Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/148 E. 2021/9 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/148 Esas
KARAR NO : 2021/9

DAVA : Marka Tecavüz ve Haksız Rekabet Tespiti Men ve Ref
DAVA TARİHİ : 26/04/2019
KARAR TARİHİ : 03/02/2021
K.YAZILDIĞI TARİH : 25/02/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Tecavüz ve Haksız Rekabet Tespiti Men ve Ref davasının yapılan açık yargılamasının sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, …… markasının, ……. Holding bünyesinde faaliyet gösteren ve Türkiye’nin en önemli tekstil şirketlerinden olan müvekkili şirketin 1974 yılından beri çok uzun yıllar boyunca tescilli olarak kullandığı markası olduğunu, üstelik …… markasının müteakip zamanlarda müvekkil şirket tarafından pek çok kez yeni şekil ve logolar ile tescil ettirildiğini ve tanınmış markaların yayınlandığı ……. ‘de yayınlanarak ve tüm Türkiye nezdinde tanınarak mutlak korumayı kazanmış bir marka niteliğinde olduğunu, hali hazırda müvekkili şirket ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmuyor olmasına rağmen ….. Mah. ….. Cad. …. Sok. No:……. Karşısı Avcılar-İstanbul adresinde bulunan davalıya ait mağazanın değişik yerlerinde haksız ve mesnetsiz olarak takılı bulunan tabelanın ve müvekkili şirkete ait …… markalı sembollerin kaldırılması için Beyoğlu …. Noterliğinin 12 Şubat 2019 tarihli ve …… yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini ve tebliğ edildiğini, kullanımın devam etmesi üzerine, davalının ticari faaliyetlerini sürdürdüğü işyerinde, tabelalarında ve araçlarında, basılı evraklarında, yazılı ve sözlü reklamlarında ve ticari faaliyetlerinde müvekkil Şirketin “……” markasını, yetkili satıcı imiş gibi kullanmaya devam edip etmediği hususları için Bakırköy ……. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …… d.iş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını ve alınan rapor ile bu durumun tespit edildiğini, bu durumun hem SMK uyarınca markaya tecavüz hem de TTK uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini, 6769 Sayılı SMK hükümleri uyarınca ref ve men’ine Davalı tarafın, haksız olduğunun hükmen tespitine, davalının, …… marka sahibi veya davacının yetkili satıcısı olmadığı halde, …… markasını mağazası ve yazılı-basılı evraklarda kullanmak suretiyle vaki haksız rekabetinin men’ine; davalı şirket tarafından kullandığı tüm alanlardan …… ibaresini kaldırmasını; ilgili satışlar ve mahkemece resen seçilecek mali bilirkişi vasıtası ile incelenecek davalıya ait ticari defterler üzerinden yapılan satışların hesaplanması suretiyle düzenlenecek rapor ile ıslah etmek üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan, banka reeskont faizi ile birlikte tahsiline, davalı şirketin, davacıya ait çok tanınmış …… markasından faydalanma haklarına vaki tecavüz nedeni ile, davacı şirket menfaatinin ağır biçimde ….edildiği ve davalının fiilindeki hatanın hususi ağırlığı ayrı ayrı göz önüne alınarak 10,000,00 TL manevi tazminatın davalıdan, banka reeskont faizi ile birlikte tahsiline, davalının, Bakırköy …… Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …… D.İş sayılı dosyasından verilen tedbir kararının uygulanması aşamasında Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasında yapılan masraflar ve d.iş dosyasına yapılan masraf olmak üzere yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının sunduğu …… Tekstil adına tescilli bulunan markaların davalıya ait olduğu iddiasında bulunmadıklarını, davacı ile davalının yaklaşık 21 yıldır birlikte çalışmakta olduğunu, davalı ile davacı şirket arasında sözlü bayilik anlaşması bulunduğunu, davacının, taleplerinde samimi olmadığını, davalının anılan süre boyunca, …… Tekstilin alt firması-aracı firma gibi faaliyet gösterdiğini, yapılan ticaretlerde satımı yapılacak mallar için davacının davalıya fatura kestiğini, davalının da müşterilere davacı adına fatura kestiğini, hal böyle iken davalının “……” ibareli tabela ile birlikte görsel alanlarda mezkur logoyu kullanmasının oldukça olağan bir durum olduğunu, davalının davacı firmaya bizzat kestiği ve üzerinde “……” logosu olan sayısız iade faturası bulunmakta olduğunu, 11 yıldır tedbir işlemi uygulanan adreste davacının toptancı firması olarak faaliyetini yürüten davalının iş yeri kiraları ile ilgili davacının kestiği faturalar ile bahsi geçen adreste yapılan dekorasyon için yapılan yüksek tutarlı ödemeler için kesilmiş faturaların da mevcut olduğunu, ayrıca davalının ürün koleksiyon toplantıları için yaptığı konaklama bedel faturalarının da bizzat davacı tarafından kesildiğini ve kendilerinde bulunduğunu, davacının adı geçen logonun davalı tarafından birtakım evraklarda ve tabelalarda kullanılmasından sanki haberi yokmuş edası ile işbu davayı açmasının, davacının samimiyetten uzak ve mesnetsiz bir girişimi olduğunu, ortada bir marka tecavüzü söz konusu olmayıp , davacı tarafından davalıyı ciddi zararlara uğrattığını, adına tescilli marka logosunun ,davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığı yönünde düz mantıkla yapılan bir bilirkişi tespiti ile davalıya bu şekilde zararlar verilmesinin davacının niyetini ortaya koyduğunu, bahsi geçen raporun, işbu dava konusu bakımından kesin ve inandırıcı delil olmaktan uzak bir tespit içerdiğini, rapora göre “……” markasının kim adına tescilli olduğu ve davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespitinin yapıldığını, ancak arada bir ticari ilişki olup olmadığı araştırılmadan “marka tecavüzü” bakımından tek başına dikkate alınmaya değecek bir delil olmaktan uzak olduğunu, davacı şirketin uzun yıllardır birlikte çalıştığı ve mezkur logoyu kullandırdığı davalının 21 yıl sonra böyle bir girişimde bulunmasının iyi niyetli kabul edilemeyeceğini, davacının adına kayıtlı markanın kullanılmasına izin verecek tek kişi olduğunu beyan etmiş ise de; yaklaşık çeyrek asırdır buna izin vermekte olduğunu, davalının bu şekilde, davacıya ciddi maddi kazançlar sağladığını davacının haklı olduğuna kanaat getirmenin mümkün olmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce 06/12/2019 tarihli ara karar ile davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden dosyanın tefrikine karar verildiği ve dosyanın ayrı bir esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı adına kayıtlı marka tescil belgeleri celp olunmuş, davalı tarafça davacı tarafından kesilmiş fatura örnekleri, sevk irsaliyeleri, yetkili bayi sertifikası dosyaya sunulmuştur.
Bakırköy …… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ……. d.iş sayılı dosyası dosya arasına alınmış, tetkikinde; talep edenin …… Tekstil Tic. Ve San. A.Ş., karşı tarafın …… Ev Tekstil Ürünleri San.ve Tic. Ltd. Şti.olduğu, yapılan inceleme sonucunda bilirkişi 08/04/2019 tarihli raporunda sonuç olarak: “15/03/2019 tarihinde aleyhine tespit istenene ait ….. Mah….. Cad. …. Sk. No:…. Avcılar/İstanbul adresinde bulunan perde mağazasında icra edilen keşifte tespit isteyenin 24.sınıfta ev tekstil ürünleri alanında tescilli ve tanınmış “……” markasının aynısının; aleyhine tespit istenen ……’in dış mekan tabelalarında, giriş-birinci katta tavanda aşağı doğru asılı bulunan tabelada, mağaza içerisindeki ürün teşhir stantlarında, fatura, sipariş föyü, kartvizit, zarf ve poşetler üzerinde, vurgulayıcı-ön plana çıkarıcı bir şekilde, yetkili bayi izlenimi doğuracak biçimde kullanıldığı ve işyerinin vitrininin bir bölümünde …… markası ile birlikte bir perde görselinin yanında www…..com.tr alan adına yer verildiğini, aleyhine tespit istenen adreste …… markasından farklı markaları taşıyan perde ürünlerinin de satışının yapıldığı” hususlarını rapor ettiği görülmüştür.
Dosya sunulan tüm deliller, faturalar ve ticari defterler ışığında davalının, davacıya ait …… esas unsurlu markalarına tecavüzünün olup olmadığı, haksız rekabet koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında bayilik sözleşmesinin olup olmadığı, davalının kullanımlarına davacının muvafakatinin bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bilirkişilere tevdii edilmiş, bilirkişiler 24/09/2020 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “davalının 2017 yılı için Yetkili Bayi olmasına rağmen, 2019 yılına ait Yetkili Bayi olduğunu gösterir herhangi bir yazılı belge sunulmadığı ve bu açıdan davalının 2019 yılına ait yetkili bayi olarak değerlendirilemeyeceği, mali incelemede tespit edildiği üzere, davalı tarafa 2018 Kasım ayı sonrasında ürün satışı yapılmadığı, bu durumunda davalıya yetkili bayiliğin verilmediğini destekler nitelik arz ettiği, bir an için davacının süreç içinde zımni muvafakati olduğu düşünülse dahi ihtarla birlikte davacının muvafakatinin artık ortadan kalkacağı, ihtarda verilen 3. gün sonu itibariyle yani 18 Şubat 2019 tarihi ve sonrasındaki davalı kullanımlarının, yapılmaması ihtar edilen kullanımın devamı şeklinde olduğundan hukuka aykırı olacağı ve davacı marka sahibinin herhangi bir iznine dayanmadığı için SMK 7 ve 29 m. uyarınca markaya tecavüz teşkil edeceği, davalının yetkili bayi izlenimi verir şekilde ve davacı markası ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanımının, TTK m. 55/1-a-2 ve 4. kapsamında haksız rekabet teşkil edeceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Dava davalının davacı marka haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti talebine yöneliktir.
6769 sayılı SMK’nun 29.md’si marka hakkına tecavüz sayılan halleri düzenlemiştir. Buna göre marka hakkına tecavüzden bahsedilebilmenin temel koşulları; markanın üçüncü kişi tarafından ekonomik amaçla Türkiye’de ve koruma kapsamına giren alanda kullanılmasıdır. Markanın sahibine bahsettiği koruma kapsamı ise SMK 7.md’de hükme bağlanmıştır. Söz konusu maddeye göre “kullanılan işaretin tescilli marka ile aynı olması ve tescil kapsamına giren mal ve hizmetlerde kullanılması, kullanılan işaretin tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsaması ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması veya, aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması markanın koruma kapsamına giren kullanma olarak kabul edilir.
Aynı maddenin 3.fıkrasına göre ise işaretin mal veya ambalaj üzerine konulması, işareti taşıyan malın ticari amaçla bulundurulması, böyle bir mal için ticari teklifte bulunması, pazara sürülmesi, ithal veya ihraç edilmesi, iş evrakında ve reklamlarda kullanması, internette kullanmak, ticaret unvünvanı ya da işletme adı olarak kullanılması marka hakkına tecavüz sayılan fiillerdir.
Davalının tavacı ile aralaraında sözlü bir şekilde varolan bir lisans sözleşmesi yahut markanın kullanılmasına zımmi muvafakat olduğu inancı ile “……” esas unsurlu marka kullanılmış dahi olsa davacının usulüne uygun ihtaratı ile artık davalının bu savunmasına itibar edilemeyeceği ve her halükarda ihtardan sonraki d.iş tespit ile tespit olunan davalıya ait kullanımların davacıya ait marka hakkına tecavüz teşkil edeceği anlaşılmış ve bu yönden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalının tacir olması sebebiyle, tüm ticari faaliyetlerinde “basiretli bir tacir gibi davranma” hukuki yükümlülüğü altında bulunan davalı şirketin tabelalarında, tanıtım evraklarında tüketiciler nezdinde davalı firmanın davacı firma ile hukuki-organik bağlantısı olabileceği yönünde fikir oluşturacak şekilde tanıtım ve beyanlarda bulunmasının da haksız rekabet teşkil ettiği hukuki kanaatine varılarak davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalının davacıya ait “……” esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile ref ve men’ine; bu kapsamda davalının adreslerinde tüm “……” ibaresini taşıyan evrak ve ürünler ile tanıtım malzemelerinin kaldırılmasına,
Hüküm özetinin masrafı davalıdan karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 264,70 TL posta/tebligat masrafı, Bakırköy …… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… d.iş sayılı dosyasında yapılan 718,00 TL masraf olmak üzere toplam 4.071,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf tedbirin infazı aşamasında icra dosyasına yapılan masrafların davalıdan tahsilini talep etmiş ise de bu talebin delillendirilip makbuz örnekleri sunulmadığı için reddine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸