Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/108 E. 2021/237 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/108
KARAR NO : 2021/237

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 03/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin, TPMK nezdinde tescilli …, … ve … nolu markaların sahibi olduğunu; Çatalca Muratbey Gümrük Müdürlüğü’nün 05.09.2018 tarih ve …. sayılı yazısıyla karşı taraf adına işlem görmekte olan 31.08.2018 tarihli …. sayılı gümrük çıkış beyannamesi muhteviyatı … ibareli …. adet oda spreyinin ve 13296 adet traş köpüğünün tespit edilerek müvekkili şirkete ait markayı havi olmaları nedeniyle durdurma kararı verildiğini, Mahkemece … D.İş sayılı dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde karşı taraf adına işlem gören ürünler ile ilgili olarak ihtiyati tedbir kararı verildiğini, söz konusu ihracat beyannamesi muhteviyatı ürünler üzerinde müvekkili şirkete ait …. markasının aynen kullanıldığını; işbu ürünlerin müvekkili şirkete ait orijinal ürünler olmayıp, müvekkilinin marka hakkını ihlal eder nitelikte olduğunu ve haksız rekabet de teşkil ettiğini, davalı eyleminden dolayı müvekkili şirketin telafisi mümkün olmayan maddi zararlara maruz kaldığını, gün geçtikçe zararının arttığını, bahsi geçen sağlığa zararlı ürünlerin müvekkiline ait olduğu yanılgısı nedeniyle itibar kaybına da uğradığını, davalı yanın tecavüz teşkil eden eylemi nedeniyle müvekkilinin yoksun kalınan kazancının SMK m.151/2-b hükmü mucibince hesaplanmasını istediklerini, müvekkilinin tescilli markasının hükümsüz kılınmadığı sürece korunması gerektiğini, davalı şirketin, müvekkili şirket adına tescilli/başvuru halindeki “…” esas unsurlu markaları, tasarımları ve telif hakları aleyhinde yarattığı tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitini, men’ini ve ref’ini, tecavüz suretiyle imal edilen ürünlerden, tabelalardan, her türlü tanıtım evrakı ve ticari evraktan silinmesini, silinmesi mümkün olmuyorsa imha edilmesini, her türlü internet mecrasından kaldırılmasını, olmuyorsa erişimin engellenmesini, şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın tespit tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte, 2.000 TL manevi tazminatın tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin grup şirketi olan … San. ve Tic. A.Ş. tarafından üretilip ihraç kayıtlı olarak müvekkili tarafından Bulgaristan firması …’ye ihracı yapılacak olan ürünlerin karşı tarafın şikayeti ve ihbarı ile Gümrük Müdürlüğü tarafından muhafaza altına alınmasından sonra, karşı tarafın gerçekleri gizleyerek Mahkeme’yi yanıltmak suretiyle hak sahipliği varmış gibi delil tespiti talebiyle menkullerin muhafazasını talep ettiğini, dosya üzerinden menkullerin muhafazasının devamına karar verildiğini, itirazlarının duruşmalı değerlendirilmesi sonunda tedbir kararının kaldırıldığını, davacı şirketin yetkilileri ve ortaklarının (müvekkili şirkette uzun süre pazarlama sorumlusu olarak çalışmış olan …., gerek şahsen ve gerekse şirketleri adına uzun zamandan beri eylem birliği içinde ve kötü niyetli olarak hareket etmek suretiyle müvekkilinin markalarını taklit ederek, benzerlerini tescil ettirmeye çalışarak SMK’ya aykırı işlem ve eylem birliği içinde olduklarını, müvekkilinin uzun zamandır kullandığı markaları, tescilli/tescilsiz unvanları, müşterilerinin kullandığı benzer markaları taklit edip TPMK nezdinde tescil etmeye çalışan … ve …’nın tamamen kötü niyetli olduklarını, …’nin, müvekkili şirkette çalıştığı dönemde pazarlamadan sorumlu olduğundan marka işlerini de takip ettiğini, bu dönemde müvekkilinin ana markası olan “….” markasına benzer birçok markayı eşi …. adına tescil ettirdiğini, kötü niyetli tescillerin fark edilmesiyle birlikte davacı markalarının hükümsüzlüğüne karar verildiğini ve sonrasında buna rağmen benzer markalara tekrar müracaat ederek, haksız eylemlerine yasal koruma elde etmeye çalışmaya devam ettiğini, karşı tarafın, uzun süre müvekkilinin tescilli markalarını taklit ettiği için taraflar arasında davalar devam ederken, bu kere şirketin/grubun uzun süre üretimini yaptığı ancak Türkiye’de tescili yapılmamış olan “…” markasını kötü niyetle tescil ederek müvekkilini taklitçilikle suçlamaya çalıştığını, 2010 yılından beri faturalar incelendiğinde müvekkili şirketlerden üretici firma …. A.Ş.nin … markasını kullandığının görüleceğini, … tarafından yapılan şikayette, tedbir talep edenin niyetinin sadece müvekkili şirketler grubuna zarar vermek, ayrıca müvekkilinin müşterisini müvekkilinden soğutup haksız olarak elde etmek olduğunu, karşı tarafın müvekkilini mağdur etmek için … isimli müşterisine sattığı ürünleri Gümrükte haksız olarak durdurup, tedbir kararı aldırdığını, karşı tarafın haksız ve mesnetsiz olarak yaptığı şikayetler sebebiyle müvekkiline ait tüm ihraç konteynerlerinin boşaltılarak tek tek arandığını, bu esnada arama ücretleri, konteyner bekleme ücretleri, ardiye ücretleri, araç ücretleri dahil olmak üzere yaklaşık 10.000 USD’yi bulan zararlarının ortaya çıktığını; müşterileri nezdinde terminlere yetişememe ve suçlu imiş gibi muamele yapılması sebebiyle yine ağır manevi zarar ve ticari itibar kaybına uğradığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekilinin haksız ihtiyati tedbirden kaynaklı tazminat talepli karşı davasının 12/11/2021 tarihli celse ara kararı ile söz konusu talepte tedbirin haksızlığının tespiti yönünden ana davada verilecek kararın kesinleşmesinin gerektiği, bu yöndeki yüksek mahkeme içtihatları da gözetilerek tefrikine karar vermek gerekmiş ve mahkememizin …. esasına kaydı yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan dava konusu ..,..,… tescil numaralı markaların sicil kayıtları; Ticaret Bakanlığı Muratbey Gümrük Müdürlüğü’nden …. sayılı durdurma kararına ait bilgi ve belgeler celp olunmuş, Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası dosya içerisine alınmıştır.
Davalı tanıkları duruşmada dinlenilmiş, tanık …. tercümanla alınan beyanında; davalı firma ile yaklaşık 10 yıldan beri ticaret yaptığını, Bulgaristan’da kendisine ait bir firması olduğunu, bu firmanın davalı firma ile ticaret yaptığını, davaya konu “…” markası aslen kendisine ait bir marka olduğunu, 10 yıl kadar önce Bulgaristanda bu markayı tescil ettirdiğini ve davalı firmanın bu markayı kullanması için de izin verdiğini, kendisinin verdiği izin çerçevesinde firmanın bu markayı kullandığını, sahip olduğu … isimli firma adına ürünlerinı üretmesi için davalı firma ile sözleşme yaptığını, kendileri üretim yaptıktan ve kendisine ait tescilli markaları bu ürünlerde kullandıktan sonra bu ürünleri kendisine verdiğini, aralarında fason üretim için böyle bir anlaşma olduğunu, söz konusu markasının tecsilinin Bulgaristan’da yapıldığını ve evrakları olduğunu, ayrıca davalı firma ile aralarında yapmış oldukları yazılı sözleşme de olduğunu, … isimli kişiyi tanıdığını, kendisi Bulgaristan’a gelip ticaret yaptığını ve bu şekilde tanıştıklarını, davacı firmanın temsilcisi olarak da tanıdığını, bu kişinin, davalı firma ile ticaret yaptığını bildiğini, bir yıl kadar önce tam olarak hatırlayamadığı bir tarihte Türkiye’den davalı firmadan sipariş ettiği ürünlerin gümrükte el konulduğunu öğrendiğini, ne olduğunu öğrenmek için Türkiyeye geldiğini ve … ile görüştüğünü, kendisine “sen de biliyorsun söz konusu marka benimdir. 10 yıldan beri ben kullanıyorum ve tescillidir. Neden böyle bir şey yaptın” şeklinde sorduğunu, net bir cevap vermediğini, “Bundan sonra benden mal alacaksın” dediğini, ayrıca kendisinin birtakım masraflarının olduğunu söyleyerek 3 bin EURO istediğini, kendisinin de bunun şantaj olduğunu ve doğru olmadığını kendisine söylediğini, kabul etmediğini, söz konusu görüşmeye dair mesajların halen telefonunda olduğunu, kendisine gösterilen katalogta yalnızca şampuanları 10 yıl kadar önce ve yine yalnızca bir defaya mahsus olmak üzere davacı firmadan satın aldığını beyan etmiştir.
Tanık … beyanında; yaklaşık 9 yıldır davalı firmada çalıştığını, Kimya Mühendisi olduğunu, hali hazırda satış departmanında çalıştığını, firmanın genel itibariyle kozmetik ve kimya sektöründe fason üretim yaptığını, diğer dinlenen tanığın firması … isimli firmaya da yaklaşık 10 yıldır fason üretim yaptıklarını, söz konusu tanık ile kişisel tanışıklıkları olduğunu, … isimli kişiyi de 16 yaşından beri firmalarında patronunun yanında firma çalışanı olarak yer aldığını, diğer tanık ile ….nin kişisel tanışıklığı olduğunu, firmalarının söz konusu tanığın firması ile yapmış olduğu anlaşmayı bildiğini, tanığın Bulgaristan’da tescilli “…” markasını bu nedenle bildiğini, ayrıca yine bizzat davalı firma çalışanı olduğu dönemde hem davaya konu … markasını hem de davalı firmanın iş yaptığı başka firmaların markalarını davalı firmanın haberi olmaksızın kendi adına tescil ettirdiğini, hatta ilk başta bu tescili kendi eşinin adına yaptırdığını, sonra kendisine devrettirdiğini, bu kötüniyetli tesciller dolayısıyla firmasının gümrükte el konulan mallar dolayısıyla zarara uğradığını, bildiği kadarıyla 3.800 Euro artı diğer masraflar olmak üzere davalı firmanın ödeme yapmak zorunda kaldığını, ayrıca mallar gümrükte beklediği için paslandığını ve diğer tanığın firmasına ulaştığı zaman kullanılamaz hale geldiğini, bu nedenle her iki firma ve ülke ekonomisinin zarar gördüğünü, markaların tescilini yaptırdıktan sonra …’nin davalı firmadan ayrılarak davacı firmayı kurduğunu ve eşinin üzerinden kendi üzerine devrettirdiğini markalardan kaynaklı haklarını kullanarak firmanın dışarıya fason ürettiği mallara gümrükte el koydurduğunu beyan etmiştir.
Dosya, davacı adına tescilli olan markalardan doğan haklarına davalının tecavüzü ve haksız rekabeti olup olmadığı, davacı yararına maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa miktarı, karşı dava yönünden tedbiren gümrüklerde el konulan mallar yönünden davalı firmanın maddi zararının bulunup bulunmadığı, bulunduysa miktarı hususlarında rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler 02/12/2020 tarihli raporlarında; “davacı ….’nın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasını dayandırdığı markalar, TPMK nezdinde halihazırda davacı şirket adına değil, …. SAN. TİC, A.Ş. unvanlı şirket adına kayıtlı olduğu … markasının, davacının TPMK nezdindeki tescillerinden önce 3 ve 5. sınıflarda Bulgaristan’da tescilli olduğuna dair bir bilgi tespit edilmediği, Bulgaristan’da dava konusu marka ilgili sınıflarda daha önceden tescil edilmiş olsaydı bile, marka korumasında geçerli olan ülkesellik ilkesi gereğince TPMK nezdinde tescilli markalar ülkemizde kural olarak (tanınmış marka ve gerçek hak sahipliği istisna teşkil eder) korunur ve sahiplerine SMK’dan doğan hakları bahşedeceği, davalı …., marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete dayalı işbu davada eskiye dayalı kullanımı (gerçek-üstün hak sahipliğini) bir def’i olarak ileri sürdüğü, sunulu faturalar ve sair evrak incelendiğinde, davacı adına tescilli … markalarının, koruma tarihlerinden önce -markasal kullanım kabul edilen- ihracatta kullanıldığı tespit edildiği; bu itibarla, davalı savunmasının yerinde olduğu, Mahkeme, davalının eyleminin davacı ….’nın marka hakkına tecavüz (ve haksız rekabet) teşkil ettiği sonucuna varırsa, davacının SMK m.151/2-b (“Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç”) hükmü uyarınca talep edebileceği net kazanç (maddi tazminat) 245,78 TL hesap edilmiştir. Ancak, davalı ….’in “…” markalı ürün satışlarının ve karlılık oranlarının çok düşük olması, ayrıca, karlılık oranlarının tüm ürün çeşitlerini kapsaması nedeniyle, net kazanç çok düşük bulunduğu, dolayısıyla, davacının talep edebileceği 245,78 TL net kazanç (maddi tazminat) miktarının TBK m.50 ve 51 çerçevesinde artırılmasının takdiri Mahkeme’ye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir. .
Davalı/karşı davacı … vekili, 14.12.2020 havale tarihli dilekçe ile; davacı … ve yetkilisi … tarafından müvekkilinin yıllardan beri … markasıyla üretim yaptığının bilindiğini, …’nin grup şirketlerinin eski çalışanı ve pazarlama müdürü olduğunu, raporun ülkesellikle ilgili kısmını kabul etmediklerini, davacı tarafın davaya konu ettiği markayı devrettiğini, bu sebeple aktif dava ehliyeti kalmadığının tespit edilmemiş olmasının eksiklik olduğunu ileri sürmüştür.
Davacı/karşı davalı … vekili, 22.12.2020 tarihli dilekçe ile; gerçek hak sahipliğinin ispatı için marka sahibinin mutlaka Türkiye’de bulunması ve Türkiye’de satış yapması gerektiğini, davalı tarafın salt ihracata dayanılarak üstün hak sahibi olduğunu iddia edemeyeceğini, davalı kullanımının ispatı amacı ile dosyaya sunulan proforma fatura ve çeki listesinin hiçbir şekilde ispat değeri olan bir belge olmadığını, müvekkilinin “…” markalarının tecavüzün gerçekleştiği tarihte tescilli hak sahibi olduğunu, davalı tarafından ileri sürülen Bulgaristan’da tescilli olduğu iddiasının ülkesellik ilkesi gereği dikkate alınmayacağını, üstün hak iddiasının ise ispatlanamadığından geçersiz olduğunu beyan etmiştir.
Dosya, davalı vekilinin celse arasında bilirkişi tarafından mahallinde incelendiğini beyan ettiği ve raporda yer almadığını bildirdiği faturaları hakkında ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler 10/09/2021 tarihli raporlarında; “Davalı şirketin faaliyet giderlerinin brüt kar içindeki oranı 2017 yılında 9687,6 (Faaliyet Karı Oranı 9612,4) ve 2018 yılında *9690 (Faaliyet Karı oranı 9610) oranında olduğu dikkate alınarak yapılan hesaplamada; davaya konu “…” markalı ürünlerin satışından 29.09.2017 -31.12.2017 tarihleri arasında; 3.112,21 TL x *9612,44 – 385,91 TL Faaliyet Karı ve 01.01.2018 -25.09.2018 tarihleri arasında; 49.102,54 TL x *610 – 4.910,25 TL Faaliyet Karı olmak üzere, davalı/karşı davacının SMK m. 151/2-b “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç” hükmü uyarınca talep edebileceği maddi tazminat miktarının 5.296,16 TL olarak hesap edildiği, ancak, söz konusu ürünlere ait alış fiyatları, sadece davalı/karşı davacı vekili tarafından dosyaya sunulan örnek alış faturalarından tespit edilen alış fiyatları olduğundan ve faaliyet giderleri tüm ürünlere ait faaliyet giderlerini kapsadığından, dolayısıyla, dava konusu ürünlere ait alış tutarı ile faaliyet giderleri kesin olarak tespit edilemediğinden, 5.296,16 TL olarak hesap edilen maddi tazminat miktarının TBK m.50 ve 51 kapsamında takdirinin Mahkeme’ye ait olduğu, Davacı …’nin 13.04.2021 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu 21.01.2015, 24.01.2015 ve 14.07.2015 tarihli irsaliyeli faturalar incelendiğinde, … San. Tic. Ltd. Şti. (davacı/karşı davalının eski ticaret unvanı) tarafından düzenlenen bu faturalara toplamda 20.000 adedi aşan … oda spreyi, … saç spreyi, … deodorant, … traş köpüğü, … bebek şampuanı emtialarının konu olduğu görüldüğü, Davalı/karşı davacının sunduğu faturalara bakıldığında, Kök Raporda belirtilen dava dışı … San. ve Tic. A.Ş.’nin Bulgaristan şirketi ….’ye kestiği 26.12.2012 tarihli ve malın cinsi “oda spreyi (…)” yazılı, 22.12.2014 tarihli ve malın cinsi “oda spreyi (…)” ve “…. (…)” yazılı, 04.10.2012 tarihli ve malın cinsi “oda spreyi (…)” yazılı faturaların tarihlerinin davacı/karşı davalının sunduğu 3 adet faturadan önceye ait olduğu anlaşıldığı, avacı proforma faturaların Gümrük beyannameleri ve Maliye Bakanlığı kaşeli fatura ile desteklenmesi gerektiğini ileri sürdüğünü, ancak Davalı/karşı davacının sunduğu bu delillerin sadece proforma fatura ve çeki listesinden ibaret olmadığı, faturaların da sunulduğu” hususlarını bildirmişlerdir.
Dava, davalının, davacının markasından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti, men ve ref’i ile tazminat talebine yöneliktir.
Davacının, davaya dayanak olarak sunduğu …,… ve … tescil numaralı ve “…” ve “…” ibaresini havi markaları dava tarihinden sonra dava dışı kişiye devrettiği, ancak marka mülkiyet hakkının olduğu döneme ait olmak üzere markadan doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet açısından dava ve talep hak ve sıfatının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dosyaya sunulu belge ve delillerin hep birlikte değerlendirmesinde; davalının, davacı firmanın marka tescil tarihlerinden önce davaya konu markayı Bulgaristan’da bulunan firmalar ile yaptığı fason üretim anlaşmaları ve ihracat yolu ile kullandığı, davacının ise marka tescil tarihinden önce markanın kullanımına ilişkin bir delil sunmadığı, davacı firmanın 12/09/2018 tarihli İstanbul Ticaret Odası kayıtlarına göre tek ortağı ve sahibinin … olduğu, …’nin, davacı firmanın eski çalışanı olduğu, hatta davalı tanıklarına göre 16 yaşında çalışma hayatına davalı firma sahibinin yanında başladığı, bu durumda davalı firmanın, sunulu faturalar ile sabit “…” markası ile yapmış olduğu ticaretten haberdar olmamasının beklenemeyeceği, davalı firmadan ayrılıp, davacı şirketin sahibi olduktan sonra, davalı firmada çalışırken ithalat yolu ile ticaretinden bilgi sahibi olduğu markanın tescilini sağlayarak marka hakkına tecavüz kaynaklı davalar ikame etmenin MK. Md.2’e tanımını bulan iyiniyet ve TTK 54 ve devamı maddelerinde belirlenen ticari dürüstlük kurallarına uygun olmadığı, hukukun ise kötüniyetli davranış ile ticari dürüstlük kurallarına uygun olmayan hukuki ve ticari fiilleri korumayacağı hukuki ve vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı vekili her ne kadar, davalının sunduğu faturaların poliforma fatura olmalarından dolayı delil niteliğine haiz olmadıkları iddiasında bulunmuş ise de, söz konusu proforma fatura ve çeki ile birlikte davalı yanın faturaları da ibraz ettiği ve tek tip gümrük beyannameleri ile birlikte incelendikleri bu itibarla davacı tarafın itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen maddi tazminat talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebine yönelik 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸