun yer aldığı www…com linkinde kataloğun hangi tarihte internete yüklendiğinin saptanamadığını belirttiklerini, zira bunun eski tarihli olmayan bir link için gayet doğal olduğunu, ilgili katalog linkinin web sayfasına yakın bir zamanda yüklendiğini gösterdiğini, kataloğun yer aldığı linkte eski tarihli bir yükleme olsaydı bilirkişilerin de inceleme yaptığı web arşiv kayıtlarında muhakkak buna ilişkin eski tarihli bir ekran görüntüsüne ulaşabileceklerini, ilgili tasarımın 2013 tarihinde kamuya arz edildiğine yönelik bir ispat vasıtası bulunmadığını, kataloğun gerçek olmadığının açık olduğunu, 2021 yılında dahi güncel bir web sayfasında yalnızca 2013 tarihli kataloğun olmasının olağan bir durum olmadığını, halihazırda sorgulama yapıldığında kataloğun yer aldığı ilgili linke ulaşılamadığını, kataloğun web sitesinden kaldırıldığını, birleşen davaya cevap dilekçelerinde de izah etmiş oldukları üzere bahse konu tasarımın yaratıcısının müvekkili olduğunu, dünyada ve Türkiye’de bahse konu bıçak standı tasarımını ilk kez kamuya arz eden firma olduğunu, piyasada çok satılan bıçak standı ürününe ait tasarımı birçok firmanın taklit etmeye çalıştığını, buna yönelik birçok firmaya çeşitli tazminat davaları açılarak lehlerine sonuçlandırıldığını, müvekkilinin tasarımdan kaynaklanan sahipliğini çürütebilen sağlam itibar edilebilir tek bir delil dahi bulunmadığını, açıklanan nedenlerle birleşen davanın reddini, aslı davaları yönünden dosyanın hesap bilirkişisine gönderilmesini talep etmiştir.
Dosya, yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek, taraf beyanlarındaki teknik ve bilişsel hususlarda olan itirazların değerlendirilmesi ve resen yenilik hususunda araştırma yapılmasının istenilmesine karar verilmiş, bilirkişi heyeti 21/06/2021 tarihli ek raporlarında; “bilişim açısından taraflarınca verilen 23/02/2021 tarihli ek raporda bulunan tespit ve görüşlerde bir değişiklik olmadığı, davacı/karşı davalı tarafın 13/08/2015 başvuru tarihli … numaralı tescilli tasarımın yenilik vasfını kaybettiği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı-birleşen dosya davacısının 2011 tarihli …. teklif faturası, davalının delil olarak sunduğu bu faturaya dair diğer belgelerin incelenmesi ve bu belgeler incelenmek suretiyle yenilik kırıcı olarak belirlenen kataloğun yayın tarihinin tespit edilip edilemeyeceği, ayrıca şayet tespit edilemiyor ise davacı tarafın isteyebileceği tazminat miktarı hususlarında rapor tanzimi için heyete bir Mali Müşavir bilirkişi eklenerek dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişiler üzerinde 13/12/2021 tarihli raporlarında; “tespit konusu ilgili “….”un yayınlandığı “www….com” … (alan adına) bağlı olan “….” de (alt alan adında) bulunan internet web sitesinde olup olmadığı, var ise ne zamandan itibaren aktif olarak kullanılmaya başlanılıp başlanılmadığını tespit edebilmek adına web arşiv sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili kataloğun yayınlandığı “….com” … (alt alan adı) sayfa/linkin hiç arşivlenmediği/yedeklenmediği tespit edilmiş olup, bu nedenle dava konusu ilgili “… “un yayın tarihi hususunda sağlıklı bir sonuca varılamadığı, tespit konusu ilgili “….”un yayınlandığı “www….com” domain (alan adı) internet web sitesinde olup olmadığı, var ise ne zamandan itibaren aktif olarak kullanılmaya başlanılıp başlanılmadığını tespit edebilmek adına web arşiv sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili kataloğun yayınlandığı “www……com” … (a.lan adı) sayfa/linkin arşiv kayıtları tespit edilmiş, ancak dava konusu olan “…” ile ilgili arşiv kayıtlarında herhangi bir detaya rastlanılmamıştır. Bu nedenle dava konusu ilgili “…”un yayın tarihi hususunda sağlıklı bir sonuca varılamadığı, manevi tazminat tutarının 14.180,82 TL olarak hesaplandığı, gerçek ve hakkaniyetli bir maddi tazminat hesaplanması için yeterli verinin bulunmadığı; ancak, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, 21.11.2019 tarihinde Davalı-birleşen dosya davacısı tarafından sunulan deliller içinde yer alan “Ayrıntılı Satış Sipariş Dökümü Raporu”nda yer alan veriler üzerinden hesaplanan Maddi Tazminat tutarının 4.872,91 TL olduğu” hususlarını tespit ettikleri görülmüştür.
Davacı-birleşen dosya davalısı vekili 21/12/2021 tarihli dilekçesi ile, raporda da yer verilen kataloğun yer aldığı ilgili sayfadaki 2013-2014-2015 tarihli arşiv ekran görüntülerinde de açık bir şekilde hükümsüzlüğe gerekçe kataloğun görünmediğini, 2012-2013 yılına ait olduğu iddia edilen bir kataloğun eski tarihli web sayfası içeriklerinde bulunmadığı halde 2020 yılında yer alıyor olmasının mantık dışı olduğunu ve sonradan eklendiğinin sabit olduğunu, raporun önceki beyan ve itirazlarıyla uyumlu olduğunu, rapora bu yönüyle katıldıklarını, tazminat hesabına yönelik ise raporda ciddi eksikliklerin olduğunu ve aykırılıkların bulunduğunu, bilirkişinin de beyanıyla açık bir şekilde raporun hakkaniyete uygun olmadığını belirttiğini, taraflarınca SMK 151/2-a bendi uyarınca tazminat hesaplanması yapılması talebinde bulunulduğunu, ancak bilirkişinin bu hususta salt dosyayı incelediğini daha önce dosyada ticari defterler incelenmediğinden bu suretle SMK 151/2-bye göre hesaplama yaptığını bildirdiğini, huzurdaki davada ilk kez bir mali bilirkişiden tazminat hesabı yönünden bir rapor alındığını, ticari defterlerin daha önce öncelemeye konu olmamasının doğal bir durum olduğunu, sadece davalının dosyaya sunduğu sipariş formuna bakılarak sağlıklı bir hesaplama yapılabilmesinin, zararın boyutunun saptanabilmesinin mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle bilirkişiye ticari defterleri incelemesi için yerinde inceleme yetkisi verilmesini ve bu kapsamda SMK 151/2-a’ya göre tazminat hesabı yönünden ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı-birleşen dosya davacısı vekili 29/12/2021 tarihli dilekçesi ile, dosyada mevcut önceki raporlarda tasarımın yenilik vasfına haiz olmadığının net bir şekilde tespit edildiğini, son alınan bilirkişi raporunun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişilerin manevi tazminat hesaplama yetkisinin söz konusu olmadığını, fikri haklara dair davalarda manevi tazminat taleplerinin tamamen hakimin takdirine bağlı olduğunu, maddi tazminat taleplerine dair dosyada delil bulunmadığını, raporda olmayan deliller üzerinden maddi tazminat hesabı yapıldığını, açıklanan nedenlerle, davalarının kabulü ile asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya, davacının seçimlik hakkı olan SMK 151/2-a’ya göre tazminat hesabı yapılarak ek rapor tanzimi için mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 31/10/2022 tarihli raporunda; “Davacı-birleşen dosya davalısının talebine bağlı olarak “tasarım hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, tasarım sahibinin tasarımını kullanması ile elde edilebileceği muhtemel gelire” göre hesaplanan tazminat tutarının 2017 yılı için 46.449,38 TL + Yasal Faizi tutarında olduğu, Davacı-birleşen dosya davalısının talebine bağlı olarak “tasarım hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, tasarım sahibinin tasarımını kullanması ile elde edilebileceği muhtemel gelire” göre hesaplanan tazminat tutarının 2018 yılı için 23.118,03 TL + Yasal Faizi tutarında olduğu, Davacı-birleşen dosya davalısının talebine bağlı olarak “tasarım hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, tasarım sahibinin tasarımını kullanması ile elde edilebileceği muhtemel gelire” göre hesaplanan tazminat tutarının 2019 yılı için 12.326,25 TL + Yasal Faizi tutarında olduğu, Davalı-birleşen dosya davacısı 2020 yılında satış yapmadığı için tazminat hesaplanamayacağı, davalı-birleşen dosya davacısı 2021 yılında satış yapmadığı için tazminat hesaplanamayacağı” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davacı-birleşen dosya davalısı vekili 08/12/2022 tarihli dilekçesi ile, HMK 107.madde kapsamında belirsiz alacak olarak ikame ettikleri asıl davadaki 500,00 TL maddi tazminat taleplerini mevcut bilirkişi raporu doğrultusunda, 64.642,92 TL’ye artırdıklarını beyan etmiş ve tamamlama harcını yatırdığı görülmüştür.
Asıl davada dava, davalının, davacıya ait …. tescil numaralı tasarımdan doğan haklarına tecavüzünün tespiti, men ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat talebine; birleşen davada, birleşen dosya davalısına ait 2015/05719 tescil numaralı tasarımın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Birleşen dosyada, asıl dosyada davaya dayanak tasarımın hükümsüzlüğü talep edildiğinden ve hükümsüzlük kararının geçmişe etkisi nedeniyle öncelikle birleşen dosya yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Tescil tarihi itibariyle, işbu davada 554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri dikkate alınmalıdır.
554 sayılı K.H.K.’nin 3/a maddesine göre “tasarım, bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin çizgi şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyularıyla algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü” ifade etmekte olup ürün yada ürün parçasının görünümüdür. K.H.K.’nin 5. maddesine göre yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar belge verilerek korunacak, 6. maddeye göre de bir tasarımın aynısı, başvuru ve rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilecektir. 7. maddede bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması için bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile daha önceden kamuya sunulan herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılığın olması gerekmektedir. 8. maddeye göre ise, tasarımın kamuya sunulmasından itibaren en geç bir yıl içerisinde tescilinin istenebileceği hüküm altına alınmış olup, son olarak da K.H.K.’nin 43. maddesi yeni ve ayırt edici nitelik taşımayan tescilli tasarımların hükümsüzlüğüne karar verileceğini belirtmektedir.
Somut olayda gerek taraf vekillerinin sundukları, gerekse res’en araştırma yükümlülüğü çerçevesinde bilirkişi heyetinin tespit etmiş olduğu delillerden … kataloğunun 31.sayfasında yer alan ürün dışındakilerin davacı-birleşen dosya davalısına ait tasarıma benzer olmadığı anlaşılmış, bu itibarla söz konusu kataloğun yayım tarihinin tespiti yönünden mahkememizce bilişim uzmanı vasıtasıyla incelemeler yaptırılmış ve söz konusu kataloğun yayım tarihinin tespitinin net olarak mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.. Davalı-birleşen dosya davacısının sunmuş olduğu proforma faturalarının ise “proforma faturaların” gerek Türk Ticaret Kanunu, gerekse Vergi Usul Kanunu anlamında bir fatura olmayıp satıcının, satım konusu malın niteliklerini ve özellikle satış tutarını gösterdiği bir metin oluşu, normal faturanın sahip olduğu ispat kabiliyetine sahip olmadığı gibi ticari defterlere de işlenmediği, taraflarca her zaman düzenlenebileceği, bu itibarla somut bir şekilde yayın tarihi belirlenemeyen katalog ve proforma fatura ile tasarım hükümsüzlüğüne karar vermenin ispat hukuku çerçevesinde mevzuata uygun olmayacağı gibi, tescilli sınai hak sahipleri aleyhine hakkaniyete aykırı sonuçlar doğuracağı hukuki ve vicdani kanaatiyle birleşen davada, davacının ispatlanamayan davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede;
SMK’nun 56/4. Maddesine göre bir tasarımın aynısı tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce Dünya’nın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Yenilik tanımındaki küçük ayrıntının sınırları somut olaya göre farklılık göstermektedir. Aynı tasarımlardaki renk, malzeme veya boyutsal farklılıklar çoğu zaman tek başına bir ürünü farklılaştırmada yeterli olmadığından küçük ayrıntı olarak nitelendirilir. Zira bu özellikler tasarımın görünüm özellikleri açısından asli unsuru oluşturmamakta ve istisnai bazı durumlar haricinde tasarımın kimliğini etkilememektedir.
Yenilik incelenmesinde esas alınacak referans tarihi tescilli tasarımlar açısından başvuru ve rüçhan tarihidir. Yani SMK 56/4-a gereği tescilli tasarımın aynısı başvuru veya rüçhan tarihinden önce Dünya’nın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise söz konusu tescilli tasarım yeni kabul edilecektir.
Bir tasarımın ayırt edicilik özelliği ise SMK’nun 56/5 maddesinde belirlenmiştir. Buna göre bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Ayırt edicilik tasarımın koruna bilmesi için kıyaslanan tasarımlarla arasındaki farklılığın seviyesinin belirlenmesi için konulmuş bir kriterdir.
Kanunda yer alan “bilgilenmiş kullanıcı” özel bir bilgiye sahip olmadan markalar alanında markaları karşılaştırabilen ortalama tüketici kavramı ile ilgili sektörde teknik bilgiye sahip uzman arasındaki kişidir. Ayırt edici niteliğin belirlenmesinde tasarımların karşılaştırmasını yapacak bilgilenmiş kullanıcı üretici, satıcı, tasarımcı veya teknik uzman değildir. Sektörde bu tür tasarımların olduğunu bilen dikkatli ve deneyimli ürün kullanıcısıdır.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi de dikkate alınır. (SMK 56/6 mad.) tasarımcılar sektörel ve fonksiyonel bazda her zaman aynı derecede seçenek özgürlüğüne sahip değildir. Tasarımlarını yaparken belirli sınırlar içinde kalmaları gerekebilir. Bir tasarımcı ne kadar seçenek özgürlüğüne sahipse tasarımını o derece farklılaştırabilir.
Davaya konu olayda , davalı …a ait ürünlerin davacı yana ait … tescil numaralı tasarım ile bilgilenmiş kullanıcı nezdinde benzer olarak algılandıkları, bu nedenle yukarıda anılı ilkeler çerçevesinde tasarım hakkına tecavüzün yasal koşullarının oluştuğu kanaatine ulaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller ve incelenen ticari defterler çerçevesinde davacının kullanmış olduğu seçimlik hakka göre bilirkişilerce hesaplanan 64.642,92 TL maddi tazminatın usule ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmıştır.
İhlal edilen hakkın boyutu, kusurun derecesi ve tarafların mali durumları nazara alınarak talep olunan 10.000,00 TL manevi tazminatın yeterli ve dengeleyici olacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm gerekçelerle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
ASIL DAVADA;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalının, davacıya ait … tescil numaralı tasarımına tecavüzünün tespiti ile, bu tecavüzün men ve ref’ine,
-10.000,00 TL manevi, 64.642,92 TL maddi tazminatın 17/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak suretiyle, ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 5.098,86 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 179,32 TL peşin harç ve 1.096,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.823,54 TL harcın, davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tecavüzün tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat davası yönünden 10.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 179,32 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 1.096,00 TL tamamlama harcı, 4.250,00 TL bilirkişi ücreti, 530,00 TL tebligat/posta masrafı ve Bakırköy…. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası üzerinden yapılan 836,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 6.935,72 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
BİRLEŞEN BAKIRKÖY …. FSHHM … ESAS SAYILI DOSYASINDA;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın, davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır