Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/102 E. 2022/217 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/102
KARAR NO : 2022/217

DAVA : Markadan ve FSEK’ten Kaynaklı Haklara Tecavüz Nedeniyle
Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/09/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan ve FSEK’ten Kaynaklı Haklara Tecavüz Nedeniyle Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirketin eski ünvanının …. San Ve Tic Limited şirketi olmakla Türk Patent nezdinde ..,..,… no ile tescilli markalarının bulunduğunu, davacı şirketin soru hazırlayan kişilere ücret ödediğini, hazırladığı ve yayınladığı kitapların sadece bayileri aracılığı ile satışını yaptığını, ilköğretim kurumları ve ortaöğretim kurumlarında bu kitapları bayileri aracılığı ile dağıttığını, davacı tarafından soruları hazırlanan Kültür Bakanlığı’nın yayın izni alınarak bandrolleri ödenen bu kitapların davalı tarafından fotokopi yolu ile çoğaltılarak kitap haline getirilerek işyerinde satıldığını tespit edildiğini, sözkonusu şekilde çoğaltılan bu kitapların davacının bayilerinin satış yaptığı okullara satılmaya çalışıldığını,bu nedenle davacının zarar gördüğünü, davalı tarafça bu işlemlerin yapıldığını öğrenilmesi üzerine Davalı hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olup davalıya ait “… Bulvarı No … Melikgazi Kayseri” adresinde bulunan … Kırtasiye isimli işyerinde arama ve el koyma talebinde bulunulduğunu, Kayseri … Sulh Ceza Hakimliğinin …. değişik sayılı dosyasından arama ve el koyma kararı alınarak kararın uygulandığını, davalıya ait işyerinde davacıya ait bandrolsüz olarak …., ……, ……, …. olmak üzere 4 adet davacı adına tescilli markayı taşıyan bandrolsüz kitapların bulunduğunu, davalıya ait işyerinde bulunan bilgisayarlarda çoğaltma hazır vaziyette davacıya ait …. Yayınlarına ait PDF uzantılı dosyaların tespit edildiği, yine söz konusu işyerinde başkaca firmalara ait bandrolsüz olarak çoğaltılmış ve satışa hazır vaziyette yayınların tespit edildiğini, suç duyurusu neticesinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma nolu dosyası ile başlatılan soruşturma sonucunda Kayseri … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dosyası ile olay tarihinde hak sahibinin yazılı izni olmaksızın fotokopi yoluyla çoğaltılmış bandrolsüz eserlerin satışı arz edilmesi nedeniyle 5846 sayılı yasaya muhalefet suçunu işlediği sabit olmakla cezalandırılmasına karar verildiği şeklinde hüküm kurulduğunu, davalının izinsiz çoğaltılan kopyaların satışa çıkarılması eyleminin aynı zamanda davacının mali haklara tecavüz teşkil ettiğini, davacının ürünlerinin izinsiz olarak çoğaltan ve satışa çıkaran davalının elde etmiş olduğu kârın net olarak tespiti mümkün olmadığından farazi olarak hesaplanması ve hesaplanan bu kararın 3 katı oranında tazminatın dağlardan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, bu nedenle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği, davaya cevap vermediği anlaşılmakla davanın reddini istediği kabul edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi Sıfatıyla Kayseri …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası celp olunmuş tetkikinde; sanık …’nın 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına.., hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, hükmün 05/06/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Dosya, davalının davacı markasına ve telif haklarına tecavüzünün olup olmadığı ve istenebilecek maddi tazminat tutarını gösterir rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 20/06/2019 tarihli raporlarında; “24/10/2016 tarihli arama el koymada, davalının … isimli işyerinde huzurdaki davacıya ait işerinde 1 adet …. , 1 adet ….., 1 adet …, 1 adet … olmak üzere 4 adet bandrolsüz kitabın ele geçirildiği ve 09/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda, şüpheli işyerinde bulunan bilgisayarlar üzerinde yapılan incelemede …. isimli yayınlara ait pdf uzantılı dosyaların tespit edildiği, dosyada bulunan cd içerisindeki dökümanlar incelendiğinde, davalı tarafından, davacının markalarından olan …, …, …, …,… ,..,… ait kitapların, davacının diğer markası olan … 9., 10. ve 11.sınıf matematik soru bankası, 10. Sınıf geometri, 11.sınıf soru föylerinin sayfalarının taramalarının yapılıp pdf formatında kaydedildiğinin tespit edildiği; ayrıca 24/10/2016 tarihli arama el koyma sırasında … , …., …, … isimli kitapların da fotokopiyle çoğaltılarak kitap haline getirilmiş olarak bulunduğu; davalının bu eyleminin, davacının marka haklarına ve eser üzerindeki çoğaltma ve yayma hakların tecavüz niteliğinde olduğu, davcının, ürünlerini izinsiz olarak çoğaltan ve satışa çıkaran davalının elde etmiş olduğu karın (net kar olarak tespiti mümkün olmadığından farazi olarak) hesaplanmasını ve hesaplanan bu karın 3 katı oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, buna göre davacının FSEK m.68/f.1 uyarınca tazminat isteminde bulunduğu, davacının 27/02/2019 tarihli dilekçesinde, … San. Tic. Ltd. Şti. …, … Tic. A.Ş. Firmalarından davacıya ait kitapların piyasa fiyatının sorulmasını talep ettiği, talebi hakkında mahkemece henüz bir karar verilmediği, davalıya ait işyerinin Kayseri’de olması sebebiyle elde edilen kara, müşteri çevresine yönelik bir tespitte bulunulamadığı, bu sebeple davalının ele geçen 4 adet kitap dışında bir de sanal ortamda nüsha (pdf uzantılı dosyalar) bulundurduğu dikkate alındığında, eserden kaç adet satmış olabileceğine yönelik sağlıklı bir tespitin yapılamadığı ve bu sebeplerle dosyanın halihazırda durumu itibariyle tazminat hesabının yapılamadığı” hususlarını tespit ve rapor ettikleri görülmüştür.
Davalı vekili 15/07/2019 tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin, davalıya ait eserlerin hiçbirin çoğaltıp, satmadığını, müvekkilinin sadece kırtasiye malzemeleri sattığı küçük bir işyerinin mevcut olduğunu, işyerini de ekonomik sıkıntılar nedeniyle kapattığını, müvekkilinin bu işyerini kapatmadan 3 ay önce bir adet fotokopi makinası satın aldığını ve müşterilerin isteği doğrultusunda fotokopi çektiğini, farklı amaçlarla kullanmadığını, müvekkilinin başka bir yayınevine ait kitapları çoğaltmadığını ve satmadığını, müvekkilinin ceza dosyasındaki beyanlarından da anlaşılacağı üzere davacıya ait eserleri akıllı tahtada gösterebilmek için bilgisayara taradığını, müvekkilinin kesinlikle söz konusu eserleri çoğaltıp satmadığını, müvekkilinin bu kitapları çoğaltıp sattığına dair davacı tarafından herhangi bir delil de sunulamadığını, bu hususun müvekkilinin ticari defterleri incelendiği zaman da anlaşılacağını, müvekkilinin marka haklarına tecavüzü eylemini gerçekleştirdiğine dair delil bulunmadığını, söz konusu eserlerin herkesin kolaylıkla ulaşabileceği internet sitelerinde mevcut olduğunu, müvekkili hakkında tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, usulüne uygun biçimde ek rapor alınmasını, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
….Ticaret Limited Şirketi’nden, …. Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den dava konusu kitaplara ait piyasa satış fiyat bilgisi celp olunmuştur.
Dosyanın, davalının defterleri, işyeri kayıtları ve faturaları üzerinde inceleme yapılarak izinsiz çoğaltıldığı iddia olunan davaya konu eserlerden elde edilmesi muhtemel karın hesaplanması için talimat mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası ile alınan 10/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “davalı …’nın 2016-2017-2018 yıllarında düzenlemiş olduğu satış faturalarında davaya konu kitaplar ve markalara rastlanmadığı, söz konusu kitap ve markalardan bir kazanç elde edilmediği”nin tespit edildiği görülmüştür.
Davacı vekili 02/10/2020 tarihli dilekçesi ile, bilirkişinin dosyaya sunmuş olduğu raporun davayı aydınlatmaktan uzak ve hatalı olduğunu, raporu kabul etmediklerini, davalının, müvekkiline ait tescilli markaları içeren yayınları yasaya aykırı olarak çoğaltarak sattığını ve bu hususta aleyhine ceza davası açıldığını, ceza dosyasından yapılan yargılamada sanığa ait işyerinde müvekkiline ait fotokopi yoluyla çoğaltımlış ürünlerin olduğu, sanığa ait bilgisayarda … ve … yayınlarına ait pdf uzantılı dosyaların tespit olunduğu, sanığa ait bilgisayarda yazılı izni olmaksızın fotokopi yoluyla çoğaltılmış bandrolsüz ürünleri satışa arz edilmiş halde işlerinde bulundurarak suç işlediği sabit görülerek sanığın cezalandırılmasına karar verildiğini, bilirkişinin dosyayı okumaksızın rapor tanzim ettiğini, raporunda davalı tarafın satış faturalarında dava konusu markalara rastlanmadığı, söz konusu kitap ve markalardan bir kazanç elde edilmediği gibi enteresan bir gerekçe ile rapor tanzim ettiğini, yasaya aykırı olarak çoğaltım yapan ve satış yapan davalının bu ürünleri faturalı olarak satmasının beklenilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından yapılması gerekenin “söz konusu eserin nitelikleri ve işyerinin müşteri çevresi dikkate alınmak suretiyle kaç adet eser basılarak satılmış olabileceğinin farazi olarak belirlenmesi ve tazminat miktarının belirlenmesi iken bilirkişi tarafından bu hususun yapılmadığını, mahkemece tıpa tıp aynı olan Yargıtay kararını sunduklarını, belirtilen dosyanın bilirkişi raporunu da sunduklarını, rapora itirazları doğrultusunda dosyanın yeniden bilirkişiye tevdiine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu itirazlar doğrultusunda ve bunlar değerlendirilmek suretiyle heyete bir sınai mülkiyet uzmanı eklenerek aydınlatıcı, gerekçeli ve bilimsel ek rapor alınmak üzere dosyanın talimat mahkemesine gönderildiği, Kayseri …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası üzerinden alınan 11/0/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; “davalının eylemlerinin 6769 sayılı Kanun kapsamında davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiği ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser üzerindeki çoğaltma ve yayma haklarına tecavüz niteliğinde olduğu, 6769 sayılı Kanun ve 5846 sayılı Kanun kapsamında yoksun kalınan kazanç ve elde edilen karın(tazminat) hesabı sonucu 9.840,00 TL farazi kazanç sağladığının tespit edildiği” hususlarını rapor ettikleri görülmüştür.
Davalı vekili 21/01/2021 tarihli dilekçesi ile, marka hakkına tecavüz eyleminin bir haksız fiil olduğunu, yargılama sırasında marka hakkına tecavüz eyleminin gerçekleştiği zamanda yürürlükte bulunan mevzuatın uygulanması gerektiğini, marka hakkına tecavüz fiiline karşı tazminat taleplerine ilişkin düzenlemelerin 24/10/2016 tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede yer aldığını, 6769 sayılı Kanunun somut olayda zaman bakımından uygulanmasının mümkün olmadığını, dosya içerisinde bulunan 10/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda müvekkilinin ticari defterlerinde yapılan incelemede dava konusu kitap ve markalardan bir kazanç elde etmediğinin tespit edildiğini, bu hususun 556 sayılı KHK 66/b maddesine göre tazminat hesabında önem teşkil ettiğini, müvekkilinin davacıya ait eserlerin hiçbirini çoğaltıp satmadığını, müvekkilinin sadece kırtasiye malzemeleri sattığı küçük bir işyeri olduğunu, son alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin marka tecavüzü eylemini gerçekleştirdiği sonucuna varılsa da bunun kabulünün mümkün olmadığını, davacının iddiasını kanıtlayacak delillerin dosya kapsamında yer almadığını, bilirkişi raporunun denetlemeye elverişli olmaması nedeni ile hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, ek rapor alınmasını, aksi takdirde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 29/01/2021 tarihli dilekçesi ile, davalı tarafın aleyhine hükmolunması gereken miktarın 5846 sayılı FSEK madde 68 uyarınca 3 kata kadar hesaplanması gerektiğini, buna ilişkin olarak örnek bilirkişi raporunun dosyaya sunulmuş olmasına karşın bu hususta bir hesaplama yapılmadığını, bilirkişinin 9.840,00 TL miktarı hesaplarken farazi olarak 40 adet miktarı esas aldığını, lakin bu miktarı her ne kadar farazi hesaplamış olsa da denetime nispeten elveriş sağlayacak şekilde neye dayandığını açıklaması gerektiğini, kaldı ki müvekkili şirketin markasını kullanan bir işletmenin, bu kitaplardan 40’ar adet satmış olması ihtimalinin kabul edilemeyeceğini, davalının bu işten kazanç elde ettiğini, davalının ticari işletmesinin yakın mesafesinde birçok eğitim kurumu bulunduğunu, bu eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerin sayısının 1000den fazla iken tüm ülke çapında bilinirliği pek üst düzeyde olan … markasına ait kitapların ancak 40 tane satıldığının kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi tarafından çok daha iyi hesaplanabilecek miktarların tekrar işleme alınmasını, Kayseri ilinde ortaöğretim kurumunda okuyan öğrencilerin de hesaba katılarak tekrar farazi sayı belirlenmesi gerektiğini, raporda tazminat hesabı yapılırken, davalının elde ettiği kar değil, satış fiyatının esas alındığını, bu hususun davalı aleyhine, tarafları lehine olduğunu, lakin hakkın tecellisi adına her ne kadar davalı tarafça itiraz dahi edilmemişse de satış fiyatı değil, satış sonrası kar hesaplanması gerektiğini, davalının, hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın bilgisayarında bulundurduğu ve tüm haklarının müvekkiline ait olduğu pdflerin de tazminat hesabına esas alınması gerektiğini, itirazları da dikkate alınmak suretiyle tekrar rapor tanzimi için dosyanın bilirkişiye tevdini talep etmiştir.
Taraf itirazlarının değerlendirilerek itirazlar doğrultusunda bir ek rapor sunulmak üzere dosyanın talimat mahkemesine gönderildiği, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunda; “ele geçirilen kitaplara 40 adet farazi satış rakamı ilave edilerek, el konulan 4 kitap için toplamda 9.840,00 TL farazi kazanç sağlandığının tespit edildiği, ele geçirilen 80 adet farazi satış rakamı ilave edilerek, el konulan 4 kitap için toplamda 19.440,00 TL farazi kazanç sağlandığının tespit edildiği, ele geçirilen 120 adet farazi satış rakamı ilave edilerek, el konulan 4 kitap için toplamda 29.040,00 TL farazi kazanç sağlandığının tespit edildiği” hususlarının rapor edildiği görülmüş,
Davalı vekili 04/10/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporundaki “farazi” satış rakamlarını neye ve hangi kriterlere göre tespit ettiğinin, hangi somut veriler ışığında belirlediğinin muamma olduğunu, müvekkilinin davaya konu kitap ve markalara ait herhangi bir kazancının olmadığının sabit olduğunu, müvekkilinin yıllık kazançlarının düşük olduğunu, bu nedenle farazi hesaplama yapılmak suretiyle müvekkilinin kazanç sağladığının tespitinin mümkün olmadığını, davanın reddine karar verilmesini aksi takdirde itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 08/10/2021 tarihli celsede alınan beyanında, gelen raporda yine hatalı hesaplama olduğunu, satışlar üzerinden bir hesaplama yapıldığını, kar üzerinden yapılan bir hesaplamanın olmadığını, bu nedenle ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda ek rapor tanzim etmek üzere dosyanın talimat mahkemesine gönderildiği, Kayseri …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyasından alınan bilirkişi ek raporunda; “davalı …’nın 2016-2017-2018 yıllarında elde ettiği kar rakamlarına göre yeniden yapılan hesaplama gereği, davalı …’nın 2016 yılında 17.687,26 TL ticari zarar beyan ettiği, 2016 mali yıl sonucunun zarar çıkması ile talep edilen kar rakamına göre yapılması istenilen hesaplamanın yapılamadığı, davalı …’nın 2017 yılında 8.530,47 TL ticari kazanç beyan ettiği, farazi hesaplama ilkesi gereği %5, %10, %20 kar marjlarına göre yapılan hesaplamalar gereği, %5’lik kar marjına istinaden 426,52 TL, %10’luk kar marjına istinaden 853,05 TL, %20 kar marjına istinaden 1.279,57 TL kar hesaplandığının tespit edildiği, davalı …’nın 2018 yılında 17.987,50 TL ticari kazanç beyan ettiği, farazi hesaplama ilkesi gereği %5, %10, %20 kar marjlarına göre yapılan hesaplamalar gereği, %5’lik kar marjına istinaden 899,38 TL, %10’luk kar marjına istinaden 1.798,75 TL, %20 kar marjına istinaden 2.698,13 TL kar hesaplandığının tespit edildiği”nin bildirildiği görülmüştür.
Dosyada toplanan tüm deliller, alınan raporlar ve taraf itirazları ışığında tazminat hesabına yönelik rapor tanzimi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişilerin 14/07/2022 tarihli raporlarında; “5846 Sayılı FSEK nun 68/1. Maddesinde MALİ HAKLARA TECAVÜZ HALİNDE; “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.” Denilmiş olduğundan yapılan hesaplamalara göre tespit edilen farazi gelirin 3 katı tazminat isteyebileceğinden; Davalının her bir üründen farazi 40 adet basarak satışa arz ettiği farazi olarak baz alınarak , her bir ürün için Net (KDV hariç) satış fiyatları üzerinden telif ücreti hesaplama yapılması ile; %5 oranı üzerinden yapılan hesaplamada 492,00 TL olarak hesaplanmış olup, 3 katı (492,00* 3 katı=) 1.476,00 TL olarak, %10 oranı üzerinden yapılan hesaplamada 984,00 TL için olarak hesaplanmış olup, 3 katı (984,00 TL * 3 Katı=) 2.952,00 TL olarak ve %15 oranı üzerinden yapılan hesaplamada 1.476,00 TL için olarak hesaplanmış olup, 3 katı (1.476 TL * 3 Katı =) 4.428,00 TL olarak hesaplandığı” tespit ve rapor edilmiştir.
Davalı vekili 28/07/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporundaki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, dosya içerisinde farklı bilirkişilerden alınmış farklı birçok rapor bulunduğunu, alınan bütün raporların tek bir sonuca çıktığını, her ne kadar davacı tarafça ısrarla müvekkilinin haksız kazanç elde ettiği iddia edilse de dosya kapsamında ispatlanamamış olan bu iddia ile birlikte “somut, şüpheden uzak, kesin, net” bir hesaplama yapılmadığını, dosyada alınan bütün raporların “farazi” sonuçlar verdiğini, davacı tarafça, davanın ispatlanamadığını, kesin, net bir sonuca ulaşılamadığının açık olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 26/08/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi heyeti raporunun hatalı olduğunu, eksik değerlendirmeler sonucunda eksik hesaplamalar yapıldığını, müvekkiline ait kitapların 40 tane satılmış olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, dosyaya örnek olarak sunulan bilirkişi raporunda kitap başı 100’er adet emsal alındığını ve mahkemece bu rapor üzerinden hüküm kurulduğunu, kararın kesinleştiğini, tazminat hesabı yapılma usulüne itiraz ettiklerini, pdf dosyalarının da hesaba dahil edilmesi gerektiğini, itirazları dikkate alınmak suretiyle tekrar rapor tanzimi için dosyanın bilirkişiye tevdini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin içeriğinde hem SMK’dan kaynaklı hem de FSEK’ten kaynaklı ihlal iddiasında bulunulduktan sonra netice-i talebinde tek bir tazminat talebinde bulunulduğu, bu tazminatın hukuki dayanağının netice-i talepte yer almadığı, ancak ilerleyen aşamalarda tazminatın FSEK 68.madde üzerinden talep edilerek hesaplandığı anlaşılmakla davacı vekiline netice-i talebini açıklamak üzere kesin süre verildiği görülmüştür.
Davacı vekili 28/09/2022 tarihli dilekçesi ile, dava dilekçelerindeki fazlaya ilişkin hakları saklık almak kaydıyla şimdilik, Sınai Mülkiyet Kanunu 151.madde uyarınca 5.600,00 TL maddi tazminatın ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 68.maddesi uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlası olan şimdilik 4.400,00 TL’nin, yani toplam 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava, davalının, davacıya ait markalardan ve FSEK’ten kaynaklanan haklarına tecavüzü nedeniyle tazminat talebine yöneliktir.
Davalının, mali hakları davacıya ait eser vasfını haiz kitapları pdf formatında kaydettiği, fotokopi yoluyla çoğaltarak sattığı, söz konusu kitaplar üzerinde davacıya ait tescilli davaya konu markalarının bulunduğu, bu itibarla davalı fiilinin, markaya tecavüz olduğu gibi davacının FSEK’den doğan mali haklarını da ihlal ettiği, ancak tek bir haksız fiille oluşan zararın tek olduğu ve TBK 60 hükmü nazara alınarak 3 kat tazminat öngören FSEK 68.madde hükmü kapsamında hesaplanan 4.428,00 TL tazminat üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
-4.428,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 302,48 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 170,78 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 131,70 TL harcın, davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre reddedilen miktar yönünden 4.428,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/3. maddesine göre rededilen miktar yönünden 4.428,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 8.200,00 TL bilirkişi ücreti, 514,50 TL posta, tebligat ve talimat masrafları olmak üzere toplam 8.714,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve reddi oranında hesaplanan 3.858,78 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yatırılan 170,78 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 206,68 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kabul ve redddilen miktarlar bakımından kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸