Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/147 E. 2021/38 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/147 Esas
KARAR NO : 2021/38

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 16/04/2019
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
K. YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 12/10/2009 tarihinde kurulduğunu, ticari faaliyetlerini tüm Türkiye çapında yüksek bilinirliğe sahip; www……com sitesi üzerinden sürdürmekte olduğunu, ticari faaliyetleri esnasında kullanmakta olduğu ibareleri TPMK nezdinde tescil başvurularında bulunarak; tescil ettirmekte olduğunu, “……” markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde …… tanınmış marka statüsünde korunmakta olduğunu, bu kapsamda; davacı ……. DANIŞMANLIK şirketinin ticari faaliyetleri uyarınca “……” markasına ek olarak kullanmakta olduğu “……. ” ibaresini içerisinde ihtiva eden aşağıda numaraları belirtilen çeşitli sınıflarda tescilli markaları bulunmakta olduğunu, davalının ……. numaralı 23/ 24/25/26. sınıflarda tescilli bulunan markasına dayanarak, yukarıda yer verilen davacının “milla” ibaresini içeren markalarına TPMK nezdinde itiraz ettiğini; itirazın reddine ilişkin YİDK kararlarına karşı hükümsüzlük ve YİDK kararının iptali talepli davaların ikame edildiğini, tescil edilen markaları aleyhine ise hükümsüzlük davaları ikame etmiş ve etmekte olduğunu, davalının kullanmadığı bir markaya dayanarak sicili işgal etmekle kalmamakla, kullanmadığı bir markaya dayanarak davacı ticari faaliyetlerini önlemeyi ve bu suretle haksız kazanç sağlamayı hedeflediğini, bu nedenle davacı tarafından davalı aleyhine ……. numaralı 23/ 24/ 25/ 26. sınıflardaki markasının kullanılmaması nedeniyle iptali talepli davalar ikame edildiğini, kötü niyet iddialarının ispatı bakımından büyük önem arz ettiğini, davalının …… numaralı “…….” ibareli marka başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığını, kullanılmayan “…….” markasının tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğünü, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar geçersiz ve gerçek dışı olup, iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, davalı şirketin 30 Yıldır Tekstil sektöründe faaliyet gösteren ……. Grubu Şirketlerinden biri olduğunu, ……., grup şirketleri tekstil koleksiyon ürünleri üretimi yaparak yurt içinde ve yurt dışında pazarlamakta olduğunu, hazır giyim sektöründe 30 yıldan bu yana hem üretim ve hem de pazarlama yapan ……. grup şirketlerinin konsolide üretim gelirinin yıllık yaklaşık 400 milyon TL olduğunu, şirketler bünyesinde, kadın ve erkek giyimi üzerine tasarım yapılmakta, hazırlanan model ve koleksiyonlar üretilmekte olduğunu, davacı şirketin basiretli tacir olarak hareket ettiğini, davalı şirketin hak sahibi olduğu “…… ” Markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer “…… ” ibaresini aynı ürünlerde kullandığını., davacının hukuka aykırı davranışları karşısında davalı şirket adına İstanbul ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde …… esas sayılı dosya ile dava açıldığını, yapılan yargılama sonunda davacının davalı şirketin hak sahibi olduğu “…….” markasına davacı şirketin tecavüz ettiği hususu tespit edilerek, bu tecavüzün men ve ref’ine karar verildiğini, davacı şirketin, kesinleşmiş mahkeme kararı ile marka hakkına tecavüz teşkil ettiği sabit olan “…… ” ibaresini çeşitli şekillerde kullanmaya devam ettiğini, müvekkilinin niyetinin marka ticareti yapmak yani davacıyı markayı fahiş bir fiyata satın almaya zorlamak olsa sadece davacının marka başvurularına itiraz ederek, sadece onlar aleyhine hükümsüzlük davası açacağını, oysa davalının TPMK nezdinde markasına iltibas yarattığını değerlendirdiği tüm markalara itiraz ettiğini ve tescil aşamasında olanların tümüne de iptal ve hükümsüzlük davaları açtığını, açıklanan nedenlerle davacı tarafın haksız ve mesnetsiz davasının reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalıya ait marka tescil belgeleri celp olunmuş, İstanbul ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… esas, ……. karar sayılı kararı celp olunmuş, tetkikinde; davacının …… San.ve Tic. A.Ş., davalının ……. Danışmanlık İletişim ve Satış Tic. A.Ş.olduğu, davanın davacı adına tecsilli …… ibareli markaya davalı tarafın tecavüzünün tespiti ile men ve ref’i olduğu, yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği ve Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 04/03/2015 tarih, …… esas, …… karar sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verildiği ve hükmün 16/12/2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Dosya davalının davaya konu markayı kötüniyetli bir şekilde tescil edip etmediği, kötüniyet dolayısıyla hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 24/07/2020 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “25.sınıf açısından davalı adına ……. tescil nolu “…….” markasının halen geçerli olduğu ve tescil korumasının devam ettiği, dolayısıyla kullanılmayan bir markanın değil 25.sınıfta ciddi kullanımın olduğuna mahkeme kararıyla karar verilen bir markanın söz konusu olduğu, hükümsüzlüğü talep markanın görsel, sesçil, anlamsal ve sonuç itibariyle bir bütün olarak değerlendirildiğinde farklı bir marka olarak algılandığı, davalının tescilinin kötüniyetli olmadığı sabit görülür ve bir görüş takdir edilirse hükümsüzlüğe ilişkin koşulların oluşmayacağı, aksi takdirde hükümsüzlüğe ilişkin koşulların oluşacağı” hususlarını tespit ve rapor ettiği görülmüştür.
Davacı vekili 20/08/2020 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi değerlendirmesinin eksik incelemeye dayalı olduğunu, hatalı olduğunu, işbu dava ile konusu, tarafları, hukuki sebepleri aynı olan Ankara ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu ile de davalının aynı sebeple tescil ettirdiği ……. başvuru sayılı “……” markasının kötüniyetli olduğu tespit edildiği ve davalının …… başvuru sayılı …… markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verildiğini, anılan mahkeme kararının işbu dosyaya da dayanak oluşturulması gerektiğini, davalının mükerrer marka müracaatlarında bulunmasının anılan markaları ekonomik şantaj amacı ile kötüniyetli şekilde gerçekleştirdiğini ortaya koyduğunu, dava konusu …… sayılı “……” marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle mahkeme tarafından resen seçilecek olan öğretim üyesi bilirkişi katılımı ile oluşturacak bir heyet veya bilirkişiden dosya kapsamına ilişkin rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava; davalının tescilli markasının kötüniyet dolayısıyla hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Kötüniyet ile yapılan marka tescilinin sonucu ve anlamı, ticari dürüstlük kuralına aykırı olarak başkasının markasının ele geçirilmesi, ondan haksız olarak yararlanılmasıdır. Davalının tescilde kötüniyetli olup olmadığı, sektör şartları, mesleki kurallar, markaların bilinirliği, emtianın ayniyeti, reklam ve tanıtımların markalara etkisi, tesadüfi tescil savunmasının hayatın olağan akışına uyup uymadığı, gibi hususlar hep birlikte değerlendirilmek suretiyle taktir edilmelidir. Burada önemli olan husus iyiniyetin asıl olmasıdır. Yani kötüniyet iddiasına dayanan tarafın bu hususu ispat külfeti bulunmaktadır. Somut olayda davacı davalının ……. tescil numaralı “…….” markasını kullanmadığı, kullanılmama nedeniyle iptal sonuçlarından kaçmak ve marka ticareti yapmak amacıyla, bu davaya konu edilen, …… tescil numaralı markayı tescil ettirdiği iddialarına dayanmaktadır. Ne var ki, kullanılmadığı iddia olunan ……. tescil numaralı marka için davacının kullanılmama nedeniyle ile iptal davasında Bakırköy …… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… karar sayılı dosyası ile kısmi kabul, kısmi red kararı verilmiş olmasının tek başına kötüniyeti kanıtlamaya yeterli olamayacağı açıktır. Taraflar arasında önceye dayalı hukuki uyuşmazlıklar bir bütün olarak incelendiğinde; davalının 2007 yılında tescil ettirdiği “……” markasından sonra bu kelime markasını ihtiva eden davacı başvurularının hepsine itiraz ettiği, önemli ve büyük ölçüde bu itirazlarının kabul edildiği ve yargı kararı ile kesinleştiği, davacının “……” markasının kullanılmama nedeniyle iptal davasının 25.sınıf yönünden reddedildiği, Ankara ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… esas, ……. karar sayılı dosyasında davacının, davalıya ait …… tescil numaralı “……” markasının kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlük davasının reddine karar verildiği görülmüştür.
Davalının söz konusu hukuki uyuşmazlıklarda ……. tescil numaralı markasından doğan hakları kullanmak suretiyle markasına benzer başvurulara itirazının ve bu markasının kısmi iptali ile sonuçlanan ve henüz kesinleşmeyen dosyanın devamı sırasında işbu davaya konu ve iptali talep edilen marka ile görsel, fonetik ve anlamsal olarak farklı olan markasını tescil ettirmesinin başlıbaşına kötüniyet olarak değerlendirilmesinin; marka tescilinden kaynaklı hakları kullanmanın kanunun lafzı ve amacıyla ters düşecek ölçüde yargı eliyle kısıtlanması sonucunu doğuracağı hukuki kanaatine ulaşılmıştır. Zira davalının iyiniyeti karine olduğuna göre, tescilli markasından doğan itiraz haklarını aktif bir şekilde kullanması ve yeni marka tescili için başvurularda bulunması kötüniyetin kabulü için yeterli kabul edilemez. Davalı, dosyaya yansıyan önceye dayalı hukuki uyuşmazlıklara göre “…….” markası yönünden önceye dayalı gerçek hak sahibi olduğu inancıyla hareket ettiği, tescile itiraz ve iptal davaları ile birlikte tecavüz davalarını da ikame ettiği; İstanbul ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… esas, …… karar sayılı dosyasında davacının, davalıya ait “…….” markasına tecavüzünün tespiti ve kaldırılmasına karar verildiği, davalının söz konusu kelime markası konusunda sürdürdüğü hukuki davranışla, işbu davaya konu tescilinin uyumlu olduğu ve marka ticareti amacı ile yapıldığının kabulünün yönünde yeterli ve inandırıcı delilin davacı tarafça dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.03/03/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸