Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/113 E. 2021/117 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/113 Esas
KARAR NO : 2021/117

DAVA : Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/10/2018
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
K.YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket adına kayıtlı ve tescilli “….” markasının ve “……. ” şeklindeki logonun davalı tarafından hukuka aykırı olarak tabela ve eğitim öğretim araç gereçlerinde kullanmakta olduğunu, işbu durumun tespiti amacı ile İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… d.iş sayılı dosyasından tespit talep edilmiş olduğunu, müvekkiline ait markaların kullanımına ilişkin olarak herhangi bir sözleşme bulunmamasına rağmen davalı şirketin haksız kullanımının devam etmesinin hukuka aykırı olduğunu, açılanan nedenlerle davalının haksız ve hukuka aykırı kullanımından doğan marka hakkına tecavüzün tespiti ve men’i ile haksız kullanımdan kaynaklanan 5.000,00 TL maddi tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının marka ve logosunun kullanılmadığını, davacının kötüniyetle kazanç sağlama niyetinde olduğunun oldukça açık olduğunu, davacının ilk olarak İstanbul Anadolu Fikri ve Sına Haklar Hukuk Mahkemelerine başvurarak …… d.iş sayılı dosyasından delil tespiti talebinde bulunduğunu, bu tespit sonucu hazırlanan rapor tamamen davacının aleyhine olduğundan mahkeme hakimi değiştikten sonra yeni bir dosyadan başvurarak ikinci kez delil tespiti talebinde bulunduğunu, davacının iyiniyetli olmadığını, müvekkilinin unvanındaki …. kelimesinin asla davacıya ait …. markasının kullanımı olmadığını, …. markasının yazım sitili ayırt edici olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı marka kayıtları, İstanbul Erenköy Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden davalının tüm gelir vergi beyannameleri celp olunmuştur.
İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ……. d.iş sayılı dosyası celp olunmuş, tetkikinde; talep edenin …….. Eğitim Yayın Basım Paz. San.ve Tic. A.Ş, karşı tarafın…… Lisesi olduğu, tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda; karşı tarafa ait işyerinde tabelada, merdivenlerde, broşürlerde ………… Lisesi ibaresinin kullanıldığı, bu kullanımın ticaret sicili ile verilen unvan hakkının kullanımı niteliğinde olduğu, markasal olarak …. ibaresini öne çıkaracak bir kullanım olmadığı, karşı tarafa ait işyerinde eğitim için ……. markalı kitapların kullanıldığı, firma yetkilisi ……. odasında dolapta …. markalı kitaplar olduğu, kendisi tespit isteyen taraf ile daha önce görüştüklerini ve markayı kullanmayı bıraktıklarını, bu kitapları kullanmadıklarını, klasör dosyada bulunan logonun eski kullanımdan olduğunu beyan ettiği, yapılan tespitte fotoğrafları bulunan tespit isteyen taraf markalarının karşı taraf işyerinde markasal olarak kullanılmadığı hususlarını rapor ettiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ……. d.iş sayılı dosyası celp olunmuş, tetkikinde; talep edenin …… Eğitim Yayın Basım Paz. San.ve Tic. A.Ş, karşı tarafın …… Lisesi olduğu, tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda; tespite konu adresteki dış cephe ve kapı tabelalarında, evrak arşivinde, duvar panosunda ……. Lisesi ibareli markanın bulunduğu, tespite konu adresteki broşürler üzerinde ……. ibareli markanın kullanıldığı, tespite konu adresteki fatura ve vergi levhası üzerinde …. ibaresi ile ilgili marka bulunmadığına, tespite konu adresteki sıraların bir kısmının ön cephesinde tespit talep eden adına 41.sınıfta tescilli …… dosya numaralı ve “…… ” ibareli markanın kullanıldığı hususlarını rapor ettiği görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile davalı adresinde mahallinde inceleme ve defter inceleme yetkisi verilerek tüm dosya kapsamı deliller ve mahallinde yapılacak incelemeye göre davalının davacı adına tescilli “….” ve “…….” markalardan doğan haklarına tecavüzü olup olmadığı, maddi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının tercihine göre istenebilecek maddi tazminat miktarını gösterir rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler 16/12/2019 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “davalı tarafından yerinde inceleme taleplerine olumlu dönüş olmadığından davacının maddi tazminat hesabının yapılmadığını, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı çalışan Özel Eğitim Kurumları isimlerini belirtmek zorunda olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığı kurumların açılış taleplerini inceleyerek uygun bulması durumunda İş Yeri Açma ve Çalışma Ruhsatı ve Kurum Açma İzni verildiğini, alınan belgede kurumun isminin …… Lisesi olduğu, kurum tabelalarında ve reklamlarında verilen ismi kullanmak zorunda olduğu, dava dosyasında yer alan tüm görsellerde …… Lisesi ismi kullanıldığından Milli Eğitim Bakanlığı yönetmeliklerine göre bir olumsuzluk tespit edilemediği, davacı adına tescilli markaların 2018 yılında davalı adresinde yapılan keşiflerle tabela, broşür, merdiven gibi alanlarda kullanıldığı iki ayrı tespit dosyasındaki iki ayrı bilirkişi raporu ile sabit olduğu, ancak taraflar arasında 2016-2017 yıllarını kapsayana isim sözleşmesi adı altında marka kullanım/lisans sözleşmesi yapıldığı, bu döneme ilişkin senede dönüştürülen alacakların icraya konulduğu ve söz konusu icra dosyası borcuna ilişkin tarafların ibralaştığına ilişkin dosya kapsamında bilgi, belge ve beyanların olduğu; bazı markalı ürün kullanımların önceden kalmış olabileceği ihtimalinin mahkemece dikkate alınabileceği, davacının tescilli markaları ile davalının markasal kullanımının aynı/aynı denecek ölçüde benzer olduğu, bu benzerlik ile her iki marka kullanımının aynı sektörde olduğu, genel halk kitlesi de dikkate alınarak bu benzerliğin iltibas ihtimali oluşturduğu, bu iltibasın davacının tescilli marka hakkına tecavüz oluşturduğu; 6769 sayılı SMK m.29 vd.nında düzenlenen marka hakkına tecavüz durumu oluşmamış olsa dahi 6102 sayılı TTK m.54 vd.çerçevesinde haksız rekabet hükümlerinin uygulanabilir olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Dosya vergi dairesinden gelen yazı cevabı ışığında SMK 151/2-b maddesi uyarınca istenebilecek maddi tazminat miktarını gösterir rapor tanzimi için mali bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 18/09/2020 tarihli raporunda; “taraflar arasında imzalanan isim hakkı sözleşmesinin, 2016-2017 dönemini kapsadığı, bu dönemden sonra, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı ve isim hakkı kullanım sözleşmesinin bu dönem itibari ile sona erdiği, tazminat hesabında, davalı tarafın, marka kullanım hakkının bulunmadığı, 2017-2018 eğitim döneminin başladığı Eylül/2017 döneminden dava tarihine (10/10/2018) kadar olan süre dikkate alınarak mali tablolarında görülen Faaliyet Karı üzerinden yapılan hesaba göre markasal kullanım nedeni ile elde ettiği muhtemel kazancın 29.839,65 TL olarak hesap edildiği, davacı tarafın maddi tazminat talebinin B.K.50 ve 51.maddelerine göre belirlenmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarını rapor ettiği görülmüştür.
Davacı vekili 18/11/2020 tarihli dilekçesi ile, dava konusu markanın kazanca olan etkisi hesap edilerek davalı tarafa sağladığı faydanın belirlenmesi gerektiğini, markaların satışlara olan etkisi, sektörel ve genel anlamdaki tanınmışlık seviyesine göre %15 ile %25 arasında değiştiğinin söylenebildiğini, bilirkişi tarafından müvekkili markasının davalı karına olan katkısının %20 olarak değerlendirilmesini kabul etmediklerini, müvekkilinin ülkemizin en köklü eğitim kurumlarından biri olduğunu, müvekkilinin, davalının karına katkısının %50 olduğunu, raporu bu yönüyle kabul etmediklerini, bilirkişiden ek rapor alınması gerektiğini talep etmiştir.
Davacı vekili 17/03/2021 tarihli dilekçesi ile, dava dilekçesinde belirttikleri 5.000 TL taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda 29.839,65 TL’ye yükselttiklerini beyan etmişlerdir.
Dava; davalının davacıya ait markadan doğan haklarına tecavüzünün tespiti, durdurulması ve men’i ile tazminat talebine yöneliktir.
Her ne kadar davalı yetki itirazında bulunmuşsa da sınai mülkiyet hakkına tecavüz iddiasından kaynaklanan bu davada, davasının sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayanın ikametgahı veya tecavüzün etkilerinin görüldüğü yer mahkemesinde de açılabileceği ve davacı ikametgahının mahkememiz yetki çevresinde bulunduğu anlaşıldığından bu itirazın kabulü cihetine gidilmemiştir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tkescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda d.iş tespit raporu ile taraflar arasındaki lisans sözleşmesi tarihinden sonra geçerli bir hukuki gerekçe olmaksızın davacı markasının davalı tarafça kullanılmaya devam ettiği, bu kullanımın ayniyet derecesinde benzerlik içerdiği ve markasal nitelikte olduğu, bu hali ile marka hakkına tecavüzün hukuki koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacının seçimlik hakkı doğrultusunda muhasip bilirkişiden alınan raporda davalının 29.839,65 TL kazanç elde ettiği, davacı vekilinin davasını bu miktar üzerinden ıslah ettiği hesaplanan bu miktarın, kullanılan seçimlik hakka ve sunulan delillere uygun olduğu anlaşılmakla davacının davasının ıslah edilmiş hali ile kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
-Davalının davacıya ait “….” ve “…….” esas unsurlu markalarından doğan haklarına tecavüzünün tespitine, men’ine, 29.839,65 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Hüküm özetinin masrafı davalıdan karşılanmak sureti ile ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 2.038,35 TL harçtan peşin alınan 85,39 TL peşin harç ve 424,21 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.525,75 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tecavüzün tespiti davası yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tazminat davası yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 85,39 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 424,21 TL tamamlama harcı, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti, 450,00 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 4.995,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸