Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/536 E. 2023/582 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/536
KARAR NO : 2023/582

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2022
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Borçlu … ile müvekkili şirket arasında Mobil Telefon Kurumsal Abonelik Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, konu sözleşme uyarınca uyuşmazlığın karşı tarafı, müvekkili şirketten kurumsal mobil telefon hattı kullanmış olduğunu ve devamında kullanılan telefon hattından, tarife ve paket kullanımından kaynaklanan fatura borçlarını ödemediğini, borçlu, şirket tarafından belirtilen fatura borçlarının ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine T.C. Merkezi Takip Sistemi … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu tarafça tebliğ edilen ödeme emrine karşı 26/04/2021 tarihinde yetkiye ve borca ayrı ayrı itiraz edilmiş olduğunu konu takip dosyası MTS sisteminden icra müdürlüğü dosyasına geçirilmediğini, müvekkil şirketi tarafından mobil telefon kurumsal abonelik hizmeti sağlanmış olduğunu ancak davalı tarafından hizmet bedeli ödenmediğini, devamında imzalanan sözleşmelere istinaden, uyuşmazlığın karşı tarafı olan borçlu, kullanılan kurumsal mobil telefon hattından kaynaklanan fatura borçlarını ödemediğini, davalının itirazının iptali ile takibe devam edilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça, yetki itirazı kaldırılmadan veya yetkili icra müdürlüğünde icra takibi yapılmadan itirazın iptali davası açılmış olduğunu, bu durumda, ortada geçerli ve yetkili yer icra müdürlüğünde yapılmış bir icra takibi bulunmadığını, koşulları oluşmayan icra takibine ilişkin itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini, davacı tarafından başlatılan icra takibi geçerli olmamakla ve açılan işbu itirazın iptali davası da usulden reddedilmesi gerekse de, bir an için işbu davanın sakat olmadan açıldığını varsaysak bile, görevli mahkemede açılmaması sebebiyle de dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekmekte olduğunu talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanununun 4. Maddesinde , bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. Maddesinin ikinci fıkrasında , bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. Maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. Maddesinde , “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nın 14. Maddesine göre ” bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. Maddesi hükmünce de ; iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkar, ister gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. Maddesinde de önce 17. Maddeye gönderme yapılarak , Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardar aşağıya gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. Maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
… tarih ve … sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının … ve … nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda davacı, taraflar arasında olduğu iddia edilen Mobil Telefon Kurumsal Abonelik sözleşmesinden dayalı olarak alacak talebinde bulunmuş olup dosya kapsamına, esnaf ve sanatkarlar odasından ticaret sicil müdürlüğü ve vergi dairesinin yazı cevaplarına göre davalının tacir sıfatının bulunmadığı, faaliyetinin esnaf boyutunda olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı dolayısıyla uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, görevli mahkemenin Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Dosya Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı ile gelmiş olmakla dosyanın karar kesinleştiğinde mercii tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle Usulden Reddine,
2-Davaya bakmaya Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğuna,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararı karşı görevsizlik mahiyetinde olup, verilen kararın davacı vekilince yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde dosyanın merci tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, masrafların davacı yanca karşılanmasına,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olamak üzere karar verildi. 31/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır