Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/405
KARAR NO : 2023/414
DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 26/04/2023
KARAR TARİHİ : 27/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 02/05/2023
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 19/01/2014 tarihinde … Konut Satım Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında müvekkilinin taşınmaz satın aldığının, müvekkilinin satış bedelini davalıya sözleşmenin yapıldığı 19/01/2014 tarihinde 10.244,00 TL peşinat ödediğini ve devamında nakden ve defaaten 31/01/2014 tarihinden 08/01/2017 tarihine kadar aylık 10.255,00 TL ödeyerek 3 yıl boyunca düzenli olarak yapmış olduğu ve toplam 379.435,00 TL olarak ödediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında işbu taşınmazın satış bedeli müvekkilin tarafından ödenmiş olup, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki tüm edimlerine yerine getirdiğini, müvekkilinin davalıya bu bağımsız bölümün satışına dair sözleşme ile ilgili bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin konut satım bedelini 08/01/2017 tarihli son ödemesi ile tamamen ifa ettiğini, davalı şirket devam eden süreçte bedeli tam ve eksiksiz olarak ödenen taşınmazın tapuda devrini müvekkile vermediği gibi söz konusu taşınmaz üzerinde de sayısı günden güne artan haciz ve ipoteklerin oluşmasına sebebiyet verdiğini, söz konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilip takyidatsız olarak müvekkili adına kayıt ve tescil yapılması için Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin … E sayılı dosyasında dava açıldığını ve anılan davanın halen derdest olduğunu, müvekkilinin davalı şirketten olan toplam 1.500,000 TL alacağı için Bakırköy iflas Müd.nün … iflas sayılı dosyasına talepte bulunulduğunu, söz konusu talebin kaydın sıra cetvelinde ihtilaflı olarak belirtilmesine, İİK m. 206 gereğince 4. Sıraya alınmasına şeklinde karar verildiğini beyanla Bakırköy … iflas Müd.nün … İflas dosyasında 12/04/2023 tarihinde tebliğ edilen sıra cetvelinin 485 kayıt numaralı, müvekkilinin müflis şirketten olan 1.500.000 TL alacağının ihtilaflı olarak 4. Sıraya kaydedilmesine ilişkin kararın kaldırılarak öncelikle İstanbul ili, … ilçesi, … Mah. … Ada, … Parsel, … Blok 16.Kat 306 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki istihkak talebinin saklı tutularak, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kayıt ve şartıyla şimdilik 1.500.000,00 TL alacağın tamamının tam ve eksiksiz olarak sıra cetveline kaydedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İflasın derdest davalara etkisi İcra ve İflas Kanunu’nun 194’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre:
“Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir.”
Bu ilkeler ve yasal düzenlemelerin bir arada değerlendirilmesinden ortaya çıkan sonuç şudur: Derdest bir alacak (veya itirazın iptali) davası bulunan alacaklı davalının iflası üzerine (alacağını masaya yazdırmak zorunda olmaksızın) davasına devam edebilir ve dilerse alacağının masaya kaydı için de başvurabilir. Davacının masaya başvurması başlı başına davayı konusuz bırakmaz; bu alacağın ancak nizasız olarak masaya kaydıyla mümkündür.
Davacı davasına devam etmek istiyorsa mahkeme yargılamayı ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonrasına kadar ertelemelidir. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 224’üncü maddesinde birinci alacaklılar toplanmasının görevleri arasında “muallak davalar” hakkında acele karar verilmesi de sayılmıştır. Esasen derdest davaların ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonrasına kadar duracağına dair yasal düzenleme ile (İİK.m.194/I) masa tarafından neticelendirilmesine lüzum görülmeyen iddiaların ve bu arada müflisin davacısı olduğu derdest davaların takibinin, ikinci alacaklılar toplanmasında hakkı isteyen alacaklıya devrolunmasına dair düzenleme (İİK.m.245) birlikte değerlendirildiğinde, anılan davaların olduğu gibi devam edeceğinin yani sıra cetveline itiraza dönüşmeyeceği hususunun yasa koyucu tarafından da benimsendiği anlaşılmaktadır. Bu düzenlemenin maksadı şudur: İkinci alacaklılar toplanması derdest davanın haklı olduğunu ve daha fazla gidere sebebiyet verilmemesi için bunun cetvele kabulüne karar verebilir. Beklemenin amacı da bu iradenin ne şekilde oluştuğunun görülmesidir.
Alacaklı eğer alacağını masaya yazdırmak için iflas idaresine başvurmuşsa iflas idaresi bu alacak hakkında red kararı vermeyip, bunu masaya “nizalı alacak” olarak kaydetmelidir zira ortada zaten derdest bir dava bulunmaktadır ve müflisin yerine iflas idaresince takip edilecek bu dava sonucunda verilecek karar doğrudan masaya etki edecektir. Davanın kabulü halinde niza kaydı silinecek ve bu tutar masaya kabul edilmiş olacak, davanın reddi halinde ise alacak tamamıyla sıra cetvelinden çıkartılacaktır. Bu çerçevede varılan sonuç iflas tarihinde derdest bulunan ve konusu masayı ilgilendiren bir mal ya da hak olan davaların aynen (=tür değiştirmeksizin) devam edeceğidir.
Bu noktada derdest davanın sıra cetveline itiraz davasına dönüşeceği ve dönüşmeyeceği olasılıkları çerçevesinde yapılacak yargılama ve davanın sonunda verilecek hükmün niteliği ile bunun masaya ne şekilde kaydedileceği üzerinde de durulmalıdır.
Konusu para alacağı olan derdest davaların sıra cetveline itiraz davasına dönüşeceği kabul edildiğinde ortaya çıkan ilk sorun mahkemenin görevi noktasında olacaktır. Sıra cetveline itiraz davalarında görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi iken dava diğer mahkemelerde görülürken davalının iflası halinde söz gelimi sulh hukuk ya da tüketici mahkemesi görevsizlik kararı veremeyecektir.
Ortada derdest bir alacak davası varken borçlu iflas ettiğinde alacaklı masaya başvurmuş ve iflas idaresi alacağı nizalı yazmak yerine reddetmişse bu noktada alacaklı yeni bir sıra cetveline itiraz davası açmak durumunda değildir. Zira iflas idaresi yeni bir hasım olmayıp, iflas masasının yasal temsilcisi olması sıfatıyla davacının karşısında konumlanmıştır. Geniş haklar bahşeden bir alacak davası varken, aynı hukuki sebebe ve aynı konuya dayalı açılacak ve aslında daha az hak bahşeden sıra cetveline itiraz davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesi, 22/03/2023 tarih, 2023/604 Esas, 2023/546 Karar; Yargıtay 23.Hukuk Dairesi, 07/03/2019 tarih, 2016/3076 Esas, 2019/918 Karar)
Davacı taraf, …. Tüketici Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına konu edilen talep yönünden de işbu davayı açtığı, devam eden dava dosyası mevcut iken aynı alacağın bu kez de sıra cetveline itiraz davasına konu edilemeyeceği, davacı tarafın bu talepleri yönünden hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi 27/04/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır