Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/106 E. 2022/53 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/106 Esas
KARAR NO : 2022/53

DAVA : Marka
DAVA TARİHİ : 18/09/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirketin merkezi İtalya’da, dünya genelinde birçok ülkede ayakkabı parçaları için sıvı kauçuk, lastik ve benzeri ürünler ürettiğini, ……… nezdinde …… ve …….. tescil sayılı …….. markasının, 25, Sınıfta yer alan ayakkabı tabanı emtiası bakımından tescilli olduğunu, anılan markanın 1994 yılında İtalya’da, 1999 yılında Türkiye’de ve 2011 yılından önce de çeşitli başka ülkelerde tescil edildiğini, Avrupa genelinde günde 25.000 çift …….. markalı ayakkabı tabanı piyasaya sürdüklerini, birçok ünlü ayakkabı markasının davacının markasını taşıyan ayakkabı tabanlarını kullandıklarını, aynı ürün kolunda faaliyet gösteren davalılardan…… Taban – ………’ın kötü niyetle hareket ederek …… ibaresiyle davacı şirketin markasını kullanış biçimiyle aynen kullanmaya başladığını öğrendiklerini, 9 -12 Mayıs 2018 tarihleri arasında …….. ‘da düzenlenen …….. Uluslararasr Ayakkabı Yan Sanayi Fuarında davalı tarafından, davacının markasının ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanıldığının görüldüğünü, davacı markasının Y (…… – tescilli) ibaresine kadar kullanış biçimi olarak aynı yazı karakteri, aynı renk, aynı ovalllfite birebir kopyalandığını, davalının ……. ibaresini kullandığı ayakkabı tabanlarının satışını gerçekleştirdiği bir web sitesi kurduğunu, 19 06.2018 tarihinde Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …… D. İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti talebinde bulunulduğunu, 02.07.2018 tarihinde davalının adresinde gerçekleştirilen tespitte ……. İbareli, davacı markasına benzer şekillerde ayakkabı tabanları tespit edildiğini, anılan dosyada mübrez 13 07 2019 tarihli raporun iddialarını destekler tespitler içerdiğini, diğer davalı ………. Ayakkabıcılık ve Deri San. Tic. Ltd Şti’nin değişik iş dosyasından alman tespit raporuna ……… Taban – ……… yanında aynı vekil ile temsil suretiyle itiraz ettiklerini, kendilerine ait ……. marka tescillerin bulunduğunu bildirdiklerini, ……… Taban’m kendi talepleri doğrultusunda taban ürettirdiklerini beyan ettiklerini, delil tespitinde elde edilen faturanın da bu hususu tevsik ettiğini, bu sebeple ……… Taban-……… yanında husumetin ……….’e de yöneltildiğini, ……….’in marka tescilinin somut olay bakımından bir öneminin bulunmadığı çünkü düz yazı şeklinde olan markanın davacı markasına yaklaştırılarak kullanıldığını, bu kullanımın davacının markalarına tecavüz oluşturduğunu, doktrinde yer alan görüşlerin ve Yargıtay içtihadının da bu yönde olduğunu, Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar hukuk Mahkemesi’nin de değişik iş dosyasında …….. ait ……… tescilli markasının ……… Taban firmasında kullanılsa bile markanın tescil edildiği şekilde kullanılmadığı davacının ……… ibareli markasına yaklaştırarak kullandığının kullanımda bulunduğuna karar verildiğini, bu sebeplerle marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesini ve tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüz oluşturan ürünler ile bunların üretiminde kullanıma cihaz, makine gibi araçlara el konulmasını ve piyasadan toplatılmasını, tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasını, kararın ilanını, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle uğranılan zarar sebebi ile belirsiz alacak olarak şimdilik 5,000 TL tutarında maddi tazminat, 20.000 TL tutarında manevi tazminat, 5.000 TL itibar tazminatı ile davacı markasının davalıların oluşturduğu pazardaki katkısı dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir ilave tutarın da tespit edilerek tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, davacının markasının ne Dünyada ne Türkiye’de tanınmış marka olmadığını, dava konusu marka üzerinde üstün bir hakkı olmadığını, bu sebeple davacı şirketin tanınmışlığından veya ününden haksız olarak faydalanılması ve kötü niyetin söz konusu olmadığını, her iki davalının da iyiniyetli olduğunu, davalı …,….. tescil prosedürüne uygun olarak …….. markasını kendi adına tescil ettirmek için 2011 yılında başvuruda bulunduğunu, dava konusu ibareye ilişkin olarak korunması gereken üstün bir hakkı bulunduğunu, davalı markası ile davacı markası arasında Mülga 556 sayılı KHK md. 6/1-b uyarınca karıştırma ihtimalinin mevcut olmadığını, her iki markanın anlam, fonetik, görsel, işitsel hiçbir benzerliğinin olmadığını, her iki markanın da İngilizce olması sebebi ile ortalama tüketicinin markaları karıştırmasının aralarında irtibat kurmasının mümkün olmadığını, markaların telaffuzlarının farklı olduğunu, markaların bir bütün olarak incelendiğinde görsel, işitsel, anlamsal olarak birbirinin aynı, benzeri ve/veya devamı olmadığını, bu yönde bir intiba uyandırmadığını, markalar arasında birebir ayniyet olmadığını, tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerin yönelik olduğu tüketici kitlesinin görsel, işitsel ve kavramsal özellikleri dikkate alındığında karıştırma ihtimali bulunmadığını, davacının tanınmış marka olduğundan bahisle talepte bulunduğunu, ancak tanınmış marka mevzuatı dikkate alındığında davacı şirketin iddialarının haksızlığının ortaya çıktığını, davacının tanınmıştık iddiası ileri sürmek için davalı markasının tescil başvurusunda bulunulduğu 2011 öncesinde tüm Dünyada tanınmış olması gerektiğini, davacı şirketin bildirdiği mağaza sayıları ve ciro miktarları gibi bilgilerin tamamına yakınının 2011 sonrası olduğu bu sebeple dikkate alınamayacağını, her iki tarafın ……… nezdinde tescilli markalarını kullandığını, ayrıca dava konusu markaların ayakkabı tabanında kullanılması sebebi ile, bu ürünlerin tüketicisinin son kullanıcı değil, tacirler olduğunu, dolayısıyla ürünlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin markalar ve ürünler arasındaki farklılığın ayrımına çok daha ……… varacaklarını, davacının herhangi bir itibar kaybının söz konusu olmadığını, davacı aleyhine haksız rekabet yaratılmadığını, davalıların TTK md, 55 kapsamına giren herhangi bir eyleminin olmadığını, ürünlerinin İtalyan menşeli olduğunu ve/veya davacı şirket ile bağlantılı olduklarını hiçbir zaman iddia etmediklerini, kendi markası ile kendi ürünlerini sattıklarını, Türkiye’de tanınmayan davacı ile bağlantı kurmalarının davalıya hiçbir faydası olmayacağını, davacının davalıyı habersiz çektiği fotoğrafların hukuka aykırı delil olduğunu, kabul etmediklerini, davacı delilleri kendilerine tebliğ edilmediğini, bu hususta yanıt verme haklarını saklı tuttuklarını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan dava konusu ………. Ayakkabıcılık ve Deri Sanayi Ticaret Limited Şirketi adına tescilli marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …….. değişik iş sayılı dosyası celp olunmuş, tetkikinde; talep edenin ……., karşı tarafın ……… Taban olduğu, tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; “keşif mahallinde tespit edilen ayakkabı tabanları üzerinde ……… şeklindeki markasal kullanım, tespit isteyenin…….. tescil nolu markası ile karıştırılmaya yol açacak derecede benzerlik arz ettiği, tespit edilen kullanımda, delil tespiti talep edenin markasındaki gibi …… işareti (tespit isteyen markasında …… işareti) ön plana çıkarılmış; ………. kelimesi (tespit isteyenin markasında …….. kelimesi), daha küçük punto ile yazılmış ve ….. işaretinin altında yer alacak şekilde konumlandırıldığı, markalarda aynı şekil (oval) unsuru yer aldığı, lafzi unsur aynı biçimde bu şekil içerisine yerleştirildiği, markalardaki …… ve ……. işaretlerinin benzerliği, birinde ……… kelimesi ile başlayan diğerinde …….. kelimesi ile başlayan ibarelerin devam eden unsurunun aynı olması (…….) ve hemen yukarıda bahsedilen benzerlik sebebiyle keşif mahallinde rastlanan markasal kullanımın, delil tespiti talep edenin tescilli markası ile karıştırılmaya müsait bir nitelik arz ettiği, işyerinin ………’a ait olduğu, işyeri sahibinin sunduğu fatura fotokopisinde, tespite konu ürünün faturada …….. taban şeklinde belirtildiği, faturanın …….. Ayakkabıcılık ve Deri San. Tic. Ltd. Şti’ye kesildiği, keşif sırasında dosyaya ……… tescil nolu …… lafzi markasının tescil belgesinin fotokopisinin sunulduğu, söz konusu markanın ……..Ayakkabıcılık ve Deri San. Tic. Ltd. Şti’ye ait olduğu, keşif sırasında rastlanan markasal kullanımda …… işareti, vurgulayıcı-ön palana çıkarılmış biçimde, markanın devam eden kelime unsuruna nazaran daha büyük punto ile yukarıda-üstte olacak biçimde yer aldığı, bir şekil (ovallik) içerisinde söz konusu ……. kelime unsurunun kullanıldığı, marka, tespit isteyenin 2013 tarihli markasından önceki tarihli olduğu, aynı sınıfta tescilli olduğu, fakat tescilli olduğu emtialar arasında tespit edilen ayakkabı tabanı emtiasının doğrudan bulunmadığı” hususlarını bildirdiği görülmüştür.
Dosya, deliller, taraf beyanları ve incelenecek ticari defterlere göre, davacı adına tescilli markalarının Türkiye de ciddi kullanımının olup olmadığı; davacı vekilinin tercihine göre SMK 151/2-a bendi uyarınca karşı tarafın haksız rekabeti olmasaydı elde edeceği kazanç seçeneğine göre davacının isteyebileceği maddi tazminat miktarının ne olduğu; davalı kullanımının kötü üretim ve kullanım olarak değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığı yönünden rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 29/07/2019 tarihli raporlarında; “davalılardan ……… Taban-………’ın tescilli markasının bulunmadığı, diğer davalı adına fason üretim yaptığı, davalılardan ……..Ayakkabıcılık ve deri San. Tic. Ltd.şti.tescilli ……… tescil sayılı …….. markasının tescil edildiği düz yazı halinden uzaklaşılarak, davacının …… tescil sayılı ……… markası ile iltibas yaratacak şekilde ve tescilli olmadığı …… Tabanı emtiasında ve davacının markası kapsamındaki emtiada kullanılarak davacının marka tescilinden doğan haklarının ihlal edildiği, 6769 sayılı SMK’nın 151/2-a maddesi uyarınca davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat tutarının 34.340 TL olduğu” hususlarını bildirdikleri görülmüştür.
Davalılar vekili 02/09/2019 tarihli rapora itiraz dilekçesi ile, özellikle Yargıtay’ın kabulüne göre, benzerlik ve karıştırma ihtimalinin kabulü için ortalama düzeydeki tüketicilerin iki markayı aynı zannetmesi, aralarında bağlantı kurması, birinin diğerini çağrıştırması, seri marka olarak algılanması hususunda hiçbir ………, hukuk, objektif bir değerlendirme olmadığını, hitap edilen kitlenin tacirler olduğu düşünüldüğünde karıştırma ve benzerlik ihtimalinin kalmadığını, her iki marka arasında, anlam, fonetik, görsel, işitsel hiçbir benzerlik bulunmadığını, davacı şirketin markası ile müvekkiline ait marka arasında birebir ayniyet söz konusu olmadığını, davacı ile davalı markaları karşılaştırıldığında tescil kapsamındaki mal ve hizmetlere yönelik tüketici kitlesinin görsel, işitsel ve kavramsal özellikleri dikkate alındığında hiçbir karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacı tarafın tamamen serbestçe ülkemizde faaliyetini sürdürdüğünden hiçbir hak kaybına uğramadığını, bu anlamda herhangi bir zararının söz konusu omladığını, hesaplama yönteminin usule aykırı olduğunu, davacı vekili tarafından 09/04/2019 tarihli celsede davacı firmanın Türkiye’de faaliyeti olmadığının ifade edildiğini, dolayısı ile davacı firmanın dava açma hak ve ehliyeti bulunmadığını, bilirkişinin müvekkili markasının 25.sınıfta tescili olmasına rağmen, ayakkabı tabanı emtiası bakımından tescili olmadığı ibaresinin doğru olmadığını, TPMK’nın zaman zaman tescilin kapsamını güncellediğini, bildirilen sınıfın ayakkabı tabanını da kapsadığını, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi raporu alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 30/08/2019 tarihli rapora itiraz dilekçesi ile, bilirkişi raporundaki mali inceleme ve değerlendirmeye katılmadıklarını, dava konusu ürülnerden bir çiftini ……….’in piyasada ne kadara sattığının tespit edilmediğini, diğer davalıdan 365.671 TL tutarında aldığı ürünü ……….’in mutlaka daha yüksek bir bedelle piyasada satacağını ve böylece hesaplamanın temelini oluşturan rakamın distribütör firmanın dönem karının ……… satışlara oranı olan %9,39’a bölünmesiyle oluşan tazminatın daha yüksek çıkacağını, bilirkişi heyetinin diğer davalı ……… Taban’ın markasının olmaması nedeniyle bu firmayla ilgili olarak herhangi bir hesaplama da yapmadığını, bilirkişi raporundaki tespitlerin yanlış olduğunu, müvekkili şirketin ……… markasının uluslararası alanda olduğu gibi Türkiye’de de bilinen bir marka olduğunu, hesaplama yönteminin yanlış olması ve hatalı verilere dayanması tamamen hukuka aykırı olduğundan yeniden hesaplama yaptırılmasını, bu nedenle yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını veya aynı bilirkişiden ek rapor aldırılmasını talep etmiştir.
Taraf vekillerinini itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler ek raporlarında, kök raporlarındaki görüşlerini değiştirmediklerini beyan etmişlerdir.
Dosya, itibar tazminatı talebi yönünden davalıların fiillerinin kötü üretim ve kullanım olarak değerlendirmesinin mümkün olup olmadığı, davacı vekilinin talebi doğrultusunda dosyada şimdiye kadar taraf vekillerince sunulmuş tüm deliller ve beyanlar, alınan raporlar ve bu raporlara tarafların yapmış olduğu itirazlar hep birlikte nazara alınarak mahkememizce yapılan ilk görevlendirmeye uygun rapor tanzimi için yeni bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 08/09/2021 havale tarihli raporlarında; “Davaya konu ……… tescil numaralı “………” markasının, ……. tescil numaralı davacı markasına iltibas yaratacak şekilde benzer olduğu, SMK madde 155 sebebiyle tescilli marka savunmasının davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, Davacının tescilli markasına dayalı hakkının ihlal edildiği, Davacının talep etmiş olduğu itibar tazminatı şartlarının oluşmamış olduğu, Davacı ve davalıların ibraz edilen ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, Davacının tazminat talebi olan 151/2-a kapsamında …….. Ayakkabı yönünden 90.454,25 TL vergi öncesi brüt satış karı elde edebileceği, Davacının tazminat talebi olan 151/2-a kapsamında ……… yönünden 45.607,30 TL vergi öncesi brüt satış karı elde edebileceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalılar vekili 26/09/2021 tarihli rapora itiraz dilekçesi ile, bilirkişi raporunda davalılardan ……… Taban – ……… için de tazminat hesaplaması yapılmış olduğunu, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira bu davalının, diğer davalı adına fason üretim yaptığını, bu sebeple müstakil ve ayrı olarak tazminat sorumlusu olamayacağını, müvekkili ……..’in markasının 25.sınıfta tescilli olduğunu, marka mevzuatının sağladığı tüm haklardan yararlandığını, ayak giysileri emtiasının da tescil kapsamında olduğunu, her iki marka arasında anlam, fonetik, görsel, işitsel hiçbir benzerlik bulunmadığını, davacı şirketin markası ile müvekkiline ait marka arasında da birebir ayniyet söz konusu olmadığını, tazminata ilişkin inceleme ve değerlendirme bölümünde davalılar aleyhine yapılan tüm tespitlere itiraz ettiklerini, kök ve ek rapora yaptıkları itirazları aynen tekrar ettiklerini, somut olayda SMK 151.a madde uyarınca davacının, davalının rekabeti olmasaydı elde edeceği muhtemel gelir şeklinde hesap edilmesi gerektiğini, yani davalının elde etmiş olduğu kâr üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, ancak bilirkişi tarafından usul ve yasaya aykırı olarak davacının elde ettiği kâr üzerinden bir hesaplama yapılarak fahiş miktarda hatalı bir sonuca ulaşıldığını, dönem kârının ……… satışlara oranının hesaplanarak davalının satışlarına oranlaması ve buna göre hesaplama yapılması gerekirken bunun da yapılmadığını ve hatalı sonuca ulaşıldığını, bilirkişi raporunda markanın ürüne ve dolayısı ile elde edilen kâra ne kadar etkili olduğu somut ve objektif olarak değerlendirilmediğini, bu anlamda ulaşılan sonuçta müvekkilleri aleyhine bir sonuç doğduğunu, açıklanan nedenlerle çelişkilerin giderilmesi için başka bir heyetten yeni bir bilirkişi raporu alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 29/12/2021 tarihli dilekçesi ile tazminat taleplerini artırarak öncelikle toplam 136.061,55 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Dava, davalıların, davacı adına tescilli …….. başvuru numaralı markadan doğan haklarına tecavüzünün tespiti, önlenmesi, durdurulması ile maddi, manevi ve itibar tazminatı talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tkescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda davalıların üretim ve pazarlamasını yaptıkları emtialar üzerindeki “…….” şeklindeki markasal kullanım ile davacıya ait ……. ve ……… tescil numaralı markalar ile görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde benzerlik içermektedir. Davalıların fiili kullanımlarına konu ayakkabı tabanı ise davacı markaları arasında tescilli oldukları sınıflar yönünden sınıfsal benzerlik mevcuttur. Tespit olunan yüksek düzeyde benzerlik dolayısıyla markadan doğan haklara tecavüzün hukuki koşullarının ise oluştuğu kanaatine ulaşılmıştır. Davalıların, kullanımlarına konu emtianın son tüketici değil, tüccar sıfatında alıcılar olduğundan bahisle karıştırma bulunmadığına yönelik iddiası ise sınıfsal, görsel, fonetik ve kavramsal benzerliklerin yüksek düzeyde olması, hitap edilen tüketici kitlesinin hem ortalama hem tüccar tüketicileri kapsaması, mevcut benzerlik dolayısıyla her iki tüketici kitlesi için de ilişkilendirme ihtimalinin mevcut olduğu gerekçesiyle yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
SMK 155 maddesi karşısında ise tescilli marka hakkı savunmaları nazara alınmamıştır.
Davacı vekilinin terci ettiği seçimlik hakka göre tarafların delilleri ve ticari defterleri incelenerek bulunan tazminat miktarlarının dosya içeriği ve kanunda belirlenmiş hesaplama yöntemine uygun olduğu, Y. 11. HD.’nin 2017/812 E., 2018/6809 K, ve 2014/13285 E, 2015/10017 K sayılı içtihatlarına göre de davalıların bu tazminattan müteselsilen sorumlu oldukları anlaşıldığından maddi tazminata ilişkin taleplerin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İhlal edilen hakkın boyutu, kusurun derecesi ve tarafların mali durumları nazara alınarak davalı 20.000,00 TL manevi tazminatın yeterli ve dengeleyici olacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Davacının itibar tazminatı talebine gelince; Yüksek Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2016 tarih ve ……. Esas- …….. Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; “… itibarı kavramı, … ile inşa edilen imajı ifade etmektedir. Zira imaj ve güven oluşturmanın bir maliyeti vardır. İtibar zararı ise inşa edilen veya edilmekte olan imajın zedelenmesi nedeniyle doğan zarardır. İtibar tazminatı belirlenirken, bir taraftan imaj inşası için gerçekleştirilen giderlerden hareket ederek zararın giderilmesi için yapılması gereken (reklam kampanyası gibi) giderleri dikkate almalı, diğer taraftan da itibar kaybının manevi yönünü göz önünde tutulmalıdır.” Somut uyuşmazlıkta, davalıların kötü üretim ve pazarlama yaptığı hususu ispatlanamadığı gibi, davacının marka imajının zedelendiği hususu da ispatlanamamıştır. Keza , bozulan imajın düzeltilmesi için herhangi bir masraf yapılması gerektiği de ispatlanamamıştır. Bu itibarla, itibar tazminatına yönelik talebin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Davalıların, davacıya ait markalardan doğan haklarına tecavüzlerinin tespitine, bu tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına, tecavüz oluşturan “……..” ibareli markayı ihtiva eden davalı yana ait ürünlerdeki söz konusu ibarenin silinerek çıkarılmasına, münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılmaları kayıt ve koşuluyla üretim araçlarının şeklinin değiştirilmesine,
-Toplam 136.061,55 TL maddi tazminatın ve 20.000,00 TL manevi tazminatın 02/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-İtibar tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gereken 10.660,56 TL harçtan, yatırılan 512,33 TL peşin harç, 2.240,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 7.908,23 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre tecavüzün tespiti talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat talebine yönelik 16.875,85 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen itibar tazminatı talebine yönelik 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 5.400,00 TL bilirkişi ücreti, 411,80 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 5.811,80 TL yargılama giderinin, kabul/red oranına göre hesaplanan 5.631,38 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan 512,33 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı ve 2.240,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.788,23 TL harç giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/04/2022

Katip ……..
¸

Hakim ……
¸