Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/53 Esas
KARAR NO : 2023/900
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2023
KARAR TARİHİ : 19/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili …. A.Ş.’nin yenilikçi hizmet anlayışı, yüksek kalite standartları ve tüm talepleri karşılayacak geniş ürün yelpazesi sayesinde ortak hava yolları ile birlikte, havayolu endüstrisinde uzun yıllardır referans olmuş bir ikram hizmetleri şirketi olduğunu, davalı … Taşımacılık A.Ş.’nin ise yurt içinde ve yurt dışında yolcu, yük, posta ve emtiaya ilişkin tarifeli veya tarifesiz hava taşımacılığı yapmak ve bu maksatlarla ilgili her türlü faaliyetlerde bulunmak için kurulmuş bir hava taşıyıcısı olduğunu, iş bu davanın taraflarının, tüzel kişiliği haiz ticaret şirketleri olup tacir sıfatını taşımakta olduklarını, uyuşmazlık konusunun da her iki tarafın ticari işletmeleriyle ilgili olması nedeniyle ticari dava olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davalı şirketin merkezi Bakırköy’de olup Bakırköy Adliyesinin yargı çevresinde yer almasından dolayı yetkili mahkemenin, Bakırköy mahkemeleri olduğunu, davacı müvekkili tarafından, davalıya çeşitli tarihlerde ürün tedarik etmek ve handling hizmeti sunmak suretiyle ikram hizmeti vermiş olduğunu, müvekkilinin eksiksiz olarak vermiş olduğu ikram hizmetinin karşılığında hizmet bedelini içeren faturaları davalıya iletmiş olduğunu, müvekkili tarafından iletilen faturaların ödemelerinin davalı tarafından gerçekleştirilmemiş olduğunu, müvekkili şirket ödeme konusunda defaatle davalıya elektronik postalar ile bildirimde bulunmuşsa da herhangi bir sonuç alamamış olduğunu, müvekkili şirket tarafından eksiksiz olarak verilen hizmete rağmen davalının 07.05.2019 tarihinden beri borçlarını ödemediğini, davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine müvekkili şirketin davalıya karşı 09.06.2022 tarihinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nde … E. numarasını haiz icra takibini başlatmış, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durmuş olduğunu, işbu itirazın iptali davası açılmadan önce davalı ile ortak bir noktada buluşabilmek ve yargılama sürecini uzatmamak amacıyla bütün iyi niyeti ve uzlaşmacı tutumuyla 13.07.2022 tarihinde arabulucuya başvurulmuş olduğunu, arabuluculuk aşamasının ilk toplantıda anlaşamama ile sona erdirilmiş olduğunu, davalı borçlu tarafından 07.05.2019 tarih ve 1.281,46 Euro bedelli (fatura tutarı olan 5.014,11 Euro’nun 3.732,65 Euro’luk kısmı ödenmiş olup, ödenmeyen tutar belirtilmiş), 31.05.2019 tarih ve 22,50 Euro bedelli, 07.06.2019 tarih ve 69,75 Euro bedelli, 07.07.2019 tarih ve 2.602,40 Euro bedelli, 31.08.2019 tarih ve 1.038,00 Euro bedelli, 07.10.2019 tarih ve 32,60 Euro bedelli, 14.11.2019 tarih ve 42,50 Euro bedelli, 21.11.2019 tarih ve 35,75 Euro bedelli toplam 5.124,96 TL tutarlı faturaların ödenmemiş olduğunu, davalı borçlu ödeme emrine borcu bulunmadığı gerekçesiyle itiraz etmiş olsa da söz konusu itirazın haksız ve gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin, taraflar arasındaki mal ve hizmet tedarikine istinaden Vergi Usul Kanunu m. 230’da öngörülen şekil şartlarına uygun olarak fatura düzenlemiş ve bu faturaları davalıya tebliğ etmiş olduğunu, davalının, söz konusu faturaların içeriğini, faturaları teslim almasından itibaren 8 gün içerisinde itirazda bulunmayarak kabul etmiş, hatta davalının 07.05.2019 tarihli faturanın bir kısmını ödeyerek aslında borç ilişkisini ve borcunu da ikrar etmiş olduğunu, yine sevk irsaliyelerinin incelenmesi ile müvekkil şirketin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında kendisine düşen mal ve hizmet tedariki borcunu yerine getirdiğinin, dolayısı ile fatura konusu bedellere hak kazandığının, yazılı belgeler ile sabit olduğunu, müvekkili şirketin, davalı ile aralarındaki anlaşma gereğince siparişleri davalıya teslim etmiş, sevk irsaliyelerinin de ilgili uçuş ekibi çalışanları tarafından imzalanmış olduğunu, her bir faturanın davalıya tebliğ edilmiş, davalının, her bir fatura bakımından ilgili faturayı tebliğ almasını takip eden otuz günün sonunda ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşmüş olup bu tarihten itibaren temerrüt faizi ödemesi gerektiğini, takip konusu alacağın likit olup borçlu tarafından yalnız başına faturalar ve ticari defter kayıtları ile tespit edilebilecek nitelikte olduğunu beyanla; davanın kabulüne, itirazın iptaline, itiraza uğrayan tüm alacak ve faiz yönünden takibin devamına, borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra ve inkâr tazminatına hükmedilmesine, icra takibi başlatılırken yatırılan peşin harcın mahsubuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa davaya konu takibe ilişkin veya başkaca herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın iddiasının aksine, davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir mal veya hizmet sunulmamış olduğunu, bu nedenle takibe dayanak gösterilen faturalara ilişkin olarak davacının alacaklı olduğu iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının tetkikinde de işbu durumun açıkça görülecek olduğunu, bir diğer yandan, davacı tarafından takibe konu edilen faturaların mesnedi olduğu iddia edilen, mal veya hizmetin, müvekkili şirkete sunulduğuna ilişkin olarak da dava dosyasına herhangi bir delil sunulmamış olduğunu, dolayısıyla davacının iddialarının mesnetsiz olup, ispata muhtaç olduğunu beyanla; davanın reddine, kötü niyetli davacının %20 tazminata mahkumiyetine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; taraflar arasında ticari ilişki kapsamında davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarındadır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nde … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 5.407,98 Euro üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusunun vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiği ve takibin durmuş olduğu anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, taraflar arasında ticari ilişki kapsamında davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarının tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 29/05/2023 günü saat 14:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, SMMM Mali Müşavir bilirkişi … 02/06/2023 tarihli raporunda özetle; davacı … A.Ş.’nin incelenen 2019 takvim yılına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğunu, davacı … A.Ş’nin incelenen resmi defter ve belgelerinde, davalı … A.Ş.’nin 120 Hesap Kodu ile Alıcılar hesabına hareket gördüğünün, taraflar arasında açık cari hesap ilişkisi olduğunun, 2019 yılı sonu, icra takip ve dava tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten toplam 5.124,96 EURO alacağı bulunduğunun tespit edildiğini, davalı … A.Ş.’nin ticari defterlerini incelemeye sunmadığını, davacının, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı icra dosyasında icra takibine yaptığı 5.124,96 EURO tutarın tarafına ibraz edilmiş bulunan incelemeye konu yasal defterler içerisinde kayıtlandığını ve defter, kayıt, belge ve deliller ışığında takip tarihi itibariyle alacak aslına ilişkin tutarın 5.124,96 EURO olduğunu bildirmiştir.
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf davalı ile aralarında ticari ilişki kapsamında faturalar düzenlendiği, fatura konusu hizmetlerin davalı tarafa sunulduğu, buna rağmen fatura bedellerinin ödenmediğini iddia etmekte iken davalı taraf davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın herhangi bir mal veya hizmet sunmadığını, bu nedenle borçlu olmadığını iddia ettiği görülmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’ da ticari defterlerle ispata ilişkin hükümlere yer verilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil olması” başlığı altında ticari defterlerle ispata ilişkin hükümler getirmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yargıtay uygulamasına göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi gereğince; ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delildir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2018 tarih 2018/2696E. 2018/3431K. sayılı ilamı).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Mahkememizce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 83. Maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222/3 gereğince, ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş ise de usulüne uygun ihtarata rağmen davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediği ve yerinde inceleme talep etmediği görülmektedir. Taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin kayıtları usulüne uygun olduğundan davacı lehine delil vasfı taşıdığı, bilirkişi raporuyla sabit olan 5.124,96 EURO alacağın davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer aldığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin var olduğu, davacı tarafın davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı edimlerini yerine getirdiği, davalıya yansıtılan bedellerin usulüne uygun olduğu hususlarının; davacı tarafın ticari defterler kayıtları, davalı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması nazara alınarak davacı tarafından ispat edildiğinin kabulü gerekmiştir. Buna karşılık olarak davalı tarafın takibe konu bakiye borcunu ödediğini yazılı belge ile ispat edemediği kanaatine varıldığından itirazın kısmen iptali ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar davacı taraf takip talebinde asıl alacakla birlikte işlemiş faiz talebinde bulunmuşsa da davalı borçlunun icra takibinden önce temerrüde düşürülmemiş olduğu anlaşıldığından, takip talebindeki işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Buna göre davalı borçlu tarafından fatura ve ticari defter kayıtları ile sabit olan alacağın tereddütsüz bir şekilde likit ve belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlu aleyhine kabul edilen alacak miktarı üzerinden ve alacağın yabancı para cinsinden olması sebebi ile takip tarihi itibariyle efektif satış kuru üzerinden hesaplanan asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takibinde davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 5.124,96 EURO asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-İcra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, takip tarihi itibariyle efektif satış kuru üzerinden hesaplanan asıl alacağın %20 sine tekabül eden 18.605,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 6.463,74 TL harçtan peşin alınan 1.208,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.254,84 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinden 1.478,41 TL’sinin davalıdan 81,59 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 1.388,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 3.112,00 TL yargılama giderinden kabul oranı (%94,77) ret oranı (%5,23) dikkate alınarak hesaplanan 2.949,24-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 15.139,79 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (davacı vekiline e-duruşma ortamında) kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/09/2023
Katip …
¸
Hakim …
¸