Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/14 E. 2021/203 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/14 Esas
KARAR NO : 2021/203

DAVA : Patent Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i ve Ref’i ile Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/12/2015
KARŞI DAVA : Patent Hükümsüzlüğü
KARŞI DAVA TARİHİ : 22/01/2016

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1. FSHHM 2020/9 ESAS SAYILI DOSYADA

DAVA : Patent Hükümsüzlüğü ve Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/01/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin elektrik ürünleri alanında, önde gelen bir Türk imalatçısı olduğunu, 1973 yılından bu yana kaliteli ürünleri ve markasıyla faaliyette bulunduğunu, müvekkili firmanın, davaya konu TPE nezdinde kayıtlı 16.10.2001 tarihinden beri … tescil no.Iu “…” başlıklı incelemeli patent tescilindeki tarifhamenin “…” şeklinde belirtildiğini, davalı …’nın 551 sayılı KHK uyannca patent hakkı müvekkiline ait olan …. sayılı “…” adlı buluşu ile aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzer ürünleri üretmekte ve piyasaya sürerek patent hakkına tecavüz etmek suretiyle haksız kazanç sağladığını, işbu eylemin Bakırköy …. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı tespit dosyası ile sabit olduğunu, müvekkiline ait patentin birebir aynısını üreten ve satışını gerçekleştiren …’nın bu yol ile ticari faaliyet gösterdiğini, katalog ve internet gibi hızlı iletişim vasıtaları ile geniş çevreye yayılan …’nın müvekkilinin gelirinin düşmesine sebep olduğunu, 18/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda “Davacı yana ait … no. ile TPE nezdinde tescilli buluş ile davacı tarafından imal edilen köşe birleştirme elemanının aynı amaç için aynı cins materyal kullanılarak aynı imalat yöntemleri ile imal edilen köşe birleştirme elemanları olduğu, davacıya ait buluşta korunması gereken unsurlar ile Davalı ürünü unsurlann birebir aynı olduğu, bu nedenle davalı eylemlerinin tecavüz teşkil ettiği sonuç ve kanaatine varılmıştır” şeklinde kanaat belirtildiğini, müvekkili firmanın, …’nın haksız rekabeti ile 551 sayılı KHK’ye aykırılık teşkil eden eylemleri nedeni ile maddi zarar uğradığınu, iş bu nedenle tüm zararların davalı …’dan tahsilinin gerektiğini, müvekkiline ait … tescil no.lu “…” isimli patente vaki tecavüzün durdurulmasına ve ortadan kaldırılmasına, mümkün olduğu takdirde tecavüze konu mamul-yan mamul ürünler ile kalıplar üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasına, olmadığı takdirde imhasına, davalı …’nın hukuka, ticari ahlak ve rekabete aykırı davranışı sebebi ile içerisinde bulunduklan haksız rekabetin tespiti ve durdurulmasına, 551 sayılı KHK uyarınca müvekkiline tescilli patente yönelik tecavüzün tespitine, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak koşulu 2.000,00 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmolunmasına, karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP ve KARŞI DAVA : Davalı/karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile, davacı/karşı davalının … numaralı patent sahibi olduğunu, ancak sözkonusu patentin buluş kabul edilemeyeceğini, tekniğin bilinen yeni durumuna dahil olmayan bir ürün olmadığını, sanayiye uygulanabilir olma konusunda buluş basamağının aşılmadığını, iddia edilenlerin tekniğin mevcut durumunda dünyada uygulanan montaj unsurlarından olduğunu, koruma altına alınmasının mümkün olmadığını, iddia edilenlerin tekniğin mevcut durumunda dünyada ve sektörde yaygın uygulanan ürün olduğunu, koruma altına alınmasının mümkün olmadığını, sektörde köşe elemanlarının firmalarca değişiklik göstererek kullanıldığını, davacı/karşı davalının üretimi ile şirketlerinin ürettiği ürünlerin fiziksel ve gözle görülür farklılıkları olduğunu aksinin piyasa koşullarında mümkün olmadığını, davacı/karşı davalının dayanak yaptığı Bakırköy …. FSHHM … Değişik iş dosyası bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davalı/ karşı davacı tarafın ürettiği ürünlerin tescilli patentleriyle aynı olduğu ve bu durumun Bakırköy … FSHHM … D.İş dosyası ile sabit olduğunu, karşı dava yönünden davacı-karşı davalı şirkete ait … numaralı, … başlıklı ürün davalı tarafın patent tescilinden önce … (…) numaralı patent belgesi ile korunma altına alınmış, ülkemizde ve dünyada bilinen genel montajlama kurallarından biri olan, pano sektöründe üretim yapan ve firmalarca kullanılan bir ürün olduğundan gerek müvekkili şirketin gerekse de pano sektöründe üretim yapan diğer üreticilerin mağduriyetini önlemek amacıyla davacı-karşı davalı şirkete ait patent belgesinin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, esas dava yönünden davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP : Davacı/karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesi ile, davalı/karşı davacı tarafın dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu … (…) yayın numaralı patent belgesine ilişkin delillerin usule aykırı olduğunu, Türkçe tercümesi bulunmayan Yabancı dildeki delilleri kabul etmediklerini ve davalı/karşı davacı yanın hak bahşetmeyeceğini, müvekkiline ait davaya konu … numaralı “…” başlıklı patentin, tüm patent verilebilirlik şartlarını haiz olduğunu, … (…) numaralı patent ile birbirinden tamamen farklı olduğunu, doktrinde kabul edildiği üzere bir patent dökümanı içerisinde istemler kısmında tariflenmiş olan unsurlarla, aynı işlevi gören, bunu aynı şekilde gerçekleştiren ve aynı sonucu ortaya koyan yapılanmalardan uzak durulması gerektiğini, müvekkili şirkete ait davaya konu patent bakımından buluş basamağının aşıldığının açık olduğunu, davalı/karşı davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA DAVA : Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesi ile davalı şirket adına TPMK nezdinde tescilli, … numaralı, … isimli patent belgesi hakkında Bakırköy … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …. esas sayılı dosyada derdest karşılıklı dava mevcut olduğunu, bahse konu dava dosyasında … firması patente tecavüz iddiasıyla müvekkili firması hakkında maddi-manevi tazminat talebinde bulunurken, müvekkili firmasının ise davaya konu … numaralı patentin patentlenebilirlik kriterlerini taşımadığı ve kötü niyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğünü talep ettiğini, davalarının 6100 sayılı HMK 166. Maddesi uyarınca tarafları ve konusu aynı olan ancak dava sebebi farklı Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davalı patentinin kötü niyetli tescil sebebiyle hükümsüzlüğüne, karar verilerek sicilden terkinine karar verilmesini, davalı şirkete ait … numaralı, … başlıklı incelemeli patent belgesinin hatalı çeviri sonucu inceleme raporunun olumlu sonuçlanmış olması sebebiyle esasen patente konu ürünün patentlenebilir olmaması nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini, fazlaya dair dava ve talep haklar ısaklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline ve davalı şirketin hukuka aykırı davaya konu işlem ve eylemi sebebiyle 20.000 TL manevi tazminatın davalı şirketten tahsiline karar verilmesini ve yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA CEVAP : Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesi ile, mahkeme nezdinde derdest ulunan davanın 2015 senesinde ikame edildiğini, davalı-karşı davacı tarafından ikame edilen yeni davada 2016 senesinden bu yana dile getirilen tüm hususların sadece tekrar edildiğini, açılan davanın yargılamanın uzatılması maksadı ile daha evvel sunulan görüşlerin tekrarından ibaret olduğunu, karşı tarafın tutumunun MK2 kapsamında kötüniyet olarak kabul edileceğini, davanın hakkın kötü kullanılması ilkesi bağlamında usulden reddinin gerektiğini, 2015 senesinden bu yana devam eden davanın içeriği dikkate alındığında aynı iddialar ile aynı talepli davanın ikame edilmesi mümkün olmadığından, derdestlik sebebi ile yeni ikame edilen davanın usulden reddini talep ettiklerini, davalı-karşı davacı tarafından müvekkilinin patent tescili bakımından kötüniyetli olarak hareket etmekte olduğunun iddia edildiğini, bu iddia bakımından da Yargıtay’ın kararlarında marka-tasarım vb.tesciller bakımından yaptığı kötüniyet incelemelerini dayanak olarak gösterildiğini, patent mevzuatında “…” ilkesinin mevcut olduğunu, karşı tarafın unmuş olduğu dava dilekçesi içeriğinin daha evvel sunulan dilekçe içerikleri ile aynı olduğunu, ayrıca sunulan uzman görüşünün yeni görüş gibi dosyaya ibraz edildiğini, çeviri hatasının olmadığını, davacı tarafça talep edilen tazminat talebinin gerekçesinin gösterilmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı adına tescilli patent belgesinin gönderildiği görülmüştür.
Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası dosya içerisine alınmış, tetkikinde; talep edenin …, karşı tarafın …. Şti olduğu, tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda; “davacı yana ait … numarası ile TPE nezdinde buluş ile davacı tarafından imal edilen köşe birleştirme elemanının aynı amaç için, aynı cins materyal kullanılarak, aynı imalat yöntemleri ile imal edilen …. olduğu, davacıya ait buluşta korunması istenen unsurlar ile davalı ürünü unsurlarının birebir aynı olduğu, bu nedenle davalı eylemlerinin tecavüz teşkil ettiği” hususlarının rapor edildiği görülmüştür.
Davacı/karşı davalı vekilince, Marka Patent Vekili Elektronik Mühendisi ….’dan alınan Şubat 2016 Tarihli Teknik Mütalaa dosyaya sunulmuş, tetkikinde; ” … numaralı patentin, … numaralı patentin olmazsa olmaz unsurlarını içermediğini, bu nedenle …. numaralı patentin ilgili Amerika Patenti karşısında yeni olduğunu” bildirdiği; 29/02/2016 tarihli .. Makine Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. … ve Y. Doç. Dr. … tarafından hazırlanan rapor dosyaya sunulmuş, tetkikinde; inceleme konusu … nolu incelemeli patent belgesinin …. nolu Amerikan Patent belgesi karşısında tekniğin bilinen durumunu aştığını, iki belge arasındaki farklılıkların buluş basamağını tesis edecek türde (aşikar olmayan) farklılıklar olduğu” hususlarını bildirdkleri görülmüştür.
Davalı/karşı davacı vekilince, Patent Vekili Endüstri Mühendisi Av. …’nun 29/04/2016 tarihli “…” başlıklı inceleme raporunun dosyaya sunulduğu görülmüş, tetkikinde; “İstem 1’in .. ve … karşısında buluş basamağı içermediği, İstem 1’in, .. ve … karşısında buluş basamağı içermediği, İstem 2’nin, .. ve .. karşısında buluş basamağı içermediği, İstem 2’nin .. ve .. karşısında buluş basamağı içermediği, İstem 3’ün .. ve .. karşısında buluş basamağı içermediği, İstem 3’ün, .. ve … karşısında buluş basamağı içermediği” hususlarını bildirdiği görülmüştür.
Davalı/karşı davacı vekilince, … sayılı, … sayılı, … sayılı, … sayılı, … sayılı, … sayılı ve … sayılı ABD Patentlerine ait İngilizce ve Türkçe dökümanları dosyaya sunulmuştur.
Dosya, davalı kullanımlarının … sayılı patent kapsamında kalıp kalmadığı, davacıya ait … sayılı patentin hükümsüzlük açısından değerlendirilerek yenilik vasfı ve buluş basamağı konusunda değerlendirme yapmak suretiyle ayrıntılı ve denetlemeye uygun rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 11/08/2016 tarihli raporlarında; “… nolu patentin tescil koşullarının tümüne haiz olduğu; davalı/karşı davacının dosyaya ibraz etmiş olduğu örneklerin davacı/karşı davalının … nolu patenti ile benzer olduğu, dava konusu … tescil sayılı patentin, aksi bir belge sunuluncaya kadar başvuru tarihi itib.ari ile yenilik, ayırt edicilik ve tekniğin bilinen durumun aşılması niteliklerini taşıdığı, davalı/karşı davacının, davacı/karşı davalı tarafından TPE nezdinde … no ile tescil edilen patentinde tanımlı ürüne benzer ürün imal ettiği ve ticari olarak kullandığı Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş dosyası ile anlaşılan davalı/karşı davacının faaliyetleri ile davacının sahip olduğu patent haklarını ihlal ettiği” hususlarını rapor etmişlerdir.
Davalı/karşı davacı vekili 03/09/2016 havale tarihli 11/08/2016 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ile, bilirkişi raporunun son derece yetersiz, davacı-karşı davalının dosyaya sunduğu uzman görüşleri ve taraflarınca dosyaya sunulan Patent Vekili teknik değerlendirmeleri ile çelişen ve yetersiz kalan bir rapor olduğunu, bilirkişi heyetinin 6 ayrı patent ile davacıya ait patentteki yenilik doğuran unsurları tek tek karşılaştırmadığı, genel bir değerlendirme ile yetindiği, son derece üstün körü bir değerlendirme ile neticede davacının patentindeki unsurların buluş basamağını aşar nitelikte olduğu görüşünü ortaya koyduğunun görüldüğünü, bilirkişi raporunda değindiği gibi mahkemenin yargılamaya konu patentin yenilik ve ayırtediciliğini re’sen incelemesi gerektiğini, dosyanın yeni heyete tevdi ile ihtilafın çözümü için rapor sunulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı karşı davalı vekilince Patent Vekili Elektrik Mühendisi ….’dan alınan Kasım 2016 tarihli teknik mütala dosyaya sunulmuş, tetkikinde; “… numaralı patent müracaatı ile … numaralı patent müracaatında dikey ve yatay profilleri ek aparat ve ekipman kullanılarak yani cıvata kullanılarak sabitleme işlevini yerine getiren … numaralı patent başvurusunun önceki tekniğine ait dökümanlar olduğu, bahsi geçen .. ve .. dökümanlarında bahsedilen … numaralı patent başvurusunun ana isteminde koruma altına alınan kabartma unsurunun yer almadığı, dolayısıyla delil olarak sunulan ..1 ve … dökümanlarının varlığında … numaralı patent müracaatının yeni olduğu” hususlarını bildirdiği görülmüştür.
Davacı/karşı davalı vekili 05/12/2016 havale tarihli dilekçesi ile, Patent Vekili …’dan alınan teknik mütalaa dosyaya sunulmuş, tetkikinde; “… numaralı patentin … ve … numaralı patentler karşısında yenilik ve buluş basamağı kriterlerine sahip olduğu ve KHK’nın 5.maddesi olan “Yeni tekniğin bilinen durumunu aşan ve şantiyeye uygulanabilir olan buluşlar, patent verilerek korunur” hükmüne uygun olduğu” hususlarını bildirmiştir.
Davalı/Karşı davacı vekilince … Ofisi Araştırma ve İnceleme Raporları ile 11/09/2017 tarihli mütalanın dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Dosya, davalı/karşı davacı tarafın dosyaya ibraz ettiği itirazlar, beyan ve belgeler, ayrıca daha önce sunulan bilirkişi raporu, uzman görüşleri dikkate alınarak aradaki çelişki ve incelenmeyen bir kısım delil dikkate alınarak, dava konusu … sayılı patentin patent verilebilirlik özelliği taşıyıp taşımadığı, daha önce var olan bir hususta olup olmadığı hususlarında rapor tanzimi için üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 02/06/2017 tarihli dilekçesi ile, “… nolu patentin istem 1’in … (…) nolu patent karşılığında yenilik ve buluş basamağı unsurlarını içerdiği, … nolu patentin istem 1’in .. (…) nolu patent karşılığında yenilik ve buluş basamağı unsurlarını içerdiği, … nolu patentin istem 1’in .. (…) nolu patent karşılığında yenilik ve buluş basamağı unsurlarını içerdiği, … nolu patentin istem 1’in (..: …, ..: …, …: …, ..: … nolu patentler) karşılığında yenilik ve buluş basamağı unsurlarını içerdiği, Bakırköy … Fikri Sınai ve Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ilgili dosyasından alınarak yapılan değerlendirme sonucunda davalı (karşı davacı) nın ürünün davaya konu patent ürünü ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu” hususlarını rapor etmiş iseler de heyette bulunan sektör bilirkişisi … karşıt görüş olarak “Dosya incelendiğinde endüstriyel amaçlı üretilen çeşitli metal profillerin çatılmasıyla elde edilen kabinlerin sağlamlaştırılması ile ilgili köşe bağlantılarında kullanılmak üzere yapılmış köşebentlerin patent haklarının ihlalinin dava konusu olduğu, bu tür ürünlerin 1980 yıllarından başlayarak kullanıldığı, dava dosyasına sunulmuş olan ABD menşeli iki adet patent … ve … patentlerin bu görüşlerini desteklediği, dava konusu patent belgelerinde tek farkın köşe birleştirmelerinde profilin sabitlenmesi için kullanılan kabarcıklar olduğu, bu kabarcıkların köşe elemanı üzerinde bulunması önemli kolaylıklar sağladığı, ancak yenilik olarak kabul edilemez. Çünkül3/Ekim/1998 yılında ABD de alınan …. sayılı … isimli bir patentte bu tür kabarcıklar kullanıldığı, bu tür sorunu yaşayan teknik uzmanın internet aracılığı ile yapacağı bir araştırmada bu fikre kolayca ulaşabileceğinin değerlendirildiği, ayrıca 17/Şubat/1984 tarih …., 12/Mart/1996 tarih …. sayılı … patentlerinde de kabarcık sistemleri kullanıldığı, sorunu yaşayan teknik bir uzmanın yapacağı tek iş internet aracılığıyla elde edebileceği bu tekniği elindeki köşe birleştirici parçaya uygulamaktan ibaret olduğu göz önünde tutularak bu uygulamanın yenilik taşımadığı kanaatine varıldığı, günümüzde endüstriyel bilgi açısından kolayca ulaşılabilecek kaynaklardan fikir alınarak geliştirilebilecek bir ürünün patente konu olacak bir buluş olamayacağı, olsa olsa endüstriyel tasarım çerçevesinde değerlendirilebilecek bir ürün sınıfında olması gerekeceği, dava konusu ürün bir sanat eseri olmaması nedeniyle ilk bakışta benzerliğin olması geçerli bir görüş değildir. Sonuçta her tür köşeler hayatın normal akışına uygun görünümde olduğu, her iki ürün de incelendiğinde üretim tekniklerinin farklı olduğu, davalı ürünün kıvrıldıktan sonraki kaynak yeri ile, patent belgeli olan ürünün kaynak yerleri farklı olduğu, davalıya ait ürünün üzerindeki kabarcıklar …, patentli ürünün ki … biçiminde olup, montajda kullanılacak vida delik koordinatları ve çapları farklı olduğu, ayrıca patentli ürünün tabanı …. biçimli, diğerininki bir köşesi …. Biçiminde olduğu, patentli ürünün yapıldığı metal parçanın et kalınlığı Smm patentsiz ürünün 4 mm olduğu, bu verilerden anlaşılacağı gibi her iki ürününde kullanım amaçları farklı olduğu, bu nedenle patentsiz ürünün, patentli ürünün birebir kopyası olduğunun söylenemeyeceğini, kullanım alanı açısından mevcut ürünler açıkça görünülebilir yerlerde olmadığı” hususlarını bildirmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili 28/06/2017 havale tarihli 02/06/2017 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile, bilirkişi raporunda buluş basamağı incelemesinin yapılmadığını, davaya konu ihtilafın, davacının … sayılı patentinini Patent verilebilirlik özelliği taşıyıp-taşımadığı yani buluş basamağının aşılıp-aşılmadığı noktasında toplandığı, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda dosyadaki delil ve belgelerin tamamının incelenmediğini, eksik inceleme ile bir rapor düzenlendiğini, bilirkişi heyetinin dosyaya taraflarınca sunulan dökümanlar ile davaya konu patentle karşılaştırmasını yapmak yerine dosyadaki raporlara dair değerlendirmesinde değinerek geçiştirdiğini, raporda davacı lehine görüş bildirine bilirkişilerin davacının sunduğu mütalaalar arasındaki ve taraflarınca sunulan mütalaada ortaya çıkan görüş farklılığı ve çelişkiyi giderici hiçbir teknik izahat yapmadığını, mutlak yenilik incelemesinin bilirkişilerce yapılması gerektiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan İTÜ mütalaasında “…” unsuru yönünden davacı patentinin yenilik unsuru taşımadığı ve buluş basamağının aşılmadığı yönündeki görüşün HMK 188.maddesi kapsamında ikrar olduğunu, dosyanın mahkemece seçilecek yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmasını talep etmiştir.
Dosya, davalı/karşı davacı tarafın sunduğu beyanlar, tercüme ve raporlar, itirazlar dikkate alınarak; davalı tarafın iddia ettiği hususlara ilişkin patentteki yanlış bir tercümeden dolayı patent niteliği kazandığına ilişkin hususlar, ayrıca … Ofisi’nden yanlış tercüme nedeniyle patentlenebilirlik verildiğine ilişkin iddia, dosyaya ibraz edilen İsveç Raporu ve uzman görüşü dikkate alınarak patentin patentlenebilirlik şartlarına yönelik bir tercüme hatası olup olmadığı, bir yanlışlık olup olmadığı konusunda rapor tanzimi için dosya kapsamında rapor alınan ikinci heyete tevdi edilmiş, bilirkişiler 22/02/2018 tarihli raporlarında; “davaya konu … nolu patent, istemleri, tarifnamesi ve resimleri ile birlikte bir bütün olarak dikkate alındığında yeni olduğu ve buluş basamağı unsurunu içerdiği hususları bildirilmiş, heyette bulunan sektör uzmanı bilirkişisi …; davaya konu … nolu patentin tekniğin bilinen durumuna dahil olduğunu, konusunda uzman bir teknik eleman tarafından da düşünebilecek olduğundan buluş basamağını aşmadığından patent niteliğinin bulunmadığı yönünde görüşlerini bildirdiği görülmüştür.
Davalı karşı davacı vekili 13/03/2018 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi heyetinin ek raporunun ara karar ile heyete verilen görevi yerine getirmediklerini, ayrıntılı ve denetlemeye uygun bir sunulmadığının açık olduğunu, aleyhe rapor sunan bilirkişilerin görüşlerini bilimsel bir izah olmakızın açık e net teknik bir tespit e değerlendirmeye dayandırmadıklarını, sektör uzmanının yargılamaya konu davalı ürününün patentlenebilir bir ürün olmadığını sektördeki tecrübesini de ortaya koyarak açıkladığını, ek raporun, ihtilafın çözümünde mahkemeye yol gösterici, denetlemeye uygun bir rapor olmadığını, açıklanan nedenlerle İngilizce teknik terimlere vakıf bir mütercim uzman, bir sektör uzmanı, buluş basamağının aşılıp aşılmadığı hususunda görüş bildirebilecek bir patent uzmanı ile çelik taşıyıcı sistemlerde srüktüel tasarım konusunda üniversitelerin mühendislik fakülteleri veya endüstriyel tasarım bölümlerinden seçilecek uzman akademisyenin yer aldığı bilirkişi heyetine dosyanın tevdi edilerek rapor tanzimine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı/karşı davalı vekili 13/03/2018 tarihli dilekçesi ile, karşı görüş olarak raporda yer verilen beyanlara hukuken itibar edilmesinin mümkün olmadığını, bilirkişinin karşı görüş olarak kaleme aldığı kanaatlerinde tamamen soyut kabuller ile dosya kapsamında yer alan tarifname, inceleme raporları ve karşılaştırmaları hiçe sayarak dava konusu patentin buluş basamağı kriterini haiz olmadığını ileri sürdüğünü, ek raporda bilirkişiler tarafından davalı-karşı davacının sözde tercüme hataları bakımından itiraz ve beyanlarının haksız olduğunun tespit edildiğini, patentin koruma kapsamının yalnızca kullanılan kelimeler ile belirlenmediğini, aslen patent ile korunan hususun işlev olduğunun mevzuatta tartışmaya yer bırakmayacak derecede açık şekilde düzenlendiğini, aynı buluşun ve patent ile korunmak istenen işlevin farklı kelimeler ile farklı cümle yapıları ile anlatılmasının mümkün olduğunu, kaldı ki “…” ve “…” kelimelerinin tarifnamede teknik kullanım açısından açıkça aynı anlama geldiği hususunun teknik mütalaalar ile beyan edildiğini, dosyanın tazminat talepleri bakımından rapor tanzimi için uzman bilirkişiye tevdini talep etmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce; söz konusu sektöre ilişkin firmalar arasında lisans sözleşmesinin yapılmış olması durumunda sözleşmede belirtilen şartların geçerli olacağı, sözleşmenin olmaması durumunda ise, bahsi geçen sistem den elde edilen cironun %15 oranında rakamın emsal lisans bedeli olarak tespit edilebileceği hususunda cevap verildiği görülmüştür.

Dosya, dava tarihinden geriye doğru mali yönden davacı tarafın talep ettiği tazminata ilişkin olarak davalı tarafın defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi için muhasip bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 06/06/2018 tarihli raporunda; “davaya konu ürünlerin satışının firma tarafından ibraz edilen katalog ve ilgiler dahilinde … ayrıştırıcı kodu ile satışının yapıldığı, … kodu ile satışı yapılan ürünlere ait alınan fatura kopyalarından 316 adet kabin satışının yapıldığı ve 290.563,41 TL ciro elde edildiği, her kabinde davaya konu ürünlerden 8 adet kullanıldığı ve tespit edilen kabinlerden toplam 2528 adet ürün kullanıldığı, ürünün tek başına satışının yapılmadığı, tek başına satışının yapılması dahilinde satış fiyatının 1,68 TL olacağı, 2013, 2014, 2015 yıllarında L kodu ile satılmayan Dik, Diktip vb. Kodlar ile satılan dik Tip Kabin satışlarının bulunduğu ama bu ürünlerin davaya konu birleştirme aparatı ile üretilen ürünler olmadığı, davaya konu ürünün bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde kabin satışlarından elde edilen cirodan hesaplanan tazminat tutarının 43.584,51 TL olduğu, davaya konu ürünün kendi başına satışının yapılması neticesinde tazminat tutarının 637,06 TL olacağı, manevi tazminat talebi hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu” hususlarını bildirmiştir.
Davacı/karşı davalının itirazları doğrultusunda mali müşavir bilirkişi ve bilirkişi heyetindeki patent uzmanı bilirkişi ….’a yeniden tevdi edilerek rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişiler 21/01/2019 tarihli raporlarında; “davaya konu …. nolu patentin hükümsüzlüğünün dosyadaki ilgi ve belgeler karşısında ispat edilemediği, davaya konu patent hakkı ile korunan bir bütün pano ürününün olmadığı, tescil edilen ve istemler ile korunan ürünün … olduğu, davacının bu ürün üzerinde mutlak hak sahibi olduğu ve sadece bu ürünün tecavüzünün korunması gerektiği, 2013, 2014, 2015 yıllarında L kodu ile satılmayan Dik, Diktip vb.kodlar ile satılan Dik Tip pano atışlarında da davaya konu patente ait ürünler olduğunun dosyadaki bilgi ve belgeler ile ispatının mümkün olmadığı, muhasip bilirkişi tarafından hazırlanan raporda 637,06 TL tutarındaki hesaplamanın esas alınması gerektiği” hususlarını rapor etmişlerdir.
Hükümsüzlüğe ilişkin karşı dava yönünden birden fazla rapor ve birden fazla uzman görüşü olduğundan, aralarındaki çelişkiyi gidermek amacıyla dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile önceki raporlar, uzman görüşleri ve deliller değerlendirilmek suretiyle: davacı adına tescilli daha önce faydalı model iken patente dönüştürülen … numaralı patentin, patent başvuru tarihi itibariyle yenilik içerip içermediği, buluş basamağı içerip içermediği ve hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, bu koşulları taşıyorsa davalı tarafın bu patentten doğan hakları ihlal edip etmediği yönünden rapor tanzimi istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler 19/09/2019 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “… sayılı patent dosyasının gerekli kriterlere sahip olduğu, TÜRKPATENT’in bunu uygun bulduğu ve 2001 yılından beri tescilli olan bu belgenin de gereği olarak davacı tarafın buluş konusu ürünü kullandığı, uygulama yaptığı ve belgesinden kaynaklı olarak da tekel hakkından faydalanmak istediği hususlarını haklı gördükleri, davalı tarafın iddia ettiği üzere; … sayılı patent belgesinin, olması gereken yenilik, ayırt edicilik ve tekniğin bilinen durumunun aşılması kriterlerine sahip olmadığına dair bir kanaatleri oluşmadığı, uluslararası patent araştırması da olumlu olarak sonuçlanarak tescile bağlanmış olan bir belgenin sağladığı hakların gereğinin yapılmasını talep eden tarafın bu talebinin ilgili kanunlar gereği uygun bulunarak yanıtlanmasının isabetli olacağı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı/karşı davacı vekili 02/10/2019 tarihli 19/09/2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ile, dosyaya sunulan rapor incelendiğinde, raporun HMK 266.maddesi ve devamı hükümlerine tamamen aykırı şekilde bir rapor olduğunu, raporun 09/04/2019 tarihli celsede bilirkişilere verilen görevi hiçbir şekilde karşılamadığını, dosyada mevcut rapor ve uzman görüşleri arasındaki çelişkilere tek satır açıklama ile değinmeden ve çelişkileri giderici hiçbir teknik tespite yer vermeden, soyut ve sübjektif ifadeler içeren bir sonuç ortaya koyduğunu, raporun hükme esas alınabilecek mahiyette olmadığını, açıklanan nedenlerle dosyanın yeniden uzman bilirkişilere tevdine, mahkeme aksi kanaatte ise dosyaya uzman görüşü, mütalaa sunan uzmanların HMK 293/2 maddesi uyarınca sözlü beyanlarının alınmasına karar verilmesini, makhemenin bu talepleri de kabul etmemesi halinde, dosyaya taraflarınca sunulmuş Uzman Görüşü başlıklı mütalaada imzası bulunan Av. …. ile dosyaya sunulan 02/06/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda karşıt görüş sunan sektör uzmanı …’nun davet edilerek sözlü beyan ve açıklamalarının alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya, mahkememize rapor sunan son heyete üniversitelerin ingilizce dili bölümünden bir bilirkişi eklenmek suretiyle birleşen dosya yönünden çeviri hatası nedeniyle hatalı ve kötü niyetli tescil olup olmadığı, çeviri hatası varsa kasıt unsurunun bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 06/05/2021 tarihli raporlarında; “Yeminli Tercüman-Makine Mühendisi görüşü: “…. olarak Türkçe’deki anlamı “… olarak ifade edildiği, ayrıca, sanayi kesiminde “…” kelimesi de Türkçe’ye “…” olarak yerleşmiş olup çok yerde kullanıldığı, “…” kelimesinin tam teknik anlamının …. manasında olduğu, yani … olarak da ifade edilebildiği, “…” olarak Türkçe’deki “.. kelimesinin karşılığı, … şeklindeki bir bağlama parçasının bir … veya … yardımıyla her iki ayağının uç kısımlarından emniyete alınması” ile ifade edildiği, daha basit bir ifade terimi olarak “…” de kullanılabildiği, burada ifade edilmek istenilen “….” açı destekleyen kelepçe manasını taşıdığı, “….” ifadesi ile “…” ifadeleri birbirlerinden farklı ifadeler gibi görünmüş olmasına rağmen netice itibari ile varılmak istenen sonuç ve anlatılmak istenen teknik izahat mantık çerçevesi ve terimlerin gerek lokal gerekse farklı ülkelerde kullanılması anlamlarını fazla etkileyemeyeceği, sonuç olarak terimler kullanılarak anlatılmak istenen teknik ayrıntının aynı olduğu, birleşen dosya yönünden çeviri hatası nedeniyle kötüniyetli tescil olmadığı, anlam ve mana yönünden farklı fakat neticeye uygun yönelik ifadeler taşıyan ve zıt olmayan çevirilerde kasti bir uygulama olmadığı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Asıl dava, davalının, davacı adına tescilli patentten kaynaklı haklarına tecavüzün tespiti, men ve ref’i ile tazminat talebine yönelik; karşı dava, karşı davacı adına tescilli … tescil numaralı patentin yenilik, ayırt edicilik ve tekniğin bilinen durumunun aşılması kriterlerine sahip olmadığından bahisle hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Birleşen dosyada dava, birleşen davalı adına tescilli … tescil numaralı patentin kötüniyet ve hatalı çeviri nedeniyle hükümsüzlüğü ile tazminat talebine yöneliktir.
Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede;
SMK’nun 141 Maddesi ile, patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek, kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak, patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya bu usulün izinsiz olarak kullanıldığını bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak, patent veya faydalı model hakkını gasp etmek ve patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmenin, patent ve faydalı model belgesine tecavüz oluşturacağı belirtilmiştir.
Patente tecavüz iddiası yönünden öncelikle patentteki hakkın kapsamının belirlenmesi gerekir. Koruma konusunun kapsamını istem ve istemler oluşturur. SMK 89. madde hükmüne göre istemler esas olup, çizim, resim ve tarifname yardımcı unsurlardır.
Patentin koruma kapsamı belirlendikten sonra davalının suçlanan ürünü ile karşılaştırma yapılmalıdır. Burada karşılaştırılacak olanlar patentin istemleri ile suçlanan ürünün kendisidir. Korumaya konu olan patentin ana istemindeki unsurların esaslı biçimde davalı ürününde aynen veya eşdeğer olarak bulunması halinde, tecavüz belirlenmiş olacaktır.
Somut olayın değerlendirilmesinde, davalı yana ait ürünlerin, davacıya ait … tescil numaralı patentin koruma kapsamına girdiği, patentin istemlerinin tümünün davalı ürününde bulunduğu,. Değişik iş tespit dosyası ve mahkememizce alınan raporlar ile sabit olduğu anlaşıldığından patent hakkına tecavüz iddiası yönünden yasal unsurların oluştuğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davaya konu ürünün tek başına satışı yapılan bir ürün olmayışı, birleştirme aparatı olması sebebiyle davalının münhasıran tecavüze konu üründen net kazancının hesabının yapılamaması karşısında BK 50-51 maddeleri nazara alınarak, davacının talep ettiği 2000 TL maddi tazminatın makul ve uygun olduğu; davalının kusurunun ve oluşan zararın derecesi ile tarafların ekonomik durumları nazara alınarak 20 bin TL manevi tazminatın dengeleyici ve hakkaniyete uygun olduğu hukuki kanaatiyle, maddi tazminat talebinin tamamen, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karşı dava ve birleşen davada patent hükümsüzlüğü talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Hukukumuza göre patentin unsurları yenilik, buluş basamağı ve sanayiye uygulanabilirliktir. Bu unsurlardan herhangi birinin eksikliği hükümsüzlük sonucunu doğurur.
Patent tescilinin ilk şartı, buluş olduğu iddia edilen konunun “yeni” olmasıdır. Bu yeniliğin kapsamı patentin istemlerine göre belirlenir. Tescil ve hükümsüz kılınmama şartı olarak yeniliğin ne olduğunu ise 6769 sayılı SMK’nun 82, 83 ve 84.maddelerine göre tespit etmek gerekir. Buluşa patent alınması ve alındıktan sonra hükümsüz kılınmaması için yapılan başvuru tarihinden ve varsa rüçhan tarihinden önceki tarih itibarıyla yenilik araştırması yapılması gerekir. Dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanda kamunun ulaşabileceği biçimde açıklanmış buluşa ilişkin bilgi mevcutsa artık o buluş yerinde değildir.
Bir buluşun yeni ve patent korumasından faydalanabilir olması için içerdiği tüm unsurların (istemlerin) tekniğin bilinen durumu ile birebir aynı özelliklere sahip olmaması gerekir. “Tekniğin bilinen durumu” kavramı ve kriterinin uygulamada geniş yorumlanması gerektiği kabul edilmektedir. Buluşun öncelik talep edilen tarihinden önce dünyada herhangi bir yerde açıklanmış, ulaşılabilir hale gelmiş bilgiler tekniğin bilinen urumunu oluşturur. Bir buluşun tekniğin bilinen durumuna dahil olması halinde patent tescili kabul edilmez; eğer inceleyen uzmanın gözünden kaçarak patent verilmiş olsa bile iptal edilmesi (hükümsüz kılınması) gerekir.
Davaya konu olayın değerlendirilmesinde, davacı-karşı davalı-birleşen dosya davalısına ait patentin yukarıda anılı ilkeler ışığında yapılan değerlendirilmesinde mahkememizce alınan raporlarda patentin yenilik unsuruna haiz olduğu; yalnızca sektör bilirkişisinin karşıt görüş sunduğu, bu görüşün davaya konu patentin tüm istemleri ile yenilik kırıcı ürün ya da patent karşılaştırması içermediği ve nihayet çelişki gidermek için alınan son heyet raporunda da yenilik hususunun tevsik edildiği, ayrıca birleşen davaya konu çeviri hatası iddiasının makina mühendisi yeminli tercüman bilirkişi incelemesi ve raporu ile sübut bulmadığının anlaşıldığı, ortada kasti olarak yapılan çeviri hatası sonucu alınmış bir patent belgesinin olmadığı ve kötüniyetin ispatlanamadığı anlaşıldığından karşı davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
ASIL DAVADA;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Davalının davacıya ait … tescil numaralı patentten kaynaklı haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile bu tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasına, ortadan kaldırılmasına, tecavüz oluşturan ve mahkememize ait … değişik iş sayılı dosya kapsamında tespiti yapılan davalı uhdesindeki ürünler ile münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılmaları kayıt ve koşuluyla kalıplar üzerinde davacı lehine mülkiyet hakkı tanınmasına, 2.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın 16/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
-Hüküm özetinin masrafı davalı tarafça karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 1.502,82 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 888,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 614,79 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat talebi yönünden 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 3.900,00 TL bilirkişi ücreti, 655,75 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.555,75 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 1.927,43 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan 888,03 TL peşin harç, 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 915,73 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
KARŞI DAVADA;
1-Karşı davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın davalı/karşı davacı … Ltd. Şti.’den alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı/karşı davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacı … Ltd. Şti.’den alınarak davacı/karşı davalı …’ye verilmesine,
4-Karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZE AİT 2020/9 ESAS SAYILI DOSYADA;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan 426,94 TL harçtan alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile arta kalan 367,64 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı … Ltd. Şti.’ye iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hükümsüzlük talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı … Ltd. Şti.’den alınarak davalı …’ye verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen maddi tazminat talebi yönünden 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … Ltd. Şti.’den alınarak davalı …’ye verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı … Ltd. Şti.’den alınarak davalı …’ye verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸