Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/508
KARAR NO : 2023/947
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2023
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkilinin çalışanı olduğunu ve ilgili dönemde işle ilgili yapılması gereken eylem ve işlemler için kendisine iş avansı verildiğini, ancak davalının üzerinde kalan ve iade etmesi gereken masrafı iade etmediğini, 20.000,00 TL bakiye mevcut olduğunu, kalan bakiye bakımından hiçbir ödemenin alınamadığını, bu sebeple alacağın tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı tarafça icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bu sebeplerle davalının malvarlıklarına ihtiyaten haciz konulmasına, davalı … icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Davacı şirkette 01.03.2010-08.11.2016 tarihleri arasında SGK güvencesi ile çalıştığını, çalışmış olduğu işyeri ile ilgili yapılması gereken işlemlerde kullanılmak üzere işin mahiyetine uygun tutarı genel müdür imza onayıyla iş avansı olarak alıp iş bitimi sonrasında harcamalara ait tüm faturaları en geç ilgili ay içerisinde muhasebe birimine teslim ederek ve varsa iş avansı bakiyesini de şirkete geri ödeyerek iş avansı hesabını, aylık düzenli şekilde kapatarak hareket ettiğini, davacı şirkette çalıştığı tüm dönemi kapsayan iş avansı hesap ekstresinde de çok açık ve net şekilde görüleceğini, davacı şirketin insan kaynakları koordinatörlüğünün, iş akdi feshedilen tüm personelden, iş çıkışının gerçekleştiği gün itibariyle üzerinde iş avansı bakiyesinin olmadığına dair genel müdür imzalı “iş avansı borcu yoktur” yazılı matbu formu teslim almadan, personelin fesih işlemlerinin gerçekleştirilmediğini, iş avansı ekstresinde de görüleceği üzere 08.11.2016 tarihinde üzerinde kalan 76,03 TL’lik iş avansını şirkete iade ederek hesabı kapattıktan sonra iş avansı borcunun bulunmadığına dair evrakı da insan kaynakları koordinatörlüğüne teslim ederek fesih işlemleri ile ilgili evrakları imzalayıp şirketle ilişiğini kestiğini, davaya konu 20.000,00 TL’nin davacı tarafından şahsına ödenme tarihinin, iş akdinin feshinden 4 ay sonraki tarih olan 28.02.2017 olması sebebiyle, tutarın iş avansı konusu ile hiçbir ilişkisi olmadığını, davacı firmanın kötü niyetli olduğunu, 8 günlük SGK primini 1 gün olarak SGK kurumuna bildirip tahakkuk ettirdiğini, böylelikle hem şahsını hem SGK kurumunu bilinçli olarak zarara uğrattığını, 7 günlük eksik yatan maaş alacağını, 1 günlük tahakkuk ettirilen maaş alacağını, ödenmeyen fazla mesai alacaklarını ve kullanmamış olduğu yıllık izin alacaklarının sadece bir kısmına istinaden tarafında 02.12.2016 tarihinde 10.512,62 TL ve 28.02.2017 tarihinde 20.000,00 TL kısmi ödemeler yapıldığını, bu sebeplerle haksız başlatılan icra takibinin iptaline, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılacağının düzenlendiği, 7036 sayılı yasanın, 6102 sayılı TTK’dan sonra yürürlüğe girmiş olmakla TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirdirdiği, özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımının yapılmadığı, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceğinin belirtildiği (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2021/271 Esas 2021/758 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinini 2021/1056 Esas 2021/981 Karar, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/3076 Esas 2021/9789 Karar sayılı ilamları), eldeki davanın 7036 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 31/05/2021 tarihinde açılmış olduğu nazara alındığında 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, buna göre somut olayda dava davalının, davacının çalışanı olduğunu ve ilgili dönemde işle ilgili yapılması gereken eylem ve işlemler için kendisine iş avansı verildiğini, ancak davalının üzerinde kalan ve iade etmesi gereken masrafı iade edilmediği iddiasına dayalı itirazın iptali talepli dava olduğu iddiaların çözümünde Mahkememizin görevli olmadığı, uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılmakla göreve ilişkin usul kurallarının dava şartı olduğu ve dava şartlarının da kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle resen dikkate alınacak hususlardan olduğu, dava şartlarının mevcut olup olmadığı da HMK 115/1 maddesi uyarınca Mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı dikkate alındığında tespit edilen dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi mümkün olmadığından yapılan yargılama, inceleme ve değerlendirme neticesinde Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK’nun 114/1-c, 115 maddeleri gereğince davanın, dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine dair karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy İş Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzlerine karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/09/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır