Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/641 E. 2023/776 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/641
KARAR NO : 2023/776

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2023
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 18/07/2023

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Bakırköy … İcra Dairesi’nin …. E. sayılı dosyası ile davacı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu alacağın konusu olarak ”620.000 TL … araç alış bedeli” belirlendiğini, ve bu alacağa 13.05.2020 tarihinden itibaren işlemiş geçmiş gün faizi de ekleyerek 845.680,00
TL takip çıkışı yapılarak ilgili ödeme emri davacıya gönderildiğini, işbu icra dosyasından gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligat usulsüz olarak yapıldığından müvekkilin tebligattan, itiraz süresi içerisinde haberi olamamış ve takibin kesinleştiğini, takibin kesinleşmesini müteakip ise davalı tarafından derhal haciz işlemleri talep edilmiş ve müvekkilin 4 adet lüks aracına ve birçok banka hesabına icra müdürlüğünce haciz tatbik olunduğunu, tatbik olunan bu hacizler neticesinde ise dosyadan borç tahsilatlarının yapıldığını, hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalının iddia ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını beyanla İİK m.259/2 uyarınca usulsüz tebligata ilişkin şikayetimizin kabulünün kesinleşerek işbu davamızın bir ilama da dayanak olduğu gözetilerek ve davalıya yapılmış herhangi bir araç satışının mevzu bahis olmaması ve nitekim icra takibine konu aracın da bilgilerinin davalıca belirtilmemiş olması nedeniyle sayın mahkemenizce takdir edilecek muhtemel borca yetecek kadar tutarda davalının taşınır taşınmaz malları üzerine ihtiyati haciz şerhinin işlenmesini, davacı ile davalı arasında icra takibine dayanak bedel üzerinden bir araç satışı söz konusu olmadığından, davalının davacıdan alacaklı olabileceği herhangi araç satışına konu durum bulunmadığından ve usulsüz tebligat şikayeti neticesinde ödeme emrinin iptal edilmesi ile icra takibinin kesinleşmediği sabit olduğundan Bakırköy … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasına ödenen toplam 1.047.555,38TL.’nin ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş ve işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte istirdadını, davacının işbu dilekçede detaylıca açıklanan zarar kalemleri dikkate alınarak icra dosyasına ödenen paranın ve ödeme şekillerinin dikkate alınarak davacının uğramış olduğu toplam maddi zararın bilirkişi marifetiyle açığa çıkarılarak HMK m.107 uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00TL. maddi zararın ve ödeme tarihi olan 23.09.2022 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek reeskont avans faizinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini, yaşanan tüm süreç hem bidayet mahkemesinin taşkın hacizlere ilişkin verdiği karar hem davalının usulsüz tebligat şikayetinin kesinleşmesini engelleme süreci ve hem de kötüniyetli şekilde hakkı olmadığı bir alacağı icra takibine konu ederek ve bu icra takibinden yapmış olduğu yüksek bedelli tahsilat ile davacının tüm ticari hayatını sarsan, işlerinin yürütümünü engelleyen, ticari itibarını zedeleyen ve davacının maddi kaybına yol açan, ayrıca davalının arabuluculuk görüşmesine de olumlu bakmayarak adeta hayali olarak yarattığı alacağın varlığına olan inancıyla süreci uzatmaya yönelik çabaları ve işbu davayı ikame etmemize neden olarak kazandığı zamanın da dikkate alınarak davacının bu denli yıpranmasına neden olan bu durumdan dolayı TBK m.49 kapsamında 50.000TL. manevi tazminat bedelinin ve davacının icra takibinden haberdar olduğu 07.09.2022 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Aynı Kanunun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü olmayıp görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan resen incelenir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Mahkememizce davacının tacir kaydı olup olmadığı hususunda araştırma yapılarak Vergi Dairesi Müdürlüğüne ve Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış olup, gelen müzekkere cevaplarının tetkiki ile davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, davanın istirdat istemine ilişkin olup, davacının tacir olmadığı, davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmış olmakla davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18/07/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır