Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/11 E. 2021/53 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/11 Esas
KARAR NO : 2021/53

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 13/03/2015
KARŞI DAVA : Marka Tecavüz Tespiti ile Tazminat
KARŞI DAVA TARİHİ : 16/04/2015
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
K. YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 1976 yılından beri …… kelimesini ticaret unvanında kullandığını, müvekkili üniversitenin 1997 yılından kurulduğunu, yapılan tanıtımlar sonucu müvekkili markasının tanınmış marka haline geldiğini, davalının müvekkilleri ile aynı ticari faaliyetleri yürüttüğünü, bu sebeple halk nezdinde karıştırılma tehlikesi bulunduğunu, davacılar ile davalı arasında …… ibaresinin kullanımı konusunda 1992 yılından beri hukuksal ihtilaf bulunduğunu, davalının marka tescilinin kötüniyetli olduğunu, …… markasının gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, davacının markasını kötüniyetli şekilde kullandığını, işbu karşı davayla gerçek hak sahipliğini engellemeye çalıştığını, davaya konu markaların fiilen kullanılmadığını, bu nedenle davalı adına tescilli …. Özel …… Dershanesi, …… Dershanesi, …… Özel …… Dershaneleri, …….. Yayıncılık, ……. Dergisi,…….. Koleji, ……. Koleji, …… Anaokulu, ……. Eğitim, ……. Dijital Elektronik Dershane, ……. İstanbul ……, ……. Online, ………. Üniversiteye Hazırlık, ……….. Tercih Robotu markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin …… ve …… esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, markalarını tescil ettirdiği mal ve hizmetler kapsamında kullanmasının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmadığını, müvekkilinin Milli Eğitim Bakanlığı’ndan aldığı izinle dava konusu ibareyi kullandığını, bakanlık iznine istinaden var olan kullanımın hukuka aykırılığından bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin kanuni sınırlar içerisinde yapmış olduğu davranışların hukuka aykırılığından bahsedilemeyeceğini, davanın 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame edildiğini, davacının müvekkili tescilli markasına uzun yıllardan beri sessiz kalarak hak kaybına uğradığını, müvekkilinin …… ve …… esas unsurlu markalarını uzun yıllardan beri tescil ettirerek kullandığını ve ayırt edicilik kazandırdığını, …… ibaresini ilk olarak 1979 yılında .. .. tarafından kullanıldığını, daha sonra marka hakkı …….. ve ……..’e devredildiğini, müvekkilinin …… markasını kullanmak suretiyle tanınmış bir marka haline getirdiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA : Davalı vekili karşı dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin ticaret unvanının kök unsuru olan uzun yıllardan bu yana kullanılmakla ayırt edicilik kazandırdığı “……” ibareli markasını hem eğitim faaliyetlerinde hem de basılı evraklarda uzun yıllardan bu yana nizasız ve fasılasız surette kullandığını, davacı yan adına TPE nezdinde tescilli olan markalarını tescile uygun şekilde kullanmayarak haksız kazanç temin ettiğini, nitekim internet üzerinde davacı yanın adına tescilli olan markalarının kullanımları incelendiğinde …… ibaresini ön plana çıkarmaya çalıştıklarını, davacının müvekkilinin markalarına benzeterek markasını kullanmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, haksız kazanç temin ettiğini, bu nedenle müvekkilinin 556 sayılı KHK’dan kaynaklanan haklarına tecavüz olmak üzere haksız rekabet teşkil eden işbu eylemlerinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini ve bu suretle haksız tecavüzün giderilmesi ile davalı yanın taklit ve tecavüz mahsülü ürünlerine, basılı evraklarına, ambalajlarına, faturalarına vb.evraklarına el konulmasına, tabelaların kaldırılmasına, davalı yanın http://www………tr, http://www……tr/ alan adlanrının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVADA CEVAP : Davacı vekili karşı davaya cevap dilekçesi ile, …… kelimesi üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkili olduğuna dair kesinleşmiş kararların olduğunu, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkillerinin kullanımlarının daha eskiye dayandığını, …… Hizmetleri A.Ş. 11/03/1976 tarihinde kurulduğunu ve …… ibaresini aktif olarak kullandığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İstanbul Ticaret Sicil Odası’ndan taraflara ait ticaret sicil kayıtları, Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan dava konusu marka tescil belgeleri celp olunmuş,
Dosyanın davacı tarafın iddiaları ve delilleri, davalı tarafın savunma ve karşı davası dikkate alınarak tarafların kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle bilirkişi heyetine HMK.nın 278 madde gereği yetki verilmek suretiyle markaların kullanımı konusudaki üstün hakkın ayrıca kullanmama nedenine dayalı talep yönünden markaların ciddi kullanım olup olmadığının ,tüm kayıtlı sınıf ve emtia yönünden incelenmek suretiyle yine karşı dava yönünden davacı kullanımının internet üzerinde diğer belgeler üzerinde davacı markasına benzer bir kullanım olup olmadığı konusunda taraf beyanları da dikkate alınarak rapor tanzim etmek üzere bilirkişilere tevdi edildiği, bilirkişiler 18/06/2016 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “davalı ……. Eğitim Hiz.ve Tic. Ltd. Şti’nin tespit edilen markasal kullanımları ve bu kullanımların hangi mal ve hizmetler bakımından gerçekleştiğinin tespit edildiği, bu kullanımlar dışında kalan mal ve hizmetler bakımından dava tarihinden geçmişe yönelik 5 yıllık süre içerisinde markasal kullanımların bulunmaması sebebiyle dava konusu markaların MarkaKHK m.14 uyarınca iptaline karar verilebileceği, davacının üstün hak iddiasına yönelik kullanımlarının davalı marka tescillerinden önceki tarihlerde özellikle “okul hizmetleri” “eğitim öğretim hizmetleri” alanlarında yoğunlaştığı, bu kullanımlarda “Özel …… Lisesi” “Özel …… İlkokulu” “Özel …… Koleji” ibarelerinin kullanıldığı, karşı davalının iş evrakında ve internet sitelerinde gerçekleştirdiği bu kullanımları, karış davacının …….. KOLEJİ, …… KOLEJİ markalarından kaynaklanan haklarını ihlal eder nitelikte olduğu, karşı davalının şirketin ticaret unvanı dikkate alındığında, ticaret unvanının ayırt edici unsurunu kullanarak alan adı tescili ve kullanımı hukuka uygun kullanım olarak değerlendirilebileceği, bu sebeple söz konusu internet sitelerinin alan adlarının, karşı davalının ticaret unvanından kaynaklanan hakları kapsamında olduğu” hususlarını tespit ve rapor ettikleri görülmüştür.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile, bilirkişi raporunda kötüniyet ve sessiz kalma iddialarının yer almamasının doğru olmadığını, tescilli markaları kullanmama nedeniyle iptal değerlendirmesinin eksik olduğunu, marka hakkına tecavüz değerlendirmesinin teknik durumun tespiti olup hukuksal irdelemenin mahkemeye bırakılmasının doğru olmadığını, ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili 29/11/2016 havale tarihli dilekçesi ile, müvekkili adına usul ve yasaya uygun surette tescil edilen …… ibareli markaları 556 sayılı KHK’nın ciddi kullanım olarak kabul ettiği şekilde nizasız ve fasılasız surette kullandığını, müvekkilinin Milli Eğitim Bakanlığı’ndan aldığı izinle …… ibaresini kullandığını, eskiye dayalı kullanıma dayalı üstün ve gerçek hak sahipliğinin olabilmesi için eskiye dayalı kullanımın hak sahipliği iddia eden kimse tarafından ya da bu kişilerin mirasçıları tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini, davacı şirketin kurucusuna ait olduğu iddia edilen ve bir kısım belge ve dökümandan görüleceği üzere aralarında herhangi bir miras ilişkisi bulunmadığını, dava dışı ………. ile davacı şirket arasında …… ibaresinin kullanımına dair herhangi bir anlaşma ya da şirkete konulmuş bir sermaye de bulunmadığını, davacı karşı davalı yanın haksız ve hukuka aykırı iddialarının nazarı itibara alınmaması gerektiğini, rapora itirazları doğrultusuna ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Bilirkişi raporu sunulan belge ve delillerin yetirince incelenmediği, karşılaştırma yapılmadığı, yüzeysel olarak raporun tanzim edilip, bilirkişi heyetinin tek tek marka tescil kayıtları üzerinde mal ve emtianın ele alınarak kullanım ve ciddi kullanımları dayanakları açıklanmak lsuretiyle ayrıca kullanım olmayan emtialar belirtilemek suretiyle üstün hakka ilişkin davalı kullanımlarının hangi tarihte başladığı hususlarında ayrıntılı geniş bir değerlendirme yapılmasını, ayrıca taraf vekillerinin itirazlarıda dikakte alınarak değerlendirme yapılarak bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler 03/03/2017 tarihli raporlarında; “davalı ……. Eğitim Hiz ve Tic. LTd. Şti’nin tek tek marka tescil kayıtları üzerinde gerçekleşen kullanımlar ve kullanımı bulunmayan mal ve hizmetlerin her bir marka için ayrı ayrı gösterildiği, davalı tarafın “Eğitim ve öğretim hizmetleri” bakımından …… Dershaneleri markasını 1980’li yıllardan itibaren kullandığı, bu kullanımların davalı şirket adına değerlendirilmesi hususunun takdirinin mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
İstanbul ……. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ……. esas sayılı dosyası celp olunmuş, tetkikinde davacının …… Hizmetleri, davalının …….. Eğitim Hizmetleri olduğu, asıl davanın davalı markalarının hükümsüzlüğü, ticari unvan ve unvan ile bağlantılı haksız rekabet talebine yönelik olduğu, karşı davanın ise karşı davalının karşı davacı adına tescilli markalara yapılan tecavüzün tespiti ile durdurulması ve tazminat talebine yönelik olduğu, yapılan yargılama sonunda; davacının ticari unvan ve unvan ile bağlantılı haksız rekabet iddialarının derdestlik itirazı nedeniyle açılamamış sayılmasına, davalı adına tescilli ……. ve …….. nolu markaların hükümsüzlüğüne karar verildiği, hükmün 20/01/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Asıl dava: davalı markalarının kullanılmama nedeni ile hükümsüzlüğü, kullanılmama nedeniyle iptali; karşı davanın: karşı davalının karşı davacı adına kayıtlı markalardan doğan haklarına tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesi talebine yöneliktir.
Mahkememizce kesinleşmesi bekletici mesele yapılan işbu davanın tarafları arasında davalı adına tescilli “……” ve “…… Dersaneleri” şeklinde olan …….. tescil numaralı markaların hükümsüzlüğü talebiyle açılmış İstanbul …….. FSHM’nin ……… esas sayılı dosyasında Y……… HD.’nin 03/07/2009 tarihli ilamı ile “……” ibaresi üzerinde öncelik hakkının davacıya ait olduğu, davacının kullanıma sessiz kalmaması ve davalının kötüniyetle tescili nedeniyle sessiz kalma yoluyla hak düşümü olmadığı yönünde yapılan tespitler ile kararın bozulduğu; mahkemenin direnme kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ……. e. ……… k. Sayılı ilamı ile “(davalı tarafından yapılan esaslı yatırım sonucunda dava konusu markaların üniversiteye hazırlık kursları veren dershane hizmetleri yönünden davalıyla işletmesel bağı gösteren bir ayırt edicilik vasfına sahip olduğu ve tüketiciler nezdinde davacının özel okullar için tanınmış hale getirdiği …… ibareli tescilsiz markasıyla iltibas yaratmayacağı görüşünün açıklandığı kararda 556 sayılı KHK’nin 7/son ve 42/son maddelerinin uygulanmasına yönelik bir gerekçe oluşturulmadığının anlaşıldığı zaten 7/son ve 42/son maddelerinin somut uyuşmazlığa uygulanmasının mümkün olmadığı; çünkü davacının 7/1B bendinde düzenlenen bir hakka dayanmayıp aynı kararnamenin 8/3 maddesinde düzenlenen tescilsiz kullanıma dayalı öncelik ve üstün hakkına ve aynı KHK’nin 8/5 maddesinde düzenlenen tescilli ticaret unvanından kaynaklanan sınai hakkına dayandığı böyle bir durumda 7/son ve 42/son maddelerinin eldeki davada uygulanmayacağı ” belirtildikten sonra bu konuda yerel mahkeme kararıyla daire kararı arasında aykırılık bulunmadığı belirtilerek sessiz kalma ile hak düşümünün söz konusu olup olmadığı tartışılmış ve sonuç olarak ” Davalının tescilsiz marka kullanımına başladığı 1979 yılı ile tescil başvurusunun yapıldığı 1998 yılları arasındaki sürenin davacı yönünden sessiz kalma yoluyla hak kaybına yol açıp açmadığını Türk Ticaret Kanununun 56. maddeleri dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği davalının …… ibaresini ticaret unvanında ayırt edici unsur ve aynı ibareyi tescilsiz marka olarak kullandığı 1979 ve 1998 döneminde taraflar arasındaki davalarda verilen kararların bu davada kesin hüküm ya da kesin delil oluşturmamakla beraber davalı faaliyetlerinin aynı zamanda Türk Ticaret Kanununun 57/5 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturduğu hususunda güçlü delil oluşturduğu bu nedenle hak düşümünün söz konusu olmadığı gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlgili mahkemece yukarıda anılı Hukuk Genel Kurulunun kararından sonra yapılan yargılama neticesinde “……” markası üzerinde öncelik hakkının davacıya ait olduğu, davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybının bulunmadığı ve davalının en başından beri kötüniyetli olduğu yönündeki tespitler ile davacının hükümsüzlük davasının kabulüne karar verilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 20/01/2020 tarihinde kesinleşmiştir. Buna göre Yargıtay …….. H.D.’nin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Yerel Mahkemenin kesinleşen kararları ile “……” markası üzerinde davacının önceye dayalı gerçek hak sahibi olduğunun kabulü gerekir. Davalının işbu davaya konu markaları ise yine “……” esas unsurlu seri markalar mahiyetindedir. Bu durumda “……” markasının kötüniyetli tescil edildiğinin ve bu kelimede öncelik hakkının davacıya ait olduğunun yargı kararı ile kesinleşmesi karşısında aynı kelime markasını ihtiva eden seri nitelikteki diğer markalarda da davacının hak sahipliği ile davalının kötüniyetli tescilinin kabulü gerekir. Yine aynı kesinleşen kararlar ışığında da davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybının bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının hükümsüzlük davasının kabulüne, dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK’ya göre tescile dayalı kullanımlar tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağından haksız rekabet davasının reddine, karşı davanın ise reddine karar vermek gerekmiştir.
Kullanılmama nedeniyle iptal davası yönünden ise dava tarihi itibariyle 556.sayılı KHK’nın 14.maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli, ……. e., …….. k. Sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş olması nedeni ile reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davaya konu ve davalı adına tescilli markaların kullanılmama nedeni ile iptali davasının 556 sayılı KHK’nin 14.maddesinin Anayasa Mahkemesinin 14/12/2016 tarih …… esas, ……. karar sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş olması nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının hükümsüzlük davasının KABULÜ ile;
-Davalı adına tescilli …….. tescilli markaların kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğüne,
3-Davalının dava tarihine kadar kullanımlarının tescilli markalara dayalı olması nedeni ile dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 556 sayılı KHK’ya göre haksız rekabet oluşturmayacağından haksız rekabetin tespiti talebinin REDDİNE,
4-Hüküm özetinin masrafı davalı taraftan karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
5-Karar kesinleştiğinde davaya konu markaların sicilden terkini için TPMK’ya müzekkere yazılmasına,
6-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 31,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen hükümsüzlük davası yönünden hesaplanan her bir davacı için ayrı ayrı 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen kullanılmama nedeni ile iptali davası yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen haksız rekabet davası yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacılar tarafından yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 301,75 TL posta/tebligat ücreti olmak üzere toplam 3.301,75 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 1.650,88 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
11-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harç, 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 55,40 TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
12-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Karşı davada;
1-Karşı davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 31,60 TL harcın karşı davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,

Karşı davalılar kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan her biri için ayrı ayrı 5.900,00 TL vekalet ücretinin karşı davacıdan alınarak karşı davalıya verilmesine,
3-Karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2021

Katip ………
¸

Hakim ………
¸