Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/615 E. 2023/820 K. 25.08.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/615 Esas
KARAR NO : 2023/820

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2023
KARAR TARİHİ : 25/08/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/08/2023

Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili ile davalıların yasal mirasçısı olduğu …’ın, Eylül 2017 tarihinde Amerika’da bulunan …. isimli at çiftliğinden “….” isimli aygırı satın almak için kendi aralarında anlaştıklarını, Müvekkili ile murisin, … isimli aygırın satın alınmasına ilişkin kendi aralarında sözlü olarak yaptıkları anlaşmaya göre; söz konusu aygırın %35’lik hissesi müvekkile, geri kalan hissesi ise murise ait olacak ve işbu anlaşmaya göre aygırın satış fiyatı tahminen, gümrük vergileri, nakliye masrafları vs. giderler toplamı olmak üzere 300.000,00.- USD (Amerikan Doları) olarak kararlaştırıldığını, Müvekkil ve murisin, murisin sağlığında hesap mutabakatı sağlayıp mahsuplaşacakken murisin ani vefatı dolayısıyla bu hesaplaşma mümkün olmadığını, Müvekkilinin, murisin vefatından sonra murisin yasal mirasçılarıyla bu konuyla ilgili olarak defalarca kez iletişime geçmiş ancak davalıların, murisin borcu konusunda herhangi bir hesap mutabakatına yanaşmadıkları gibi, aygırın alımına ilişkin belgeleri müvekkile vermeyi reddettiklerini, davalı tarafın yıllardır aygırın satın alınmasına ilişkin belgeleri bir türlü vermek istememesinden şüphelenen müvekkilinin, aygırın satın alınmasına ilişkin araştırmaya başladığını ve edindiği bilgilere göre aygırın, müvekkiline deklare edilen bedelden (300.000,00.- USD) daha az bir bedelle satın alındığını öğrendiğini beyan ederek … isimli aygırın ithalat bedeli ve diğer masraflar ile müvekkilinin davalılardan olan alacağının ihtarnameye bağlı temerrüt tarihi itibariyle güncel döviz kuru üzerinden müvekkilinin hissesi oranında tespit edilerek belirlenmesine, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere yönelik temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen miras payları oranında tahsiline, … isimli aygırın resmi ortaklığın gerçekleştiği tarihe kadar yapmış olduğu aşımlardan kaynaklı -(2018 yılı ve 2019 (Mayıs ayına kadar)- müvekkile hissesi oranında ödenmesi gereken alacakların Tepsit Edilerek Belirlenmesine, alacak kalemlerinin doğduğu tarihlerden itibaren işleyecek ticari işlere yönelik temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen miras payları oranında tahsili ile davanın kabulüne, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin müştereken ve müteselsilen miras payları oranında davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, davacı ile davalıların murisi arasında … isimli aygırın satın alınması işlemi nedeniyle aralarındaki sözlü anlaşma nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
-Mahkememizce esnaf odası kayıtları, vergi dairesi kayıtları, taraf delilleri toplanmıştır.
-Davacı ve davalıların murisinin gerçek kişi olması ve dosyada mevcut müzekkere cevapları nedeniyle öncelikle dava şartları yönünden görev hususunun irdelenmesi gerekmektedir.
-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre görev hususunun belirlenmesinde bu konuda ayrı bir düzenleme bulunup bulunmadığının göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanununun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 154 vd. maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanununun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
-T.T.K.’nun 14.maddesine göre “bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Yasa’nın 17.maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
-5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nun 1463.maddesinde de, önce 17.maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17.maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
-19.02.1986 tarih 19024 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile T.T.K.’nun 1463.maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre;
1-Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre defter tutanlardan, iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar,
2-Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
-Dosyada mevcut Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün müzekkere cevabı, Esnaf ve Sanatkarlar Odası müzekkere cevabından anlaşıldığı üzere; davacının vergi mükellefinin olmadığı ve ESBİS’de kaydına rastlanmadığı, Bursa Nilüfer Vergi Dairesi cevabında; davalı murisin 17/12/2020 tarihinde ölüm kaydı düşüldüğü ve vergi dairelerine ilgili yıllarda Gayrimenkul Sermaye İradı yönünden mükellefiyet tesis edildiği ve ölüm terk işlemi yapıldığı fakat gelir yönünden beyanname vermediği, diğer yandan vergi daireleri mükellefinin At Sahibi olduğundan dolayı atta seyis işçisi çalıştırdığından dolayı 2020-07 ay itibariyle İstisnalı Muhtasar Sgk Beyannamesi verdiği; Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları birliği cevabında; davalı muris …’ın esnaf kaydına rastlanmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
-Yukarıda da ayrıntılarına yer verildiği üzere bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması gerekmektedir. Dosya mevcut vergi dairesine kayıtlarına göre tarafların bilanço esasına göre defter tutan kişilerden olmadığı, Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinde yer alan hadleri aşmadığından tacir olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir uyuşmazlığın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
-Buna göre dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde olmadığından, uyuşmazlık Mahkememizin görev alanına girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevli olduğundan, HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle Usulden Reddine,
2-6100 s. HMK’nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulduğu takdirde iş bu dava dosyasının görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 s. HMK’ nun HMK’ nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulmadığı taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-6100 s. HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri, vekalet ücreti ve harcın görevli mahkemece karar altına alınmasına,
5-6100 s. HMK’ nun 333/1. maddesi gereğince işbu kararın kesinleşmesinden sonra gider avansından artan kısmının davacılara iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/08/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır