Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/122 E. 2021/202 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/122 Esas
KARAR NO : 2021/202

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalının aynı sektörde ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkilinin başlıca “…” ibareli markaları ile nihai tüketici nezdinde tanındığını, birçok markasının TPMK nezdinde tescilli olduğununu, davacı firmanın faaliyet gösterdiği sektörde gerek ulusal çapta gerek uluslararası çapta önde gelen girişimciler arasında yerini aldığını ve tanınır hale geldiğini, bununla birlikte “…” ibaresini ticaret unvanına dayanarak kullanan müvekkili firmanın 1996 yılından itibaren de TPMK nezdinde yapmış olduğu marka başvuruları neticesinde ilgili ibareyi tescilli marka olarak da kullanmaya başladığını, davalının ürünlerini, “…” ibareli markası ile tüketiciye sunduğunu, davalı yana ait markanın, müvekkili adına tescilli markaları, ticaret unvanı ve internet sitesi ile iltibas teşkil eder şekilde kullanıldığını, davalı kullanımlarının, tescilli markasını tescil edildiği şeklinde kullanmadığını, kullanımlar incelendiğinde müvekkili markalarına yakınlaştırma çabasının açıkça görüldüğünü, müvekkili markaları ile davalı yana ait markanın nihai tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin olduğunu, davalı yana ait dava konusu markada yer alan ibarenin aynı zamanda müvekkili firmanın ticaret unvanının esas unsuru olduğunu, açıklanan nedenlerle her türlü maddi ve manevi tazminat talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalının TPMK nezdinde tescilli bulunan … kod numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini, davalı yan adına tahsis edilmiş olan ve müvekkili firmanın seri markaları, ticaret unvanı ve internet sitesi ile iltibas teşkil eden www…com ibareli alan adında yer alan hukuka aykırı içeriklerin yayından çıkarılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı adına dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davaya cevap vermediği anlaşılmakla davanın reddini istediği kabul edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalı adına tescilli markaların sicil kayıtları celp olunmuş, dosya davalı adına tescilli … numaralı markanın davacıya ait tescilli markalara iltibasının, benzerliğinin ve tecavüzünün bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi ….’e tevdi edilmiş, bilirkişi 30/03/2021 tarihli raporunda; “davalıya ait hukuka aykırı kullanımların olduğu iddia edilen www…com uzantılı internet sitesi üzerinde uzmanlık alanları içerisinde bulunmadığından internet sitesi üzerinden kullanımlar yönüyle raporda inceleme yapılmadığı, tarafların TürkPatent nezdinde tescilli markalarının karşılaştırması neticesinde raporun tanzim edildiği, dava konusu davalı hükümsüzlüğü talep edilen … tescil numaralı markası ile davacıya ait …, … ve … tescil numaralı markaların aynı sınıfta yer alan mallarda tescilli olduğu, dolayısıyla taraf markalarının aynı Nice sınıfında yer alan mallarda tescilli oldukları, tarafların markalarının tescil sınıfları aynı olsa da, markalarda yer alan … kelimesinin tescilli olduğu Nice sınıfında tanımlayıcı nitelikte olduğu ve ortak kelimenin “…” aynı sıralama ile marka kompozisyonlarında yer almadığı, markalarda ortak kelimeler bulunsa dahi taraf markalarının farklı sayıda kelime hecelerden oluştuğu, bu durumun işitsel açıdan markalarda farklı bir ritim ve tonlama yarattığı; görsel olarak, taraf markalarının ilk hecelerinin farklı oluşu ve davacı markalarının şekil unsurlarını da içermesi nedeniyle tüm hususlar birlikte gözetildiğinde, markaların bütünsel benzerlik değerlendirilmesi sonucunda, davalı … tescil numaralı markasının davacı ….,… ve … escil numaralı markalar ile benzer olmadığı ve bu nedenle markalar arasında ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığı, davalı markasının davacının markalarının tescilli olduğu aynı sınıfta tescilli olmasına rağmen davalı markası davacı markalarına benzer bulunmadığından ve ortalama tüketicilere nezdinde markaların birbiri ile karıştırılma ihtimali bulunmadığından SMK m.7/2-b bendi uyarınca davacının marka hakkına tecavüz oluşmadığı” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davacı vekili 19/04/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunun eksik inceleme ve hatalı kanaatlere dayandığını, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dava dilekçelerinde de açıkça davalı internet sitesinde yer alan markasal kullanımların fotoğraflarla bildirildiğini, bilirkişi tarafından uzmanlık alanları olmadığından bahisle davalı firma internet sitesi üzerinde yer alan kullanımlar bakımından davalı yana ait markanın, müvekkili firmanın tescil edilmiş “…” esas unsurlu seri markaları ile aynı mal ve hizmetleri kapsadığını, bu hususun bilirkişi tarafından da tespit edilmiş olmasına rağmen markalar arasında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı yönündeki görüşlerinin taraflarınca anlaşılmadığını, açıklanan nedenlerle itirazlarının kabulü ile bilişim alanında uzman bir bilirkişinin de bulunduğu yeni oluşturulacak bir heyetten rapor alınmasını talep etmiştir.
Sunulan raporun yeterli bilimsel gerekçe içermediği, tüm davaya konu iddiaların incelenmediği ve hükme dayanak yapılamayacağından, bu kez dosya iki marka vekili ve bir bilişim uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 11/09/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “davacıya ait olarak belirtilen www…..com.tr alan adı üzerinde yapılan …. sorgusunda söz konusu alan adının 2 Mart 2006 tarihinde “… SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ” şirketi adına tescil ettirildiği, davacıya ait belirtilen www…com alan adı üzerinde yapılan …. sorgusunda söz konusu alan adının 25 Ağustos 2014 tarihinde “…” adına tescil ettirildiği, davacının TürkPatent nezdinde … no ile (5*).sınıfta tescilli, … no ile (29).sınıfta tescilli ve … no ile (29/35) sınıflarında tescilli markalarının hak sahibi olduğu, davacının dava tarihi itibariyle ticaret sicil markasının klavuz unsurunun … olduğu, davalının TürkPatent nezdinde … no ile tescilli (29).sınıfta tescilli markasının hak sahibi olduğu, davacı ve davalı markalarının bütünsel karşılaştırılmasında; görsel farklılıklar olsa da kelime unsurunun ön planda olduğu, fonetik ve kavramsal benzerliğin olduğu, taraf markalarının 29.sınıfta yer alan emtialarda tescil edilmiş olduğu, davacının … esas unsurlu markalarının ve sektördeki yeri göz önüne alındığında söz konusu ürünlerin orta düzeyde tüketiciye hitap eden mallar olduğu, davacının dava tarihi itibariyle ticaret sicil markasının klavuz unsurunun … olduğu, bu nedenle davalının söz konusu markayı 29.sınıfta yer alan tescil kapsamındaki mallarda kullanması halinde davacı şirket ve verdiği mallarla ilişkilendirilebileceği, davacı şirketle davalının idari/ekonomik açıdan bağlantılı görmelerine neden olabileceği, iltibasa düşebilecekleri, davalı markasının hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, davalının … no ile tescilli (29).sınıfta tescilli markasının 29.sınıfta yer alan emtialarda kullanması halinde orta düzeyde tüketiciler nezdinde davacı şirket ve verdiği mallarla ilişkilendirilebileceği, ayrıca davalının söz konusu markayı tescil ettirdiği şekilden farklı olarak davacının kullanımlarına yaklaştırdığı, fonetik ve kavramsal benzerliğinin yanısıra görsel benzerliğin de olduğu, davacı markasına ve kullanımlarına yakınlaştırdığı, böylelikle orta düzeyde tüketiciler nezdinde davacı şirket ve verdiği mallarla ilişkilendirilebileceği, davacı şirketle davalının idari/ekonomik açıdan bağlantılı görmelerine neden olabileceği, iltibasa düşebilecekleri, marka hakkına tecavüz koşullarının mevcut olduğu, dosya kapsamı ve tarafların markaları ve kullanımları göz önüne alındığında, tarafların tacir olduğu, aynı sektörde faaliyet gösterdiği, davalının davacının kullanımlarından haberdar olmasının mümkün olduğu, bu tespitlerden sonra davalının marka başvurusun kötüniyetle yapıp yapmadığı hususunda nihai kararın ve takdir hakkının mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Dava, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Mahkememizce markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayın değerlendirmesinde; davacı tarafın “…” esas unsurlu seri markalarının bulunduğu, davalı yanın markasının tek ve asli unsuru olan “…” kelimesinin markaların tescilli olduğu emtialar bakımından özel bir dikkat ve bilgi seviyesine sahip olmayan ortalama tüketici nezdinde “… ” imajı yaratabileceği, işletmeler arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı olduğu yolunda yanılgı yaratabileceği ve karıştırma ihtimalinin gerçekleşeceği hukuki kanaatiyle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalı yana ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
-www…com alan adındaki tecavüz oluşturan ” …” ibaresini havi içeriklerin yayından çıkarılmasına,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan, 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti, 237,70 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.309,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸