Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/635 E. 2023/797 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/635
KARAR NO : 2023/797

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 19/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; 10.09.2020 tarihinde davacılar murisi
müteveffanın davalı işyerinde çalıştığı esnada çekiciden düşerek hayatını kaybettiğini, vefatı
akabinde yapılan ölü muayene işlemi sonucunda, ölüm sebebinin künt kafa travmasına bağlı kafa kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve sonrasında gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğunun tespit edildiğini, olayla ilgili müvekkili …’ün şikayette
bulunduğunu, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma numaralı dosyasında yapılan soruşturmanın akabinde Adana … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. esas numaralı davası açıldığını, çalışma sırasında alınabilecek iş güvenliği tedbirlerin işveren tarafından alınmadığını, güvenli çalışma şartlarının sağlanmadığını, davalı tarafından çalışanlara hiçbir iş güvenliği eğitimi veya dersi verilmediğini, iş kazası sonucu müteveffanın eşi …, çocukları … ve … müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, iş kazasında kocasını yitiren davacı … ve babasını yitiren davacılar … ve
… için destekten yoksun kalma tazminat tutarının toplamda 900,00-TL, destekten yoksun kalma tazminatının 10.09.2020 olan olay tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme sorumluluk gereği davalılardan
tahsilini, davacı … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik
140.000,00-TL manevi tazminatın, davacı … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 140.000,00-TL manevi tazminatı, davacı … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 140.000,00-TL manevi tazminatın 10/09/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacılara ödenmesini, davacıların mağduriyetine binaen geçici ödeme taleplerinin kabulünü, davalıların taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar
verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 10/09/2020 tarihinde meydana gelen mütevvefa … ölümü ile neticelenen kazanın nedeniyle mirasçıları tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup uyuşmazlığın meydana gelen kazanın iş kazası olup olmadığı tarafların kusur oranları, davalının tazminat miktarından sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise talep edilebilecek tazminat miktarının ne olduğunun davacıların talebine konu miktarın iflas masasına kaydının gerekip gerekmediği hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
Dosya, mahkememizin … esas sayılı dosyasının 22/06/2023 tarihli celse 3 numaralı ara kararı gereğince Davalı … hakkında açılan davanın … esas sayılı dosyadan tefrik edilerek yukarıda belirtilen esas sayılı sırasına kayıt olmuştur.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılacağının düzenlenmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Dava 10/09/2020 tarihinde meydana gelen mütevvefa … ölümü ile neticelenen kazanın nedeniyle mirasçıları tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup uyuşmazlığın meydana gelen kazanın iş kazası olup olmadığı tarafların kusur oranları, davalı …’in tazminat miktarından sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise talep edilebilecek tazminat miktarının ne olduğuna yönelik olduğu buna göre dava konusu uyuşmazlık mutlak ticari dava olmadığı gibi, her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığından nisbi ticari dava niteliğinde de değildir. Bu nedenle Uyuşmazlık Mahkememizin görev alanına girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan İş Mahkemesi’nin bu davanın yargılamasını yapmakta görevli olduğu kanaatine varılarak, HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy İş Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olamak üzere karar verildi.19/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır